Tutuklu sanık: Bizim gözümüzde suçsuz

Suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan ile bu suç örgütüne mensup olmakla suçlanan 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki salonda görülen duruşmaya sanıklar ve avukatları katıldı. Duruşma başında mahkeme başkanı tutuklu sanıklardan Tansel Aktan'ın geçtiğimiz hafta yaptığı savunmasının ardından sosyal medya hesabının incelendiğini belirtti. Daha sonra Aktan'ın Tiktok isimli sosyal medya sayfasından yaptığı bazı paylaşımların videosu duruşma salonundaki ekrandan izletildi.

Aktan'ın bu videolarda, "Saat 14 bin dolar, tişört 1800 TL, pantolon 1800 TL, tesbih altınıyla beraber 7-8 bin TL civarında" dediği görüldü. Mahkeme başkanı, "Bu videoyla ilgili mesajlarda soru soruluyor sana. Orada 'sahip olduğum her şey Ayhan abinin sayesinde Allah başımızdan eksik etmesin' diyorsun." demesi üzerine Aktan, "Bu tiktok videosu. Video gırgır, şamata videosu. Zaten videoda gülücükler var. Şaka amaçlı bir video." şeklinde konuştu.

'ONUN YOLUNDAN YÜRÜYECEĞİM'

Başka bir videonun izletilmesinin ardından mahkeme başkanı, "Adamın (Bora Kaplan) izinden yürüyeceğim diyorsun. Bu bağlılığın sebebi nedir?" diye sordu. Aktan ise bu soruya karşılık, "Bora Kaplan Organize Suçlarla Şube Müdürlüğünün gözü önünde suçludur. Bora Kaplan bizim gözümüzde suçlu değildir. Tabiki ticaret konusunda onun yolundan yürüyeceğim." cevabını verdi.

'İFADEMİ ALAN POLİS ARKADA OTURUYOR'

Duruşmada tutuklu sanıklardan Sercan Keleş de savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Keleş şunları söyledi:

"İfademi alan polis arkada oturuyor. Biraz merhameti varsa 'ben senin ifadeni okutturdum' desin. İfadem okutturulmadı. Olay günü Tunalı'da kumarhanede oturuyorduk. Muhammet Kaplan ile Semih Arslan telaşlı şekilde geldi. 'Albüm barda sıkıntı olduğunu, gelen müşterilerden birinin sıkıntılı olduğunu, daha sonra başka yerde karşılaştıklarını ve ayağına sıktıklarını' söyledi. Ardından arabamı isteyip yanımdan gittiler. Semih Arslan beni aradı, başka bir yere geçeceklerini, benim arabamı da bıraktıklarını söyledi."

'ARKADAŞLIK BİR YERE KADAR'

"Ertesi gün akşam yabancı bir numaradan Semih Arslan aradı. Keçiören'de olduklarını söyleyip yanına çağırdı." diyen Keleş şöyle devam etti:

"Gittiğimde Muhammet Kaplan ile Semih Arslan karşıladı beni. Eve çıktık. Oturduk, sohbet ettik. Biraz esrar içtik. Muhammet ile Semih'in suratları düşüktü. Ertesi gün oldu. Kahvaltı yaptık. Semih, 'dün vurduğumuz adam ölmüş' dedi. Bu olayı öğrendikten sonra benim de modum düştü. O günü de yine esrar içerek geçirdik. Onlarla diyalog içinde değildim. Ertesi gün bunlar teslim olmaya karar verdiklerini söyledi. Ben de içimden sevindim. Çünkü arkadaşlık bir yere kadar. Bunlar birisini vurmuşlar, daha sonra adam ölmüş."

'BİZ SEMİH'İ ÖLDÜRMEDİK'

Ölüm olayı nedeniyle Muhammet Kaplan'ın teslim olduğunu aktaran Keleş şöyle devam etti:

"Sabah diğer arkadaş da teslim olacaktı. Ben içeride esrar içtim. Kanepenin üstünde uyuya kalmışım. Gece 2-3 gibi uyandım. Bir şeyler yedim. Semih'i görünce 'sen geceden beri oturuyor musun?' Kardeşim cezaevi senin düşündüğün gibi bir yer değil' dedim. Son konuşmamız bu oldu. Sabah Gökhan Çanga beni uyandırdı, 'Semih kendisini atmış' dedi. Gökhan ile birlikte dışarı çıktık. Bu adamı öldürsek niye 112'yi arayalım? Semih bizim kardeşimiz. Bora Kaplan istedi diye biz Semih'i aşağıya atmışız. Biz o kadar namussuz insanlar mıyız? Emniyette Semih'in intihar olayında cinayetle suçladığımı gördüm. Biz Semih'i öldürmedik."