'Tuvalet devrimi' Çin’i değiştiriyor
'Tuvalet devrimi' deyip geçmeyin. Hele Çin gibi hızlı kentleşen, Batı'nın 300 yılda geldiği aşamayı 70 yılda tamamlamak zorunda kalan bir ülkede... Aşağıda okuyacaksınız, her iş gibi tuvalet meselesi de büyük bir ciddiyetle ele alınıyor Çin'de. Türlü tuvalet sisteminin çevre üzerindeki etkisi hesaba katılıyor. Sistem geliştirilirken yaşlılar, alışkanlıklar göz ardı edilmiyor.
19 Kasım Dünya Tuvalet Günü. Birleşmiş Milletler (BM) 2013 yılında güvenli içme suyu ve temel sanitasyon tesislerinin inşasını teşvik etmek, tüm insanların hıfzıssıhha hizmetlerinden yararlanması ve hijyenik koşullarda yaşaması gerektiği konusunda farkındalığı artırmak amacıyla 19 Kasım’ı Dünya Tuvalet Günü olarak belirledi.
Çin’deki “tuvalet devrimi” Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) 1949 yılında kurulmasının hemen ardından ülke genelinde başlatıldı. İlk dönemde tuvalet ıslah çalışmaları “büyük devletin imaj projesi” olarak adlandırılıyordu.
Önceki yıllarda gerçekleştirilen “insan gübresi yönetimi, tuvalet ıslahı” çalışmalarından farklı olarak, Çin Komünist Partisi (ÇKP) 18. Ulusal Kongresi’nin düzenlendiği Kasım 2012’den sonra, Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in liderliğinde başlatılan yeni “tuvalet devrimi”, “sağlıklı Çin” ve “güzel Çin” kampanyalarını yansıtmaya başladı. 2018 yılının başından itibaren, 22 mimar ve mimarlık ofisi deneysel tasarımlar yaptı. 30’dan fazla tuvalet projesi, “tuvalet devrimine” modern tasarımın katılmasıyla, kentsel ve kırsal ortamların iyileştirilmesine ve toplumun ihtiyaçlarına çözümler sunuyor. İyi “tasarlanmış” bu umumi tuvaletler, kamu mekanı olmasına rağmen estetik bir görünüm ve konfor sunabiliyor.
Çin tuvaletleri değiştirirken, “tuvalet devrimi” de Çin’i değiştiriyor.
İŞLEK CADDEDE DAĞ ORMANI
Kırsal kesimlerdeki uygulamalardan farklı olarak, kentteki umumi tuvalet tasarımında öncelikle çağdaş kentte alanların dış görünüşü açısından çeşitlilik ve karmaşıklık gibi özelliklere özen gösterilmelidir. Yapılar ve mekanlar böyle bir ortamda bulunduğunda, mimarların karşı karşıya bulunduğu çevre koşulları ikiye ayrılabilir:
Birincisi kentteki yapay ortamdır. Bu, birbirleriyle iç içe giren yollar ağı ve binalardan oluşur. Örneğin mimar Ge Ming’in tasarımını üstlendiği bir proje, 3 tarafı binalarla kapatılan dar bir alanda yer alıyor, etraftaki bloklar bitişik halde. Bu nedenle Ge Ming, burada sakin bir mekan yaratmaya karar verdi. Böyle bir ortam, tuvaleti kullananlara daha iyi hizmet verebilir. Mimarın Çin klasik resim sanatından ilham alıp, bina ile bitkiler arasında kurduğu çizgi çizme tarzındaki ilişkiler, bu tuvaleti işlek caddede bir dağ ormanına dönüştürmüştür.
İkincisi kentteki doğal çevredir. Bu, kent parkları ve sulak alan gibi yerleri kapsıyor. Bu mekanlar, kamu tuvaletlerinin konulduğu esas alandır. Mimar Li Xinggang, Binshui (Su Kıyısı) Parkı’ndaki tuvaleti, yere sürünen bir yürüyüş yolu ve uzaklara bakabilen bir platformu barındıran ve dahası kentin bir manzarası haline gelen bir bina kompleksi olarak tasarladı.
NEHİR MANZARALI
Atelier Deshaus adlı mimarlık ofisi, bir höyükten yer altına dört ayrı platform kazdı, yapıların karşı karşıya bulunduğu yanal kuvvet, toprağın kuvvetiyle dengelendi, böylece ince direkler ve içine yerleştirilen dört duvar parçasıyla çok geniş çatılar desteklenebildi. Birbirinden ayrı olan çatılar arasında ise yukarıdan aşağıya yağdırılan güneş ışınları, yağmur damlaları, çiyler ve yukarıya uzanan ağaç dalları ve yapraklar... Hem görsel efektleri hem yapısı açısından tuvalet bina kompleksi ideal yerlileşme ve yerelleşme sonucuna ulaşmıştır.
Chen Lichao’nun tasarladığı tuvaletin bulunduğu nehir kıyısında iki metre nispi irtifa söz konusu. Mimar Chen, geleneksel kaplı köprüden ilham alarak, öndökümlü beton parçaları kullanıp çıkma kirişler yaptı ve tuvaleti nehir kıyısı üstünde çıkma şeklindeki ve manzaralara bakan bir koridora dönüştürdü. Koridorun bir ucunda çerçevelenmiş kent manzarası insanların dikkatini çekiyor; öbür ucunda kent sakinleri çatı katına çıkıp Qu Nehri’nin manzaralarını izleyebiliyor.
YEPYENİ BİR ÇAĞRIŞIMLA...
Umumi tuvaleti kentin bir manzarası olarak algılamak etkili bir tasarım yöntemidir, ancak tuvaletin yarattığı olumsuz etki tüm ortamlarda hoş bir manzara haline dönüştürülemez. Mimar Zhuang Shen, kullanıcıların doğal olarak tuvalet tesislerini reddetme psikolojisini keskin bir şekilde fark etti ve tuvalet tasarımında “ayırma” yöntemine başvurdu. Zhuang Shen, bir umumi tuvaletin "kente bakan kısmı” ve insanın kullanımına yönelik “iç kısmı” dahil iki kısımdan oluşması gerektiğini ileri sürdü. Zhuang’a göre, yeni tip birleşim, tuvaletin çevreye yaratabileceği olumsuz etkiden kaçınarak, kent alanlarının bir parçası haline getirilmelidir.
Zhuang Shen kendi tasarımını “arka tarafı olmayan” ve “sadece iç kısmı içeren” bir plan olarak tarif ediyor. Tuvaletin "dışı" olan sundurma, vatandaşlara bekleme, şarj etme, danışmanlık ve otomatik satış gibi gerekli hizmetleri sağlayan akıllı bir şehir istasyonudur. Sundurmanın arkasındaki tuvalet kısmında ise ışık geçiren çatı penceresi, egzoz kanalları ve klima sisteminin entegrasyon içinde değerlendirilmesiyle, kullanıcılara konforlu ve temiz bir deneyim veriliyor.
İÇİ BAŞKA DIŞI BAŞKA
Mimar Zhang Bin’in tasarımı da insan akışının yönetimi bakımından “dış kısım” ve “iç kısım” arasındaki ayrıma dikkat çekiyor. Turistler, göl kıyısındaki gezinti yolu boyunca uzanan yarım küre şeklindeki binaya geldiğinde, bir kısmı tuvalet kullanmaya gidiyor, çoğu ise dairesel seyir alanında toplanıp bir süre kalıyor. Eğimli duvarın tamamen iki alanı ayırması nedeniyle, burada dinlenen turistler, normalde umumi tuvaletin getirebileceği rahatsızlığı hissetmiyor.
Mimar Zhang Lei’nin karşı karşıya bulunduğu mekan ise, kentin geliştirilmesi beklenen bir parça tarım arazisiydi, arazinin etrafındaki inşaat yoğunluğu nispeten düşük, yerleşim siteleri ve taşınması beklenen köyler arazi etrafına yayılıyor. Daha önceki umumi tuvalet tuğlalarla inşa edilen tipik tek katlı binaydı, içindeki sanitasyon durumu da nispeten kötüydü. Çevresinde hiç bina ve ağaç bulunmadığı için, mimar yeni tuvalet mekanını soyut bir bütünlük olarak tasarladı. Böylece dış görünüş bakımından eski umumi tuvaletin yolculara getirebileceği olumsuz çağrışımları ortadan kaldırdı. Yeni tuvalet, dört adet heykelsi kapalı blokla birbirine bağlanmıştır ve kullanıcıların mahremiyetini büyük ölçüde sağlamak için yalnızca bel hizasında yatay olarak uzun bir pencereye sahiptir.
YENİ MALZEMELER
Kentteki farklı ortamlara uyum sağlamaktan başka, bir umumi tuvaletin esas fonksiyonları kent sakinlerinin günlük yaşamlarıyla daha doğrudan ilişkilidir. Fonksiyonların yan yana konulması bir tampon rolü oynuyor, tuvaletin olumsuz etkisi azaltılıyor, ayrıca sakinlere daha renkli etkinlik alanı sağlanıyor.
ARCHINA adlı mimarlık ofisinin tasarladığı “Qiao Qiao Ting” (Tahterevalli Pavyonu) adlı umumi tuvalet, kent sakinlerine “sıradışı mekan içinde günlük deneyim” sunuyor. Tuvaletin kopyalanıp büyütülmüş bir tahterevalli şeklindeki esas yapısında tuvalet kısmı ve “özgür mekan”, yapının iki yanında kurulmuştur. “Özgür mekan” adındaki alan, ARCHINA’nın kentteki farklı atomesferlere uyum sağlamak amacıyla yaratmaya çalıştığı bir mekan tipidir. Bu tip esnek bir yapı sistemi ve ucuz yapı malzemeleri ile garanti edilir ve parklar, okullar ve marketler gibi farklı yerlerde bilet gişesi, oyunlar ve satıcılar gibi farklı işlevlere uyarlanabilir.
MALZEME DE ÖNEMLİ
Şehirdeki altyapı tesisleri olarak umumi tuvaletlerin hızlı, güvenli ve ekonomik bir şekilde nasıl inşa edileceği konusu mimarların yüzleşmesi gereken büyük bir zorluktur. Çoğu mimarın tasarımlarında, metal oluklu mukavva, PC aydınlatma panosu ve prekast beton gibi sanayileşmiş malzemeler, düşük fiyatları, istikrarlı performansları ve uygun yapıları nedeniyle umumi tuvaletler için ana malzemeler haline gelmiştir.
Elbette, ucuz malzemeler ve esnek yapılar, olgun bir bina sistemi ile birleştirilebilirse, kentleşmeyi hızlandırma sürecinde, umumi tuvaletlerde daha yaygın olarak kullanılabilir.
“Tuvalet devrimine” tasarımın katılması, sadece kentin inşaat faaliyetlerine göz alıcı bir ilham sağlamakla kalmayıp, daha da önemlisi çağdaş Çin’in kentleşme sürecinde ürün, hizmet ve sistemleri entegre eden bir inovasyon anlayışı sunmaktadır. Böylece toplum, ekolojik çevre ile tasarımın sürdürülebilir gelişmesi gerçekleşme imkanı buluyor.
“Tuvalet devrimi” insanın medeni alışkanlığında değişiklik yaratmanın yanı sıra, insan sağlığı, toplum ve ekolojik çevre konularında pozitif etkiler yaratarak ekonomik çıktılar getirmektedir. Dahası, kentsel ve kırsal entegrasyonun gelişimine canlılık kazandırmaktadır.