FGM Yapı işçileri: ‘can güvenliğimiz hiçe sayıldı, ödemeler yapılmadı’ İnşaat işçileri hak arayışı için eylemde

FGM Yapı şantiyesinde çalışan işçilerin haklarının gasbedildiğini belirten Yapı Yol-İş Sendikası, anlaşılamadığı için 4 Ocak’tan itibaren eylem sürecine devam kararı alındığını duyurdu. Süreci Aydınlık’a değerlendiren Yapı Yol-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı İstanbul Temsilcisi Ergül Çiçekler, “2 defa görüşmeye oturduk ama sonuca ulaşamadık.” ifadelerini kullandı.

İşçiler 2 aydır ödemelerini alamıyor. Aynı zamanda 26 Aralık’ta yaşanılan yangında tüm kişisel eşyalarını kaybettiler. İstanbul, Tuzla’da önceki gün FGM Yapı şantiyesi önünden seslenen işçiler, “Can güvenliğimiz bile yok.” diyerek ödemelerin yapılmasını istedi.

‘YARALI İŞÇİ ÇALIŞMAYA ZORLANDI’

Yangın sırasında bir işçinin ayağının yandığını ve ayağından kan, sıvı gelirken çalıştırılmaya zorlandığını söyleyen Çiçekler, insanlık dışı şartları şöyle anlattı:

“Görüşmelerde bir sonuca ulaşamadık. 26 Aralık’ta bir yangın oluyor ve iki tane konteyner yanıyor. Gündüz oluyor, gece olsa daha büyük bir felaket olur. Plastik konteyner üste üste konulmuş. Çıkılan yere de tahta merdiven uzatmışlar. Bir işçiyi zor kurtarıyorlar. O işçiye kaza raporu aldırtmamışlar. Hastaneye gidince 15 gün rapor veriliyor. İş yerinde olduğu not ediliyor.

"Böyle durumlarda polis gelir, rapor üzerine kanuni bir gereklilik düzenlenir. Ama bunlar düzenlenmemiş. Hastaneye götürülmemiş. Elbiselerini, telefonlarını, paralarını, tüm kişisel eşyalarını kaybettiler. Gerek geçmişten kalan alacakları gerekse yangında kaybettikleri karşılanmadı. Ayağından kanlar, sıvılar geldiği halde ‘Öğlene kadar çalış seni hastaneye götüreceğiz.’ dediler. Yaralı işçi insanlık dışı koşullarda çalıştı.

‘YANAN EŞYALARIN PARASINI FAZLA BULDULAR’

“İnşaat işçileri şöyledir; memleketlerinden çıkar gelirler. Burada evleri yoktur. Tüm eşyaları bir çantanın içindedir. Genelde iki telefon kullanırlar, biri kötü bir telefondur. Düşme, kırılma ihtimali vardır. İyi telefonlarını, değerli eşyalarını barakalarında tutarlar. Akşama kadar çimentonun içindeler. Her şeyleri yanmış. Sanki işçinin iyi şeyler giyinmeye, kullanmaya hakkı yokmuş gibi davrandılar. İşçilerin çıkardığı listeyi abartılı buldular.

"3 pantolonun parası 2 bin yazıyor. Şirket ‘Bu kadar etmez.’ diyor. İşçi çok ucuz giyinmek, her şeyin en kötüsünü kullanmak zorunda gibi. Yanan telefonların kanıtlarını gösterdikleri halde ‘Nereden bilelim gerçek olduğunu?’ şeklinde bahaneler sunuluyor. Komik rakamlar söylüyorlar. ‘Biz onları mağdur etmedik.’ diyorlar. Yanan işçiyi çalıştırmış bir şirketin bu davranışları şaşırtmıyor.

‘YANGIN TÜPÜ DE YOKTU’

“Yangın olduğundan, bundan şirket sorumludur. 2 defa görüşmeye oturduk sonuca ulaşamadık. Barakalar var ama bir tane yangın tüpü yok. Isıtma yok, elektrik sobalarıyla çalışılıyor. Merdivenler tahta, konteynerler plastik. Bir tane baret yok. Buraya saray gibi siteler yapılıyor, uzaktan baktığınızda dört dörtlük görülüyor ama çalışan işçilerin can güvenliği yok.

"Emek verdiler, çalıştılar ama paralarını da alamadılar. Her şey görmezden gelinerek açık bir suç işleniyor. Yemekler çok kötü. 4 kişilik barakalarda 8-10 kişi kalıyor. İşçiler burayı her şeye rağmen terk etmedi. Burada direniyorlar. Onlar istediği sürece yanlarında olmaya devam edeceğiz.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ ALINSIN ÖDEMELER YAPILSIN

“Bizim iki önceliğimiz var: İlk olarak, güvenlik tedbirleri alınsın. Devletin görevli mercileri burada bir inceleme başlatsın. İkinci olarak işçilerin hakları derhal ödensin. Kayıpları tanzim edilsin. Ayağı yaralı insanı şantiyede çalıştırmak mağduriyet gidermek değil sömürüdür. İnsanlar evlerine ekmek götürmek zorunda biz diyaloğa açığız. Bu diyaloğa davet ediyoruz. Aksi halde eyleme devam edeceğiz.“