TZOB Başkanı Bayraktar: Gıdada aşırı fiyat artışları Türkiye’ye yakışmıyor
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıdadaki fiyat artışları için ‘Tarımsal potansiyeli yüksek bir Türkiye’ye yakışmıyor.’ dedi. Gıda ürünleri, tarladan sofraya ulaşırken çiftçi pazarlama zincirinde yer almıyor. Sorunun kaynağı tarımın yapısal örgütlenmesinde
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Bu yıl Dünya Gıda Gününün, “Her yerde her insanın düzenli olarak ve yeteri kadar, besleyici gıdaya erişmesini sağlamak gerek” vurgusuyla, “Geride kimseyi bırakma” temasıyla kutlandığına dikkat çeken Bayraktar şu ifadeleri kullandı: “FAO’ya göre daha iyi bir dünya yolunda mesafe alınmasına rağmen pek çok kişi bu iyilikten yaralanamıyor. Dünyada gıda arzı yeterliyken milyonlarca insan sağlıklı gıdaya ulaşamıyor, yetersiz besleniyor ve gıda güvensizliği riskine maruz kalıyor. Dünyada fakir insanların yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşıyor ve geçimlerini tarımdan sağlıyor. Bu kesimler doğa veya insan tarafından meydana getirilen olumsuzluklardan daha çok etkileniyor. FAO verilerine göre 2021 yılında 828 milyon insan yetersiz beslenmiş ve açlık yaşamıştır. Yine 2021’de dünyada yaklaşık 2,3 milyar insan yani dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u orta veya ciddi düzeyde gıda güvensizliği yaşamıştır.”
TARIM ÜRÜNLERİ FİYATLARI ARTABİLİR
Günümüzde gıda yardımına ihtiyaç duyan ülke sayısının arttığını belirten Bayraktar’ın açıklaması şöyle: “FAO’nun gıda üretimine ilişkin raporunda, dışarıdan gıda yardımına ihtiyaç duyan ülke sayısının 45’e yükseldiği belirtiliyor. Pandemi süreciyle başlayan gıda fiyatlarındaki artışlar, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte artarak devam etti. Rusya-Ukrayna savaşının etkilediği ekonomik krizin, Tahıl Koridoru Anlaşması ve diğer ülkelerin gayretleriyle azaltılması öngörülüyor. Fakat FAO’nun açıkladığı Dünya Gıda Endeksi verilerine göre aylık bazda son dönemde azalma söz konusu olsa da, uluslararası piyasalarda özellikle doğal gaz ve petrol gibi ham madde ve tarım ürünleri fiyatlarının artabileceği görülüyor. Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız.”
GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ
Gıda enflasyonunu düşürebilmek için yapılması gerekenlerin belli olduğunu belirten Bayraktar önerilerde bulundu: “Tarım sektörüne özen göstererek, stratejik sıfatını ön plana çıkaracak çalışmalar yapmalıyız. Son aylarda gıda enflasyonuna sebep olan en önemli etkenlerden birisi olarak tarım üretici fiyat endeksinde aşırı artışlar ön plana çıkıyor. Bu durum, tarımsal üretimdeki maliyet yüksekliğinin neticesidir. Yurtdışına büyük oranda bağımlı olduğumuz, mazot, gübre, zirai ilaç ve yem gibi girdiler tarımsal üretimde en önemli maliyet unsurlarıdır. 2022 yılıyla birlikte döviz kurlarındaki önemli artışlar bu maliyetleri de artırdı. Bu maliyet unsurlarının yanında sulama ve sulamada kullanılan elektrik fiyatlarındaki artışlar da maliyetlerin önemli bir ölçüde artmasına sebep oldu. Girdi fiyatlarında düşüş sağlanmadan üretici fiyatlarında düşüş sağlanması mümkün değildir. Girdilerin üreticilerimize makul fiyatlardan temin edilmesi tüketiciye yansıyarak gıda enflasyonun azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır.”
YAĞMUR SUYU TOPLANMALI
“Gıdaya ulaşmanın, açlığı yok etmenin oldukça önemli olduğu günümüzde, gıda israfına son vermek gerekiyor.” diyen Bayraktar şunları söyledi:
“Birleşmiş Miletler Çevre Programı (UNEP) tarafından hazırlanan Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre, Dünya’da üretilen gıdanın üçte biri, israf ediliyor veya kayboluyor.
Gıda güvenliğini sağlamada kayıp ve israfın azaltılması da en az verimlilik kadar önemlidir. Büyük emek ve kaynak harcanarak üretilen her ürünün bir gramı dahi ziyan edilmeyecek kadar değerlidir. Türkiye, Akdeniz çanağında küresel ısınmadan en kötü etkilenen ülkelerin başında geliyor. Önlem alınmazsa Türkiye’nin su kaynakları hızla kuruyacak, gıda güvenliği tehlikeye girecek, insanlarımızın gıdaya ulaşması zorlaşacaktır. Sadece son 10 yılda su kullanımı üçte bir oranında arttı. Su yönetimi politikaları hızla hayata geçmeli ve mevcut sistem değiştirilmelidir. Acil olarak açık sistemlerden kapalı sulama sistemlerine geçilmeli, daha az su isteyen kurak bölgelerin ekolojisine uygun ürünlerin yetiştirilmesi teşvik edilmelidir. Yağmur suyunun toplanması ve gri suyun stratejik olarak yeniden kullanılması su tüketimini azaltacaktır.”
‘TARIM SEKTÖRÜNE GEREKLİ YATIRIMLAR YAPILMALI’
“Tarım ve gıda ürünlerinin tarladan sofraya ulaşmasındaki maliyet artışında, çiftçinin ürettiğini pazarlamada yeterince yer alamaması tarımın yapısal sorunlarından birisi olan örgütlenme ile ilgilidir.” ifadesini de kullanan Bayraktar açıklamasını şöyle tamamladı:
“Tarım sektörü olmadan sofralarımızda üç öğün tükettiğimiz gıdayı üretemeyiz. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkanların bu şartlarda sunulması gerekiyor. Tarım sektörünün sorunları çözülmeli, gerekli yatırımlar yapılmalı ve desteklenmelidir.”