Uçak gemileri batırılabilir mi?
Bu sorunun yanıtını bulmak için 19 Nisan 2005'te emekliye ayrılmış olan USS America gemisi, gelecekteki uçak gemilerinin tasarımına yardımcı olmak amacıyla dört hafta boyunca bombalandı...
Uçak gemisi, tam boy bir uçuş güvertesi ve uçağın taşınması, devreye alınması, konuşlandırılması ve kurtarılması gibi olanaklarla donatılmış bir çeşit savaş gemisidir. Bunlara “hattıharp” gemisi denilir. Donanmanın en önemli bileşenidir. Dünyada stratejik etki yaratabilen silahlar kategorisindedir. Görevi “power projection”, yani güç yansıtmadır. Yerel bir limana bağlı olmadan dünyanın herhangi bir yerinde açık deniz hava üssü olarak konumlandırılır. Nükleer tahrikle çalışanları, onlarca yıl boyunca yakıt ikmaline ihtiyaç duymadan seyir yapabilir. En küçüğü 6 uçak taşıyabilen Tayland Donanmasına bağlı “Chakri Naruebet”, en büyüğü 90 uçaklı ABD Donanmasına bağlı “USS Gerald R.Ford”dur. Çoğunlukla tek değil, görev grubu olarak dolaşırlar. Uçak gemilerinin koruması da yanındaki bu sualtı ve su üstü unsurları tarafından yapılır.
İLK KEZ BİR TÜRK BATIRDI
İşte bu stratejik platformlar, tarihte pek çok kez denizlerin dibini boylamıştır.
İlk defa bir uçak gemisini batıran kişi Türk Topçu Mustafa Ertuğrul Aker'dir. I. Dünya Savaşı'nın en sıcak günlerinde, İngiliz Kraliyet Donanması'na bağlı HMS Ben-My-Chree adlı deniz uçağı gemisi Meis Adası'na demirlemiş, Aker de 7,7'lik Dağ Topu ile Kaş'tan atış yaparak gemiyi batırmayı başarmıştır. Bu olay, deniz harp tarihinde bir uçak gemisinin batırıldığı ilk olaydır. Daha sonra Mondros Mütarekesi gereğince işgal edilen Anadolu topraklarındaki tüm silah ve cephaneye el konulmuş, ancak HMS Ben-My-Chree’nin komutanı Charles Rumney Samson, “Gösterdiği kahramanlıktan dolayı bu batarya toplarının kamalarını sökmek askeri şerefe aykırıdır.” diyerek Aker'in bataryasına dokunmamıştır.
Takip eden yıllarda da çeşitli uçak gemilerinin batırılışına pek çok kez tanıklık edilmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı'nda Amerikalılar ve Japonlar, karşılıklı olarak uçak gemilerini batırmayı başarmıştır. Ancak bu gemiler, modern uçak gemilerinin yanında oldukça düşük dayanıklılığı olan platformlardır. Modern uçak gemilerinin nasıl batırılacağı ise kamuoyunda tartışılmaya devam etmektedir.
GÜNDE 240 SORTİ YAPILIYOR
Bir uçak gemisine ulaşmak için önce ona refakat eden gelişmiş füze kruvazörleri ve destroyerlerini aşmak gerekir. Görev grubuna mutlaka bir de denizaltı eşlik etmektedir. Uçak gemisine ulaşabilirseniz yeni muhatabınız öz savunma sistemlerdir. Bunların içinde çok sayıda yakın hava savunma sistemi ve füzeler mevcuttur. Elektronik harp kabiliyetleri de oldukça gelişmiştir. AESA radarları sayesinde yüzlerce kilometre ötedeki hedefler izlenebilir. Ancak en önemlisi güvertesindeki jetlerdir. Bunlar günde yaklaşık 240 sorti yapabilir. Dolayısıyla bir uçak gemisine ulaşmak, oldukça zor görünmektedir.
ABD KENDİ UÇAK GEMİSİNİ BATIRDI
ABD Deniz Kuvvetleri, başlıktaki sorumuzun yanıtını bulmak için 19 Nisan 2005'te emekliye ayrılmış olan USS America adlı uçak gemisini, gelecekteki uçak gemilerinin tasarımına yardımcı olması amacıyla canlı atış testlerine tabi tuttu. Gemi dört hafta boyunca bombalandı ve altında mayınlar patlatıldı. Ancak haftalar sonra bile paylaşılan fotoğrafta, geminin yalnızca kıç tarafının bir miktar suya battığı, ekseriyetinin yüzdüğü görüldü. ABD, bu testlerden çok memnun kaldığını duyurarak 14 Mayıs 2005'te gemiyi kontrollü olarak batırdı. Bu sonuç, dünyada modern uçak gemilerini batırmanın neredeyse imkansız olduğu şeklinde yankılandı. Ancak bu algı da fazla uzun soluklu olmadı...
SESSİZ VE DERİNDEN...
USS America testlerinin ardından aynı yıl düzenlenen bir tatbikatta, İsveç denizaltısı HSMS Gotland, USS Ronald Reagan'ın tüm korumalarından sıyrılarak uçak gemisine yanaştı ve sanal bir torpido ile gemiyi vurmayı başardı. Üstelik bunu üst üste defalarca yaptı. Yalnızca 100 milyon dolara inşa edilmiş olan Gotland'ın, 6,2 milyar dolarlık USS Ronald Reagan'ı vurması, ABD'liler için büyük bir prestij kaybıydı.
2015'te de Florida kıyılarında ABD ile Fransa arasında düzenlenen tatbikatta, ‘düşman’ rolü verilen Fransız denizaltısı Safir, ABD uçak gemisi USS Theodore Roosevelt'i “batırmayı” başardı. Tatbikatta yaşananlar Fransız Donanması ve Savunma Bakanlığının internet sitesinden de yayınlandı. Oysa USS Roosevelt, 4 yıllık bakımdan daha yeni çıkmıştı. ABD hızlıca müdahale etti ve yayın kısa sürede kaldırıldı. Ancak herkes olaydan haberdar olmuştu. Böylece şu meşhur söz bir kez daha doğrulanmış oldu: “Savaşta iki tip gemi vardır; denizaltılar ve hedefleri...”
BU DENİZ ÇOK DAR
Bu örnekler, özellikle denizaltıların uçak gemileri için ciddi tehditler oluşturduğunu kanıtlar nitelikte. Üstelik Akdeniz gibi yarı-kapalı bir denize girdiğinizde, çok sayıda asimetrik tehdit de sizleri bekliyor. Anti-gemi füzeleri, insansız deniz ve hava araçları, mayınlar... Zaten bu deniz, iki uçak gemisi için son derece dar... Türkiye'nin de tüm kıyıdaş ülkelerden daha gelişmiş bir denizaltı filosu var.
Kısacası ABD, ikinci uçak gemisini gövde gösterisi için Akdeniz'e göndermiş olabilir. Ancak gerçek bir harp durumunda, hızla buradan kaçmak zorunda kalacağını kendisi de iyi bilir. Zaten mesele gemiyi batırmak değil, görev dışı bırakmaktır. Doğu Akdeniz'de ise bu ihtimal, oldukça yüksektir.