Ufuk Uras Aydınlık'a konuştu... Sorduk: Bahçeli'ye DEM'in mesajını mı götürdü?

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) öncülü BDP’den milletvekilliği yapan Ufuk Uras, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesini Aydınlık’a anlattı.

Görüşmeye ilişkin önceki röportajlarında verdiği bazı mesajları daha da açan Uras, Cumhur İttifakı’nın Bahçeli’nin çıkışı konusunda fikirbirliği içinde olduğu görüşünün kendi yorumu olduğunun altını çizdi. “Siyasi kararlılık gördüm. Belli ki üzerine çalışılmış bir konu.” dedi. Uras, taraflar arasında mesaj taşımadığını söyledi.

DİKKAT ÇEKEN MESAJLAR

Uras’ın Suriye’deki terör örgütü PKK/ YPG varlığıyla ilgili sözleri dikkat çekti. Uras, Bahçeli’nin adımının Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesiyle başarılı olabileceğini tekrarladı. “Suriye merkezli çözüm olmadan zor.” diye vurguladı. Suriye’ya bağlı federatif bir yapıya sıcak bakan Uras, bunun gönüllülük temelinde bütünlüğe zarar vermeyeceğini savundu. “Hükümete yarar’ diye bakılmamalı. İyi ki de devlet aklı var.” cümlelerini kurdu.

İşte Ufuk Uras’ın Aydınlık’a açıklamaları:

* Görüşme talebi kimden geldi?

“Ben kendim talep ettim. Bir-iki gün içinde hemen dönüş oldu. Bahçeli’nin çıkışını çok olumlu ve değerli bulduğum için sohbet etmek istedim. O da ‘Televizyonlarda sizi izliyorum. Görüşlerinizi değerli buluyorum’ dedi. Görüşmeyi kabul etmesinin nedenini ‘Siz Sorosçu değilsiniz’ diye ekledi. Görüşmemiz yarım saat sürdü. Sonra ‘Ben kalkayım artık’ dedim ve kalktım.”

DEM’DEN MHP’YE MESAJ MI GÖTÜRDÜ

* Önce DEM Parti, sonra Devlet Bahçeli’yi ziyaret ettiniz. Bir mesaj mı götürdünüz?

“Öyle bir neden-sonuç ilişkisi yok. Uzun zamandır Ankara’ya gelmemiştim. Görüşmeler trafiği içinde denk düştü. Özel bir misyonu yoktu. Ahmet Türk buluşması da Belediyeler Birliği toplantısında tesadüfen denk düştü. Devlet Bey’le görüşürken Sayın Bakırhan ve Ayşegül Hanım ile görüştüğümü ifade ettim. Hatta onların bu sürece pozitif baktığını geçerken ekledim. Bir şeylerin aracısı olduğuma dair yorumlar niyet okuma.”

* Devlet Bey’in Tuncer Bakırhan ve Ayşegül Doğan’la görüşmenize ve onların pozitif bakışına ilişkin bir değerlendirmesi oldu mu? Sürecin gidişatının nasıl olacağına ilişkin somut bir aktarımı oldu mu?

“Hayır kendisi bir yorum yapmadı. El uzatması zaten yeterli bir gösterge. Herkes ‘Ben hazırım’ diyor ama ortada bir durma hali var. Devlet Bey’in bakışında bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Sürecin nasıl şekilleneceğini bilmiyorum. O detaylara girmedik. Ama adına ‘Türk-Kürt kardeşliği’ ya da ‘Küresel süreçlerin dışında, Türkiye’nin kendi iç dinamiklarine dayanarak bu meseleyi çözme iradesi’ diyelim; bir kararlılık gördüm. Samimiyet var.”

‘BUNU KİM YAPACAK’ DÜŞÜNCESİYLE ESİNLENMİŞ’

* Devlet Bey’in aklına bu çıkışları yapmak nasıl gelmiş?

“Zannedersem Devlet Bey ile Sayın Erdoğan Ekim başında bu meselenin çözümü üzerine sohbet etmişler. Devlet Bey de ‘Bunu kim yapacak’ düşüncesiyle, buradan yola çıkarak Meclis’te el uzatmış. Oradan esinlendiğini söyledi.

“Cumhur İttifakında bir sıkıntı mı var’ falan; bunlara ilişkin çıkan şeyler benim çıkarımım. İlgililerin beyanları ortada. Zaten konunun kendisine bakmak lazım. ‘Ülkede şiddet ve terör bitsin, barış olsun’ niye diyorsunuz’ sorusu doğru bir soru değil. Doğru soru: Siz bütün bunlara niye karşısınız? Görüş ayrılığı olduğuna dair bir emare hissetmedim. Bazen söylenmez ama hissedersiniz. İnanın hissetmedim. Bunun ardında bir siyasi kararlılık olduğunu gördüm. Belli ki üzerine çalışılmış bir konu.”

‘SURİYE MERKEZLİ ÇÖZÜM OLMADAN ZOR’

* T24’teki röportajınızda “Süreç, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesiyle ancak olabilecek bir şey.” ifadesini kullanıyorsunuz. Devlet Bey bu konuda görüş beyan etti mi?

“Suriye’ye ilişkin kamuoyuna yansıyanlar benim kanaatim. Devlet Bey’le aramızda o konu geçmedi. Gazeteci arkadaş sorduğu için ‘Türkiye-Suriye ilişkisi normalleşmeli ki bu başarılı olsun’ diye kişisel değerlendirmemi söyledim. Ama heryerde oradaki yapıların Suriye merkezi hükümetine tabi olmadan, Suriye merkezli çözüm olmadan normalleşmenin olamayacağını ifade ediyorum. Bununla ilgili bir çalışma mutlaka vardır ama nasıl bir modelleme yapılıyor bilemiyorum. Bu meselelerin çözümü Türkiye-Suriye ilişkileri normalleşmeden zor. Bunun da yolu, Suriye’nin egemen devlet olarak sınır güvenliğini sağlamasından geçiyor. Bu sağduyusal bir yaklaşım. ‘Ben bunu görüyorsam, devlet aklı da bunu görüyor ve bununla ilgili çalışıyordur’ diye varsayımda bulunuyorum.”

‘FEDERASYON NİÇİN BÜTÜNLÜĞÜ BOZSUN’

* Neyi kastediyorsunuz? Suriye’ye bağlı federatif bir yapı mı?

“Ülke bütünlüğü, sınır bütünlüğü olmadan bu olmaz. Ama bu meselelerle ilgili bizim kanaat belirtmemiz doğru değil. Oranın insanları karar verecek. Irak için de Suriye için de bütünlük ve sınır güvenliği esastır. Orada merkezden bağımsız güçlerin özerkleşmesi vs. hayırlı sonuçlar vermez. Parça başı, Suriye halkının bütününü gözetmeyen bir tutumla bir yere varamazsınız. Zaten hayat da bize bunu kanıtladı.”

* Suriye’de federatif yapı ülke bütünlüğünü bozmaz mı?

“Dediğim gibi ‘Üniter mi, federatif mi’ buna oranın insanları karar verecek. Gönüllülük ve uzlaşı temelinde olursa niçin bütünlüğü bozsun? Siz de haklı olabilirsiniz ama tüm bunları zaman gösterecek. Benim buradaki çizgim Suriye’nin bütünlüğü. Oranın Türkiye himayesinde olması yaklaşımı da doğru değil.”

‘HÜKÜMETE YARAR’ DİYE BAKILMAMALI’

* Başka neler konuşabildiniz?

“60’lı yıllardan beri bu kavganın içindeyiz. Ekonomik, siyasi, insani çok ciddi bir maliyeti var. Buradan bir yere varılmıyor. Siyaseten herkes kendisini ifade etsin.’ dedi. Ben de ‘Kırk yıldır bir barış mücadelesi içindeyiz. ‘Ortak biz’de buluşmak gerekiyor. Bu tarihsel çıkış o yüzden çok kıymetli.’ diye ekledim. Aydın ve sanatçıların bu konudaki katkılarının çok önemli olacağını da belirtti. Ben de ‘Elimizi taşın altına koymaya hazırız. Ne yapılması gerekiyorsa yapmak lazım.’ cümlelerini kurdum.

“Gerçekten de öyle. Bahçeli’nin çıkışı ve devletin hazırlığı çok kıymetli. ‘Kime yarar’ diye bakmamak lazım. Diyelim hükümete yarar. O zaman tersi olmamalı. Topluma yarar bu. Herkes ortak paydayı öne çıkarmalı.”

‘İYİ Kİ DE DEVLET AKLI VAR’

* Sizin öngörünüz nedir? Bu mesele nasıl devam eder?

“Bunun arkasında devlet aklı olduğunu görüyoruz. İyi ki de devlet aklı var. Devlet aklı olmasa zaten kimle muhatap olacaksınız. Devlet aklının olması bu konuda adım atılabileceğini gösteriyor. Devlet aklı ile toplum aklını buluşturmak gerek. Nedir bu? TBMM’de muhalefeti de dahil ederek en geniş mutabakatı sağlamak. Geçmiş kaynaklı tedirginlikleri anlıyorum. Bu işlerin bir garanti belgesi de yok. Ama bir yerden başlamak lazım. Tarihsel buluşma için bir ön buluşma olarak değerlendiriyorum. Simgesel önemi büyük. Adım atılacağından şüphem yok. Bu adımları destekliyorum.”

* Teşekkürler.

“Ben de teşekkür ediyorum.”

MHP Lideri Bahçeli eski BDP milletvekili Uras'la görüştü: '1960'lardan beri kavga ediyoruz'Gündem