Ukrayna’da yenilen, Afrika’dan kovulan PKK destekçisi Fransa
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pazartesi günü düzenlenen büyükelçiler konferansında, Suriye bağlamında yaptığı konuşmada, ABD-İsrail destekli PKK/YPG’ye atfen ‘Özgürlük savaşçıları’, Rusya’ya ‘stratejik düşman’, İran’a da ‘Fransa ve Avrupa için stratejik ve güvenlik sorunu’ dedi
Afrika’dan üsleri kapatılan ve askerleri kovulan Fransa’nın Cumhurbaşkanı “Afrika hükümetleri için söylüyorum: Fransız ordusu bu bölgede konuşlandırılmamış olsaydı bugün hiçbiri egemen bir ülkenin başında olmayacaktı.” sözlerine Senegal ve Çad’dan tepki geldi. Ukrayna savaşını bitirmek için Trump’ın Avrupa’yı dışlayarak Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşme yapacağı korkusu saran Avrupalı liderlerden Macron “Bakın, Başkan Trump geliyor, bu korkunç bir şey.” diyerek “Başkan Trump'ın seçilmesi daha da belirsizlik anlamına mı geliyor?” sorusunu yöneltti.
Macron her yıl geleneksel olarak yapılan büyükelçiler konferansında Fransa’nın dış politikasının genel çizgisini belirliyor.
SURİYE VE PKK/YPG’YE SADAKAT
Suriye’yi ABD ve İsrail ile birlikte kanlı iç savaşa sürükleyen ülkelerden biri de Fransa. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere Beşar Esad’ın ülkeyi terk etmesinden memnunlar. Fakat HTŞ konusundaki endişeleri devam ediyor. Avrupalıların derdi Suriye’de ve bölgede barış değil. Macron gibi hepsi aynı tekerlemeyi söylüyor: “Özgür ve etnik, siyasi ve dini çoğulculuğuna saygılı egemen bir Suriye'yi destekliyoruz.” Bunların dertleri Kürtler de değil; ABD’nin sözümona Kürdistan yani “İkinci İsrail” planında yer almak. Kullanılan kukla ise ABD’nin kara gücüm dediği PKK/PYD/YPG. Bu amaca ulaşmak için IŞİD’i yarattılar ve YPG terör örgütünü de cihatçı örgüte karşı mücadele eden “özgürlük savaşçısı” olarak parlattılar.
Macron Büyükelçilere hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi: “IŞİD’e karşı mücadelede müttefiklerimize sadık kalacağız ve bunu burada güçlü bir şekilde ifade ettim, çünkü Fransa'nın tüm Suriyeli demokratik güçlere ve Kürtler gibi özgürlük savaşçıları yıllardır bizimle birlikte terörist gruplara karşı mücadele etme cesaretini gösterdiler.” Macron Trump’ın Suriye’den askerlerini çekme açıklamasını kastederek “Bazıları 2018'de onlara sırtını döndüğünde onları terk etmedik, devam eden süreçte de terk etmeyeceğiz. Başlamakta olan siyasi geçiş sürecinin gidişatını da yakından takip ediyoruz.” dedi.
‘İSRAİL DOST, HAMAS BARBAR’
Fransa Cumhurbaşkanı İsrail-Filistin sorunundaki iki yüzlü politikasını devam ettiriyor. Macron 7 Ekim 2023 Hamas’ın İsrail’e saldırısını barbarlık olarak değerlendiriyor ve şöyle diyor: “7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS tarafından kendi topraklarında gerçekleştirilen saldırıların barbarlığı karşısında İsrail ile dayanışmamız tam… İsrail’in en kötüsünün bir daha asla yaşanmamasını ve halkının güvenliğinin tam anlamıyla garanti altına alınmasını ihtiyacını da anlıyoruz. Bu nedenle, tarihi dostluğumuza uygun olarak, geçtiğimiz yıl İran ve Husi saldırıları karşısında her fırsatta gösterdiğimiz gibi İsrail'in yanında sorumluluklarımızı üstleniyoruz.” Bir taraftan 45 Filistinliyi katleden soykırımcı İsrail’i dost olarak gören ve destekleyen Macron iki yüzlü bir şekilde “Kasım 2023’ten bu yana Fransa, açıkça ateşkes çağrısında bulunarak burada ilk insani destek konferansını düzenleyerek sesini yükseltmiştir.” diyebilmektedir.
‘İRAN FRANSA VE AVRUPA İÇİN STRATEJİK VE GÜVENLİK SORUNUDUR’
Macron konuşmasında İran’ın nükleer ve balistik programından ve Ukrayna savaşında Rusya’yı desteklemesinden rahatsız olduğunu ifade ediyor: “Bölgede karşı karşıya olduğumuz zorluğun İran olduğu açıktır. Bu, Fransa, Avrupa, bölge ve ötesi için temel stratejik ve güvenlik sorunudur. Nükleer programının hızı bizi kırılma noktasına çok yaklaştırıyor. “Balistik programı Avrupa topraklarını ve çıkarlarımızı tehdit etmektedir. İran, iddialı ve tam olarak tanımlanmış askeri desteğiyle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşa halihazırda dahil olmuştur.” Ve şöyle devam ediyor “Bu bağlamda, İran meselesi şüphesiz yeni Amerikan yönetimiyle yeniden diyaloga gireceğimiz ve temelde Fransa'nın vizyonunun 2018’den bu yana sabit olduğu ana konulardan biridir”.
‘RUSYA'NIN UKRAYNA'DA KAZANMASINA İZİN VEREMEYİZ’
Macron, İran dışında diğer önemli stratejik sorun olarak “Ukrayna'daki savaşı ve Rusya'yı” görmektedir. Çünkü diyor “bir bakıma uluslararası güvenliği ve Avrupalılar ile Fransızların doğrudan çıkarlarını ilgilendiriyor…
Ama hepsinden önemlisi, Rusya son yıllarda saldırganlığını arttırdı ve Avrupalılara ve dünyanın büyük bir bölümüne yönelik saldırganlığının niteliğini değiştirdi. Oldukça sertleştirdiği nükleer doktrini ve komşularına yönelttiği tehdit bakımından davranışlarında radikal bir değişiklik oldu.” Ve Macron Rusya’nın “suçlarını” sıralıyor: “Ermenistan’a karşı Azerbaycan’ı destekledi çünkü ilk kez kendisine karşı duran cesur bir başbakanı vardı (Paşinyan’ı kastediyor), Gürcistan’da seçim sürecini açıkça istikrarsızlaştırdı ve tahrif etti. Moldova’da da aynı şeyi denedi ama başarısız oldu. Romanya seçimlerini manipüle etti…”dedi. “Bu nedenle Avrupalılar olarak Rusya'nın Ukrayna'da kazanmasına izin veremeyiz.” diye devam etti.
İki hafta sonra göreve başlayacak ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna’da “savaşı bitirme” taahhüdünden rahatsız olan Macron “Yeni Amerikan Başkanı da Ukrayna'nın kaybetmesi halinde ABD'nin hiçbir şey kazanma şansı yoktur. Ukrayna'nın teslim olması anlamına gelecek hiçbir hızlı çözüm Avrupalılar ve Amerikalılar için iyi olmayacaktır.” dedi.
Sanki Rusya ile barış masasına oturacak gücün Avrupalılar olacağı öngörüsü, aslında arzusu ile ABD’den yardım talep etmekte: “ ABD durumun doğasını değiştirmemize ve Rusya'yı müzakere masasına gelmeye ikna etmemize yardımcı olmalıdır.”
ÜLKELERİN İÇ İŞLERİNE MÜDAHALE TALİMATI
Macron konuşmasında Büyükelçilerine bulundukları ülkelerin iç işlerine müdahale etme talimatı verdi: “Diplomatik ağın tüm özgürlük savaşçılarına olan bağlılığını sürdürmesini istiyorum. Gürcistan'da, seçim için mücadele eden herkesle, bu cesur başkanla ve bu göstericilerle, şeffaflık için mücadele ederek ve krizden çıkmanın yolu yeniden seçim düzenlemekse bunu yaparak. Venezuela'da da 10 Ocak tarihi konusunda rehavete kapılmamalı ve yenilgiyi; orada da çoğulculuk ve demokrasi için büyük bir cesaretle çalışanlarla birlikte mücadele etmeli, onlarla konuşmalı ve orada da serbest seçimlerin yeniden düzenlenmesi için mücadele etmeli ve bunu bölgedeki tüm ortaklarımızla birlikte yapmalıyız. Rejim ve çıkarlarımız ne olursa olsun, tüm özgürlük savaşçılarının, öğretmenlerin, yazarların, gazetecilerin, hapse atıldıklarında yanlarında olmak. Bunu her zaman yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.” Bu ülkelerde Renkli Devrim diye kimlerin halkı kışkırtma içinde olduğu da ortaya çıkmış oluyor.
AFRİKA FRANSA’YA TEŞEKKÜR ETMEYİ UNUTMUŞ
Büyükelçiler konferansında Macron, “Afrika hükümetlerini” Fransa'ya “teşekkür etmeyi unutmakla” suçlayarak ve “Tüm Afrika hükümetleri için söylüyorum: Fransız ordusu bu bölgede konuşlandırılmamış olsaydı bugün hiçbiri egemen bir ülkenin başında olmayacaktı.” diyerek üslerini kapatan ve askerlerini kapı dışarı eden Afrikalı liderleri “nankörlükle” suçluyor. Neymiş? Fransa’nın bu ülkelerde terör örgütlerine karşı mücadele etmeleri için kendileri davet etmiş. Fransa da askerlerini göndermiş ve bu ülkeleri terörden kurtarmış! Halbuki Afrika’nın Sahel bölgesindeki tüm terör örgütlerinin arkasında ABD ve Fransa var. Kundakçı, itfaiye hikayesinde olduğu gibi. Bir de biz konuştuk anlaştık ve askerlerimizi çekerek kendimiz terk ettik diyor.
ÇAD VE SENEGAL’DEN MACRON’A TEPKİ
Fransız askerleri son olarak Çad ve Senegal’den kovulmuştu. İki ülkeden de tepki gecikmedi: Çad Hükümet Sözcüsü Abdurrahman Kulamallah yaptığı basın açıklamasında, “Fransız liderlerin Afrika halkına saygı duymayı öğrenmeleri gerektiğini” söyleyerek “Afrika ve Afrikalılara yönelik aşağılayıcı tutumu” kınadı. Hükûmet sözcüsü “Fransa, Çad ordusuna hiçbir zaman önemli kaynaklar sağlamamış ya da yapısal gelişimine katkıda bulunmamıştır. İç savaşlar, isyanlar ve uzun süreli siyasi istikrarsızlığın damgasını vurduğu 60 yıllık mevcudiyetinde, Fransız katkısı genellikle kendi stratejik çıkarlarıyla sınırlı kalmış, Çad halkının kalkınması üzerinde gerçek anlamda kalıcı bir etki yaratmamıştır.” dedi.
Senegal Başbakanı Osman Sonko, Macron'un Büyükelçiler Konferansında Afrika ile ilgili sarfettiği sözlere tepki gösterdi. Sonko, Senegal'in Fransızlarla işbirliğinin sonlandırılmasının ülkenin kendi iradesiyle alınmış “bağımsız bir karar” olduğunu, konu hakkında Paris ile “herhangi bir müzakere ve tartışma yapılmadığını” ifade etti. Sonko “Fransa'nın Afrika'da güvenliği sağlayacak ne meşruiyeti ne de kapasitesi var" dedi.