Odessa’da silahlı çete Türk gemisine baskın yaptı
Ukrayna’nın Odessa şehrindeki Chornomorsk Limanı'nda bağlı bulunan Türk gemisi Rahmi Yağcı, Ukraynalı silahlı milisler tarafından basıldı. Ukraynalı grup, mürettebata silah doğrultup Rahmi Yağcı’nın yüküne zorla el koymaya çalıştı. Geminin kaptanı, video çekerek yardım istedi.
Ukrayna’nın Odessa şehrindeki Chornomorsk limanında mahsur kalan Türk kargo gemisine kimliği belirsiz silahlı bir grup baskın yaptı. Yağcı Shipping’e ait Türk bayraklı Rahmi Yağcı, Ukrayna’da başlayan savaş nedeniyle Odessa’nın Chornomorsk limanında mahsur kalmıştı.
Çeşitli bahanelerle limandan ayrılmasına izin verilmeyen gemiye 23 Mart’ta silahlı bir grup tarafından baskın yapıldı ve geminin yükü gasp edilmeye çalışıldı.
HaberDenizde.com’un haberine göre, Ukraynalı yetkililer, ayrılma talebinde bulunan geminin limandan çıkmasına “serseri deniz mayınları” gerekçesiyle izin vermedi. Ancak Liberya uyruklu yük gemisi Kirsten Oldendorff’un, 26 Şubat’ta refakatçi gemilerle limandan ayrılmasına izin verildiği öğrenildi.
23 Mart’ta ise gemiye zorla giren asker kamuflajı giymiş bir grup, gemi ambarlarını zorla açmaya çalışarak, 5.900 ton Ferro Siliko Manganez’e el koymaya kalktı.
Kendilerinin Ukrayna ordusundan olduklarını ve sıkıyönetimin verdiği yetkiyle baskın yaptıklarını ileri süren grup, kendilerine izin vermeyen mürettebata silah doğrulttu. Geminin etrafını sararak mürettebatı içeride hapis bırakan çete mensupları, gemide mahsur tutulan gemi çalışanları tarafından görüntülendi.
Silahlı grubun üzerindeki kamuflajın düzensizliği, kıyafetlerine sardıkları mavi bantlar ve siyah giyimli gayrınizami görüntü veren unsurları özellikle dikkat çekti.
Görüntülerde çete mensuplarının geminin kamaralarına girip sigara içtikleri görünüyor.
Bölge valiliğinin “gemi yükünün patlayıcı madde olmadığına” dair uyarısına rağmen gemiden inmeyen silahlı grup halen tacize devam ediyor.
GASP ETMEK İSTEDİLER
Geminin kaptanı, bir video ile yaşananları anlatarak Türk yetkililerden ve sesini duyanlardan yardım istedi. Kaptanın aktardığına göre, gemide 5.6 ton Ferro Siliko Manganez yükü bulunuyor. Ferro Siliko Manganez, paslanmaz çelik endüstrisinde kullanılıyor.
Yağcı’yı basan silahlı Ukraynalı milisler, “gemide patlayıcı veya silah yok” ikazları yapılmasına rağmen gemiyi terk etmedi. Armatör ile varılan anlaşmaya uymayan Ukraynalı milisler, gemi personelinin direnişiyle karşılaştı. Ukraynalı milisler, silahlarının namlusuna mermi sürdü ve silahlarını gemi personelinin üzerine doğrultup tehdit etti.
YETKİLİLERE YARDIM ÇAĞRISI
Geminin kaptanı, video ile yardım istedi ve şöyle dedi: “Kapakları zorla açtılar. Ciddi sıkıntı içindeyiz. Ukrayna askeri değiller. Bu grup yüzünden sıkıntıdayız. Silahlarını bize gösterdiler. Mermiyi namluya sürdüler. Yükü hala almaya çalışıyorlar. Bunları şimdilik durdurduk ama ne olacağını bilmiyoruz. Yardım istiyoruz.”
AZAK TABURU ŞÜPHESİ
HABERDENİZDE sitesinin haberinde paylaşılan fotoğraflarda göze çarpan bir ayrıntı, baskını yapanların kimliğine dair bir ipucu sunuyor. Kamuflajlarının düzensizliği ilk bakışta anlaşılan silahlı grup üyeleri, kollarına çektikleri mavi bantla ayırt ediliyor.
Aydınlık’ın daha önce manşetten ifşa ettiği neonazi Azak Taburu’nun mensupları, Harkov ve Mariupol gibi çatışmaların yoğun sürdüğü şehirlerden gelen son fotoğraflarda, kamuflaj kıyafetleri üzerine sardıkları mavi bantla öne çıkıyor.
Azak Taburu askerlerinin Odessa’da olduğu ve direnişe katıldığı pek çok habere yansımış durumda. Bu da, Türk gemisini basan silahlı grubun neonazi Azak Taburu olma ihtimalini güçlendiriyor. Ancak bu konuyla ilgili Ukraynalı ya da Türk yetkililerden henüz net bir açıklama yapılmadı. Yerel kaynaklara yansıyan bir bilgi de bulunmuyor.
Neonazi grupların en azılısı Azak Taburu, Ukrayna’da çatışmaların en yoğun olduğu yerlerde direnişin başını çekiyor. Tabur, tamamen “beyaz ırkın üstünlüğüne” dayalı Nazi ideolojisine sahip ve Müslüman düşmanı. Daha önce Yeni Zelanda’da 51 Müslümanı katleden Brenton Tarrant’ın İslam’dan 1300 yıllık intikam aldığını söylediği ve Erdoğan’ın suikast listesinde yer aldığı manifestoyu Azak Taburu’nun elinden düşürmediği ortaya çıkmıştı.