İzmir’in dağlarına çiçekler ekildi
Görev Vakfı üyeleri ve dostlarıyla İzmir Güzelbahçe’de buluştu. Ulusal Kanal’ın yeniden Digitürk platformunda yayına geçmesi için harekete geçen vakıf ve gönüllüler, ‘Atlantik ve Batı’ya karşı Ulusal Kanal her mecrada olacak!’ mesajı verildi
İsim babası Levent Kırca… Sırtına koskocaman tarihi bir yük yüklemiş Görev Vakfı. Hani 68’lerden beri dillerden düşmeyen ünlü şiar var ya: Bağımsız Türkiye! İşte o uğurda sesini televizyonda, radyoda, gazetede duyurmak için dur durak bilmeyenlerin omuzlarındaki Görev Vakfı... Önceki gün İzmir’de Güzelbahçe’de üyeleri ve dostlarıyla kahvaltıda buluştular. Vakıf Başkanı Erkan Önsel, Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Türkkan ve gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel konuklara seslendi. Dertlerine derman aradılar. Digitürk (BEİN) borçları birikmiş, Ulusal Kanal mecra dışında kalmıştı. Atlantik ötesine, Avrupa’ya, borsacılara, mafyaya, çıkar gruplarına el avuç açmadan dar boğazları, buralardan çıkış yolunu konuştular. Kutsal dayanışma herkese güç verdi, dönüp arkalarına, çeyrek asırdır katedilen yollara gururla baktılar, gelecek için kenetlendiler. Bu ekonomik kilit açılacak, Ulusal Kanal yine her mecrada çıkacak, Aydınlık kesintisiz yayın hayatını sürdürecek, Ulusal Radyo’nun sesi evlerde, işyerlerinde, trafikte, her yerde duyulacaktı.
VARSA YOKSA İMECE
Görev Vakfı’nın 8 Haziran İzmir Buluşmasından unutulmayacak mesajlardan kayda geçti.
İlk konuşmayı Görev Vakfı Başkanı Erkan Önsel yaptı. Söze, işlevini ve millete duyurmak için çalıştıkları Milli Devlet Bildirgesini anlatmakla başladı. Bu program milli sanayiciden işçiye, çiftçiye her kesimi birleştiren bir programdı ve duyurulması, yayılması, halka ulaşması gerekiyordu. Çıkış yolu vardı! Duyurmak anlatmak için kanallar açılmalıydı. Görev Vakfı bu uğurda kurulmuş, bu uğurda fedailerin canla başla çalıştığı bir merkezdi. Destek istedi, ortak çaba çağrısı yaptı. Görev Vakfı kurucularının borçlarına ve sözlerine sadık olduğunu da şöyle anlattı:
“80 sonrası hapisten çıktıktan sonra derhal Babıali ye gittik. Kağıt borcumuzu ödedik. İlk işimiz bu oldu. Toptancılar bile unutmuştu bu parayı. Biz böyle bir hareketiz.”
HEPİMİZİN ALINTERİ
Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Türkkan, tarihi görevi hatırlattı. Nasıl kuruldu, hangi badireleri atlattı, Silivri ve 15 Temmuz günlerinde nasıl meydan okudu… Bütün bu kavşaklarda ayakta kalmanın yolu bilinç ve özveriydi. “Hâkimiyet i milliye olmadan kuvayi milliye olmaz." dedi ve Ulusal Kanal’ın bugünkü işlevini şu cümleyle vurguladı: "Türkiye’de, NATO'dan çıkalım diyen bir tek sizin desteklediğiniz Ulusal Kanal var!"
Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni M. İlker Yücel son konuşmacıydı. Çeyrek asırlık ömründe Ulusal Kanal’ın yerleştiği konumu özetledi:
“Ulusal Kanal alınteridir, Ulusal Kanal vicdandır, Ulusal Kanal namustur emektir, Ulusal Kanal bir ahlak merkezidir. Ulusal Kanal ayakta kaldığı sürece Türkiye’ye bu değerleri hep birlikte kavratacağız, göstereceğiz, milletimizle buluşturacağız ve üreticilerin Milli Hükümetiyle birlikte tıpkı Atatürk zamanındaki yaptığımız gibi, Türk mucizesini yeniden ayağa kaldıracağız.”
KARARLI VE ATAK
Güzelbahçe’de buluşan 200 civarında konuk, konuşmaları alkışlarla karşıladı. Bazı yerlerde kampanya başlamıştı bile… Ulusal Kanal’a ulaşamamak, görme yetisini kaybetmek gibiydi. O kanal açılacak, yeni ufuklar aydınlanacaktı. Diğer kanallardaki vur patlasın çal oynasın programlar, yalan yanlış iddiaları allayıp pullamalar, Atlantik ötesi bayat yayınları çevirip piyasaya süren haber kuşakları… Hepsinden illallah gelmişti. Önlerindeki yeni görevle, bilinçle kuşandılar, yola çıktılar. Ulusal Kanal Diji’ye girecekti!