17 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TBMM'de gündem yapay zeka! Ulusal güvenliğimiz için hayati önemde

Yapay zeka konusunda Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını, uzmanlarla konuştuk. Komisyon’un ulusal güvenliğimiz için hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan uzmanlar, masaya yatırılması gereken önemli başlıkları sıraladı. Dijital sömürge olmamak için düzenlemeler istediler.

‘Ulusal güvenliğimiz için hayati önemde’ TBMM'de Yapay Zeka Komisyonu kuruldu mu? Yapay Zeka Komisyonu hangi çalışmaları yapacak?

Yapay zeka çalışmaları için önceki gün Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. “Siber Meclis Araştırma Komisyonu” kurulmasına tüm siyasi partiler olumlu oy kullandı. 22 üyeden oluşacak Komisyon’un çalışma süresi 3 ay olacak ve gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilecek. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Komisyon’u önemsediklerini bildirdi, “Siber Vatan’ı ayağa kaldırmak istiyoruz.” dedi. Yerliliği sağlamanın yanında ürün bağımsızlığını ve rekabetçi ortamı tesis edip, son derece verimli ve üretken bir ekosistemi hayata geçirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

Yapay Zeka Komisyonu’nun kurulmasını konunun uzmanı İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Efe İralı ve uluslararası alternatif bulut platformu sağlayıcısı Digital Transformation Group (DTG) Kurucusu ve CEO'su Tolga Dinçer’e sorduk. Komisyon’un hangi konular üzerinde çalışmalar yapması gerektiği konusunda önerilerini sırladılar. ‘Yapay zekanın hukuki altyapısının güçlendirilmesi’, ‘büyük verinin ekonomik entegrasyonunun sağlanması’, ‘yapay zeka çalışmalarının yeni istihdam alanları yaratması’, ‘ülkemizin yapay zeka bağımlılığından kurtulması’ ve ‘ulusal yapay zekâ stratejimizin yaygınlaştırılması’ gibi pek çok hususun masada olması gerektiğini söylediler.

‘YAPAY ZEKÂNIN HUKUKİ ALTYAPISI GÜÇLENDİRİLMELİ’

Doç. Dr. Ali Efe İralı, konuşmasına yapay zekanın hukuki altyapısına dikkat çekerek başladı. İralı, şu ifadeleri kullandı:

“Yapay zekâ, kullanım itibarıyla son kullanıcıya çok hızlı ve çok yakından ulaşıyor. Çok yakın bir temas halinde. Ancak bu da beraberinde hassasiyetle üzerinde durulması gereken bazı konuları bize gösteriyor. Etik ve hukuki altyapı bunlardan sadece birkaçı. Bu nedenle, Meclis Araştırma Komisyonu'nun gündeminde öncelikle yapay zekânın hukuki ve etik altyapısının güçlendirilmesine yönelik bir organizasyon planının yer alması gerektiğini düşünüyorum. Hassasiyet anlamında KVKK’yı güçlendirecek şekilde veri güvenliği konusuna yapay zekâ anlamında ayrı bir başlık altında ele alarak eğilmek çok doğru olacaktır.

TBMM'de gündem yapay zeka! Ulusal güvenliğimiz için hayati önemde - Resim : 1

EKONOMİK ANLAMDAKİ ENTEGRASYON

“Yapay zekâ sistemleri, bugün büyük veriyle çalışıyor ve bu verilerin güvenliğinin sağlanması, kişisel verilerin korunması için hayati önem taşıyor. Diğer yandan bir de bunun ekonomik anlamdaki entegrasyon ayağı var. Komisyonun, yapay zekânın farklı sektörlerde nasıl entegre edileceği konusunda stratejiler ve eğer olabilirse birer özelleştirilmiş çerçeve yönergeler geliştirmesi sağlanabilir. Eğitim, sağlık, tarım, sanayi ve iletişim gibi önemli sektörlerde yapay zekânın etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi hem daha bütüncül hem de sektör-özel odağında ayrı ayrı politikalar üretilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bunlar olurken de kullanıcılar anlamında bireyi koruyucu bir kalkan da hazırlanmalı. Etik ilkeleri mümkün oldukça garanti altına alacak bir standardizasyon sistemi inşa edilebilir.

YENİ İSTİHDAM SAHALARI OLUŞACAK

“En nihayetinde yapay zekâ pek çok iş kolunu zora sokacak ama yeni istihdam sahaları da oluşturacak. Mevcutları daha da iyileştirerek verimlilik anlamında yüksek çıktılar sağlayacak. Yapacak, sağlayacak diyoruz ama aslında bugün bunu yapmaya başladı bile. Dolayısıyla vatandaşlar kendilerini hazırlamalılar. Süreç tahmin edebileceğimizden çok daha hızlı ilerliyor. Sektörel anlamda adaptasyon bu noktada sadece birey için değil, ekonomik kalkınma için de ulusal çapta öneme sahip.”

ULUSAL YAPAY ZEKÂ STRATEJİMİZ YAYGINLAŞMAlı

İralı, yapay zekâ alanında veri güvenliği ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi konusunda da şu önerileri kaydetti:

“Hiç vakit kaybetmeden, bu Komisyon’un da yol gösterici ve organize edeceği şekilde ulusal yapay zekâ stratejimizi güncelleyerek ve özümsetecek biçimde yaygınlaştırmamız gerekiyor. Bu noktada 2021-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejimiz önemli bir rehber niteliğinde. 2024-2025 Eylem Planı da öyle. Ama girişimcilik nezdinde endüstriyel yaklaşımlarla birlikte özel sektörün de çaba göstermesi çok önemli. Benzer stratejileri otomobilde yaptık, insansız hava araçlarında yaptık. Uzun yıllar boyunca telsiz teknolojisinde yaptık yapmaya devam ediyoruz. Aynısını bir adım daha ileriye götürerek yapay zekâ ve özellikle de yerli büyük dil modelleri için yapabilir hale gelmeliyiz. Bunun birkaç sebebi var. İlki bölgesel anlamda bir farklılık inşa ederek ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacak nitelikte yazılımsal araçlar geliştirebilmek.

‘BAĞIMLILIKTAN KURTULMA YOL HARİTASI OLMALI’

“İkincisi de dışa bağımlılıktan kurtulmak. Bugün milyarlarca doları çok kısa sürede pazar büyüklüğü açısından elde eden devlerin yarın nasıl bir hamle yapacaklarını tahmin etmemiz imkânsız. Bunun bir türevini geçtiğimiz aylarda hatırlayacaksınızdır Instagram ile yaşadık. Ona doğru kendi işini odaklayan pek çok kişi, erişim kısıtı nedeniyle platformu kullanamamıştı. Şu an pek çok şirket de benzer şekilde, programlanabilir yapıları anlamında dört büyük yapay zekâ modelinin altyapısını kullanarak işlerinin bir kısmını otomasyona bağlamış durumda. Ama bu otomasyon sürecini özelleştirmekten çok, doğrudan o devlerin altyapılarını kullanarak iş yapıyorlar. Bu da dışarıya bağımlılık olarak bizlere geri dönüyor.”

YAPAY ZEKA RİSKLERİ…

Doç. Dr. Ali Efe İralı, yapay zekanın riskleri ve bu riskleri en aza indirmek için alınması gereken önlemleri de sırladı. Bu bağlamda, ailelerin ve bireylerin rolüne vurgu yaptı:

“Bizlere çok büyük bir fırsat sunuyor; evet. Ama sunduğu fırsatların yanında, göz ardı edemeyeceğimiz bazı ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Bunların da başında mahremiyet geliyor diyebilirim. Yapay zekâ sistemleri, büyük veriyi analiz ederek çalışıyor. Yani büyük veri üzerinden odaklı biçimde öğreniyor ve öğrendiği üzerinden çıkarımlar yapmaya çalışıyor. Bu da ilgili verilerin yanlış ellere geçmesi veya kötüye kullanılması halinde önemli bir zarara uğrayabileceğimize işaret ediyor. Özellikle bu noktada kamu güvenliğini ilgilendiren meselelerde bazı verilerin sadece derlenip özetlenmesi için bile dışarıda çalışan modellere verilmesi geri dönüşü olmayan tehlikeleri doğurabilir. Bir diğer önemli risk olarak da hep bahsettiğimiz istihdam alanında karşımıza çıkıyor. Otomasyonun ivmesini artırmakla birlikte bazı iş kollarının yok olması veya dönüşmesi söz konusu. Artık bu gerçeklikten kaçınamıyoruz. Bunu özümsemek ve rotamızı buna göre çizmek gerekiyor. Kötü senaryoda işsizlik oranlarında artış ve sosyal sorunlarla karşılaşabiliriz. Bunu daha iyi anlayabilmek için ünlü akademisyen Clayton Christensen’in yıkıcı inovasyon tabirini de iyi okuyabilmek lazım. Buradaki yıkıcılığı kasetten cd’ye geçiş olarak örneklendirirler çoğunlukla. Kimileri, yapay zekâyı bu anlamda bir yıkıcı inovasyon olarak görürken, kimileri ise yıkmadan dönüştüren olarak görüyor. Önemli olan hangi sektörde ne yönde bir katkıyı insana sunabileceği.

‘ULUSAL GÜVENLİĞİMİZ İÇİN HAYATİ ÖNEMDE’

“Diğer bir deyişle, karar alma süreçlerinde ne kadar etkili olabilir? Eğer tamamen karar alma süreci teslim edilecekse, ona ne kadar güvenilebilir? Burada şeffaflık ve hesap verilebilirlik gibi yine etik ilkelerin devreye girdiği süreçler de söz konusu. Yani Komisyonun bunu çok yönlü ve multidisipliner anlamda ele alması gerektiğini görüyoruz. Özetlemek gerekirse kamu kuruluşları, Komisyonun da rehberliğinde bir liderlik görevi üstlenmeli. Süreçlerin standartlar çerçevesinde belirli yol haritalarıyla ilerletilmesi, ulusal güvenliğimiz ve kalkınmamız için hayati önem taşıyacaktır.”

‘TBMM KÜRESEL GELİŞMELERİ TEKİP EDİYOR’

Uluslararası alternatif bulut platformu sağlayıcısı Digital Transformation Group (DTG) Kurucusu ve CEO'su Tolga Dinçer, Komisyon çalışmalarında mutlaka olması gereken başlıkları sıraladı. Düzenlemelerin yapılıp dijital bağışıklığın kazandırılmasını ve dijital sömürgeye uğramamızın önüne geçilmesini istedi. Tolga Dinçer, şu ifadeleri kullandı:

“Komisyon’un kurulması bir gereksinimdi. Çünkü yapay zekanın anlaşılıp çok hızlı bir şekilde düzenlenmesi lazım. Komisyonu biz de destekliyoruz. Türkiye bir süredir Batılı ülkeleri takip ediyor ve ona göre daha düzgün düzenlemeler yayınlıyor. Bildiğiniz gibi Mustafa Kemal Atatürk'te de hukuk sitemini kurarken birçok ülkenin hukuk siteminin olgunlaşmış olanlarını alarak en ideal hukuk sitemini kurdu. Dolayısıyla TBMM bu anlamda küresel gelişmeleri takip ediyor. Yayınlanan düzenlemeleri izliyor ve daha olgun bir planlama çıkarıyor.

TBMM'de gündem yapay zeka! Ulusal güvenliğimiz için hayati önemde - Resim : 2

“Veri düzenlemeleri, yapay zeka düzenlemeleri ve bulut düzenlemeleri. Burada en önemlisi bulut. Çünkü bulut bir dijital altyapı. Yapay zeka ve veri sistemlerinin çalışması için bir dijital altyapıya ihtiyaç var. Şu anda ülkemizde de böyle bir yeterli dijital altyapı yok. Bu dijital altyapı olmadan da yazacağınız düzenlemeler açıkçası ilk elden bu konudaki riskleri ortadan kaldırmıyor.

‘VERİ ARTIK DİJİTAL PETROL’

“Yapay zeka dijital altyapı olmadan çalıştırılamaz. Bunun için de dijital altyapıya ihtiyacımız var. Dijital altyapının üzerinde kurgulanacak veri yapıları için de Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) yeterli değil. KVKK olgun değil. KVKK geçtiğimiz dönemde de çeşitli açıklarla yeniden düzenlendi. Kişisel veri çeşitli durumlar özelinde yurt dışına çıkartılabilir dendi. Yapılacak yapay zeka düzenleme çalışmalarında verinin tanımlanıp düzenlenmesi lazım. Dolayısıyla veri artık dijital petroldür. Şu anda biz de veri var. Dolayısıyla bu verileri ciddi anlamda regüle etmemiz lazım. Yerli, milli altyapılar üstünde veri iyi olur. Verinin oluştuğu andan itibaren güvenliğinin sağlanması lazım.

DİJİTAL BAĞIŞIKLIK

“Ayrıca dijital bağışıklık sitemlerinin kurgulanması gerekiyor. Türkiye'de henüz dijital bağışıklık sistemleri konuşulmuyor. Bu yılın trentlerinde ve gelecek yılın trentlerinde dijital bağışıklık sitemleri kurgulanıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de dijital bağışıklık sitemi oluşturması lazım. (Dijital Bağışıklık: Veri oluştuğundan itibaren güvenliğinin sağlanması)

‘KURUMLAR BİRLİKTE ÇALIŞMALI’

“Yapay zekaya geldiğimizde de güvencesi edinilmiş veriyle yapay zeka modelleri geliştirilmeli. Bu yapay zeka modellerinin yetiştirildiği sitemler de yerli ve milli olmalı. Burada kurumların birlikte çalışması çok önemli. Kanun yapıcılar, kanun düzenleyiciler ve bunları denetleyici kurumlar birlikte çalışmalı. Türkiye’de bunları denetleyen bir kurum var o da ‘Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’. Kurum bu düzenlemeleri tekelden denetleyen kurum olması lazım.

‘DİJİTAL SÖMÜRGELEŞMEYE UĞRAMAYALIM’

“Batılı ülkelerin dijital kolonileşme stratejileri var. Dijital kolonileşme stratejilerinde de kendi teknoloji şirketlerini bu tür ülkelere gönderip, merkezi bulut yazılımları ürettirip verileriyle koloni haline getirtmeye çalışıyor. Dijital kolonileşme stratejileri altında dijital sömürgeleşmeye uğramayalım. Bu anlamda bir an önce düzenlemeleri oluşup yerli şirketlerin desteklenmesi gerekiyor.”

Yapay zeka TBMM