Vicdanlara dokunan festival 3 Ekim’de
Bu yıl 6.’sı düzenlenen Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali Filistin’e ithaf edildi. Festival Başkanı Faysal Soysal, Gazze’de yaşanan katliamlara şahit olduklarını belirtti. Soysal, festivalin amacının bu sene sanat camiası içerisinde Filistin için bir bilinç yaratmak olduğunu ifade etti
Filistinli Şair Mahmud Derviş’e adanan 6.Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali kamuoyuna tanıtıldı. İsrail tarafından Filistin halkına karşı işlenen savaş ve insanlık suçlarına karşı sinemada bilinç yaratmayı amaçlayan Festival, 3-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek.
Yazar ve senarist Tarık Tufan'ın jüri başkanı olduğu festivalde yarışacak filmler, Amin Nayfeh, Alma Terziç Saraçoğlu, Ali Aydın, Tuba Özden Deniz, Ahmad Saleh, Darin J. Sallam ve Emre Pekçakır tarafından değerlendirecek.
Toplam 6 kategoride ödüllerin dağıtılacağı festivalde, kazanan yapımlara toplamda 100 bin lira para ödülü ve 50 bin lira değerinde Fono Film Post Prodüksiyon Ödülü verilecek.
"Ana Yarışma" ve "Kırk Yıllık Hatır" bölümlerinde birçok yapımı izleyiciyle buluşturacak festivalin "İnsani Bakış-Filistin" bölümünde ise Gazze'deki insanlık dramına dikkati çeken yapımlara yer verilecek.Kültür ve Turizm Bakanlığının düzenlediği İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında sinemaseverlerle buluşacak festivalde, Cannes'de ödül alan ilk Filistinli yönetmen Michel Khleifi de masterclass verecek.
‘DÜNYA HİÇ BU KADAR ÇARESİZ OLMAMIŞTI’
Filistin halkının dünyanın gözü önünde soykırıma uğradığını belirten Festival Başkanı Faysal Soysal Aydınlık’a konuştu. Soysal “Dünya hiç bu kadar çaresiz, hiç bu kadar umutsuz ve insanlığın gözler önünde katline tanık olmamıştı. Bizim için katlanılması zor, yaşanılması zor bir sürece giriyoruz. Uluslararası hukuk, insan hakları, BM bütün birikimler yok olmak üzere. Bütün bunlar Yahudi veyahut İsrail milletinin suçu olmamakla beraber yöneticilerin ve politikaların sonucu buralara geliyoruz” dedi.
SİNEMACILAR OLARAK ŞAHİTİZ
Sinemacı olarak kendilerini tanık olarak gördüklerini belirten Soysal, Filistin’de yaşananları tüm dünyaya sinema aracılığıyla anlatmayı hedeflediklerini ifade etti.
Soysal, “Bizler sinemacı olarak kendimizi tanık ve şahit olarak görüyoruz. Katliamlara, soykırımlara karşı sessiz olamayız. Sinema perdesinde en azından insanların vicdanlarına değecek, onların empati kurmasını sağlayacak hikayelerle bu meseleyi yaşadığımız çağdaki insanlara ve gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu yıl festivalin Mahmud Derviş’e ve Filistin’e ithaf edilmesinin nedeninin Türkiye’de sinemacılar ve sanatçılar arasında bir bilinç yaratmak olduğunu kaydeden Soysal, “Bu film festivali de ilk defa bu kadar Filistinli konuğu ağırlıyor. Siyonist Yahudi lobisi, Filistinli sanatçılara ve Gazze’ye destek veren sanatçılara muazzam derecede engeller ve sorunlar çıkarıp sansürler uyguluyor.
"Daha önce Berlin Film Festivali’nde tanık olduğumuz meseleleri belki biliyorsunuz. Venedik Film Festivali biraz daha sağlıklı bir çıkış yaptı ve festival başkanı bunun soykırım olduğunu söyleyebildi. Türkiye’den de sinemacıların, sanatçıların daha duyarlı olabilmeleri için bir çağrı olarak görüyoruz bu festivali” diye konuştu.
‘BİZ İNSANI VE HAYATI SAVUNMALIYIZ’
Aydınlık’a konuşan Jüri Başkanı Tarık Tufan da İsrail’in işlediği savaş suçlarına vicdanlı insanların karşı çıktığını kaydetti. Sanatçıların insanlığın sesini yükseltmesi gerektiğini belirten Tufan, “Uygar dünyanın gözleri önünde Batılı güçler, egemen güçler, büyük ekonomi güçler, silah tüccarları ve Siyonist rejim Gazze’de bir avuç insana yeryüzünün tanık olduğu en büyük soykırımlarından birini gerçekleştiriyor.
"Görünen o ki Batılı güçler, emperyal güçler bu saldırıya karşı ses çıkarmak bir yana soykırımın destekçisi olmaya devam ediyorlar. Bu soykırıma, bu işgale, bu insanlık suçuna karşı çıkan tek güç dünyanın vicdanlı insanları. Sinemacılar, fikir insanları, sanatçılar bu büyük güçlere karşı insanlığın sesini yükseltmek mesuliyetindeler.
"Anlaşılıyor ki dünya daha uzun süre savaşı yaymak isteyen silah tüccarlarının ve Batılı soykırım destekçilerinin şiddetine maruz kalmaya devam edecek.” dedi.
Sanat ve sinemanın uygarlığı hafızalarda yeniden diriltebileceğini kaydeden Tufan, “Biz insanı savunmalıyız, hayatı savunmalıyız, çocukları savunmalıyız. İnsanlığın geleceğini savunmalıyız. İnsan hakları ve demokrasinin uygar dünyada eriştiği seviyeyi korumak zorundayız. Görünüyor ki bunlar emperyal güç tarafından bir illüzyondan ibaret.
"Belki sanat, sinema bunları yeniden insanlığın hafızasında diriltir, bu vicdanı ayakta tutar diye biliyorum. Dostluk Kısa Film Festivali de bu yıl aslında dünyanın vicdanlı insanlarının sesi olabilmek için, sinemanın insanlık suçlarına karşı sesini yükseltebilmesi için mütevazı bir adım olarak düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
FİLİSTİN DİRENİŞİNİN SESİ MAHMUD DERVİŞ
Filistinli Şair Mahmud Derviş, 13 Mart 1941’de El-Birva’da dünyaya geldi. 7 yaşındayken İsrail askerlerinin köyüne saldırması nedeniyle Lübnan’a kaçtı. Şiir yazmaya, iki kilometre uzaklıktaki okuluna yürüyerek gittiği ilköğretimi sırasında başladı.
Şiirleri 20’den fazla dile çevrilen Derviş başta Nazım Hikmet ödülü olmak üzere pek çok ödüle layık görüldü. Ömrü boyunca Filistin halkının acılarını anlatan Derviş, 9 Ağustos 2008’de hayatını kaybetti.
Lirik bir anlatımla birlikte şiirlerinde meydan okuyan Derviş, Yaser Arafat’ın da yakın dostlarından biriydi. Bir şiirinde emperyalizme şu dizeleriyle meydan okumuştu:
“Bağlayın beni kıskıvrak
Yasak edin bana kitap okumayı
Cıgara içmeyi yasak edin
Tıkayın ağzımı kumla
Şiir kandır
şiir göz yaşı
yazılır tırnaklarla
yazılır gözlerle
yazılır bıçaklarla
Ben şiiri haykıracağım
zindanlarda,
ben şiiri
kamçı altında
zincir altında
kan ter içinde
ben şiiri
Savaş türküleri şakır
bir milyon kuş
gönlümün dallarında.”