22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Üniversite hastanelerinde çalışan hemşirelerin mağduriyeti

Hemşireler iki farklı uygulama arasında sıkıştı kaldı. Hemşire atamalarında düne kadar sürdürülen uygulama yasaya aykırı denildi. Ortada atanmış ama göreve başlayamayan yüzlerce hemşire kaldı.

Üniversite hastanelerinde çalışan hemşirelerin mağduriyeti
A+ A-

Sağlık Bakanlığı ile üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler aynı istihdam modeline göre istihdam ediliyorlar. KPSS puanı esas alınarak 657 4/A ve 657 4/B istihdam modellerine göre istihdam edilen hemşirelerden sağlık bakanlığına bağlı olarak çalışan hemşireler ile Yüksek Öğretim Kurumuna bağlı olarak üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler arasında aynı kadro niteliğinde olmasına rağmen büyük farklar söz konusudur. Özlük hakları bakımından sağlık bakanlığı hastanelerinde çalışan hemşireler lehine olan özlük hakları, üniversite hastanelerinde çalışan hemşireleri ne yazık ki mağdur etmektedir.

2018 SAĞLIK BAKANLIĞI HEMŞİRE ATAMALARINDA OLUŞAN KRİZ

Sağlık Bakanlığı KPSS 2018/5 ile 18 bin sağlık personeli için kadro dağılımını 2018 mayıs ayı sonunda duyurdu. Üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler de geçiş hakkından yararlanmak üzere yasal prosedürlere uygun olarak, atamadan bir ay önce istifa dilekçelerini üst makamlara bildirdiler. Kurumları, istifalarını uygun bulup onayladı, karşılıklı olarak sözleşmeleri feshetti ve hemşireler de görevinden ayrıldı. Yaklaşık on yıldır yapılagelen bu karşılıklı danışıklı dövüş, bir grup üniversitenin şikayetiyle atama krizine yol açtı. Birkaç üniversite, atanma maksadıyla karşılıklı sözleşmeyi iptal ettiği hemşireleri, “sözleşmeyi tek taraflı feshetti” iddiasıyla Sağlık Bakanlığı’na şikayet etti. Gerekçesini de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen “Sözleşmeyi tek taraflı feshetmeleri halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler.” ibaresine dayandırdı. İtiraz Bakanlıkça kabul edildi ve bu kez ataması yapılan hemşirelere sözlü olarak “atamalarının iptal edildiği” duyuruldu. CİMER’e yapılan başvurular da aynı şekilde yanıt aldı. Oysa sistem, 2010 yılından beri bu uygulamaya izin vermiş ve yıllardır tam da bu yolla atamalar yapılmıştı.

2018 ATAMA KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ

Binlerce hemşire üniversite hastanelerinden sağlık bakanlığı hastanelerine geçmek için atandıkları halde atamaları mevzuata uygun olmadığı için iptal edilmişti. Hemşirelerin mağduriyetleri gerek hukuksal gerek kurumsal düzeyde uzun bir mücadele sonucunda bakanlık komisyon kararınca üniversite hastanelerinden istifa edip bir yıl süreyi dolduranların atandıkları yerlere atamalarının yapılmasıyla çözüme ulaşmıştı.

2020 ATAMA KRİZİ

Ülkemizde ve dünyada Covid-19 pandemisi ile mücadele ediliyor. Pandemi ile mücadelede canı pahasına üstün bir mücadele veren ülkemizin hemşireleri 2020/4 ve 2020/5 Sağlık Bakanlığı atamaları ile atandıkları halde 657 sayılı devlet memurları kanununun 4. maddesinin (B) fıkrasına göre üniversite hastanelerinde çalıştıkları için atamaları yapılamamıştır.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDEN ÇAĞRI

Sağlık Bakanlığı Hastaneleri’nde sözleşmeli devlet memuru olarak çalışan meslektaşlarımız ile aynı norm kadroyla istihdam edilmemize rağmen özlük hakları bakımından birçok fark vardır. Üniversite hastanelerinde çalışan bir hemşire başka bir hastaneye veya bir ile tayin hakkının olmaması, mevcut yönetimlerin il dışı tayinlere hiçbir şekilde izin vermemesi, ücretlendirme konusunda bakanlık hastanelerinin çok gerisinde olması ve birçok yönden Sağlık Bakanlığı Hastaneleri’nin özlük haklarının üniversite hastanelerine göre daha iyi durumda olması hemşireleri mağdur etmektedir. Üniversite hastanelerinde çalışan hemşireler; aynı işleri yapmalarına rağmen daha kötü koşullarda çalıştıklarını ve aynı kadro modelinde özlük haklarının farklı olmasının insan hakları adına eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığını ifade ettiler. 2018/4 ve 2018/5 dönemi atamalarındaki krizde olduğu gibi kendilerinin sözleşme dönemleri bitiş tarihi olan 2020 yılı aralık ayında üniversite hastaneleri ile sözleşmelerini devam ettirtmeyip Bakanlık Hastaneleri’nde atandıkları yerlere atamalarının yapılmasını talep etmektedirler.

PROF. DR. SEVGİ OKTAY’DAN ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi ve Yüksekokulu Mezunları Derneği Başkanı Prof. Dr. Sevgi Oktay, 2018 yılında da söz konusu durumun yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini söyleyerek sürekli kriz yaratan durumun kökten çözülmesi için önerilerini sıraladı:

“Üniversite hastaneleri yönetimlerinin, çalışanların motivasyonu için elzem olan gerek şartları önemseyip, yerine getirmemesi (Ek ödemelerin yetersizliği, nöbet usulü çalışmaya zorlanma, "eğreti eleman" muamelesi, kritik noktalarda yeni mezunların piyon gibi çalıştırılması, özveriyle yapılan hizmetin samimi takdiri, teşekkürü ve ödülünün olmaması, ve beklenen kolaylıkların eksikliği...), üniversite hastanelerinin devletten yeterli mali destek alamaması sonucu, çalışma sırasında koruyucu ekipman sıkıntısı ve çalışan güvenliğinin sağlanmamasına dair şikayetler, 4B'li hemşirelik personelinde kaçma isteği doğurmaktadır. Sağlık Bakanlığı'nın kapıları kapaması, sendikaların ilgisizliği, çalışanların panik halinde, mesleki kuruluşların desteğini istemelerine neden olmaktadır.

Bir kurum personelini tutmak için gereken olumlu yaklaşımları benimsemeli, işe alım sırasında da kurum ile adayın beklentilerinin uyumlu olduğundan emin olmalıdır. Personelin kuruma bağlılığının sağlanması bir sır değildir. Her kademedeki yöneticilerin performans değerlendirmesinde, çalışan devir hızı önemli bir ölçüttür. Hastane yönetiminin kompozisyonuna karar vermeden önce dikkate alınmalı ve nedenleri araştırılmalıdır.

Çalışanların, kendilerini güvende hissedecekleri bir kuruma geçişlerinin engellenmesi, çaresizlik içinde, doyumsuz bir şekilde, istenmeyen işyerinde kalmaya zorlanması, ‘kuruma, hizmet alanlara zarar verir’ endişesi içinde, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin, Türk Hemşireler Derneği, Yönetici Hemşireler Derneği uzmanlarıyla kalıcı bir çözüm için işbirliği yapmalarını dileriz.” şeklinde değerlendirmede bulunuldu.

MEDİKRİTİK
Hemşire