Ünlü soprano Mojca Erdmann: Sıcak kalpli insanların ülkesindeyim

“Alman Romantizminin Sınırsız Ufuklarına” başlığıyla 17 Eylül’de Başkent Ankara’da düzenlenecek konserde Türk dinleyiciyle buluşacak olan dünyaca ünlü soprano Mojca Erdmann, müziğiyle ilgili Aydınlık’a açıklamalarda bulundu. Sesinin giderek daha lirik bir yapıya büründüğünü ve daha fazla Romantik Dönem eseri seslendirmek istediğini belirten Erdmann, Türkiye’ye her gelişinde sıcak kalpli insanların kendisini sardığını söyledi.

Deutsche Grammophon sanatçısı, yıldız soprano Mojca Erdmann, CSO Ada Ankara’nın “Misafir Yerleşik Sanatçısı” ünvanıyla ilk kez Ankaralı sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Almanya’nın uluslararası müzik sahnesine armağan ettiği en etkileyici sesler arasında gösterilen sanatçıya sahnede ödüllü İtalyan piyanist Riccardo Bovino eşlik edecek. Başarılı kariyerinde Berlin Filarmoni Orkestrası, Amsterdam Concertgebouw, Elbphilarmonie ve Köln Filarmoni gibi öncü orkestralarla konserler veren ve Daniel Barenboim, Yannick Nézet-Séguin ve Kent Nagano’nun da aralarında bulunduğu efsane şeflerle çalışan Erdmann, CSO Ada Ankara seyircisine Romantik dönem Alman bestecilerinin eserlerinden oluşan kapsamlı bir program sunacak. Konserin ilk yarısına Robert Schumann ve bestecinin başarılı piyano virtüözü eşi Clara Schumann’ın romantizmin sihirli doruklarındaki eserleri damga vuracak. İkinci yarıda, Felix Mendelssohn’un engin duygu dünyası, Mojca Erdmann’ın göz kamaştıran yorumuyla sahneye taşınacak. Konserin finalinde ise Erdmann, Mozart’ın döneminin ünlü sopranosu Nancy Storace için yazdığı tutkulu arya “Ch’io mi scordi di te”yi Başkentliler için seslendirecek.

Mojca Erdmann, Aydınlık’ın sorularını yanıtladı:

• Türkiye’nin başkentindeki yeni bir konser salonu olan CSO Ada Ankara’da “yerleşik sanatçı” olarak konserler vermeye başlıyorsunuz. Türk dinleyicisine mesajınız nedir? Ülkemizde daha once bulundunuz mu ve Türkiye’yle ilgili neler söylemek istersiniz?

Birkaç yıl önce Ankara’da orkestra şarkılarıyla konser vermiştim. Yerleşik sanatçı olarak geri dönmekten ve bu harika yeni konser salonunda söyleyecek olmaktan dolayı çok minnettarım ve onur duydum. Daha önce İstanbul ve Ankara’da bulunmuştum. Ne yazık ki şehirleri keşfedecek çok fazla boş vakit olmamıştı, sadece biraz İstanbul’u gezdim ve çok sevdim. Her iki seferde de sıcak kalpli müthiş insanlar tarafından sarıldığımı hissettim.

• Konser repertuarınızda gelecekte dinleyiciyi bekleyen sürprizler var mı?

Sesimin değişmesi ve daha lirik hale gelmesiyle, Strauss ve Wagner dâhil olmak üzere daha fazla romantik dönem repertuarı söylemek istiyorum. Önümüzdeki yıl Müpa Budapest’te ilk kez “Eva” (“Meistersinger”)’i söyleyeceğim. Ve rüya parçalarımdan bir olan “Salome”. Geçen yıl planlanmıştı fakat ne yazık ki korona durumundan dolayı ertelenmişti.

• Ankara konserinizin repertuarıyla ilgili duygu ve düşünceleriniz neler?

Robert Schumann şarkılarını seviyorum. Onun müziğiyle bütünleşen Elisabeth Kulman şiirleri yürek parçalayıcı. Kısa hayatında 800 civarında şiir yazdı ve o genç yaşına rağmen çok dokunaklı bir derinlik ve bilgeliği var.

Mozart'a olan aşkım hayatım boyunca var ve müziği kelimelerle anlatamayacağım bir şey, kalbime ve ruhuma dokunuyor. "Ch'io mi scordi di te" aryasını ilk kez Hélène Grimaud ile birlikte söyledim ve kaydettim. O zamandan beri en sevdiğim aryalardan biri.

Mendelssohn’un Lieder’i inanılmaz güzel ve çok renkli. Hem Mozart hem de o, “Harika Çocuklar”dı ve kısa yaşamlarında çok fazla harika müzikler yazdılar.

• Ankara'da piyanist Riccardo Bovino ile sahne alacaksınız. Bize biraz onunla işbirliği sürecinizden bahseder misiniz?

Piyanist Riccardo Bovino çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Uzun yıllardır birbirimizi tanıyoruz ve birlikte çalışıyoruz. Özellikle Korona karantinası sırasında, ikimiz de İsviçre'de yaşadığımız ve birbirimizi görebildiğimiz için işbirliğimizi derinleştirdik. O harika bir müzisyen.