Sebzede fiyat böyle düşer
‘Emeklilerin, sabit gelirlilerin, işçilerin enflasyon oranında maaşlarının yetersiz kaldığı bir süreçten geçiyoruz. Gıda fiyatlarındaki artışlar, satın alma gücünü etkiler hale gelmiş durumda. Bu manada toplumsal bir huzursuzluğun da önünü açabilir bu durum. Son derece dikkatli olmak lazım.’
Yaz geldi meyve sebze fiyatları düşmedi. Üretici kazanamamaktan, tüketici pahalı yemekten şikâyet ediyor. Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde ucuz gıdaya erişimin önemli olduğunu belirtti, “Üreticinin ürünü, tüketiciye direk ulaşmalı, bu zorunluluk.” dedi. Bayraktar’la bölgedeki mısır üretimini ve gıda fiyatlarını konuştuk.
ÜRETİCİ KAZANAMIYOR
Ali Şener Bayraktar, gıda fiyatlarının artmasının nedenlerini şöyle anlattı:
“Üreticinin maliyetleri aşağı çekilmeden ya da üretici desteklenmeden bu fiyatların aşağı çekilmesi mümkün değil. Üretici maliyetleri dikkate alındığında artışın olması kaçınılmaz. Diğer taraftan da artan fiyatlara baktığımızda üreticinin de kazanç konusunda sıkıntılı olduğunu görüyoruz, artan maliyetler ve enflasyon oranındaki beklentilerini fiyata yansıtamadığını görüyoruz.
"Bir taraftan üretici ‘ben kazanamıyorum’ diye feryat ederken diğer taraftan da ‘üreticilerimizin üretmiş olduğu ürünleri tüketen tüketiciler de pahalılıktan yakınıyor. Burada üreticiden tüketiciye bu ürünlerin ulaştırılması sırasındaki aracıların yüksek kârları ve zaman zaman da fırsatçılıklarına şahit oluyoruz.”
BİRLİKLERİN FİNANSMAN SIKINTISI VAR
“Bu zincir ortadan kaldırılamadı. Zincirin halkaları dağıtılamadı.” diyen Bayraktar, tüketiciyle üreticiyi direk buluşturabilecek imkânların ülke genelinde yoğun şekilde oluşturulamadığını belirtti.
Bayraktar, “Bu buluşma nasıl olacak?” sorumuza da şu yanıtı verdi:
“Dünyada bunu yapan ülkeler var. Bizim ülkede üretici birlikleriyle ilgili yasal mevzuat olmasına rağmen üretici birliklerinin fonksiyonel çalışmasını sağlayacak finansman kaynakları yok. Üretici birlikleri kurulmuş ama üretici birlikleri üreticiden alıp direk tüketiciye bu ürünü satabilecek organizasyonları yapamıyor. Dünyanın gelişmiş bütün ülkelerinde görüyoruz. Üretici birliklerinin bir taraftan finansman kaynakları diğer taraftan bu konuda oluşturdukları organizasyonlar ve üreticinin mallarını tüketiciyle buluşturacak alanların oluşturulmasında aktif rol oynadıklarını ve profesyonelce çalıştıklarını görüyoruz.
"Maalesef bizim ülkede bu yeterlilik ve fiziki şartlar oluşmamış durumda. Üretici birlikleri özellikle finans kaynağı konusunda sıkıntı yaşıyor. “Hal yasası yıllardır konuşuluyor. Üreticinin hallerde ürününü direk satabileceği bir ortam maalesef oluşturulamadı. Diğer taraftan semt pazarları var. Bu pazarlarda da üreticinin organize olup birlikte mallarını bu pazara getirememesi sebebiyle bu malların satışı yeterince olmuyor. Böyle olunca da üretici malını aracılara satıyor.
ÜRETİCİYLE TÜKETİCİ BULUŞACAK
“Üreticiyle tüketiciyi buluşturacak işlevsel yapıların oluşması lazım ve birlikte hareket edilmesi lazım. Semt pazarlarından hale, üretici ürünlerinin satıldığı marketlere varıncaya kadar ilk elden aracıların ortadan kaldırıldığı, satış organizasyonlarının oluşturulması lazım. Bu oluşturulmadığı sürece araya giren her aracı halkası, kendi lehine kârlılık oluşturmak için fiyatın üstüne fiyat koymak durumunda. Böyle olunca da üreticiyle tüketici arasındaki fiyat farkının açıklığının bir türlü kapanmadığını görüyoruz.
“Bunu kapatmanın yolu belli. Dünyayı yeniden keşfedecek halimiz yok. Üreticiyi tüketiciyle direk buluşturacak şartları oluşturacağız. Bu hal yasasıysa hal yasası, semt pazarlarıysa semt pazarları, kooperatiflerin oluşturacağı satış pazarlarıysa satış noktaları. Geçmişte fiyatların hızla yükseldiği dönemde tanzim satış mağazalarının oluştuğunu gördük.”
YA ALMIYOR YA AZALTIYOR
Bayraktar, ekonomik sıkıntıların olduğu dönemlerin son derece önemli dönemler olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:
“Gıdanın pahalı olması tüketicilerin gıdaya ulaşımını ciddi oranda etkiliyor. Emeklilerin, sabit gelirlilerin, işçilerin enflasyon oranında maaşlarının yetersiz kaldığı bir süreçten geçiyoruz. Dolayısıyla bu süreçte gıda fiyatlarındaki artışlar, satın alma gücünü etkiler hale gelmiş durumda.
"Tüketici ya almıyor ya da tüketimlerini azaltmak durumunda kalıyor. Gıda insan yaşamı için vazgeçilmez. Bu manada toplumsal bir huzursuzluğun da önünü açabilir bu durum. Son derece dikkatli olmak lazım. Tüketicilerin yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması konusunda uygun koşullarla ve uygun fiyatlarla gıda tüketebilmelerinin temin edilmesi bir zorunluluk.”
MISIR ÜRETİCİSİ GEÇEN YIL YAŞADIĞINI YAŞAMAK İSTEMİYOR
Geçtiğimiz yıl düşük fiyat ve kuraklık nedeniyle mağdur olan mısır üreticileri, önceki akşam Sakarya’da yağan yağmurdan dolayı nefes aldı. Verimde artış bekleyen üretici, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından açıklanacak fiyattan da memnun olmak istiyor.
Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ali Şener Bayraktar, hava koşullarından dolayı sıkıntılı bir dönem geçirdiklerini ancak önceki gün yağan yağışın üreticinin sıkıntılarını giderdiğini belirtti. Bayraktar, “Eğer bu yağış olmasaydı, önemli rekolte kayıplarıyla karşı karşıya kalacaktık. Tohumun toprağa düşmesi anından itibaren olumlu bir süreç var. Yağış da rekolte açısından son derece önemliydi.” dedi.
DÜŞÜK FİYAT EKİM ALANLARINI AZALTTI
Bayraktar, TMO tarafından geçen yıl açıklanan fiyat nedeniyle üretim alanlarında bir miktar azalma yaşandığını da belirterek, şöyle konuştu:
“Mısır üreticilerinin bir kısmı üretimden vazgeçti, bir kısmı kavağa, bir kısmı fındık dikmeye başladı, bir kısmı da pancara döndü. Dolayısıyla geçen seneye göre mısır üretim alanlarında bir miktar azalma var.
“Geçen sene ekim tarihleriyle ilgili de sıkıntı oluşmuştu. Arazide su durmasından kaynaklı maalesef haziran ayının ilk haftasına kadar süren bir ekim dönemi olmuştu. Sonrasında da yaşanan kuraklık nedeniyle verim kayıplarıyla yüz yüze kaldık, 1tonun altına düşmüştü verimlilik. Bu sene geçen geçen seneye göre birim alanda verimlilik oranlarının daha iyi olacağını düşünüyorum. Özellikle yağış bu manada olumlu oldu.”
350 BİN DÖNÜM ALANDA ÜRETİM VAR
Bayraktar bölgedeki üretim miktarlarını da şöyle açıkladı:
“Sakarya’nın ortalama danelik mısır üretimi 350 bin ton civarında. Bunun yanında 150 bin ton civarında da silajlık mısır üretimimiz var. Silajlık mısırla beraber 350 bin dönüm alanda mısır üretimimiz var. Geçen sene fiyatlardan kaynaklı olumsuzluk sebebiyle yüzde 15 civarında üreticimiz mısır üretiminden vazgeçti.”
BEKLENEN FİYATI PAYLAŞACAĞIZ
Bayraktar, hasadın eylül sonu, ekim başı başlayacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Geçen seneye göre maliyetler yüzde 50 civarında arttı. Enflasyon da yaklaşık yüzde 74’ler civarında. Bunlar dikkate alındığında üreticimiz yaşamını sürdürecek olan ihtiyaçlarını satın almak zorunda. Bu bir ekonomik faaliyet. Bu gelir, üreticinin 1 yıllık ihtiyaçlarını karşılayacak. Dolayısıyla mısır müdahale alım fiyatı belirlenirken hem üreticinin üretim maliyetlerindeki artış hem de üreticinin geçimini temin edebileceği enflasyon dikkate alınarak bir müdahale alım fiyatının belirlenmesini istiyoruz.
“Sakarya Ziraat Odaları olarak ilçelerden gelen beklenti fiyatlarının ortalamasını alıp üreticinin TMO’nun açıklamasını istedikleri fiyatı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu sene de paylaşacağız. Geçen sene 2022 yılına göre 5,3 oranında bir artış olmuştu. Bu üreticimiz açısından sıkıntılı bir dönemdi. Bu sene üreticiyi memnun edecek emeğinin karşılığını alabileceği bir fiyat bekliyoruz.”