Üreticiler çay kanunu’nu değerlendirdi: Tek güvencemiz ÇAYKUR
Çay üreticileri Aydınlık’a konuştu, TBMM’ye sunulan Çay Kanunu’ndaki maddelerde düzenleme istedi. Bu yıl kotanın kalkmasıyla iyi bir sezon geçirdiklerini, özel sektörün de fiyatları düşüremediğini ifade eden üreticilerin ortak talebi, alım fiyatlarının devlet tarafından belirlenip açıklanması
Yıllardır beklenen Çay Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde gündeme geliyor. Üreticinin beklediği en kritik maddenin kanunda yer almaması, tepkilere neden olmuştu. Çay üreticileri, özel sektörün açıklanan yaş çay taban fiyatının altında alım yapabilmesinin önüne geçilmesini istiyordu. Meclis’e sunulan Çay Kanunu teklifine göre ise alım fiyatı, Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenecek. Üretici ise fiyatı, ÇAYKUR aracılığıyla devletin açıklamasını istiyor.
BU SENEYİ KANUN YAPALIM
Aydınlık’a konuşan Rize Ziraat Odası başkanı Nevzat Paliç, ÇAYKUR’un üretici için vazgeçilmez olduğunu belirterek, “ÇAYKUR, bu sektörün lokomotifi, sigortası, vatandaşın tek güvencesidir.” dedi.
“Çayın bekletmesi olmaz, depolaması olmaz. Çayı dalından toplandıktan sonra 1 gün bekletebilirsin, ikinci gün ya satacaksın ya atacaksın.” diyen Paliç, en büyük sorunun özel sektör tarafından fiyatların düşürülmesi olduğunu ifade etti. Bu sene alım ve fiyatlarda sorun yaşanmadığını ifade eden Paliç, şöyle devam etti: “Bu seneyi kanun yapalım. Bu sene özel sektör, taban fiyatın altında çay almadı. Özel sektör de ÇAYKUR ile aynı anda fabrikalarını açtı. Ama bir yıl evvel vatandaş özel sektöre yüzde 40 eksiğine çayını vermeye mecbur bırakılmıştı. Bu sene kota sorunu tamamen kalktı. Çayda kalite yükseldi. Çünkü çayda işleme süresi geçtiği zaman dalında kartlaşıyor, kartlaşan çaydan çöp çıkıyor. Biz de diyoruz ki bakın bu sene ne kadar güzel oldu. Geçen sene 50-55 günde işlediğiniz çayı bu sene 20-25 günde işlediniz. Ne kadar güzel, taze taze işlendi. Vatandaş hiç beklemedi, rahat rahat çayını sattı. Fiyat sorunu olmadı.”
MUHATAP DEVLET OLSUN
Paliç, talep ettikleri değişiklikleri de şöyle açıkladı: “Bugüne kadar ÇAYKUR, fiyatı tespit edip bakanlığa bildirirdi. Bunu başbakanımız ya da cumhurbaşkanımız açıklardı. Vatandaşın muhatabı devletti. Biz bunun böyle kalmasını istiyoruz. O kanun teklifinde ne yapmışlar; Ulusal Çay Konseyi çay fiyatını kendisi belirlesin, kendisi çayı alsın. Tüccar, malı alacak, yaş çayın fiyatını da kendisi belirleyecek. Bunu hiç kimsenin kabul etme imkânı yok. O konseyde ÇAYKUR’da var ama o konsey ÇAYKUR’un etkisi ve yetkisi altında değil. Yani burada lokomotif, ÇAYKUR olsun. Üreticinin muhatabı devlet olsun, talebimiz bu.
ÇAYKUR taban fiyat açıklıyor, ÇAYKUR hep o fiyattan çay alıyor. Hiç aşağı yukarı oynamıyor. Fakat özel sektör işine geldiği zaman aşağıda, işine geldiği zaman yukarıda alıyor. Üreticiye zarar verme yarışında değil de kaliteyi artırma yarışında olsunlar.”
DESTEKLERDE ÇAYKUR KAYITLARI ESAS ALINSIN
Rize sınırları içerisinde 344 bin nüfusun 135 bin tanesinin ÇAYKUR’dan ruhsatı olduğu bilgisini de veren Paliç, “Pirim desteği, 30 kuruş oldu bu yıl. Bu 30 kuruşu bile kararname ile verdiler. Çünkü ÇKS’ye kayıtlı olanlar alabiliyor desteği. 135 bin ruhsatlı müstahsilin 12-13 bini ÇKS’ye kayıtlı. ÇAYKUR’da kayıtlar var. O kayıtlar esas alınsın. Zaten ÇAYKUR’da kaydı olmayan özel sektöre cüzdan çıkartamaz. Kayıtlar zaten devletin kayıtlarıdır. Bu kayıtlar esas alınsın, ÇKS kayıtları değil. Bu şekilde herkes desteklerden yararlansın.” diye konuştu.
ÇİN GİBİ YAPALIM
Paliç, kanunda yer alan çay yenileme projesi ile ilgili de şunları belirtti: “Arazilerimiz çok engebeli. Çin’in 850 senedir bir uygulaması var. Çok meyilli arazilerde toprak altı kesimi yaparak değişiklik yapılabiliyor. Bizim engebeli arazilerimizde çayı koparsak o toprak dereye iner. Bu gibi yerlerde toprak altı kesim yapılabilir. Biz numune bahçelerimizde yaptık. Bizim tercihimiz 20 yılda bir ve bunun ilk sökme dikme maliyenin devlet tarafından karşılanması.”
ESKİ ÜRÜNLERİ GELİŞTİRECEĞİZ
Ziraat Odası olarak sera çalışması yaptıklarını da belirten Paliç, şu bilgileri verdi: “Bu memleketin hava ve iklim şartları nedeniyle dışarıdan alıp burada dağıttığımız fidanlar uyum sağlamıyor. İllaki burada üretmemiz lazım. Şu anda bizim seralara devlet desteği olmadı. Bu memlekete ne fidanı lazımsa yetiştireceğiz. Bir de kaybolan değerlerimiz var. Bu memleketin eski ürünleri var. Bu eski değerleri de yeniden meydana getirebilmek için bazı muhtarlarımızla araştırıyoruz, bize tohumlar veriyorlar. Bunları artırarak tekrar vatandaşa dağıtacağız.”
KANUN ÜRETİCİ LEHİNE DÜZENLENMELİ
Salih Öksüz (Vatan Partisi Rize İl Başkanı):
“25 Haziran’da üreticilerle, sanayicilerle bir araya geldik ve Çayda Üretim Devrimi kurultayı düzenledik. Oradan 11 maddelik bir sonuç bildirgesi çıkarttık. Bu etkili oldu. Daha sonra çay kanun taslağı geri çekildi. Güncelleme yapılacağı söylendi. Şimdi tekrar Meclis açıldığı için önümüze gelecek bu taslak. Taslakta güncellemeler yapılmasını umut ediyoruz. En önemli konu taban fiyat. Gübre alım satımının ÇAYKUR’a devredilmesi gerekiyor. Ulusal Çay Konseyi’nin taban fiyatı açıklaması gibi şeylerin kaldırılması gerekiyor. Çay fiyatının belirlenmesi kesinlikle devletimizin elinde olmalı. Çay bitkisinin ömrü kısaldı. Bunların güncellenmesi gerekiyor. Taslakta bu var ama devlet desteğiyle olması gerekiyor. Tabi bu işlem yapılırken Erozyonla Mücadele Müdürlüğü ile yapılması gerekiyor. Kanunun üretici lehine çıkmasını umut ediyoruz.”
MUSTAFA MAVİ: KOTA OLMAZSA ÖZEL SEKTÖR FİYAT DÜŞÜREMEZ
Çay Üreticileri Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Mavi de Ulusal Çay Konseyi’nin özel sektör sanayicilerinin yoğunlukta olduğu bir oluşum olduğunu belirterek, fiyatın kesinlikle devlet tarafından belirlenmesini ve açıklanmasını istedi.
Mavi, sözleşmeli tarım açıklamalarıyla ilgili de şöyle konuştu: “Üretici sözleşme yaptığı işletmeciye çay vermek zorunda. Biliyorsunuz ÇAYKUR bize kota uyguluyor. Biz ÇAYKUR’u seçtiğimiz zaman herhangi bir özel sektöre çay veremez duruma gelebiliriz. Bunun düzeltilmesini istiyoruz. ÇAYKUR’un üreticiye kota uygulamamasını biz öneriyoruz. Kota uygulanmadığı zaman üretici daha rahat piyasa bulacak ve yaş çay fiyatı aşağı düşmeyecektir. Bu sene bildiğiniz gibi ÇAYKUR kotaları yüksek tuttu ve serbest alım yaptı. Hiçbir izdiham olmadan, taban fiyat aşağı düşmeden sezonu bitirdik. Buradaki ana tema ÇAYKUR, başından kontenjansız ve randevusuz sistemle çay almaya başlayınca özel sektör çay alamaz duruma düştü. Devletin açıklamış olduğu fiyattan çay alma durumuna geçti. Biz bunu yıllardan beri savunmamıza rağmen uygulamıyorlardı. Ama bu sene uygulandı ve başarıya ulaştı.”
Mavi, budama zorunluluğuyla ilgili itirazlarını da şöyle açıkladı: “Üreticinin çaylık alanları daraldı. Budandıkça çayın aralıkları açılıyor ve ot çıkıyor. Vatandaş 3 defa yabani otlarla mücadele etmek zorunda. Budama yapan üreticiler, 5 yıl içerisinde budama yapmışsa gelecek yıl budama yapmasa da ÇAYKUR’a çay satabilmelidir. Bunu yürürlüğe sokmamız lazım. Benim budama yapacak çaylığım yoksa geçmiş yıllarda düzenli olarak yapmışsam gelecek yıl ÇAYKUR’a çay satabilmeliyim. Bu yapıldığı taktirde isteyen budama yapar tazminatını alır, isteyen budama yapmaz ama ÇAYKUR’a çay verir. Bunu daha yüksek sesle söyleyeceğiz çünkü bu sene aşırı otlanma oldu. Ot olması da çayın rekoltesini düşürdü. Bizim amacımız budama olgunluğuna gelmemiş çaylıkları mecburi budama yaptırmayalım. Bu yıl bizim rekoltemiz 1,5 milyon tondan 1 milyon 250 bin tona düştü. Bu da 50 bin ton kuru çaya tekabül ediyor. Bunun önümüzdeki yıllarda ihracat ve Türkiye’deki tüketimi üzerine baktığımız zaman belki de biz kuru çay ithal eder duruma geleceğiz. Bu duruma gelmemek için mecburi budamayı kaldırmalıyız. ÇAYKUR’un alım politikaları da bu yıl olduğu gibi devam ettiği sürece çayımız gerçek değerine ulaşır.”