22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Uzay hedefleri gerçekçi mi?

Türkiye'nin 10 yıllık uzay hedefleri için ayrılan bütçe, muhalefetin eleştirilerine neden oldu. Kimileri bunun gerçekçi olmadığını iddia ederken, uzmanlar hedeflerin nasıl başarılacağını ve gelinen noktayı anlattı.

Uzay hedefleri gerçekçi mi?
A+ A-

On yıllar boyunca hükümetlerin tekelinde olan uzay yolculukları, yakın tarihte özel şirketlerin de faaliyet gösterdiği bir alana dönüştü. Gelişen teknolojiyle birlikte uzaya gitmenin maliyeti azalsa da istenen rakamlar hâlâ azımsanmayacak kadar yüksek.

Türkiye'nin uzay programında açıkladığı hedeflerden biri, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) astronot göndermekti.

Tüm dünyanın uzunca bir süre bu görev için bağımlı olduğu Rusya, Soyuz roketleriyle bir astronotu ISS'e göndermek için 80 milyon doların üzerinde ücret talep ediyor. ABD merkezli SpaceX şirketi ise geçen yıl kullanılmaya başlanan roketleriyle aynı görev için 50 milyon dolar istiyor.

Uzaya turist olarak giden ilk kişi olan Dennis Tito'nun 2001 yılında 20 milyon dolar ödediği, 2009'da uzay turisti olan Guy Laliberté'nin ise 35 milyon dolar ödediği basında yer almıştı.

Roscosmos yöneticisi Dmitri Rogozin ise SpaceX için açıklanan fiyatın gerçeği yansıtmadığını belirterek, Soyuz için "Ucuz ve güvenilir, tıpkı bir Kalaşnikov gibi talep görüyor" diyor.

TÜRKİYE'NİN SOYUZ'U KULLANMA İHTİMALİ YÜKSEK

Türkiye'nin ISS'e hangi yöntemle astronot göndereceği bilinmiyor. Fakat Rus haber ajansı TASS'a konuşan Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım "Soyuz'u kullanma ihtimalimiz yüksek çünkü çok güvenilir bir araç. Bu mümkün ama önce karar vermemiz lazım" dedi.

Rogozin, 2018 yılında Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada Rusya'nın Türk astronotları eğiterek Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında Kazakistan'daki Baykonur Kozmodromu'ndan ISS'e astronot gönderebileceklerini söylemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yakın zamanda uzay programıyla ilgili olarak SpaceX'in sahibi Elon Musk'la bir telefon görüşmesi yaptı.

Ülkelerinin uzay programları dışında, dünya ile uzayı ayıran atmosferin en üst katmanını aşmak isteyenler Virgin Galactic şirketinden 250 bin dolar karşılığında bilet alabiliyor. Şirketin birkaç yıl içinde turistleri uzaya çıkarması planlanıyor.

Uzay hedefleri gerçekçi mi? - Resim: 1

UZAY AJANSLARI İÇİN NE KADAR BÜTÇE LAZIM

ISS'teki faaliyetler beş uzay ajansının işbirliği içinde yürütülüyor. Bunlar ABD, Rusya, Kanada, Japonya ve Avrupa uzay ajansları.

Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) 22 üyesi bulunuyor. Üyelik için AB üyesi olma şartı aranmayan ESA'ya birlik dışında Norveç, İsviçre, İngiltere gibi ülkeler de üye. Fakat Türkiye ESA'nın bir üyesi değil. 2004'te TÜBİTAK ile ESA arasında imzalanan işbirliği anlaşmasından sonra üyelik için bir adım atılmadı.

BBC Türkçe'nin derlediğine göre; ISS'e astronot göndermiş bazı ajansların bütçeleri şöyle:

NASA: 23 milyar dolar

ESA: 6 milyar avro

Rusya Uzay Ajansı: 1.7 milyar dolar

Almanya Uzay Ajansı: 1.1 milyar avro

Japon Uzay Ajansı: 500 milyon dolar

İngiltere Uzay Ajansı: 374 milyon sterlin

Kanada Uzay Ajansı: 300 milyon dolar

Bu ülkelerin dışında uzayda çeşitli keşif faaliyetleri yürüten ülkeler arasında yer alan Hindistan ve Çin'in de uzay ajansları bulunuyor.

Çin uzay ajansına yılda 8 milyar dolar bütçe aktardığı tahmin edilirken, Hindistan ise 2 milyar dolar civarında kaynak ayırıyor.

Türkiye Uzay Ajansı'na (TUA) ayrılan devlet bütçesi 38 milyon TL olarak gözüküyor. Ancak BBC Türkçe'ye bilgi veren bir TUA yetkilisi, çeşitli bakanlıklardan ve kurumlardan ayrılan payla birlikte bütçenin 2021 itibarıyla 40 milyon doları bulduğunu belirtti. Yeni hedefler doğrultusunda bütçenin artırılması planlanıyor.

TÜRKİYE'NİN ALTYAPISI HAZIR MI?

Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, CNN Türk'te Türkiye'nin uzay hedeflerine ilişkin sahip olduğu altyapı kapasitesine yönelik önemli bilgiler verdi. Yarar şunları söyledi:

"Türkiye’nin uzay yolculuğu 27 yıl önce başladı. Sayın Cumhurbaşkanı 10 hedef açıkladı. Astronot göndermeyi bu işin görsel kısmı olarak görebilirsiniz, diğer hedeflerde öne çıkan beş konu var: Yeni nesil uydu geliştirme alanında ticari bir marka yaratmak. Türkiye’ye ait bir bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek. Astronomik gözlemler ve nesnelerin yerden takibi konuları. Uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağını geliştirmek. Türkiye’nin kendi uydularını fırlatma sistemlerine sahip olması. Bu beş konuda nerede olduğumuzu kısaca anlatmak isterim.

"Birincisi, Türkiye’de TAI-USED diye bir merkez var. Yani TUSAŞ’ın içerisindeki Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi. Faaliyete geçtiği yıl 2015 ve ilk yaptığı işlemlerden biri de Türkiye’nin uzaya göndermiş olduğu gözlem uydusu. Yani yerden görüntüleme kabiliyeti olan uydu, bu test merkezinde bütün testleri yapılarak 2016 yılında uzaya gönderilmiş. Burada ne yapılıyor? Fırlatma esnasında, fırlatma sonrasında, yörüngesine ulaşıncaya kadar, uzayda görevi tamamlayıncaya kadar bütün şartlar test ediliyor. Bu test merkezi dünyada birkaç yerde var. Bunun yanında; uydularınızla uzayda yer alabilmek için bazı merkezler açmanız gerekiyor. Türkiye şu anda TAI kapsamında, TÜBİTAK ve diğer alt sistemlerle Aselsan ve Roketsan dahil olmak üzere birçok alt üreticiyle beraber milli uyduda neredeyse yüzde yetmiş yerliliğe ulaştı. Yani birinci aşama neydi, yeni nesil uydu geliştirme alanında ticari bir marka yaratmak. Bunda zaten yüzde 70 orana ulaşmışız.

1 MİLYON SAATLİK EMEK VAR

"Peki, roket konusunda neredeyiz? Türkiye 2012 yılından beri uzaya kendi sistemlerini, uydularını fırlatmakla ilgili çalışmalar yapıyor . Size ilginç bir rakam vereceğim. Türkiye’nin milli uydu fırlatma sisteminde çalışan teknisyen ve mühendis sayısı 1000 kişi. Bugüne kadar çalıştıkları saat miktarı da 1 milyon saat. Türkiye şu ana kadar da 5 defa uzayı görmüş durumda. 100 kilometrenin ötesine çıktığınız andan itibaren uzayı görüyorsunuz. Öyle bir mühendis ekibi var ki; normalde devlet onlara dört yıl içerisinde uzaya ilk roketi göndermeyle ilgili bir hedef koyduğunda, üç yıl içerisinde bunu başarıyorlar. Ve şu anda Türkiye, diğerlerinde olmayan bir sistemi de yaratmış durumda. Hibrit bir roket yaratmış durumda.

"Peki astronomik gözlem evlerindeki durum ne? Biliyorsunuz şuan da Türkiye’nin farklı yerlerinde üniversiteler bazında, bu tür amaçlı yapılmış yerler kurulmaya başlandı. Hatta bu sene itibarıyla birkaçı devreye girdi.

"Üçüncüsü, Türkiye’ye ait bölgesel bir konumlama ve zamanlama sistemi. Bu askeri anlamda olmazsa olmazlardan bir tanesi. Yani başkasının yer konumlama sistemine sahipseniz, bir savaş anında kapatıldığında siz off durumuna geçebiliyorsunuz. Yani karşı taraf sizin kullanımınızı kilitlediğinde bütün sistemleriniz kör hale gelebilir. Türkiye bu anlamda çalışmalarını yapıyor.

"Milli uyduların kontrolünün yazılımını geçmişte yurtdışından alıyorduk. TUSAŞ’a bir görev verildi ve beş yıllık bir çalışmanın sonucunda Türkiye kendi uydularını kontrol etme yazılımını bitirdi. TUSAŞ’ın içinde şöyle bir bölüm var, TUSAŞ Uzay Sistemleri Yazılım Mühendisliği. Bunlar şu anda Türkiye’deki milli uyduların kontrolünün yazılım sistemini yapmış durumdalar.

BÜTÇE GÖRÜNENDEN FAZLA

"Üstatlar dediler ki; kaynaklar çok yetersiz gözüküyor. Türkiye’nin şöyle bir avantajı var. 2002 yılındaki savunma projelerinin bütçesi yaklaşık 2 milyar dolar civarındaydı. Geçen sene itibarıyla savunma sanayi projelerinin toplam büyüklüğü 60 milyar dolara ulaştı. Mesela TUSAŞ cirosunun yüzde 30'unu Ar-Ge'ye ayırıyor. Ve bu Ar-Ge faaliyetlerinin büyük bir kısmı da tamamen uzayla ilgili. Şimdi bunların hiçbiri rakamda gözükmüyor. Arkadaşlar haklılar, bu rakamlarla bunun yapılamayacağını düşünüyor olabilirler. Mesela bunun içinde Roketsan’ın milli sistemleri yok. Çünkü bununla ilgili farklı görevler var. Üstatlar Uzay Ajansı'nın bütçesine bakıyorlar. Ama aynı anda Savunma Sanayi Başkanlığı'nın kendi fonlarından oluşturduğu, Roketsan’a ayırmış olduğu bütçeler var. Mesela o milli roket sistemi için ayrı bir bütçe oluşturuluyor.”

AMBARGO ÖNLEMİ

Mete Yarar, Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir'le ilgili bir sohbetini şöyle anlattı: "Roketsan’a İsmail Demir’le röportaja gitmiştik. Ne zaman çıktınız uzaya dedim, bir sene önce dediler. Nasıl yani dedim, siz bir sene önce uzaya çıktınız ve siyasetçiler bunu açıklamadı mı? Dedi ki; 'Biz açıkladığımız gün ambargoları yemeye başlardık. Çünkü ne zaman bir şeyi yapmaya başlasak, bize 'Siz balistik füze mi yapmaya çalışıyorsunuz' diye soruyorlar. Teknoloji transferlerini anında keserler' dedi. Ne yapıyorsunuz dedim, biz bir şeyleri başarmadan asla vizyona çıkmıyoruz yanıtı verdi. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı'nın izah etmeye çalıştığı şey şu, yıllardan beri Türkiye’nin ambargo yememek için gizli gizli çalıştığı projelerin şimdi 10 yıllık master planını açıklıyor."

Uzay TUA milli uzay programı