Uzmanlardan çevrelenme uyarısı: Türkiye düşmanına can vermemeli
Aydınlık'a konuşan uzmanlar, NATO'nun İsveç'le genişlemesinin yalnızca Rusya'yı değil, Türkiye'yi de çevrelediğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu, İsveç'in NATO üyeliği protokülünün görüşülmesini “konunun açıklığa kavuşmaması ve müzakerelerin yeterince olgunlaşmaması” gerekçesiyle erteledi. İsrail'in Filistin'e saldırılarının arttığı bir dönemde apar topar gündeme getirilen konu, “Nereden çıktı şimdi bu?” sorusuna neden olmuştu. Uluslararası ilişkiler ve askeri strateji uzmanlarına İsveç'in NATO'ya üyeliğinin dünya dengeleri bakımından ne anlama geldiğini ve Türkiye'nin olası kabulünün sonuçlarını sorduk.
'DÜNYA BARIŞINA TEHDİT'
Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa, NATO'nun Türkiye'nin bir numaralı düşmanı olduğunu söyledi. Sefa şöyle konuştu:
“Türkiye'nin tavrı maalesef er ya da geç İsveç'in NATO üyeliğini onaylama yönünde. Vatan Partisi'nin de çalışmalarıyla, Filistin'deki gelişmelerin de etkisiyle kamuoyunda İsveç'e yönelik ciddi bir tepki var. Ne yazık ki iktidarımızın da Meclis muhalefetimizin de millilikleri tam değil. İsveç'in NATO'ya girişi dünya dengelerini fiiliyatta çok etkilemeyecektir. Ama ABD'nin hegemonik gücünü tahkim edecektir. ABD, 'dünyanın yöneticisi benim' mesajı vermek ve Rusya'nın Baltık Denizi'nde gırtlağını sıkmak istiyor. Bu dünya barışını ciddi manada tehdit eden bir şey. Çünkü Rusya da buna cevapsız kalmayacaktır. Nitekim bir kaç yıl önce Kaliningrad'a nükleer silah konuşlandırma uyarısında bulunmuştu.”
'HALKLAR İSYAN EDECEK'
“Ancak dünya halkları NATO'nun, ABD'nin başka ülkeleri kontrol örgütü olduğunu keşfetti. NATO'nun savunma değil ABD menfaatlerini korumak için saldırma örgütü olduğunu herkes gördü. Çünkü NATO'ya giren ülkeler, ABD'nin kontrolüne giriyor. Yakın gelecekte Avrupa halkları NATO'ya isyan edecek ve NATO'nun dağılma süreci başlayacak. İşte biz de diyoruz ki, 'Türkiye olarak bunu biz başlatalım, NATO'dan çıkalım.' Türkiye'nin bir numaralı düşmanı NATO'dur. Bir terör, iki irtica diyebilirsiniz. Bölücü terör ve irticanın en büyük destekçisi NATO'dur. Sayın Doğu Perinçek, 'NATO doğuya doğru genişledikçe mezarına yaklaşıyor.' demişti. Aynen böyle. Türkiye evvela kendi düşmanına can vermemeli, ayrıca Filistin ve Rusya başta olmak üzere başka ülkelere düşmanlığın da aracı olmamalı.”
'YÜZDE 90 REDDEDİLECEK'
Emekli Tuğgeneral, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Erenel, İsveç protokolünün Filistin gündeminden bağımsız ele alınamayacağını aktardı. ABD'nin İsveç'i de NATO'ya katarak Rusya ile olası çarpışmada cepheye olabildiğince fazla kuvvet sürme niyetinde olduğunu bildiren Erenel, şunları dile getirdi:
“İsveç'in NATO üyeliği zaten bir sorunlar yumağıydı. Fakat burada Türkiye tarafından verilmiş bir takım taahhütler de olabilir. Ama konjonktür çok hızlı değişti. İsrail'in Gazze'ye saldırıları odağı oraya çevirdi. İsveç başta olmak üzere Batı bloğunun İsrail'e açık desteğinin olduğu, İsrail'in kadın ve çocuk demeden binlerce sivile zarar verdiği bir iklimde konunun Meclis'te gündeme getirilmiş olması hem iç kamuoyu hem de Müslüman dünyasında Türkiye açısından olumsuz olacaktır. İsveç'in NATO üyeliği süreci Filistin gündemine bağlı olarak ilerleyecektir. Türkiye burada ayak sürüyecektir. Zaten Macaristan'ın da onay vermesi gerekiyor ve Orban, 'Böyle bir şey gündemimizde yok.' dedi. Gazze'de ateşkes somut bir şekilde sağlanmadan Türkiye İsveç'e onay vermeyecektir. Komisyondan geçirilse de Meclis genel kurulunda yüzde 90 reddedilecektir.”
'İNANDIRICILIĞA ZARAR VERİR'
“İsveç'in NATO'daki ana görevi Baltık Denizi üzerinde. Arktik'de de Norveç uç kalesi. Finlandiya'da da gücü yetersiz ama ABD olası bir Rusya ile çarpışmada cephede olabildiğince fazla kuvvet tutabilmek için onu ve İsveç'i istiyor. NATO'nun kuzey kanadı için ciddi bir katkıdır. Rusya'nın Baltık Denizi'nden çıkışını İsveç ile geciktirmek temel hedef. Ancak bu süreç NATO'nun Ukrayna üzerinden başarısızlığını ortaya koydu. Çünkü Ukrayna'da işler hiç iyi gitmiyor. Rusya başarılı taarruzlarını artırdı. Sonuç elde edici hamlelere başladı. İsveç'in NATO üyeliği sürecinin uzatılmasını Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri ekseninde de görmek lazım. Sayın Cumhurbaşkanının yine bir denge politikası uyguladığını söyleyebiliriz. Fakat İsrail ve PKK/ YPG terörüne destek veren İsveç'in NATO'ya üyelik gündeminin mevcut şartlarda komisyonlardan geçerek Meclis genel kuruluna gelmesi ve kabul edilmesi Türkiye'nin inandırıcılığına ciddi manada zarar verir.”
'ABD POLİTİKALARININ ALETİ'
Emekli Jandarma Binbaşı, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, Meclis’teki milletvekillerine 'hayır' oyu vermeleri çağrısında bulundu. Gökçe şunları kaydetti:
“NATO, diğer doğu Avrupa ülkelerini de içine alacak şekilde genişledi. En son 2021 Kasım ayında Putin Biden'la yapmış olduğu görüşmede ‘Hayati alanımıza girmeyin.' demişti. Neydi hayati alan? Karpatlardan Baltık Denizi'ne kadar meşhur kuzey Avrupa ovasını, Rusya anakarasını bağlayan 100 kilometrelik boşluk. Tarihteki tüm seferler oradan yapılmış. Napolyon ve Hitler de o güzergahı kullandılar. İşte bunun doğusunu hayati alan olarak görüyor Rusya. NATO, Ukrayna'ya genişlemek isteyince de malum Rusya-Ukrayna savaşı çıktı. İsveç de Rusya’yı Baltık Denizi'ne hapsetmek, etrafını çevrelemek, kuzeyden itibaren kıpırdayamaz hale getirmek için uygulanan bir politikanın bir parçası. İsveç ya da Finlandiya'nın, Rusya’dan herhangi bir tehdit almadıkları halde ABD politikalarının aleti olduğunu söyleyebiliriz.”
'TÜRKİYE'NİN DİRENMESİ LAZIM'
“Her genişleme beraberinde sıkıntılar ortaya çıkaracaktır. Aynı zamanda bununla birlikte Türkiye’nin koymuş olduğu şartlar yerine getirilmeden İsveç'in NATO’ya alınması prestijimizi de sarsacaktır. Dayatmaları boyun eğdiğini gösterecektir. Onun için de mutlaka bu oylamada komisyon dahil olmak üzere milletvekillerinin hür iradelerini kullanarak ve mevcut gelişmeleri de göz önüne alarak milli çıkarlarımıza göre oy kullanması gerekiyor. NATO’nun, Türkiye’nin de etrafındaki dizilimine bir bakın: Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan, Irak ve Suriye’deki ABD üsleri. Bununla birlikte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Doğu Akdeniz’deki ABD varlığı, Yunanistan’da ki ABD varlığı, Dedeağaç vs... Yani bakın Türkiye’yi de çevreledi Amerika. Türkiye’ye nefes aldırmayacak hale geliyor. Türkiye'nin buna direnmesi lazım.”