Vatan Partisi’nin işçi önderi Akif Yılmaz’ı kaybettik
Hayatını işçi sınıfı mücadelesine, tam bağımsız Türkiye sevdasına adadı... Son nefesine kadar mücadelenin içinde kaldı... Vatan Partili işçi önderi Akif Yılmaz’ı, 82 yaşında sonsuzluğa uğurluyoruz. Mücadeleden bir milim geri durmayan Yılmaz’ın birikimi öncü gençlere ve işçilere örnek olacak...
Vatan Partisi işçi önderlerinde Akif Yılmaz’ı dün memleketi Çorum’da, tedavi gördüğü Çorum Özel Hastanesi’nde sabaha karşı kaybettik. 82 yaşındaki Yılmaz, yarın memleketi Çorum’un Kargı ilçesine bağlı Bağönü Köyü’nde öğlen namazının ardından kılınacak olan cenaze namazı sonrası köy mezarlığında toprağa verilecek. Yılmaz evli, ikisi oğlan üç çocuk babasıydı.
Akif Yılmaz,1942 yılında Çorum’da doğdu. Babası henüz dört yaşında iken Kur’an kursuna gönderdi. Seneler sonra kendi çabaları ile ilkokul diplomasını dışarıdan almaya hak kazandı. 17 yaşına kadar köyünde çobanlık yaptı. 1967 yılında 25 yaşındayken İstanbul’a geldi. Çeşitli işlerde kısa sürelerde çalıştı, ardından bir vida fabrikasında işe başladı. Bir yıl kadar sonra işyerinde örgütlü sendikanın baş temsilcisi seçildi.
İŞÇİ EYLEMLERİ İÇİNDE YOĞRULDU
Akif Yılmaz, Aydınlıkçılarla ilk kez Silâhtarağa İşçi Köylü gazetesi bürosunda tanıştı. Büroya gelip gidiyor ve İşçi Köylü gazetesiyle devrimci yayınları okumaya başlıyordu. 1974 yılında da yakından tanıdı. Çalıştığı Madeni Eşya Fabrikası işçileri Metal-iş Sendikası önderliğinde dört ay süren greve çıktığında Aydınlıkçıları grev çadırını ziyarete geldiğinde yanında buldu.
1978 senesine gelindiğinde, artık bir işçi önderi olarak DİSK 13. Bölge Temsilci Yardımcısı kimliği ile Hıdır Hokka ve İsrafil Tekin ile birlikte, Türkiye İşçi Köylü Partisi Eyüp ilçe binasında Doğu Perinçek ile 6- 7 saat süren bir tartışma sonucu ikna olarak, uzun yıllar üyesi olduğu CHP’den istifa ederek yeni kurulan Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP)’ne katıldı. Ardından TİKP Eyüp İlçe yönetiminde görev aldı ve partili mücadeleye başladı.
Akif Yılmaz 12 Eylül 1980 darbesiyle tutuklandı, 2,5 yıl yargılandı ve beraat etti. 12 Eylül sonrası 1 Şubat 1988 tarihinde Ferit İlsever’in genel başkanlığında kurulan Sosyalist Parti’nin (SP) 70 kurucusundan biri oldu. Sosyalist Parti’de merkez, il ve ilçe yönetimlerinde Parti tüzüğü gereği işçi ağırlığı vardı. Akif Yılmaz 30 kişilik Merkez Komitesine seçilen işçi önderlerinden biriydi. İstanbul’un 13 kişilik il yönetimi içinde yer aldı. Darphane ve tersane işçilerinin de yer aldığı yönetimde Akif Yılmaz kurucu il başkanı seçildi. Sosyalist Parti kapanınca İşçi Partisi’nde görev aldı. 4 dönem MKYK, 3 dönem de Disiplin Kurulu üyeliklerinde bulundu. 2015 yılında Vatan Partisi ismini alan Parti’de de görev ve sorumluluklarını sürdürdü.
Emekli olduktan sonra sağlık nedeniyle Balıkesir Burhaniye’de uzun yıllar yaşadı. Son 2 yıl memleketi Çorum Kargı’ya yerleşti. Tedavisi nedeniyle Kargı ve Çorum merkezde yaşıyordu.
17 yaşındayken evlendiği sevgili eşi, can yoldaşı Esma Hanım’ı kaybedince sarsıldı, ama ağır hastalığına karşın partili mücadeleden bir milim geri durmadı.
ARKADAŞLARI YILMAZ’I ANLATTI
Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Osman Bilge Kuruca: “Akif Yılmaz Partili işçi önderi tipinin unutulmaz örneğidir. Her dönem işçilerin öğretmeni, her dönem Parti'nin kararlı önderidir. İşçi bilgesidir. İşçi hareketiyle Parti siyasetlerini buluşturmanın uzmanıdır.
12 Eylül karanlığında işçileri direnişe hazırlayan kişidir. Partimizin 12 Eylül'den sonraki ilk başkanıdır. Görevi alırken ‘bu işçi sınıfına karşı görevim’ demişti. 1989 yılında yüzbinlerce işçinin katıldığı 12 Eylül'ü bitiren Bahar Eylemlerine önderlik eden Partili işçilerin en önde gelenlerindendir.
Bütün hayatı boyunca parti yöneticisi olarak, işçi sınıfına ve milletine hizmet etmeyi görev bilmiştir. Hep bunun sevincini, mutluluğunu yaşamıştır. Hayatı işçi sınıfı ve Partimiz için eğitimdir.”
‘HEYKELİ DİKİLECEK LİDER ADAM’
Vatan Partisi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Karanlık:
“Akif Yılmaz, yarım yüzyıllık büyük işçi hareketimizin yetiştirdiği görkemli bir çınar ağacıdır.
Akif Ağabeyimiz işçi sınıfımızın mücadele içinde öne çıkardığı en seçkin işçi ve yetkin halk önderlerinden biriydi. İstanbul'un bir zamanlar büyük işçi yatağı olan Alibeyköy’de grevlerde, direnişlerde, 15-16 Haziran 1970 şanlı işçi yürüyüşlerinde, '89 Bahar Hareketleri’nde önder görevler yaparak çelikleşen bir işçi önderiydi. Belediye işkolunda işyeri temsilciliği ile öne çıktı, DİSK Bölge Temsilciliği gibi sorumlu görevlerde bulundu. Hem de DİSK'in DİSK olduğu zamanlarda… İşçi hareketinde büyük otorite sahibi olduğu, tarihin en kitlesel, en canlı işçi hareketlerine damga vurduğu dönemlerde öndeydi.
YALNIZ İŞÇİ ÖNDERİ DEĞİL, ÖNCÜ PARTİNİN DE ÖNDERLERİNDEN
“Akif Yılmaz yalnız bir işçi önderi değildi. Aynı zamanda işçi hareketinin mücadeleler içinde öne çıkardığı, öncü partiye, Partimize kazandırdığı çok sayıdaki Parti önderlerinin de başta geleniydi. Partimizde il ve ilçe yöneticilikleri yaptı, uzun yıllar Merkez Karar Kurulunda sorumluluk üstlendi. Son nefesine kadar da önder roller oynamaktan geri durmadı. Öncü Partimizin de öncülerindendi.
Bütün ideolojik ve siyasal sorunlarda açık ve aktif tutum alır, hatta bunları gündeme getirir, başta Genel Başkan olmak üzere partili arkadaşlarıyla yakın iletişim içinde çözümler arardı.
İYİMSERLİK TİMSALİ ÇÖZÜM ODAKLI
“Akif Ağabey, bir işçi önderinden beklenecek tam bir iyimserlik timsaliydi. Çözüm odaklıydı. En olumsuz koşullarda bile işin içinden nasıl çıkılabileceğine, nasıl yapılabileceğine dair etkenler üzerinde kafa yorar bahanelere aldırış etmezdi.
Özetle son yarım yüzyıllık işçi hareketleri tarihinin partimize armağan ettiği büyük proleter devrimci önderimizdir. Heykeli dikilecek adamdır!”
SON NEFESİNDE BİLE PARTİSİYLE
Görev Vakfı Yöneticisi Turhan Özlü: “Hasta yatağında Partinin yürüttüğü bütün mücadeleleri takip ediyordu. Eleştiriler ve öneriler yapıyordu. İleri derecede görme sorunu vardı ama Ulusal Kanalı devamlı açıktı, seyredemese de dinliyordu.
Kimi kısa kimi uzun defalarca yatıp çıktığı hastanede doktorundan hasta bakıcısına kadar herkes Akif Yılmaz’ı tanıyordu. Azerbaycanlı eşi Sevda Hanım da lider kişiliğinin tanığı olmuştu. Gerçekten önemli bir adammış diyordu. Ağır hastalığı içinde son günlerini planlamış ve gerekli önlemleri almıştı. Yeni evlendiği eşi Azerbaycanlı Sevda Hanım’dan çok memnundu.
İŞİ YARIM BIRAKMAK DEVRİMCİYE YAKIŞMAZ
“Akif Yılmaz’ı son yolculuğuna Genel Başkanı ve mücadele arkadaşı Doğu Perinçek’in 3 Ocak 2021 tarihli Aydınlık’ta yazdığı su sözlerle uğurluyoruz:
“Akif Yılmaz, Korona nedeniyle soluk soluğa konuştuğu günden beri ‘Millî Demokratik Devrimin zaferini görmeden bu dünyadan gitmek yok’ diyor. ‘Yapacağımız işler var, yarım bırakmak devrimciye yakışmaz’ diyor.
“Akif Yılmaz, eski bir pehlivandır. Pes etmeyi bilmez. Her zorlu durum, başarıya dönüştürülebilir. İyimserliği, mücadeledeki kararlılığından gelir. Dayanma gücünü zafere dönüştüren, kazanma iradesidir.”
Anısı mücadelemizde yaşayacaktır.”
‘TIRPANCI’ AKİF YILMAZ
Vatan Partisi İstanbul İl Yöneticisi İsmet Öğütücü: “Aydınlıkçıların büyük emekler, mücadeleler ve fedakarlıklarla büyüttüğü Ulu Çınar'ın derindeki köklerinden biriydi Akif Yılmaz.
Emekçi yataklarında can suyunu alan Akif Yılmaz, örgütlü mücadelenin örsünde dövülerek şekillendirilen bir çelikti. Alaylı olmasına rağmen, Aydınlıkçıların ideolojik ve teorik birikimiyle buluşarak "aydın" bir işçi önderi olmuştu.
Akif Yılmaz, Partinin kendisine kazandırdığı özgüvenle, TİKP, SP, İP ve Vatan Partisi'nin çeşitli kademelerinde görevlere talip olmuş, kritik dönemlerde üstlendiği görevleri sorumluluk bilinciyle Parti'nin menfaatleri doğrultusunda başarıyla yerine getirmiştir.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan Sosyalist Parti'de kurucu olmuş, gerek kuruluş sürecinde, gerekse Parti kurulduktan sonra liberal inkarcı fikirlerle ulaşmaz bir mücadele içine girmiştir.
Üstlendiği SP İstanbul İl Başkanlığı döneminde İşçi sınıfının harekete geçirilmesi ve örgütlenmesiyle ilgili önemli görevler yapmıştır. Tarihimizde iz bırakan 1989-1991 yılları arasındaki büyük işçi mücadelelerinin ve eylemlerinin en önünde yer almıştır.
Çantasında gazete, kitap ve dergi eksik olmayan Akif Yılmaz, bu dergileri emekçi kahvelerinde işçi önderlerine düzenli bir şekilde ulaştırmış bir propaganda ustasıdır.
Bayrampaşa'nın ilçe olduğu bir dönemde belediye başkan adayımız olarak girmediği sokak ve dükkân kalmamıştır. Bu çalışmaların birinde ben de il sekreteri olarak yanında bulunuyordum. Gün boyu birlikte çalıştık akşam bir değerlendirme yaptık. Ben kendisine şunlar söyledim:
Akif Ağabey, girdiğin her yerde emekçi özgüveniyle çok güzel sohbetler yapıyorsun ve Partimizi anlatıyorsun ama sonunu iyi bağlamıyorsun; insanların Parti'ye katılması ve görev alması için bir çağrıda bulunmuyorsun.
Akif Yılmaz gülümsedi ve şu cevabı verdi: ‘Ben tırpancıyım. Tarladaki hasadı tırpanla (propaganda) yere indiririm, O ürünün destelenmesi de (örgütlenmesi) sizin işiniz.’
Aramızdaki bu konuşma propaganda ve örgütlenme ilişkisini kavratan bir örnektir. Akif Yılmaz sadece iş ortamında değil, yaşadığı mahallede de halkçı önderlerden biridir. Evinin kapısı herkese açık olmuştur. Sofrası Halil İbrahim sofrasıdır. Hayatı, mücadelesi örnektir ve eğitim konusudur. Saygıyla, sevgiyle anacağım. Mekânı cennet olsun.”