Vatan Partisi, DEM Parti’nin kapatılması için Yargıtay’a başvurdu! 10 maddelik dilekçe!
Vatan Partisi, kapatma davası nedeniyle HDP’nin yerine kurulan DEM Parti hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Anayasa Mahkemesinin HDP konusunda gerekeni yapmadığına dikkat çeken Parti ‘Bu devlet zaafına meydan okuyoruz.’ diyerek DEM’in kapatılmasını istedi. Dilekçenin tamamı...
Öcalan için mitingler yapan, PKK bağlantılı isimleri belediye başkanı yapan DEM Parti için Vatan Partisi harekete geçti. Daha önce HDP’nin kapatılması için Yargıtay’a başvuran Vatan Partisi şimdi de DEM için aynı adımı attı.
BAŞSAVCIYLA GÖRÜŞTÜLER
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı başkanlığındaki Parti heyeti, bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk’ü ziyaret ederek, DEM Parti’sinin kapatılması başvurusunu sundu.
Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Özgür Bursalı, “Bu başvuru Türkiye’ye karşı, Türk Milletine karşı, Devletin birliğine, milletimizin bütünlüğüne karşı sorumluluğumuzdur.” dedi.
Bursalı’nın açıklaması şöyle:
DEM’İN BÖLÜCÜ FAALİYETLERİ
“DEM Parti bölücü faaliyetlerin merkezindedir. DEM Parti’nin bütün liderleri bölücü faaliyetin içindedir ve PKK’ya bağlıdır. Böyle bir Partiye, HDP’nin devamı olan DEM Parti’ye Türkiye tahammül edemez.
“DEM Parti, PKK’dır. DEM Parti, PKK’nın elidir, koludur, dilidir, propaganda aracıdır, para kaynağıdır.
“DEM Parti bir milli güvenlik sorunudur. Mehmetçiğimize, Polisimize kurşun sıkan, şehirlerimize mayınlar döşeyen, çocuklarımızı dağa kaçıran terör örgütüdür. Teröre demokrasi ve özgürlük olmaz.
‘TERTİP VE KALKIŞMALARIN İÇİNDE’
“DEM Parti ve PKK, ABD ve İsrail’in piyonudur. Bağımsız Kürdistan adı altında İkinci İsrail planının aletleridir. DEM Parti Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, iç cepheyi zaafa uğratmak üzere tertiplerin ve kalkışmaların içinde olan bir dış unsurdur.
‘HAZİNEDEN 1 MİLYAR 140 MİLYON ALDILAR!’
“Meclis’te PKK istemiyoruz. PKK’nın Partisi DEM’e Devletin hazinesinden, geçen yıl 1 Milyar 140 Milyon TL, bu yıl 500 Milyon TL para aktarılmasını kabul etmiyoruz.
‘DEVLET ZAAFINA MEYDAN OKUYORUZ’
“Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun HDP’yi kapatmamasını kabul etmiyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızın kahramanca tutumuyla açtığı kapatma davasını süründüren AYM çoğunluğu, Türk milletini ve Türk Yargısını temsil etmiyor.
“Bu devlet zaafına meydan okuyoruz.
DEM'Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI
“’PKK sizi tükürüğünde boğar’ diyen Belediye Başkanlarını, son olarak Esenyurt’ta olduğu gibi sağlam delillerle, terör örgütü üyeliğinden tutuklanan Belediye Başkanlarını istemiyoruz.
“PKK ile kol kola giren CHP yönetimini mahkûm ediyoruz. Esenyurt’ta ortaklaşa yaptıkları mitingde bir avuç insan toplanmıştır ve çaresizlikleri de görülmüştür.
‘BÖLÜCÜLÜĞE ÖZGÜRLÜK YOK’
“Türkiye’nin devleti var, milleti var, vatanı var, yargısı var.
“DEM Parti kapatılacak. Türkiye’de teröre fırsat verilmeyecek. Bölücülüğe özgürlük yok. Suriye ile işbirliği yapılarak PKK’nın kökü kazınacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımıza güveniyoruz.
“Türkiye asla ve asla ABD-İsrail planlarına teslim olmayacak. Bağımsız Kürdistan adı altında İkinci İsrail’e izin verilmeyecek. Hiçbir güç Öcalan’ı Meclis’e getiremeyecek. Açılım tezgâhları yerle bir olmuştur.
“Vatan Partisi hazırdır ve görevinin başındadır.”
Öte yandna Vatan Partisi’nin Yargıtaya sunduğu dilekçede 10 madde olduğu görüldü.
Dilekçede “DEM Parti, Devletin bağımsızlığı, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü ve milletin birliğine aykırı faaliyetlerin odağı haline gelmiştir.” denildi ve deliller sıralandı:
1- DEM Parti Meclis Kararı - 21-22 Ekim 2024
21-22 Ekim 2024 tarihinde toplanan DEM Parti Meclisi “tüm Ortadoğu halklarının hayatları ve gelecekleri açısından ağır sonuçlar doğurarak şiddetlenen savaş koşulları ile Kürt sorununun demokratik çözümü etrafında yürütülen tartışmalar başta olmak üzere ülkede, bölgede ve dünyada yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal güncel gelişmeleri değerlendirmiş; yapılan tespitler ışığında siyasi ve örgütsel hedeflerini belirleyerek mücadele programına ilişkin” kararlar almıştır. Kararın bir bölümü aşağıdaki gibidir:
“Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının kazanımlarını yıllardır boğmaya çalışan AKP-MHP iktidarının işgal ettiği bölgelere yerleştirdiği çetelerin tasfiyesi gündemdedir. Güney Kürdistan’a yönelik işgal ve ilhak politikaları ise ciddi bir çıkmazın içine girmiştir.” (EK-1)
2- Son 24 yılda 14 isim değişikliği
2021 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından terörle iltisakı nedeniyle açılan kapatma davası sonrasında HDP, 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’ne Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) altında girdi ve kadrolarının büyük çoğunluğunu buraya taşıdı. (EK-2)
Ardından Yeşil Sol Parti ismini Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak, kısaltmasını ise HEDEP olarak belirledi ancak Yargıtay, 2003 yılında kapatılan HADEP’e benzerliği nedeniyle ismin değiştirilmesi yönünde tebliğde bulundu. (EK-3)
Bunun üzerine kısa ismini DEM Parti olarak değiştirdi. (EK-4)
3- Öcalan’a Özgürlük Mitingleri - 13 Ekim 2024
Terörist başı Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıl dönümü gerekçesiyle PKK ve DEM Parti tarafından Diyarbakır’da miting çağrısı yapılmıştı. Diyarbakır Valiliği’nin eylem yasağına rağmen DEM Parti’nin “Özgürlük Mitingi” çağrısıyla yapılan buluşmada "PKK halktır halk burada", "Dişe diş kana kan seninleyiz Öcalan" sloganları atıldı. (EK-5)
4- “Dersim Kürdistandır” İlânı -10 Şubat 2024
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde DEM Parti’den Tunceli Belediye Başkanı seçilen Cevdet Konak, DEM Parti’nin 10 Şubat 2024 tarihinde yaptığı “Halk Oylaması” buluşmasında “Dersim Kürdistan’dır, Kürdistan Dersim’dir.” dedi. (EK-6)
5- PKK ile Örgütsel ve İdeolojik Bağın İlânı - 14 Nisan 2024
DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde yayın yapan Alpha News'e röportaj verdi. (EK-7) Röportajda "Türkiye, yurt dışında topyekûn savaş politikası izliyor. Bu, Kürdistan'ın dört parçasındaki Kürtleri kuşatmayı amaçlayan bir politika" ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra “Abdullah Öcalan konusunda Sayın Öcalan'ı siyasi ve ideolojik bir lider olarak gördüğümüz için bu çözümün de tek muhatabıdır.” dedi.
6- Parti Binalarında Terörist Fotoğrafları -24 Nisan 2024
DEM Parti’nin Batman’daki iki il binasına emniyet güçleri tarafından baskın düzenlendi. Binada yapılan aramada terör örgütüne dair çok sayıda belge ve öldürülen bazı PKK'lı teröristlerin fotoğrafları ele geçirildi. (EK-8)
7- Terör Örgütü Ele Başı için Propaganda Faaliyeti - 7 Ağustos 2024
PKK’nın “Sesimiz İmralı’ya kadar gitsin, İmralı duvarlarını yıksın!” açıklaması ve terör örgütünün yöneticilerinden Bese Hozat’ın “Zafer işaretleriyle halaylara devam edin. Bijî Serok Apo' demeyi sürdürün" sözleri sonrası Mersin, Ağrı, İstanbul ve birçok noktada DEM Partililer terör halaylarına durdu. Terör örgütünün sözde marşları çalındı ve “Biji Serok Apo” sloganları atıldı.
Bunun yanı sıra Şanlıurfa Ceylanpınar’da DEM Parti Abdullah Öcalan pankartları astı. (EK-9)
8- Milletvekilinden Kürdistan Propagandası ve Türk Devleti Düşmanlığı - 12 Ağustos 2024
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, Metine terör kampında etkisiz hale getirilen Gelhat Koçer kod adlı terörist Abdullah Arslan’ın taziyesine katıldı. Burada yaptığı konuşmasında "Bugün 9 yıldır devlet, Kürdistan'da, silahlarıyla, kimyasal bombalarıyla, askerleriyle, savaşçılarıyla saldırıyor. Dünyada hiçbir devlet Türk devleti kadar ahlaksızca, hukuksuzca saldırmıyor" dedi. (EK-10)
9- Terör Örgütü Cenazelerinde DEM Milletvekilleri - 5 Nisan 2024
DEM Parti'nin Batman Milletvekili Zeynep Oduncu, örgütün sözde komutanlarından "Eddesa Cejna" kod adlı Ece Yılmaz isimli teröristin tabutunu taşıdı. (EK-11) Öte yandan cenaze sırasında terör örgütü PKK lehine slogan atıldı.
10- DEM Parti buluşmalarında Öcalan Posterleri - 1 Nisan 2024
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri’nde Diyarbakır’da seçimi kazanan DEM Parti kutlamalarında PKK terör örgütünün lideri Abdullah Öcalan’ın posterleri açıldı. (EK-12)
DİLEKÇENİN TAM METNİ
Anayasa’nın 68/4. maddesine göre; “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ... aykırı olamaz”. 80. maddeye göre; “Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı Devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar”.
Yargıtay C. Başsavcılığı, siyasi partilerin kapatılması için dava açmaya, Siyasi Partiler Kanunu’nun 100. maddesine göre resen yetkili ve görevlidir.
Yasanın 101. maddesine göre; “Bir siyasi partinin Anayasa’nın 68/4. maddesine aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin” tespiti halinde, o siyasi parti temelli kapatılır.
Siyasi Partiler Kanunu’nun 103. maddesine göre:
“Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar ve yönetim organları veya TBMM’deki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır”.
Anılan Partinin, Genel Başkanı ve diğer Genel Merkez yöneticileri ve bazı Milletvekillerinin tutuklanmasına yol açan bu ve benzeri faaliyetler, çok daha düşük düzeyde, daha önce de Anayasa Mahkemesi’nin gündemine gelmiş ve siyasi partilerin kapatılmasına karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararlarını özetleyecek olursak;
Halkın Demokrasi Partisi’nin (HADEP) temelli kapatılmasına ilişkin, 13.03.2003 tarih ve E.1991/1 (Siyasi Parti Kapatma), K.2003/1 sayılı Anayasa Mahkemesi kararında; “Siyasi partilerin, çalışmalarında devletin ülkesi ve ulusu ile bölünmezliği temel kuralına uymaları, ülkenin ya da ulusun bir bölümünün bugünkü bütünlüğünü bozarak ayrılması sonucunu doğrudan doğruya veya dolayısıyla doğurabilecek her türlü eylemden kaçınıp; çalışmaları, bu bütünlüğü daha da pekiştirecek biçimde yürütmelerinin anayasal ve yasal zorunluluk olduğu” belirtilmiştir.
Anılan kararın gerekçesinde şöyle denilmektedir:
“Demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez ögesi olan siyasal partiler, vatandaşların bir kısmını çoğunluktan çıkarıp azınlık durumuna getirerek ulusu ve ülkeyi bölmeye, etnik köken ayrımını kışkırtarak silahlı ayaklanmaya çağırmaya, ulusun bireylerini, bölge halklarını birbirine düşman edip aralarında husumet yaratmaya yönelik eylemde bulunamazlar.
“Demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanılarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen eylemler kabul edilemez. Bu durumda hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasına engel olmak, devletin görevi ve varlık nedenidir. Teröre destek verip ondan destek alan bir siyasi partinin Anayasa ve yasaya göre varlığın sürdürmesi düşünülemez”.
Kararda; Parti yöneticilerinin yaptıkları açıklamalar, Partiye mensup kişilerin ve parti teşkilatının gerçekleştirdiği eylemler aktarılarak; bu olgular Partinin, “PKK ile bağlantı ve dayanışma içinde olduğunu göstermektedir” deniliyor. Partinin, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya ve PKK’ya yardım ve destek sağlamaya yönelik eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin sabit olduğu” belirtilerek, “Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleriyle, 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nın 101. maddesinin (b) bendine göre temelli kapatılması gerektiği sonucuna varıldığı” kaydediliyor.
.........
Siyasi partilerin uyacakları esasları belirleyen Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında, “Bir siyasi partinin 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak halinde geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır” hükmü yer almaktadır.
........
Konuya ilişkin bu Anayasa Mahkemesi kararlarını, DEM Parti’ye uygulayacak olursak, “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin yoğun olarak işlendiği bir odak” olma durumunun daha vahim boyutlarda ortaya çıktığını görürüz. Hiçbir örgütün ya da kişinin suç işleme ayrıcalığı yoktur. PKK’nın bitirilmesi fırsatı doğmuştur. Terör örgütünün Parlamentodaki yasal kolunun seçim yardımı altında devlet bütçesinden desteklenmesi bu mücadeleye zarar vermektedir. Bu partinin kapatılması PKK’nın bitirilmesine büyük katkı sağlayacaktır. Hiçbir siyasi partinin, aldığı oy sayısı ne olursa olsun Anayasayı çiğneme özgürlüğü yoktur. Kaldı ki DEM Parti daha önce bölücü örgütün kurduğu ve kapatılan partilerin yerine kurulmuş olan ve her yasal seviyedeki seçimlerde adayları doğrudan “Kandil”den belirlenen Partidir. Vatandaşlarımızın aydınlatılması, uyanması için yasaları açıkça çiğneyen ve Türkiye'ye meydan okuyan bu partinin derhal kapatılması gerekir.
1982 Anayasası’nın “Siyasi partilerin uyacakları esaslar” kenar başlıklı 69. Maddesinin sekizinci fıkrasında ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 95. Maddesinde açıkça daha önce kapatılan siyasi partilerin başka isim adı altında da olsa kurulamayacağı belirtilmiştir. Buradaki hüküm açıktır.
"Temelli kapatılan bir parti, bir başka ad altında kurulamaz."
Anayasa'nın temelli kapatmayı düzenleyen 69. maddesinin altıncı fıkrası, 68. maddenin dördüncü fıkrasına gönderme yapmaktadır. Bu fıkrada siyasî partilerin eylemlerinin Devletin bağımsızlığına, ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNE, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, Millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamayacağı öngörülmektedir.
Bu esasların Devletin; demokratik, lâik Cumhuriyetin yaşama koşulları olduğunda kuşku yoktur. Anayasa koyucu bu koşulları tehlikeye düşüren siyasî partilerin temelli kapatılacağını açık bir şekilde hükme bağlamıştır.
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ilkesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasa hükümleri gereğince temelli kapatılan bir siyasî partinin başka bir ad altında kurulmasına, Anayasa'nın hoşgörü ile bakarak, kurma eylemini yaptırımsız bırakması düşünülemez. Bunun için 2820 sayılı Siyasî Partiler Yasası'nda yaptırım bulunmaması geçerli ve kabul edilebilir bir gerekçe değildir.
Anayasa, yürütme ve yargı organlarına ve kişilere doğrudan ödevler yükleyebilir. Anayasa hükmü, diğer kurallara üstün durumdadır. Kurallar kademelendirilmesinde önce Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü tartışmasızdır.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.9.1983 gün ve E.1980/4-1714, K. 1983/803 sayılı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 28.3.1988 gün ve E.1988/5-76, K.1988/135 sayılı kararlarında doğrudan Anayasa hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Kaldı ki, Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Bu bağlayıcı hükme aykırılığın, değişik bir deyimle temelli kapatılan bir partinin bir başka ad altında kurulduğu gerçeğinin, yine Anayasa Mahkemesi tarafından saptanması halinde, bağlayıcılığın yeniden ve doğrudan sağlanması ve bu partinin de temelli kapatılmasına karar verilmesi doğaldır.
Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan; yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları, bu organlarla idarenin mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmelerini geciktiremeyeceği hükmü de gözetilecek olursa, Anayasa'nın 69. maddesinin yedinci fıkrasına aykırı davranıldığını kabul etmek gerekir. Anayasa'nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasında siyasî partilerin "Hukuk Devleti" ilkesine uymakla yükümlü oldukları gerçeği de gözetilecek olursa açıklanan sonuca ulaşmak olağandır.
DEM PARTİ KAPATILAN SİYASİ PARTİLERİN BAŞKA İSİM ADI ALTINDA YENİDEN ÖRGÜTLENDİĞİ İÇİN KAPATILMALIDIR. DEM PARTİ KAPATMA DAVASI GEREKİRSE HDP KAPATMA DAVASIYLA BİRLİKTE KARARA BAĞLANMALIDIR.
Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlamış ve Haziran 1992'de Özgürlük ve Eşitlik Partisi (ÖZEP), Ekim 1992'de Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP), 1993'te Demokrasi Partisi (DEP), 1994'te Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 1997'de Demokratik Halk Partisi (DEHAP), 2005'te Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2008'de Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) , 2014'te Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile devam eden bölücü terör örgütü bağlantılı siyasi hareket Halkların Demokrasi Partisi (HDP) ile birleşerek devam etmiştir. Bu siyasi partilerin çoğu Anayasa Mahkemesince kapatılmıştır. Halkların Demokrasi Partisi (HDP) hakkında kapatma davası halen Anayasa Mahkemesince karara bağlanmamıştır. HDP’nin kapatılma ihtimali nedeniyle PKK iltisaklı bölücü siyasal hareket faaliyetlerine halen DEM PARTİ adı altında devam etmektedir. Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi’nin (DEM Parti), Halkların Demokrasi Partisi (HDP) ile aynı veya özdeş sayılabilecek yeni bir parti olarak kurulmuştur. Yeni partinin, tüzüğü, programı, kurucuları, yöneticileri, denetçileri ve faaliyetlerine ilişkin konularda öz yönünden kapatılan partilerden ve hakkında kapatma davası halen görülen partiden farklı olmaması ve doğal olarak bu partiden sonra kurulması birlikte değerlendirildiğinde Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi’nin (DEM Parti)’nin hem ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykırı fiillerin işlendiği bir odak haline gelmesi nedeniyle HDP kapatma davasıyla da birleştirilerek hem de kapatılan bir siyasi partinin aynı isimle devamı olduğu gerekçesiyle temelli olarak kapatılması gerekir.
Sonuç ve İstem: Açıklanan sebeplerle ve Başsavcılığınızca saptanacak sair nedenlerle; devletin bağımsızlığı, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne aykırı faaliyetlerin odağı haline gelen Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi’nin (DEM Parti)’nin kapatılması için, Anayasa Mahkemesi nezdinde resen dava açılmasını uygun görülürse davanın HDP Kapatma Davasıyla birleştirilerek görülmesinin istenmesini talep ediyoruz.
Saygılarımızla.