NATO Generalleri Türkiye’de hapiste
Doğu Perinçek, Hükümet'in NATO siyasetini eleştirdi. Perinçek, 'Türkiye'nin gerçeği NATO zincirlerini kırma yönünde. NATO generallerini hapse atıyoruz ve sonra 'NATO’ya bağlıyız.' diyoruz. Burada çok büyük bir çelişme var.' dedi
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dün Sputnik Radyo’da Ali Çağatay’ın konuğu oldu, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. İstanbul’da gerçekleştirilen müzakerede ikinci kez masa kurulmasıyla ilgili konuşan Perinçek, "Burada gösteriş var. Türkiye sanki süreçte rol oynayan bir ülke gibi gözüküyor. Ev sahipliği, misafirperverlik var ama strateji yok. Stratejik tavır nedir? Türkiye önce kendisine yönelen tehdidi saptayacak. Ve o tehdide göre mevzilenecek. Mesela İstiklal Savaşı yıllarında Türkiye, Sovyetlerle İngiltere, Fransa arasında barıştırıcı rollere soyunsa bu akıllı bir tavır olmazdı. Bugün de Türkiye’nin ABD’den kendisine yönelen tehdidi esas alarak siyasetler belirlemesi lazım. Yoksa saygınlık, prestij, gösteriş, fiyaka bunların bir yararı olmadığını önümüzdeki dönem göreceğiz." dedi. Perinçek şunları söyledi:
'İKİ ARADA BİR DEREDE SİYASETLERLE OLMAZ'
"Bugün büyük bir fırsat doğdu. Rusya’ya yönelik yaptırımlar karşısında Türkiye bu iki arada bir derede siyasetiyle bu fırsatı değerlendiremiyor. Oysa Türkiye burada enerji sorununu çözebilir. Rusya, İran, Azerbaycan, Irak, Katar, Cezayir... Türkiye’nin enerji kaynaklarına baktığımız zaman bunlar hep ABD ile mücadele eden ülkeler. Onun için Türkiye ucuz elektrik istiyorsa, ucuz doğalgaz, ucuz petrol, ucuz mazot istiyorsa ABD'ye karşı tavır alacak. Bu ev sahipliğiyle her iki ülkeyi bir masada oturtmakla sağlanacak bir durum değil. Yine Türkiye turizmini geliştirmek istiyorsa Rusya’yla beraberliğine önem verecek. Yine Türkiye İstanbul’u finans merkezi yapmak istiyorsa burada da Rusya’ya yönelik yaptırımlara tavır alacak. Türkiye buradan çok büyük bir atakla ekonomide, özellikle enerji güvenliğinde, finansta ve güvenlikte çok büyük bir atakla fırsatı değerlendirebilir. Ama şuanda hükümetimizin böyle bir siyaset izlemediğini görüyoruz. Türkiye Rusya için vazgeçilmez. Rusya da Türkiye için vazgeçilmez. Yani her iki ülke aynı tehditlerle karşı karşıya. Rusya, Türkiye’nin birinci ticaret ortağı. Rusya açısından da ekonomide Türkiye önemli bir ortak. Yani bizim enerji güvenliğimizde Rusya önemli bir ülke ama Rusya’nın tarımda, sanayide ihtiyaçları da Türkiye’den karşılanıyor. Onun için yalnız güvenlikte değil ekonomide de bu iki ülke arasında çok önemli bağlar var.
'DOĞUYA İLERLEYEN NATO MEZARINA GİDEN NATO’DUR'
"Doğuya doğru ilerleyen NATO mezarına doğru giden NATO’dur. NATO, ABD'nin kontrolü altında olan bir örgüt. ABD yer altı örgütlerinin, Gladyonun aracılığıyla NATO ülkelerini kontrol eder. Biz bunu Türkiye’de 12 Mart 1971 darbesinde yaşadık. 12 Eylül 1980 darbesinde yaşadık. En son 15-16 Temmuz FETÖ Gladyosu darbesiyle yaşadık. Yani bunun en çarpıcı örneği de Türkiye’dir.
'TÜRKİYE'NİN YÖNÜ NATO ZİNCİRLERİNİ KIRMA YÖNÜNDE'
"Türkiye’nin iradesi NATO üzerinden, NATO’nun yer altı örgütlenmesi üzerinden ABD'ye bağlanmıştır ve ABD, Türkiye hizadan çıktığı zaman bu gladyosunu kullanarak Türkiye üzerinde kontrolu sağlar. Ama bakın şimdi çok önemli bir hakikatten söz edeceğim. Şu anda Türkiye’nin hapishanelerinde NATO generalleri var. Yani NATO, Türkiye’nin hapishanelerinde. Şimdi hükümetin çelişkisi şurada, eğer NATO doğuya doğru genişlemeliyse o zaman Tayyip Erdoğan yönetimi 15-16 Temmuzda NATO generallerine ne için tavır aldı? Ne için hapislere attı? Ne için onlar hala hapislerde? Eğer biz NATO’ya bağlıysak çıkartalım onları. Çünkü NATO onlar. Hem NATO generallerini, 24 bin subaylarını, 30 bin polisini, 4 bin yargıç, savcı ve Yargıtay üyesini hapise atıyoruz ve ondan sonra diyoruz ki 'NATO çok iyi biz NATO’ya bağlıyız.' Burada çok büyük bir çelişme var. Türkiye’nin gerçeği NATO zincirlerini kırma yönünde. Zaten NATO ile savaşıyor Türkiye. NATO gerçeği 15-16 Temmuzda Türkiye’de kendisini göstermiştir. Türkiye’nin bunu bilincine çıkarması lazım. Hükümetimizin, Sayın Tayyip Erdoğan’ın derin çelişmesi de burada. Yani kendi pratiğiyle bugün NATO konusunda açıklamaları birbirini tutmuyor.
'PAKİSTAN’DA ABD'Yİ YENİ BİR YENİLGİ BEKLİYOR'
“İki üç ay evvel beni İmran Han’ın partisinin (PTI) Propaganda Bürosu Başkanı ziyaret etmişti. Anlattığı bir anıyı paylaşayım: Bakanlar Kurulu toplantısını kararlaştırıyorlar diyorlar ki, çarşamba günü Bakanlar Kurulu toplantısı yapalım. İmran Han diyor ki, yok olmaz o gece ben Ertuğrul Gazi dizisini izleyeceğim diyor. Bunu anlatmıştı bana. Bir kere çok kuvvetli bir Türkiye dostlukları var. Bizim gençlik teşkilatımız Türkiye Gençlik Birliği bir hafta önce İslami Gençlik Teşkilatı’nın davetlisi olarak Pakistan’daydı. Onların da bize anlattıkları aynı. Yani Pakistan’da olağanüstü Türkiye dostluğu var. İmran Han Amerika’ya tavır aldı. Çin’le birlikte hareket ediyor. O nedenle onu devirmeye yönelik ABD girişimi oldu. O da burada gayretli bir şekilde davranıyor. Yani Afganistan’da, Kazakistan’da, Türkiye’de, Suriye’de, Azerbaycan’ın Karabağ’ı kurtarmasında yaşadığımız Amerika ile mücadeleyi şimdi Pakistan da yaşıyor ve buradan başarıyla çıkacağı kanısındayım. Çünkü Çin, Pakistan’ı çok kuvvetli bir şekilde destekliyor. ABD onu cezalandırmaya ve devirmeye kalktı ama başarılı olmayacak. Kendine güveniyor. Halka güveniyor. Seçime götürüyor. Dolayısıyla Pakistan’da ABD'yi yeni bir yenilgi bekliyor.
'TÜRKİYE İÇİN KADER YILI'
"2022-23 kader yılı Türkiye için. Sayın Cumhurbaşkanı da bunu söylüyor. Türkiye ekonomisi çok büyük zorluklarla karşı karşıya, bu zorluklardan büyük kararlarla büyük çözümlerle çıkılabilir. Türkiye eğer o kararlılığı göstermezse bu zorlukların altında da kalabilir. Onun için Türkiye’nin buradan Üretim Devrim’ine yönelik, Türkiye’nin güvenliğini sağlamaya yönelik bir strateji geliştirmesi lazım. Dünyadaki değişikliği iyi anlamamız lazım Atlantik uygarlığının sonuna geldik. Dolar saltanatı çöküyor ve Batı’daki bütün filozoflar, siyasetçiler hepsi görüş birliği halinde batının battığını söylüyor. Bu durumda hala batıdan medet ummak ve batı ile doğu arasında böyle kararsız konumdaki tavırlar, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek ve Türkiye’yi büyük çözümlere götürecek tavırlar değil. Bizim Asya uygarlığının yükselişinde önder konumlarda olma gibi şansımız var. Hükümetimizin ve Türkiye’nin bu şansı değerlendirmesi lazım zaten değerlendirmeyenler Türkiye’yi yönetemez. Değerlendirenler Türkiye’nin başına geçer.
ETHEM SANCAK’IN SÖZLERİ
"Ethem Sancak son derece açık yürekli davrandı. Çatır çatır fikirlerini söyledi. Mensubu olduğu partinin de kulak vermesi gereken fikirler söyledi. Şahsi menfaatler peşinde yürümüyor, şahsi menfaatlere teslim olsa susması gerekir. Bugün Ethem Sancak’ın söyledikleri Türkiye’nin ihtiyacı olan söylemler. Bence AK Parti için çok büyük bir yanlış ve çok büyük bir kayıp. Ben Sayın Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam Ethem Sancak’ı alırım en baş köşeye oturturum. En baş köşeye bakın, üçüncü değil. Çünkü Sayın Tayyip Erdoğan’ı, Ak Partiyi kurtacak olan fikirler bugün Sayın Ethem Sancak’ta olan fikirlerdir.
'TÜRKİYE’NİN İÇİNE GİRDİĞİ SÜRECİ ÇOK İYİ ANLAYAN BİRİ'
"Kamuoyunda farklı bir Ethem Sancak imajı çizilmeye çalışılıyor. Ethem Sancak benim yakın arkadaşımdır. Çok güvendiğim karakterli bir insandır. Türk tarihini, İslam tarihini, felsefeyi iyi bilir. Çok okur. Yani yalnız bir iş adamı değildir. Türkiye’nin sayılı entelektüellerinden biridir. Ahlaklıdır, karakterlidir. Rusya’ya gitti orada yaptığı açıklamalar Türkiye’de büyük yankı yarattı. Türkiye’nin Ukrayna savaşında Rusya’yla birlikte hareket etmesi konusunda çok net konuştu. Çin dostluğunu hep vurguladı. Türkiye’nin için girdiği süreci çok iyi anlayan yorumlayan bir siyasetçi, aydın ve iş adamı. Bir takım ince hesapların dışında fikirlerini gümbür gümbür ifade ediyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın yerinde olsam Ethem Sancak’ın söylediklerine kulak veririm ve hatta onunla yakın iş birliği içinde olurum. Zaten yakın arkadaşlıkları da var. Onu dinlerim ondan yararlanmaya çalışırım.”ifadelerini kullandı."
Sancak'ın 'Ak Parti ABD sayesinde iktidara geldi' sözlerinin sorulması üzerine Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek şu yanıtı verdi: "O bir gerçek. 1996 yılında Rand Corporation raporu var. Orada diyorlar ki 'Tayyip Erdoğan Başbakan, Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olacak.' Hatta biz onu o zaman yayınladık. Cumhuriyet’te büyük bir söyleşi yaptık. Orada da belirttim. Bu bir gerçek, yani 2002 yılında Türkiye ABD tarafından erken seçime götürüldü. Ve Ak Parti hükümete getirildi. Ama devamı var, Sayın Ethem Sancak diyor ki ‘Evet bizi ABD başa getirdi ama biz en sonunda ABD'ye kafa tutmaya başladık. Çünkü Türkiye’nin gerçeği bunu gerektirdi.' Bence bu ikinci söylediği daha önemli."