25 Aralık 2024 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

AK Parti iktidarına ABD ve İsrail dayatıyor: TRT, İran düşmanlığının sesi olamaz

Perinçek, 'TRT’nin ‘İran'ı rahatsız edecek’ yayın çizgisine girmesi, çok tehlikeli bir planın gündemde olduğuna işaret ediyor. İran karşıtlığı, İsrail'i durdurmaz, tersine önünü açar. İran karşıtlığı, Türkiye'ye yönelik tehdidi ağırlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Filistin halkına da ihanettir’ dedi

A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın İran'a yönelik sözlerinden Hükümetin sorumlu olduğunu vurguladı. Perinçek, "TRT’nin “İran'ı rahatsız edecek” bir yayın çizgisine girmesi, çok tehlikeli bir planın gündemde olduğuna işaret ediyor." tespitinde bulundu.

TRT Genel Müdürü Sobacı, 9 Ekim 2024 Çarşamba günü, Bursa Uludağ Üniversitesinde yaptığı konuşmada TRT’nin Farsça yayınlarına ilişkin “İran’ı rahatsız etmek durumundayız. İran’ı rahatsız etmek zorundayız.” ifadelerini kullanmıştı. Bu sözleri değerlendiren Perinçek, özetle şunları söyledi:

TEHLİKELİ PLAN

TRT'nin Farsça yayınları kuşkusuz Türkiye-İran kardeşliğinin ve binlerce yıllık kültür ilişkilerimizin sesi olabilir. Ancak TRT’nin İran'ı rahatsız edecek bir yayın çizgisine girmesi, çok tehlikeli bir planın gündemde olduğuna işaret ediyor.

İran karşıtlığının ve İran’a yönelik şüphe ve güvensizliğin, günümüz koşullarındaki bir tek kaynağı vardır. O da ABD ve İsrail'dir. İran karşıtlığı, İsrail'i durdurmaz, tam tersine İsrail'in önünü açar. Bu nedenle İran düşmanlığı, Türkiye'ye yönelik tehdidi ağırlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda Filistin halkına da ihanettir.

KOMŞULARLA İŞBİRLİĞİNİ HEDEF ALAN ABD VE İSRAİL PLANI YÜRÜMEZ

AK Parti iktidarının izlediği denge siyaseti devam edemezdi. Şimdi denge siyasetinin ABD ile uyumlu bir çizgiye dönüştüğü görülmektedir. Oysa Türkiye, bağımsızlığını ve vatan bütünlüğünü hedef alan tehditleri, ancak Batı Asya ülkeleriyle birlikte cephe tutarak bozguna uğratır.

Atlantik sistemi, Türkiyemize bölünme ve ekonomik iflası dayatıyor. Bugüne kadar yaşanan tecrübeler kanıtlamıştır ki, Türkiye’nin güvenliği ve Üretim Ekonomisi için, komşularla işbirliği ve Yükselen Asya Uygarlığının öncü konumlarında yer almak şarttır.

Bu nedenle bizi komşularımızla ve Yükselen Asya Uygarlığıyla karşı karşıya getiren ABD ve İsrail planı yürümez.

AK PARTİ İKTİDARI VE MHP YÖNETİMİ SORUMLU

TRT Genel Müdürü'nün AK Parti iktidarının plan ve talimatı dışında bir yayın çizgisi izlemeyeceğini elbette biliyoruz. Son günlerde Hükümetin yönlendirdiği konuşmacıların televizyon programlarında İran karşıtı söylemleri yoğunlaştırmaları da dikkatlerden kaçmıyor. Öyle gözüküyor ki, AK Parti iktidarı çok tehlikeli bir açılımın içine itilmektedir.

Sayın Devlet Bahçeli'nin PKK'ya el uzatarak kamuoyuna ilan ettiği “plan ve görev”, Türkiye ile Suriye’nin teröre karşı işbirliği sürecine karşıdır. Bu plan, ancak Rusya ve İran karşıtlığıyla el ele yürütülebilir.
TRT'nin İran'ı hedef alan Farsça yayın planının sorumlusu AK Parti iktidarıdır. Sayın Devlet Bahçeli, PKK’ya el uzatmasını “plan ve görev” olarak açıklamış ve böylece AK Parti iktidarının sorumluluğuna ortak olmuştur.

Sayın Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli, PKK ile yeniden açılım sürecini başlatarak ve İran karşıtlığı siyasetine yönelerek, bugüne kadar CHP yönetiminin üstlendiği planın aktörleri konumuna yöneliyorlar.

TÜRK MİLLETİ ATLANTİK PLANINI BOZACAK GÜCE SAHİPTİR

Türkiyemizi de hedef alan İkinci İsrail süreci, 1991 ve 2003 Körfez Savaşlarından bu yana ABD ve İsrail silahıyla yürütüldü ve bundan sonra da silahla yürütülecektir. Bu nedenledir ki, bu planı bozacak olan esas güç, Türk Milleti ve Türk Ordusu ve Türk Polisidir. Devletimizin tekliğini, milletimizin bütünlüğünü ve vatanımızın bölünmezliğini hedef alan son açılım girişimi de kesinlikle bozguna uğratılacaktır.

Yeniden Açılım süreci, AK Parti iktidarının sonunu getirir. Arzu edilir ki, Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli, ABD-İsrail güdümlü plana hizmet eden yönelişten vazgeçsinler. Aksi halde milletimiz onlardan vazgeçecektir.

TRT ABD'NİN VE İSRAİL'İN SESİ OLAMAZ TRT İRAN DÜŞMANLIĞI YAPAMAZ

ABD ve İsrail saldırganlığının önünü açan ve onlara destek olan plana geçit yok!
TRT, bu planın aleti olamaz. TRT, ABD'nin ve İsrail'in sesi olamaz.
TRT İran düşmanlığı yapamaz.

‘BARIŞ PKK’YI TEMİZLEYEREK OLUR’

Perinçek, açıklama sonrası gündeme ilişkin soruları yanıtladı. AK Parti'nin yeni bir açılım süreci haberlerine yönelik "PKK'nın vazgeçmesi, 'tamam bitirdik artık biz, ateşkes yapıyoruz' demesi, Türkiye açısından böyle bir gelişme olabilir mi?" sorusuna Perinçek şu cevabı verdi:

"Zaten bu plan, bu tür aldatmacalarla sunuluyor ve sunulacaktır. PKK silahlı mücadeleden vazgeçecek. Hatta Abdullah Öcalan Kandil'le görüştürülüyor. Al Monitor'da çıkan haberlere göre telefonla görüştürülüyor. Öcalan'a 'Silah bırakmanın zamanıdır' dedirtiliyor. PKK'yı Amerika silahlandırmıştır. Her şeyini Amerika'ya ve İsrail'e borçludur PKK. Onun için Amerika talimat vermeden PKK silahı bırakmaz.

"Kısa dönemlerde bir mevzi ele geçirmek için, diyelim hendekler kurmak, yollarımızın altını oymak, daha çetin silahlı mücadeleleri hazırlamadan fırsat değerlendirmek için bazı silah bırakma dönemleri olabilir, olmuştur. Ama sonunda iş yine silaha dökülür. Neden? Çünkü Türkiye'yi silah kullanmadan parçalama yöntemidir. Türkiye'yi silah kullanmadan hiç kimse parçalayamaz. Dolayısıyla Türkiye'yi parçalama ve Kürdistan'ı koruma planının birinci hedefi Türkiye olduğuna göre eninde sonunda bu iş silaha dökülecektir.

“Zaten silaha döküleceğini Amerika bize ilan etti. Nasıl ilan ediyor? Bütün Ege kıyılarından Yunanistan'ı getiriyor. Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stefanoviç, Girit'in kuzeyi, Kıbrıs'ın güneyi, Suriye'nin kuzeyi, Irak'ın kuzeyi. Bütün Ege ve Akdeniz ve Güney sınırlarımıza Amerika silah yemiş. Ve Amerika aynı zamanda İsrail ile Ve Yunanistan ile ve Güney Kıbrıs ile Doğu Akdeniz'de silahlı donanma taktikatları yapıyor. Namlular Türkiye'ye dönüyor.

"Yani Amerika, Türkiye ile bir hesaplaşmanın planını yapmanın ötesinde onun hazırlığını yapmış. O kadar tankını, o kadar uçağını getirmiş, Ege kıyılarına yerleştirmiş. Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ın kuzeyinde yığınağı var. İsrail Devleti, şu anda Batı Asya’ya saldırı halinde. Bütün bu gerçekler karşısında ve Sayın Cumhurbaşkanımız da diyor ki ‘İsrail'in hedefinde Türkiye var.’ İsrail'in hedefinde Türkiye nasıl var?

"İsrail ordusu Lübnan'ı geçecek, Suriye'yi geçecek. Gelecek Türkiye sınırına dayanacak. Böyle bir senaryo geçerli değil. İsrail'in nüfus gücü, askeri gücü, İsrail'i falan işgal etmesine hiçbir şekilde ısrar etmiyor. Ne olacak bunun için? Kürdistan senaryosu içinde ancak İsrail, Türkiye için bir tehdit olabilir ve tehdittir. Dolayısıyla bu iş ancak silahla uygulanabilir ve bu silahla uygulanacağımız Kürdistan filanı yüz ardı eder.

‘BARIŞ PKK’YI TEMİZLEYEREK OLUR’

“‘Barış olacak’ falan filan bunlar yanlış. Barış şöyle olur. Siz PKK’yı temizlersiniz, barış gelir. Zaten Türkiye, Türk Ordusu, Türk Polisi sınırlarımızın içinde PKK temizleyerek Gabar’dan Iğdır'ımıza, Kars'ımıza kadar bütün Doğu ve Güneydoğu illerimize barış getirdi. Barışın nasıl geleceğini gördük. PKK'yla anlaşarak barış olmuyor. Nasıl oluyor? PKK'nın tepesine binerek, PKK terör örgütünü temizleyerek barış oluyor ve getirdi.

“Şimdi hangi aşamaya geldik? Güney sınırlarımızda, yani Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ın kuzeyinde PKK'nın artıklarını ve PKK'yı temizleyerek bu işi bitirme aşamasına geldik. Burada birdenbire Amerika ve İsrail sahneye çıkıyor. Ne yapıyor? PKK'nın bitirilmemesi için, Amerika Başkanı Obama kendi kara kuvvetlerinin bitirilmemesi için birdenbire Türkiye'nin önüne, sözüm ona, bir barış planı getirdi. ‘Bakın, Kürdistan'ı da sizin kucağınıza vereceğiz. Daha ne istiyorsunuz? Petrol de vereceğiz.’ gibi aldatmacalarla plan Türkiye'ye dayatılacak. Onun için burada barışa yönelik hiçbir şey yok.

‘SURİYE'YLE BİRLİKTE PKK BİTİRİLECEKKEN TÜRKİYE'YE YENİ BİR PLAN DAYATILIYOR’

“Öbür açılımda da aynı tartışmalar yaptık. Hatırlayacaksınız diğer birinci açılımda da ‘barış getiriyoruz, barışla çözülür mü’ falan diyorlardı. Bir tek Vatan Partisi çıktı ‘Bu barış getirmez, bu savaş getiriyor. PKK'ya fırsat veriyorsunuz. PKK'nın yığınak yapması için fırsat veriyorsunuz.’ dedi.

"Şimdi yeniden PKK'ya en büyük fırsatı veren tam iş bitirilecekken Suriye'yle işbirliği yaparak son nokta konacakken PKK'ya hayat verecek bir hayat öpücüğü olacak bir plan Türkiye'ye dayatılıyor ve Devlet Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi gibi bu plana en çok karşı çıkması gereken parti de denetim altına alınıyor.

"Bakın planın ne kadar cesaretli ve ileri boyutlarla uygulandığını gösteren en önemli olgulardan biri bu. Devlet Bahçeli ve MHP yönetimi de planın içine çekiliyor. O bakımdan tehlike ciddidir ve bu bir barış planı değildir. Bu, Türkiye'nin başına büyük belalar açacak, savaşı derinleştirme ve savaşı uluslararası boyutlara götürme plandır. Onun bütün hazırlıkları Amerika ve İsrail tarafından yapılmıştır. Hatta tatbikatı şu anda sahnelenmektedir.”

Doğu Perinçek Vatan Partisi TRT ABD İsrail