‘Türkiye de renkli devrim tezgahına hazırlıklı olmalı’

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman ve Aydınlık Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nadir Temeloğlu ile birlikte gündemdeki konuları değerlendirdi. Bangladeş’teki gelişmelerin sorulması üzerine Perinçek, “Tipik bir renkli karşı devrim.” dedi. Bangladeş’te yaşananları, ABD’nin Güney Asya ülkelerini istikrarsızlaştırma planının parçası olarak değerlendiren Perinçek, şöyle konuştu:

“Emperyalizmin silahı renkli karşı devrimler. Bangladeş’te yaşanan tipik bir renkli karşı devrim. Halkın memnuniyetsizliği, öğrenci hareketleriyle başlıyor. O memnuniyetsizlik kullanılarak, ABD’nin istemediği bir hükümet yıkılıyor. Hasina’nın ülkeyi terk edip gitmesi, renkli karşı devrimin başarıya ulaştığını gösteriyor. Hasina da Atatürk’ün yolunu izleyen, Türk devrimine büyük değer veren tavırları olan biriydi. Bangladeş’in şartlarına göre, aşağı yukarı Atatürk devrimi çizgisindeydi.

"Dolayısıyla anti-emperyalist, halkçı yönetimi, bir renkli karşı devrimle tasfiye ettiler. Amerika da onu tabii ki tebrik ediyor. Buna benzer başarısız bir girişim Venezuela’da oldu. Maduro’ya karşı bir takım kitleleri harekete geçirdiler ama yenildiler. Bangladeş, stratejik konumu dolayısıyla ABD’nin gözünü diktiği yerlerden biri. Çin, ‘ABD bir Güney Asya İsrail’i mi yaratmak istiyor?’ diyor. Çin o bölgede olduğu için kendi sınırlarında yaşanan olayları çok daha net görüyor.

‘ABD İNİŞ SÜRECİNDE’

“Bangladeşlilerle çok iyi ilişkilerim var. Türkiye’deki büyükelçisi çok iyi dostumdu. Sonra New York’a terfi etti. ‘Beni başbakanlığa hazırlıyorlar.’ diyordu. O da anti-emperyalist, esaslı bir insandır. Onun üzerinden Bangladeş’in tarihini, bugünkü konumunu az çok biliyorum. Son zamanda özellikle tekstil alanında olağanüstü ataklar yaptı. Ucuz iş gücüyle tekstil üretiminde dünyanın belli başlı ülkelerinden biri haline geldi. Amerika geri çekilme dönemine girse de tezgahlamaya devam ediyor. Direnmeler, karşı ataklar söz konusu.

"Amerika emperyalizminin aşağı doğru inişi de öyle 3, 5 yılın olayı değil. Amerikan’ın zirvesi 1945 sonrasındaydı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra demokrasi bloğunun kaptanı, lider ülkesi oldu. Ekonomisi son derece parlak dolar saltanatını kurdu. 1970’lere kadar öyle geldi. Ondan sonra Vietnam’ın, Kamboçya’nın kurtuluşu, Güney Amerika’da Amerika denetimine karşı mücadeleler… Sonunda dolar saltanatının çökmesiyle birlikte Amerikan’ın inişi şiddetlendi. Bu iniş sürecinde kendi ataklarını yapmaya devam ediyor.”

‘VAN’DA RENKLİ KARŞI DEVRİM MODELİNİ GÖRDÜK’

Türkiye’de de renkli devrim tezgahlamak isteyenlerin olduğunu söyleyen Perinçek sözlerine şöyle devam etti:

“Atlantik kuvvetleri, PKK ve PKK’nın güdümünde olan DEM Parti, HDP… CHP de bu tür girişimlerde hemen ortak oluyor. Van’da mazbata almak için yaktılar, yıktılar. Orada renkli karşı devrim modelini gördük. Türkiye’deki iktidarı değil ama Van’daki iktidarı belirledi. Yaktılar, yıktılar ve mazbatayı aldılar. Diyarbakır, Tunceli’de o mazbata alma olayını destekleyen yakma yıkma eylemleri oldu.

"1 Mayıs’ta Taksim’e çıkacağız diye yığınak yapmaya kalktılar. CHP de buna alet oldu. Orada da sanki renkli kalkışma atağı vardı. İktidarı ele geçirmeye yönelik değil ama amaç; yavaş yavaş halkı PKK ile birlikte iktidar mücadelesi mevzilerine sokmak. Türkiye’de güçlü bir ordu var. Sonuç itibariyle renkli kalkışmalarda son sözü silah söyler.

“Amaçları, Türk Silahlı Kuvvetlerini bir tereddütte sevk etmek. TSK’nın devletin yaptırım gücünü kullanmaya tereddüt etmesini istiyorlar. O boşluklardan yararlanarak amaçlarına ulaşma planları var. Türkiye’de renkli devrimden çok ABD’nin Yunanistan kıyılarındaki üsleri bir tehdit oluşturuyor. Bunların ikisinin birleşebileceğini de hesaba katmamız lazım. Türkiye’de renkli devrimler tezgahlanır. Amerika ve Avrupa bunların arkasındadır.

"Türkiye’de kitlelere baskı yapılıyor demokrasi yok ediliyor, soykırım yapılıyor diyerek ABD’nin Doğu Akdeniz ve Yunanistan kıyılarındaki silahlı güçleri Türkiye’nin iç cephesine müdahale edebilir. Oraya boş yere getirilmediler. Bir amaçla, kullanılmak üzere getirildiler. Türkiye’nin vatanseverleri, devrimci, halk güçleri olarak bunları hesap etmek durumundayız.”