31 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

ABD ve İsrail'den Suriye'ye Anayasa dayatması

Milli Savunma Bakanlığının Türkiye’nin çekilmesi için Suriye’ye yeni anayasa ve seçimler şartını öne sürmesini değerlendiren Perinçek, ‘Bu aslında AK Parti hükûmetinin tavrı. Türkiye kendi talebini öne sürmüyor. Amerika'nın ve İsrail'in talebini getiriyor.’ dedi

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'ten Suriye devletinin önüne sürülen şartları eleştirdi: Amerika'nın ve İsrail'in talebi!
A+ A-
HABER MERKEZİ

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da yayınlanan Çıkış Yolu programında Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman ve Aydınlık Gazetesi Muhabiri Kaan Arslan’ın Türkiye’nin gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.

Perinçek’e, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in İngiliz haber ajansı Reuters’a verdiği röportajda, Türkiye’nin, Suriye’deki askeri varlığını sonlandırması için Türkiye’nin “Suriye’de yeni anayasa kabul edildikten, seçimler yapıldıktan, sınırlar güvenlik altına alındıktan sonra görüşülebilir.” şartları soruldu.

Perinçek, “Türkiye kendi talebini öne sürmüyor. Amerika'nın ve İsrail'in talebini dile getiriyor. PKK devletçiğinin yasallaşacağı anayasayı talep etmiştir.” diyerek tepki gösterdi.

Suriye konusunu ancak Vatan Partisi hükümetinin çözebileceğini belirten Perinçek, “Türk milletinden yetki istiyorum.” ifadelerini kullandı.

‘BU ŞART TÜRK DEVLETİ'NE YAKIŞMAZ’

Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek şu konuyu şu sert ifadelerle değerlendirdi:

“Türkiye diyor ki; Bir, yeni Anayasa yapmadan oradan çekilmeyiz. İki, seçim yapmadan oradan çekilmeyiz. Üç, sınırların güvenliği olmadan oradan çekilmeyiz. Yani bu Türkiye'nin askerinin oradan çekilmesinin şartları. Bir kere tabii bu hukuken yanlış. Sen başka bir ülkeye anayasa, seçim dayatamazsın. O ayrı mesele. Ama bu normalleşme için görüşmenin hiçbir şartı yoktur dersin, görüşmeye başlarsın ve masada bu koşulları getirirsin. Bu koşulları getirmek yanlış. Hem Türk Devleti'ne yakışmaz, hem de hukuka aykırı.

‘VATAN PARTİSİ İLE AK PARTİ HÜKÜMETİ FARKI’

“Türkiye şu şartları koşmalı, ‘Orada terör örgütlerini temizleriz, ben çekilirim.’ Vatan Partisi'nin politikası bu. Vatan Partisi ile AK Parti hükümetinin farkını ortaya koyuyorum. Vatan Partisi olarak Suriye'ye de, Rusya'ya da söylüyoruz. Orada Türk Silahlı Kuvvetleri terör örgütlerini temizlemek için bulunuyor.

"Hem Suriye ile hem İran ile hem Rusya ile işbirliğine hazırız ve açığız. Ve bunu istiyoruz. Terör örgütlerini temizlediğimiz zaman elbette Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanmış, terör örgütleri temizlenmiş olacak. O zaman orada Türk askerinin bulunmasının gereği kalmayacak ve oradan çekilecek. Vatan Partisi bunu söylüyor.

‘BURADA AMERİKA’NIN TALEPLERİ VAR’

“Ama Türk askerinin çekilmesinin koordinasyonu için, siz anayasayı yapacaksınız, seçimleri yapacaksınız… Bu olmaz. Bakın burada aynı zamanda teröre karşı tavır da yok. Yani burada Amerika'nın talepleri var. Türkiye'nin talebi yok. Türkiye ne istiyor? Suriye'deki terörün temizlenmesini istiyor. Türkiye kendi talebini öne sürmüyor. Amerika'nın ve İsrail'in talebini getiriyor. Amerika'nın ve İsrail'in talebi ne Suriye yeni anayasa yapsın.

‘TÜRKİYE PKK DEVLETÇİĞİNİN YASALLAŞACAĞI ANAYASAYI TALEP ETMİŞTİR’

“Aslında yeni anayasa ne? Orada bir PKK devleti olacak. Suriye'yi federasyona götürecekler ve özerklik olacak değil mi? Amerika’nın anayasa dediği o. Yani Türkiye burada PKK devletçiğinin yasallaşacağı bir anayasayı talep etmiştir. Başka niçin anayasa istiyorsun kardeşim? Ne istiyorsun sen Suriye'den? Hangi anayasayı istiyorsun? Sayın Beşer Esad'ı devirmek mi istiyorsun? O sana mı kalmış? Türkiye'nin sorunu Beşer Esad'ı devirmek mi? Hangi anayasayı istiyorsun? Peki başka bir ülke Türkiye'de özgürlük olacak diye bir anayasa istiyor mu? İsterse biz bunu kabul eder miyiz?

"Türkiye'nin bir tek Suriye'den isteği şu olur, arkadaş senin topraklarında terör örgütü istemiyoruz, gel bunu beraber temizleyelim. İşte bundan ibaret. Bu anayasa ve seçim koşulu tamamen orada bir PKK devletçiği ve aynı zamanda sahte İslamcı bir devletçik kurmak için Amerika ve İsrail'in talepleri. Hükümetin bu talebi doğrudan doğruya Amerika'nın ve İsrail'in talebi. Seçimlerden kasıt ne? Ellerinden gelirse seçimler yoluyla Beşar Esad’ı devirmek.

‘VATAN PARTİSİ HÜKÜMETİ GEREKİYOR’

“Suriye'nin ‘Türkiye askerlerini çeksin, ondan sonra görüşelim’ diye yanlış bir talebi vardı. Biz onun yanlış olduğunu Suriye Devleti'ne de söyledik. Yani görüşmenin önüne böyle şartlar koymayın dedik. Şimdi Suriye de şu şartı getirebilir. Türk askeri buradan çıkmadan ben de görüşmüyorum. Tekrar döndük başa. Burada Vatan Partisi hükümeti gerekiyor.

"Ben de Türk milletinden yetki istiyorum. Suriye sorununu ne AK Parti'nin çözmesi mümkün, ne de Cumhuriyet Halk Parti'nin çözmesi mümkün. Vatan Partisi'nin içinde bulunduğu, anahtar konumunda olduğu, merkezinde olduğu bir hükümetle bu sorunlar çözülür. Ve oraya gidiyor Türkiye. Yalnız ekonomide değil, güvenlikte de oraya gidiyor.

“Bakın üç gün evvel, Türkiye-Suriye askeri işbirliğine gidiyor. Bu yönde açıklamalar vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız Heniyye'nin oğullarını kabul ediyor, gözlerinden öpüyor. Birden şimdi ne oldu? Amerika ve İsrail'in önümüze koyduğu siyasetleri seslendiren noktaya geldi AK Parti hükümeti.”

‘HENİYYE'Yİ NATO ÖLDÜRDÜ’

Yaşar Güler’in “Önceliğimiz NATO’daki sorumluluklarımızı yerine getirmek. NATO’nun hazır ve güçlü olmasına odaklanmalıyız” ifadelerine ilişkin de konuşan Perinçek, şu ifadeleri kaydetti: “NATO hazırlıklı, güçlü olduktan sonra Haniyye'ye niçin taziye telgrafı çekiyorsunuz? Kim öldürdü Haniyye'yi? NATO öldürdü. NATO Haniyye'yi öldürüyor, biz de NATO'nun güçlendirilmesinden yanayız. O zaman o NATO bizi de öldürür. NATO Heniyye'ye, İsrail'e İncelik’ten, Kürecik’ten yaptığı gözlemleri veriyor. O NATO Türkiye'nin verdiği o bilgileri İsrail'e veriyor. Zaten NATO'ya verdiğinde, İsrail'e vermiş oluyorsun.

‘İHANETİN, İKİYÜZLÜLÜĞÜN YALANLARIN SARGI BEZİ Mİ?’

“Ondan sonra İsrail, Heniyye'leri öldürüyor, Gazze'yi öldürüyor. Gazze'yi öldürmeye sen yardımcı oluyorsun. Sonra da Gazze'ye sargı bezi yolluyorsun. Bu neyin sargı bezi? Neyi saracak o bez? İhanetleri mi saracak? Yalanları mı saracak? İkiyüzlülüğü mü saracak?”

‘BELEDİYE ŞİRKET İŞÇİLERİNİN SORUNUNU VATAN PARTİSİ ÇÖZER’

ABD ve İsrail'den Suriye'ye Anayasa dayatması - Resim : 1

Uzun süredir Türkiye'nin çeşitli illerinde yaptıkları eylemlerle “eşit işe eşit ücret, angaryaya karşı güvence, geçinilebilir ücret ve insanca yaşam” talep eden 650 bin belediye şirket işçilerinin temsilcileri de Çıkış Yolu programına katılarak sorunlarını anlattı. İşçilerin sorunlarını dinleyen Dr. Doğu Perinçek, belediyelerin şirketleştiğini ve kamu hizmeti değil kar amacı güden kurumlar haline geldiğini belirtti. İşçilerin partisinin Vatan Partisi olduğunu vurgulayan Perinçek, tüm emekçileri Vatan Partisi’ne üye olmaya davet etti.

‘SEFALETE MAHKUM EDİLDİK’

Belediye Şirket İşçisi Erdal Büyüktaş, yaşadıkları mağduriyeti şu ifadelerle özetledi: “Kamu işi yapmamıza rağmen maalesef çıkan 696 KHK'yla kadro taleplerimiz askıya alındı, işçilerin hakları yenildi. Bizler belediyelerde itfaiyeciyiz, mühendisleriz, zabıtalarız, büro işçileriyiz, temizlik işçileriyiz, kaldırım işçileriyiz.

"Bir şehrin bütün temel taşları bizleriz. Kanun Hükmünde Kararname ile bizler yokluğa, sefalete mahkum edildik. 696 sayılı yasanın işçilere yarattığı en büyük sıkıntı iş güvencemizin olmayışıdır. İşimizi bir günde kaybediyoruz. Bunun için herhangi bir gerekçe gösterilmesine bile gerek duyulmuyor. Sosyal adalette eşitlik yok. Eşit işe eşit ücret yok. Maalesef şu anda Türkiye'nin birçok ilinde işten çıkartmalar devam ediyor. Sendikalar işten çıkarmalara karşı cılız bir ses çıkarmaktan başka bir şey yapmıyorlar.”

SENDİKA İŞÇİLERE SAHİP ÇIKMIYOR

Belediye Şirket İşçisi Cemal Bilgin de sendikanın kendilerine sahip çıkmadığını belirterek şöyle konuştu:

“Şimdi çalışma hayatımızda birçok sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Hükümet her seçim öncesi taşeron işçilerine söz veriyor. Kamuda, belediyelerde herkese kadrolu ve güvenceli çalışma hakkı vereceğim diyor. İşçiler de siyasetçilere inanıyor. Verilen sözler tutulmuyor.

"Sendika işçilere sahip çıkmıyor. Hükümetle kötü olmamak için, muhalefetteki belediye başkanları ile kötü olmamak için, müdürlerle, amirlerle kötü olmamak için sahip çıkmıyorlar. Ama bizden aidat alıyorsun. Niçin aldığın aidatın karşılığını vermiyorsun? Bunları bir söylediğimiz zaman da disiplin kararıyla işten atılıyoruz. Sonra işe iade davası açıyoruz. Uğraş dur… Bir işe iade davası 5 yıl, 10 sürü sürebilir mi? Maalesef mecliste işçileri savunacak bir parti yok.”

‘DEM PARTİ İŞÇİYİ SÖMÜREN PARTİ’

DEM Parti tarafından baskıyla Iğdır Belediyesindeki işten atılan 204 işçiyi temsilen yayına bağlanan Himmet Bozan da şu ifadelerle sorunlarını anlattı: “DEM Parti belediye seçimini kazandıktan sonra bütün işçilerimize baskı uygulayarak, yerlerini değiştirerek, tehdit ederek işten atmak için bir sürü yola başvuruyor.

"Kadın üyelerimizi temizliğe, park bahçeye, ağaç dikmeye sürdüler. Üniversite mezunu büroda çalışan üyelerimizi temizliğe sürdüler. Buna rağmen işçiler işten ayrılmadılar. Bir SMS ile 5 Temmuz günü 204 işçinin işine son verdiler. DEM Parti emek ve işçiden yana değil. Kendisinden olmayanları ezen sömüren bir parti. Bu mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.”

700 İŞÇİYE BASKI

Menemen Belediyesinde işçi Sinan Yılmaz da seçimden önce de “Şeref namus sözü veriyorum. Hiçbir işçiyi çıkarmayacağım” diye söze verildiğini ancak 700 işçinin baskıya uğradığını ve işçilerin işten çıkarıldığını söyledi.

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, işçileri Vatan Partisi’ne üye olmaya çağırdı. Perinçek şöyle konuştu:

“Belediyecilik Türkiye'de yok edildi. Belediye kamu hizmeti yapar. Şirket ise özel çıkar, özel kar peşinde koşar. Kar etmek nasıl olur? İşçinin maliyetini düşürürsün, kar edersin. Yani işçiye ne kadar az ücret verirsen o kadar çok kar edersin.

Dolayısıyla Türkiye'de bu yerel yönetimlerle ilgili yapılan kanuni değişiklikler sonucunda belediyecilik bitirilmiştir. Belediyenin bütün hizmetleri çeşitli şirketlere verilmiştir. Biz Vatan Partisi olarak buna karşı mücadele ettik. Tekrar kamucu belediyeciliği getirmemiz lazım. Bu yalnız işçi için değil, halk için de çok önemli.

Kaynak sorununu çözen parti Vatan Partisi. Vatan Partisi sermaye sahiplerinin, vurguncuların, soyguncuların, talancıların yabancı bankalara götürüp yığdığı 500 milyar doları Türkiye'ye getirip yatırım sermayesi yapacak. Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, bankaların kasalarında 300 milyar dolar değerinde altın saklandığını açıkladı. Bu kaynaklarla Türkiye'de 7-8 milyon işçiye iş alanı yaratılır.

‘İŞÇİLERİN PARTİSİ VATAN PARTİSİ’

“İşçilerin partisi var. Bütün emekçilerin, köylülerin, çiftçilerin, çarşıların, esnafın, zanaatkârın, hatta sanayicinin partisi var. O da Vatan Partisi. Ama o parti etrafında toplanma bilinci yok. Karamsar değiliz. Bu mücadele başarılar getirecektir.

"Şimdi işten atılan işçilerin geri alınmasını istiyoruz değil mi? Vatan Partisi'ne toplu olarak katılın. Ben size kesin söz veriyorum hepsi geri alınır. Vatan Partisi'ne katılın. Bakın Vatan Partisi'ne üye olmak demek, ben bu sistemin dışına çıkıyorum. Ben bu sisteme meydan okuyorum. Ben emekçilerin, çalışanların, üretenlerin yönettiği bir Türkiye için safa giriyorum demek.

"Bu mesajı verdiğiniz zaman karşı taraf sallanır ve hepiniz işlerinize geri dönersiniz. Ben size söz veriyorum. Hemen çok kısa zamanda işlerinize dönerseniz, dönmeseniz ben Vatan Partisi Genel Başkanlığını bırakacağım. Bir tek Vatan Partisi sistemi sallar.”

‘İŞÇİ HAREKETİ GELİYOR’

Vatan Partisi İşçi sendika Bürosu Başkanı Mevlüt Usta da işçilerin yaşadığı sorunları özetledikten sonra önümüzdeki süreçte bir işçi hareketi beklediklerini söyledi. Usta şöyle konuştu: “Belediye şirket işçileri her an işten atılma tehlikesi ile karşı karşıya. Asgari ücretin biraz üzerinde maaşları var. Bu 1989-1990’da olan dünya çapındaki eylemler öncesindeki ekonomik duruma benziyor.

"Türkiye'deki işçi sınıfının çok büyük bir asgari ücret ve onun hemen üzerinde maaş alıyor. Ekonomik sıkıntılar çok ağırlaştığı için esas bu kesimleri vuruyor. Sadece belediye işçilerinde değil, Türkiye çapında emeğiyle çalışan, asgari ücret ve biraz üzerinde alan özellikle insanlar açısından tam bir felaket yaşanıyor. O kaynamayı her yerde görüyoruz. 1989-1990 döneminde yaşadığımız büyük bir işçi hareketinin geldiğini ön görüyoruz. Belediye işçileri de bu hareketin ön cephesinde görünüyor.”

Vatan Partisi Doğu Perinçek Suriye Yaşar Güler AK Parti