Vatan Partisi Genel Sekreteri Bursalı: Çin'den ayrı bir Tayvan yok
Genel Sekreter Özgür Bursalı, Tayvan konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 'Tayvan tarihten beri Çin’in bir parçası. Çin’den ayrı bir Tayvan yok.' diyen Bursalı, 'Çin silahlı kararlılığa sahip.' ifadelerini kullandı.
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Radyo Sputnik'te İsmet Özçelik’in sunduğu “Ankara Farkı” programına konuk oldu. Bursalı, Türkiye’nin dış politikası ve bu kapsamda Vatan Partisi’nin programı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Geçen ay yaptıkları Çin ziyaretine ilişkin bilgi veren Bursalı, “Çin ziyaretinde de gördük; Çin, Türkiye ile işbirliğini ve karşılıklı güveni artırmak için çok hazır, çok istekli. Bizim üreticimiz de istekli. Türkiye’nin büyük sermayesinin gözü Çin’de, Asya’da. Atlantik Sistemi de borca batmış. Rusya, Çin, İran bir fırsat. Türkiye’nin ekonomisini düzlüğe çıkarmak isteyen bir akıl, gerçek dostları ile kucaklaşabilir ki dostlar hazır. Vatan Partisi olarak bu konularda yoğun çabalar içindeyiz.” dedi.
Tayvan konusuna da değinen Bursalı, şöyle devam etti:
'TEK BİR ÇİN VARDIR'
“Tayvan tarihten beri Çin’in bir parçası. Çin’den ayrı bir Tayvan yok. Hem tarihsel hem de hukuken Tayvan, Çin anavatanının bir parçası. Çin Halk Cumhuriyeti bu konuda çok kararlı. Tayvan’dan başka bir Çin yaratamazsınız. Şimdi ABD, Tayvan'daki işbirlikçileriyle bunu yaratmaya çalışıyor. Ama Çin Komünist Partisi'nin de ifade ettiği gibi; dünyada tek bir Çin vardır ve Tayvan da onun parçasıdır. Ayrılıkçılar, Amerikan işbirlikçileri yüzde 40'a düştü. Müthiş bir oy kaybı. Çin o kadar kararlı ki bu konuda. En sonunda ezer ve güç gösterir. Yani silah gösteriyor. Diyor ki silah kullanma pahasına vatanımı birleştireceğim. Bunun önünde hiçbir güç duramaz. O yüzden hem Türkiye’nin hem bütün dünya ülkelerinin buradaki dengeye çok dikkat etmesi lazım. Nasıl biz Türkiye'nin bölünmesini istemiyoruz, nasıl bizim güneydoğumuzu, doğumuzu bölmeye çalıştıkları zaman en büyük tepkiyi gösteriyoruz, orası da aynı durumda. Tayvan'ı da Çin’den bağımsız görmek mümkün değil. Önümüzdeki yıl bu konuda Çin'in kuvvet ve kararlılıklarını daha da artıracağı bir yıl olacak. Onu da Çin gezimizde gözlemledik.”
'MEHMETÇİK CEPHEDE ABD ASKERİ İLE KARŞI KARŞIYA'
Bursalı, Türkiye'nin terörle mücadelesine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. “Çok yeni bir durumla karşı karşıyayız.” diyen Bursalı, şunları söyledi: “Bunun altını önemle çiziyoruz. Önümüzdeki süreçte Mehmetçiğimiz PKK’ya karşı hava sahasının kapatıldığı koşullarda mücadele edecek. İHA ve SİHA’larımızı artık güvenli şekilde uçuramayacağımız koşullar Türkiye’nin önünde. ABD bundan önce hep piyonlarını kullandı; PKK, DEAŞ ve benzer terör örgütlerini Türkiye’nin önüne sürdü. Ama bu yeni durumda artık doğrudan öz güçlerini sahaya sürdü. Yani biz cephede doğrudan Amerikan askeri ile karşı karşıyayız. Bu çok yeni bir durum. Hava sahası ve SİHA’larımızın güncel tehditleri ile ilgili konu da bununla bağlanıyor. Son operasyonda da Amerikan Özel Kuvvetleri ile Mehmetçiğimiz karşı karşıya geldi. Artık ABD doğrudan kendi silahıyla Türkiye’yi tehdit ediyor. PKK, Amerika’ya yetmiyor. PKK’nın Amerika’ya yetmediği bir döneme girdik. Amerika’nın doğrudan Türkiye’ye yönelik harekâtının başladığını görmezsek önümüzdeki hiçbir sorunu çözemeyiz. Türkiye’nin buna karşı alacağı tedbirler çok çok önemli. Bütün silahlı cephelerde kaybeden ve gerileyen bir Amerika var. Gazze’deki direniş önemli ve örnek. Bütün Batılı emperyalist aylardır orayı ele geçiremedi. Ukrayna’da Rusya’nın yürüttüğü kahramanca mücadele, Suriye’de Sayın Beşar Esad’ın yürüttüğü kahramanca mücadele… Tablo bu. Dünya bambaşka bir dünya haline geliyor.
'TÜRKİYE DENGE POLİTİKASINI TERK ETMELİ'
“Denge politikası; bırakın Türkiye’yi dengede tutmayı, Türkiye’nin önüne çok vahim politikaları getiriyor. Türkiye’nin hem güvenlikte hem ekonomide ayakta kalamayacağı büyük tehditleri önümüze getirir hale geldi. Denge politikası masalları Türkiye’yi bütünlüklü güvenlik hattı içinde ateşe atmış durumda. Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e kadar, Kıbrıs’tan Suriye ve Irak’ın kuzeyine kadar tek cephede Amerika ve İsrail tehditleri ile karşı karşıyayız. Şimdi Rusya o tehditlerin en büyüğüyle Karadeniz’de bir cephe açmış ve savaşıyor.
'RUSYA İLE DAHA SIKI İŞBİRLİĞİ YAPMALI'
“Şu an özellikle ekonomide Türkiye’nin bu süreci fırsata çevirebilecek kabiliyeti var. Turizmde, hava yolunda, bankacılık sistemlerinde Türkiye bunlar için bir fırsat ve merkez yaratabilir. Rusya bizim en önemli 3 ticaret ortağımızdan birisi. Şu an izlediğimiz politikayı acilen düzeltmemiz lazım. Bunu düzeltmek PKK’ya, ABD’ye karşı sınır boylarımızda verdiğimiz mücadeleyi de güçlendirecek en önemli olaydır.
'İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ REDDEDİLMELİ'
“İsveç’in katılım protokolü meclise sunuldu. Ama bu koşullarda Türkiye bunu nasıl onaylayacak? Bakın Rusya ne yaptı? Dibine gelmeye çalışan NATO’ya karşı düğmeye bastı ve vuruş yaptı. Türkiye bunu yapamaz mı? Türkiye zaten şu an onu yapıyor. Biz 2014-2015'ten beri NATO ile savaşıyoruz. PKK’ya verilen binlerce tır silah, eğitim, donatım, FETÖ… Türkiye’nin bu durumda yapacağı işler bellidir, İsveç’in NATO’ya katılımını reddedecek. Vatan Partisi hükümette olsa yarın Meclis’i toplarız ve doğrudan İsveç’i reddettiğimizin kararını bütün dünyaya ilan ederiz.”
'ŞIRNAK ÜNİVERSİTESİNDEKİ FETÖ'NÜN PKK İLE İRTİBATINI AÇIKLAYACAĞIZ'
Dış politikanın yanı sıra iç politikaya ilişkin de görüşlerini paylaşan Vatan Partisi Genel Sekreteri, şunları söyledi:
“Dış politikanın yanı sıra iç politikayı da sağlama almamız lazım. Türkiye bir yandan Amerika, PKK ile savaşıyor bir yandan da içeride FETÖ ile savaşıyoruz. Dışişleri Bakanımız açıklama yaptı, yurt içinde PKK’nın silahlı varlığı kalmadı diye, ama yurt içinde FETÖ devam ediyor. Bu da Amerikan’ın silahlı bir terörist varlığı. Akademide FETÖ cirit atıyor. Biz Vatan Partisi olarak üniversitelerdeki FETÖ yapılanmasıyla uğraşıyoruz. Şırnak’ta şehitler verdiğimiz son operasyondan sonra Şırnak Üniversitesindeki FETÖ şebekesinin PKK yöneticileri ile nasıl irtibat kurduklarını, şehitlerimizin arkasından nasıl sevindiğini açıklayacağız. Türkiye’nin acilen bu unsurlardan da acilen temizlenmesi ve Hükümet'in üzerine düşeni yapması gerekir.”