Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı uyardı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kuyusunu kazıyorlar
Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Ankara’daki genel merkezde düzenlediği basın toplantısında partisinin Kazakistan’daki yaşanan gelişmeler, Türkiye ve dünyadaki cepheleşme karşısındaki görüşlerini açıkladı.
Kazakistan’daki Amerikancı turuncu kalkışma ve bu noktada Türkiye ve dünyadaki cepheleşmeye ilişkin çeşitli görsellerle basın açıklaması düzenleyen Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı’nın konuşması şu şekilde:
Günlerdir Kazakistan’da yaşanan gelişmelerin, dünyadaki ve Türkiye’deki yansımaları bakımından dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor.
Öncelikle, Kazakistan’daki ABD merkezli girişim, yalnız Kazakistan’ı değil, bütün Asya’yı, Avrasya güçlerini hedef alıyor. Tek kutuplu dünyanın son bulması, ABD’nin bütün dünyada yenilmesi ve en son Afganistan’dan da kovulmasının ardından, yeni kaos planları devreye sokuluyor.
Kazakistan’daki kalkışmanın karakterini, nedenlerini, öznelerini, ABD-Soros-FETÖ etkilerini, ABD fonlarını günlerdir başta Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal Türkiye’ye anlatıyor. Kazakistan bu Amerikancı girişimi bastırmaktadır. Vatan Partisi olarak bu mücadelede ABD planlarına karşı, Kazakistan Devletinin ve halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.
ORTAK TEHDİT, TEK CEPHE
En önemlisi, Kazakistan’daki Amerikancı kalkışma, Türkiye ve Dünya ölçeğindeki saflaşmayı yeniden gözler önüne sermektedir.
Afganistan, Kazakistan ve Kafkaslardan Karadeniz’e, Ege’den Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyine ve İran Arap Körfezine kadar tek cephede ABD-İsrail merkezli tehditlerle karşı karşıyayız.
Kazakistan’da açılan cephede, ABD Darbesi karşısında Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya, Çin, İran, Suriye, Afganistan, Pakistan, Belarus, Latin Amerika Ülkeler, Avrupa’daki ABD karşıtları Vatan Partisi, AK Parti ve MHP kararlılıkla yer almıştır.
ABD merkezli kalkışmayı destekleyenler ise, ABD, Avrupa’daki Amerikancılar, Ukrayna, DEAŞ, Türkistan İslam Partisi (Uygur ayrılıkçıları, Asya’daki cihatçı terör örgütleri, CHP, PKK/HDP, FETÖ, İYİP, SAADET, DEVA ve Gelecek Partisi’dir.
Özellikle içerde bu cepheleşmenin hiç şaşmadığını, 15 Temmuz’da, Suriye’de PKK ile mücadelede, Karabağ’da, Libya’da, KKTC’de, Mavi Vatan’da da birebir aynı olduğunu görüyoruz.
“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN MEZAR KAZICILIĞINI YAPIYORLAR”
İçeride Biden tayfasının ve medyasının, Kazakistan olayında da Türkiye’de kalkıştıkları kaos senaryolarına uygun tavır aldığını görüyoruz. Bütün yaşananları bir halk tepkisi olarak adlandırmak, bunu da demokrasi adı altında, diktatörlüğe karşı bir mücadele eksenine koymak elbette Amerikan planlarının bir parçasıdır.
Yalnız Biden cephesinde değil, hükümete yakın medya kuruluşlarında, köşe yazarlarında, televizyonlara çıkan gazetecilerde, sözümona güvenlik uzmanlarında, hatta bazı emekli generallerde de olayın hiç anlaşılmadığını görüyoruz.
Zihinleri Amerikan işgali altında olanlar, bu olayda da başından beri Rusya ve Çin karşıtlığını körüklemektedirler. Rusya’nın Kazakistan’la olan dayanışmasını sözde Türklük adına, Milliyetçilik adına mahkum ediyorlar.
ABD yalnız terör örgütleriyle, fonladığı NGO’larla içimizde değil, işgal ettiği, kontrol ettiği zihinlerle de her gün karşımıza çıkıyor. Öyle ki, Kazakistan’daki girişimi Rusya’nın başlattığını ileri süren, daha sonra Kazakistan’ın Rusya’yı yardım için çağırdığına inanlar dahi var!
Bir kesim de denge siyaseti masallarıyla, Rusya karşıtlığını yükseltiyor. Tehdit saptaması yok, strateji yok, Türkiye’ye dair bir sorumlulukları yok! Amerikan planlarına alet olarak, Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar.
Hepsi Amerikancı oldukları için! Bütün bu propaganda, niyeti ne olursa olsun en sonunda Amerikan planlarına, Tayyip Erdoğan’ı devirme senaryoalrına hizmet ediyor ve Amerikancılıkla sonuçlanıyor.
Açık söyleyelim, bugün özellikle hükümete yakın çevreler, CHP-İYİP-HDP/PKK ile kol kola yaptıkları Rusya ve Çin karşıtlığıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın da mezar kazıcılığını yapıyorlar!
Bu planlara alet olanlara ve yanlış sularda yüzen kimilerine, gerçekleri dünyanın gözünden kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.
İŞTE DÜNYA GERÇEĞİ
14 Mayıs 2018, Time Dergisi,
Amerikan merkezli haftalık haber dergisi.
Kapak: “Güçlü Adamın Yükselişi”
9 Haziran 2018, Der Spiegel,
Almanya’nın merkezi, haftalık haber dergisi.
Kapak: “Otokratların Devri”
27 Eylül 2018, Harvard Üniversitesi’nde Konferans
Düzenleyen: Harvard başta olmak üzere çeşitli araştırma kuruluşları. Batı’daki çok sayıda ünlü üniversiteden konuşmacılar da bulunuyor.
2021, Konrad Adenauer Vakfı
120’den fazla ülkede faaliyetleri ve 80’i aşkın temsilciliği bulunuyor.
27 Şubat 2021, The Economist
Londra merkezli haftalık haber, uluslararası ilişkiler ve ekonomi dergisi. 2006 yılı itibarıyla yarısı Kuzey Amerika'da olmak üzere haftada yaklaşık bir milyon adet satıyor.
“Putin ve Erdoğan Sert Güçlerin Kardeşliğini Kurdu”
2021 Aralık, The Atlantic
Washington merkezli dergi. 1857 yılında kuruldu.
Kapak: Maduro, Lukaşenko, Putin, Xi Jinping, Erdoğan'ın yan yana fotoğrafları. Kapak: “Kötü adamlar kazanıyor: Yeni otokrat ligi (grubu, cephesi) Batıyı zekalarıyla nasıl alt ediyor?”
Söz konusu dergiler, köklü, ilgili Batı devletlerine doğrudan bağlı, aynı zamanda stratejik işlev gören yayın organlarıdır.
İşte dünyada emperyalizme karşı mücadele eden cepheyi, emperyalist merkezler çok net saptıyor ve ilan ediyor.
Hepsi Amerika’ya karşı direniyor. Hepsi Amerika’nın dizlerini titretiyor.
Hepsi Afganistan’da, Kazakistan’da, Doğu Akdeniz’de, Suriye’de aynı cephede yer alıyor.
Bazı dergilerde liste farklılık gösterse de değişmeyen üç ülke Türkiye, Rusya ve Çin oluyor. Bu ülkeler aynı zamanda imparatorluk birikimiyle ve köklü tarihleriyle Yükselen Asya’nın en önünde yürüyen ülkelerdir.
“BÜTÜN BU KAPAKLAR KADER BİRLİĞİNİ GÖSTERİYOR”
Bütün bu kapaklar, dünyadaki cepheleşmeyi ve kader birliğini de gösteriyor.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) Kazakistan tavrı da bu bakımdan anlamlıdır. Teşkilatın Ak Sakalı olarak seçilen Sayın Binali Yıldırım da bu cepheleşmeye vurgu yaparak, Çin ve Rusya’yı, TDT’nin doğal üyesi olarak ilân etmişti.
Şanghay İşbirliği Örgütü de (ŞİÖ) bu cepheleşmenin Türk dünyasındaki yansıması bakımından bir örneğidir. Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan tam üyedir. Türkiye’nin de yeri ŞİÖ’dür.
Türkiye'den Çin'e Rusya'dan Azerbaycan'a Avrasya ülkelerinin Kazakistan krizinde çıkarları ortak.
Bu cephe aynı zamanda zafer kazanıyor. The Atlantic dergisinin kapağındaki “Kötü Adamlar Kazanıyor” cümlesi aynı zamanda Atlantik kampının yenilgisinin bir itirafıdır.
“TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ABD EMPERYALİZMİNE KARŞI BİRLEŞMEKTİR”
Bugün Türk Milliyetçiliği ABD emperyalizmine karşı birleşmektedir.
Türklük, ABD’nin stratejik planlarında Türkiye’nin altını oymak değildir.
Rus ve Çin karşıtlığının bugün tek karşılığı Amerikancılıktır. Bugün açıkça Rusya’yı, Çin’i, İran’ı karşısına alanlar Amerikan mevzilerinden Türkiye’ye kurşun sıkmaktadır.
Rusya, Çin ve İran karşıtlığından Türkçülük değil, ancak Amerikancılık çıkar.
“Türkçülük” adı altında Uygurları teröristlerin kucağına atıyorsunuz.
“Türkçülük” adı altında Kazakları renkli darbecilere mahkum ediyorsunuz.
“Türkçülük” adı altında Karabağ’da işgalcilere umut veriyorsunuz.
“Türkçülük” adı altında Suriye’de Mehmetçiğe kurşun sıktırıyorsunuz.
“Türkçülük” adı altında Ege ve Doğu Akdeniz’de Amerikan gemilerinde seyrediyorsunuz.
Türklük, Atatürkçülük ve Türk Milliyetçiliği bugün Türkiye’nin içine girdiği savaşta alınan tavırlarda sınanıyor.
Şimdi Türklük zamanı;
Kazakistan’da Amerikancı darbecilere karşı çıkacağız!
Rusya, Suriye ve İran ile işbirliği yapacağız!
Kıbrıs için Abhazya’yı tanıyacağız!
Ukrayna ve Kırım’da doğru tavır alacağız!
Her cephede, Avrasya ülkeleri ile hep birlikte olacağız!
Türk Milliyetçiliği de 200 yıldır emperyalizme karşı mücadele içinde bayraklaşmaktadır.
Kazakistan’da yaşananlar her yönüyle Türkiye için de bir ders ve uyarıdır. İç cephede birlik, dış politikada yanlışlardaki ısrardan vazgeçip atılacak doğru adımlar, ekonomik krize Üretim Devrimiyle zorluğu paylaştıran bir çizgi ve kaos planlarına karşı Üreticilerin Milli Hükümeti’ni inşa etmek günün yakıcı görevidir.