Vatan Partisi ‘Kant’ toplantısında
Rusya'nın Baltık bölgesindeki şehri Kaliningrad, birçok uluslararası temsilcinin katıldığı bir yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptı. Birleşik Rusya Partisi'nin düzenlediği etkinlikte, ABD stratejilerine karşı gerçek barış ile tam güvenlik meseleleri ele alındı.
Immanuel Kant'ın doğumunun 300. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 5 Nisan 2024 tarihinde, iktidar partisi Birleşik Rusya Partisi, Kaliningrad şehrindeki Kant Baltık Federal Üniversitesinde “21. yüzyılda gerçek barışın ve güvenilir güvenliğin sağlanması için farklı siyasi sistemlere sahip devletlerin barış içinde bir arada yaşaması ilkelerinin önemi” konulu bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
Kaliningrad, Kant’ın doğduğu ve hayatını kaybettiği şehir. Eski adıyla Königsberg, Almanya’ya bağlıyken II. Dünya Savaşı sonrası SSCB’ye katıldı ve Kaliningrad ismini aldı. Bu anklav bölgesi, bugün kara sınırı olmamakla birlikte Rusya Federasyonu’nun bir parçası.
TÜRKİYE’DEN VATAN PARTİSİ KATILDI
Etkinliğe ABD, Azerbaycan, Güney Afrika Cumhuriyeti, Hindistan, Kamboçya, Letonya, Lübnan, Moldova, Norveç, Pakistan, Rusya ve Türkiye’den çoğunluğu iktidar partilerinden siyasetçiler ve toplum adamları katıldı. Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın Brüksel'de ABD, AB ve NATO yetkilileriyle görüştüğü gün yapılan bu yuvarlak masa toplantısına Azerbaycan iktidar partisinden iki milletvekilinin katılması özellikle dikkat çekti. Toplantıya Türkiye’den Vatan Partisi davetliydi. Parti’nin Rusya temsilcisi Dr. Mehmet Perinçek de toplantıda bir konuşma yaptı.
ÇOK KUTUPLULUK NESNEL BİR OLGU
Toplantıya katılanlar, modern dünyanın daha adil ve çok kutuplu bir dünya düzeninin oluşumuna katkıda bulunan niteliksel değişimlerden geçtiğini ve çok kutuplu bir dünyanın oluşumunun, uluslararası süreçlerin gelişim mantığını yansıtan nesnel bir jeopolitik gerçeklik olduğunu belirtti.
Konuşmacılar ayrıca yeni dünya düzeninin, siyasi ve toplumsal sistemleri ne olursa olsun ülkelerin egemen eşitliği ve bir arada yaşaması ilkelerine dayanması gerektiğini, zira güvenilir, eşit ve bölünmez güvenliğin teminatının zorlayıcı caydırıcılık, baskı, siyasi veya ekonomik şantaj yerine farklı jeopolitik, ekonomik, kültürel ve medeniyet merkezleri arasında çıkar dengesi ilkelerine dayalı barışçıl etkileşim olduğunu vurguladı. Katılımcılar, devletlerin içişlerine müdahaleye kararlı bir şekilde karşı çıktıklarını dile getirdi.
İÇİŞLERİNE MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ
Yuvarlak masa katılımcılarının şu konularda mutabık kaldıkları görüldü:
-
Immanuel Kant'ın “özgür devletlerin federalizmi” fikri yeni bir dünya düzeninin oluşumu için temel oluşturabilir;
-
Farklı siyasi ve toplumsal sistemlere sahip devletlerin barış içinde bir arada yaşaması, 21. yüzyılın gerçekliğinde halklar arasında eşit ve karşılıklı fayda sağlayan bir işbirliğinin temelidir;
-
Milletlerin kendi gelişim yollarını seçme hakkını korumak için siyasi partileri, toplumsal hareketleri, kitle örgütlerini ve uzmanları birleştirmek gerekir;
-
Devletlerin içişlerine hukuk dışı müdahaleler kabul edilemez. Partiler arası ikili görüşmelerin de yapıldığı üç günlük etkinlikte katılımcılar, Kant’ın mezarına çiçek de bıraktı.
MEHMET PERİNÇEK’İN KONUŞMASINDAN
Dr. Mehmet Perinçek, yuvarlak masada yaptığı konuşmasına şu şekilde başladı:
“Bugün burada gerçek barışın ve tam güvenliğin sağlanması üzerine konuşuyoruz. Barış ve güvenlik ancak onu bozan unsurların etkisizleştirilmesi ya da durdurulmasıyla sağlanabilir. O halde kolektif Batı ve onun parçası olan İsrail saldırganlığını durdurmak gerekiyor. Başka bir deyişle ABD stratejisini gerçekleştirilemez hale getirmek bu hedefe ulaşmak için zorunlu.
Peki, ABD stratejisi ne? ABD, Merkez Asya’nın enerji kaynaklarını ve enerji yollarını kontrol altında almak istiyor. Washington’un bu planının önündeki temel engel, Çin, Rusya, Türkiye, İran gibi köklü devlet geleneğine, güçlü ordulara ve büyük ekonomiye sahip ülkeler. O halde ABD için bu ülkeleri kuşatmak, boğmak ve devletsiz bırakmak gerekiyor. ABD ve kollektif Batı’nın saldırganlığı işte bu stratejiden kaynaklanıyor.
Onların planlarının önünde engel olan her türlü egemen devlet yıkılmalı. Elbette o egemen devletleri ayakta tutan farklı sistemler, farklı kültürler, farklı gelenekler var. Biden’ın stratejisi bunların hepsine düşman. Bu durumda farklı siyasal sistemlerin kaderi, ABD tehdidi karşısında ortak hale geliyor. Kolektif Batı dışında kalan dünyanın neredeyse çoğunluğunu temsil eden ülkeleri, farklı sistemler ayrıştırmıyor. Amerikan stratejisi, farklı siyasal sistemlerden gelen bu ülkeleri birleştiriyor.
Günümüzde Soğuk Savaş’ın dünyada yarattığı ideolojik ayrım geçerli değil. Ne ulusal ne de uluslararası planda. Dünyadaki ya da ülkelerin kendi içlerindeki kamplaşmalarda temel kamplaşma milli egemenliği savunanlar ve bu egemenliği ortadan kaldırmak isteyenler arasında.
Artık sol veya sağ diye bir kamplaşma kalmadı. Avrupa’da sözde sol iktidar militarizasyonu en şiddetli bir şekilde destekleyebiliyor, en saldırgan politikaları hayata geçirebiliyor. Bir ülkede muhafazakar iktidar, ABD saldırganlığına hizmet edebiliyor, başka yerde kendi egemenliğini dolayısıyla bütün ülkelerin egemenliğini savunuyor olabiliyor.
Hangi ideolojiden olursa olsun milli egemenlikleri savunanlar bir kampta, bunu yıkmak isteyenler karşı kampta toplanıyor. Peki, milli egemenlikleri savunanlar, gerçek barışı ve kalıcı güvenliği nasıl sağlayacak? Saldırgan gücü dengeleyecek gücü yaratmak. Bu birincisi. Ama en önemlisi ortak stratejiyle hareket etmek.”
TSK, PKK’YA KARŞI SAVAŞIRKEN TÜM AVRASYA’YI SAVUNUYOR
Daha sonra ortak stratejinin ne olduğunu açıklayan Perinçek, dünyanın neresinde olursa olsun her cephede emperyalist planlara karşı durulması gerektiğini vurguladı.
Perinçek’e göre Suriye meselesi de Kıbrıs meselesi de Ukrayna meselesi de Tayvan meselesi de Filistin meselesi de aynı cepheleşmenin bir parçasıydı.
Perinçek’in ifadesiyle Türk Ordusu ABD destekli PKK’ya karşı savaşırken sadece kendi milletinin çıkarlarını değil, tüm Avrasya’nın güvenliğini savunuyordu. Aynı şekilde Filistin halkı da yalnız bırakılmamalıydı. Filistin’in zaferi, bütün Avrasya ülkelerinin zaferi olacaktı. Perinçek, konuşmasında Türkiye’nin Ukrayna cephesinde Rusya'nın yanında yer almasının Rusya'ya iyilik değil, aslında kendi çıkarlarını savunmak anlamına geleceğinin altını çizdi. Rusya da Suriye'nin PKK'dan temizlenmesinde Türk ordusuna omuz verirse Türkiye'ye iyilik yapmış olmayacak, Rusya'nın güvenlik çıkarlarını savunacaktı.
Vatan Partisi’nin temsilcisi, bu anlayışın 21. yüzyılda gerçek barış ve kalıcı güvenliğin anahtarı olduğunu belirtti. Atlantik saldırısının bütün cephelerde yenilgiye uğratılması için ortak bir stratejiyle hareket edilmeliydi. Bu strateji, Çin'deki komünistleri de, Türk ve Rus vatanseverlerin de, İran'daki Şiileri de, Filistin'deki Sünnileri de bir araya getirecekti.
ORTAK STRATEJİYİ GÜÇLÜ KILACAK İLKELER
Perinçek, sonrasında sözlerini şöyle tamamladı:
“Burada siyasal sistemlerin farklı olması değil, kaderlerin ortak olması belirleyici rol oynuyor. Geçtiğimiz Şubat ayında Birleşik Rusya Partisi’nin Moskova’da topladığı forum bunun önemli bir örneği. Bu forum, yeni sömürgeciliğe karşı farklı ideolojik yönelimlere sahip siyasi partileri bir araya getirdi. Komünist partiler, İslamcı partiler, daha liberal unsurlar vs. vardı.
Bu çizgi devam ettirilmeli ve farklı siyasi güçler birleştirilmeli. Tabii bu ortak strateji ancak bu ülkelerin kendi içişlerine karışılmaması, eşit ilişkiler kurulması temelinde hayata geçebilir. Aşağıdaki temel ilkeler de bu stratejiyi daha güçlü kılacaktır:
Bir: Bütün milli güçleri, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı birleştirmek.
İki: Bölge ülkelerini, bölgeye yapılan müdahaleyi göğüslemek ve kalkındırmak için birleştirmek.
Üç: Avrasya ülkelerini dünyayı paylaşmak isteyenlere karşı birleştirmek.
Dört: Esas darbeyi, ABD emperyalizmine ve işbirlikçilerine yöneltmek.
Beş: ABD’de ve Avrupa’da savaş kışkırtıcılığından rahatsız olan siyasal güçlerin konumlarını sonuna kadar değerlendirmek.
Altı: Avrasya ülkeleri ve halkları arasındaki sorunları barışçı yöntemlerle çözmek.”