Vatan Partisi Kurultayı mazlumların sesi oldu

Bu Kurultay’ın da önceki kurultaylarda olduğu gibi son derece başarılı, eğitici, öğretici ve örnek bir kurultay olduğu bir kez daha görüldü.

Vatan Partisi kurultaylarında fiziki saldırılar olmaz, fikri çatışmalar olur; fikir çatışmaları da son derece ahlaki ve hoşgörülü seviyelidir. Hakaret vs içermez. Tabi kapı girişinde polisimiz kurallar gereği çakmak, sigara tablası vb saldırıda kullanılabileceğini düşündüklerini topladı. Ama sonradan onlar da itiraf ettiler “Biz diğer parti kurultayları gibi olur sanmıştık. Vatan Partisi farklıymış” dediler.

Vatan Partisi en başta lideri Perinçek olmak üzere son derece donanımlı kadroları ve bugünün Kuvay-ı Milliyecileri vatan aşkıyla dolu, fedakar kadroları ile kıyaslanamayacak bir yerdedir. Kurultaya katılan binlerce kahraman yurdun dört bir yanından kış soğuk demeden kendi yol masraflarını kendileri karşılayarak Ankara’ya akın etmişlerdi. Burası çok çok önemli, kumanyaları yeme içme, seyahat masrafları parti tarafından karşılanan bindirilmiş kıtalar değil, yürekleri vatan için çarpan üç kuruşluk emekli maaşından zar zor da olsa denkleştirip vatan savaşına katılan fedakârlardı.

Bu arada sırası gelmişken değinmekte fayda var. Vatan Partisi devletten tek kuruş yardım almamaktadır. İktidara geldiğinde de siyasi partilere devlet yardımını keseceğini programına almış tek partidir. Önümüzdeki yıl seçimler de dikkate alındığında AK Parti,CHP, İyi Parti, HDP ve MHP’ye toplamda 4,5 milyar liraya ulaşan hazine yardımı yapılacak. PKK’nın Meclisteki temsilcisine bile önümüzdeki yıl bu fakir millettin 600 milyon lirası verilecek. Bunu hangi vicdan kabul edebilir? TBMM kendisini, kendi partilerini değil milleti düşünmelidir, milli olmalıdır. Milli kuvvetlerden oluşan Vatan Partisi atacağı her adımda diğerlerinden farklı olarak önce millet diyecek ve millete öncelik verecek, milli bir bakışla bu tür saçmalıklara son verecektir.

MESAJLARIN ORTAK YÖNÜ

Kurultaya katılan 10 büyükelçi ile pek çok ülkeden temsilcilerin ortak özelliği emperyalizm ile mücadele içinde olmalarıydı. Yine kurultaya gönderilen onlarca mesajın ortak özelliği: Vatan Partisi’nin emperyalizmle mücadelesinin kendilerine umut olduğu ve Türkiye’nin Vatan Partisi ile bunu başaracağına olan inanç ve temennilerdi. Bu beni çok duygulandırdı ve bir an zihnim tarihin derinliklerine indi.

Hindistan bağımsızlık savaşının lideri Mahatma Gandi şunu demişti “Biz, Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar, İngilizler yenilmez sanıyorduk.” Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğinde fedakar yüce milletimizin Kurtuluş Savaşını kazanmasından sonra dünyadaki mazlum milletler bizi örnek almış, cesaret bulmuş, kurtuluş savaşlarını başlatmışlar, emperyalistleri ülkelerinden kovmuşlardı. Habeşistan (bugünkü adı Etiyopya) 1936’da İtalyanlara, Hindistan 1947’de İngilizlere, Fas 1956’da Fransızlara, Cezayir 1962’de Fransızlara karşı  bağımsızlıklarını kazanan ülkelerden bazılarıdır. Burada ilginç bir anıyı yazmadan geçemeyeceğim. Bir Fransız subayı Fas bağımsızlık savaşçılarını tutuklamak için evlere girdiklerinde her evde kalpaklı Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Bayrağına rastladığını anlatıyor, devamında bu inancın önlenemeyeceğini anladığını yazıyor.

Dün doğrudan ülkeleri işgal eden emperyalistler, bugün taktik değiştirmişler ve bu işgalleri ülkeye girerek değil, ülke içindeki yönetimlere, ekonomik kaynaklara sızarak sömürülerini devam ettirmektedirler.

DEVRİMLERİ TAMAMLAYACAK İDARE

Atatürk’ü kaybetmemizden 6 ay sonra 1939 Ticaret Anlaşması ile ABD’ye verilen ticari tavizler ya da kapitülasyonlarla başlayan sızmalar 1945 ve sonrasında -özellikle de NATO’ya girilmesiyle- hız kazanmış ve bugün ülkemiz emperyalist ağların içine sarılmıştır. Özellikle 1980 sonrası borçlanma ekonomisi ile milletimizin alın teri Batı’ya peşkeş çekilmiştir. Atatürk ayarlarından çıkan sistemi geri döndürecek, devrim yapacak, Atatürk’ün tamamlamaya ömrü yetmediği devrimleri tamamlayacak kadro, irade ve güç Vatan Patisi’nde toplanmıştır.

Ülkemizde olduğu gibi bağımsızlıktan sonra dolaylı yollarla tekrar emperyalizmin ağına düşen ülkeler, bugün mücadele içindedirler. Bu mücadeleyi başaracak güce sahip gördükleri Vatan Partisi’ni öncü olarak görmektedirler. Kurultay’a gelen kutlama mesajları bunu içeriyordu. Özetle, Vatan Partisi’ne sadece Türkiye’nin değil, tüm mazlum milletlerin kurtuluşuna önderlik etme görevi doğal olarak verilmiştir.

Yukarıda da arz edildiği gibi Vatan Partisi lideri ile, kadrolarıyla ve  fedakar kahramanlarıyla bu tarihi görevi başaracak nitelikte güç ve inançtadır. Başaracaktır da.