Vatan Partisi'nin 31 Mart seçimlerinde İstanbul il ve ilçe adayları belli oldu
Vatan Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve ilçe adaylarının tanıtılması için düzenlenen tören başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İbrahim Okan Özkan oldu.
Vatan Partisi'nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerine katılacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı açıklandı.
Aday Tanıtım toplantısı İstanbul Üsküdar'da Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde başladı. Toplantıya Vatan Partisi aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışan tescil mağdurları da pankartlarıyla katıldı. Salonda "Cesur ol Türkiye oylar öncü Partiye", "Özel çıkar değil kamuya hizmet", "Rantçı değil halkçı belediye" sloganları atıldı.
İŞTE VATAN PARTİSİ'NİN İSTANBUL ADAYI
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu törende Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek kürsüye çıktı. Perinçek konuşmasının ardından Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı'nı açıkladı. Mevcut İstanbul İl Başkanı İbrahim Okan Özkan, İBB adayı oldu. Özkan alkışlarla kürsüye çıktı ve Perinçek'le kucaklaştı.
İLÇE İLÇE ADAYLAR
Fatih: Gökay Atilla Bostan
Zeytinburnu: Oktay Ekmen
Şişli: Cemal Akyıldız
Beşiktaş: Ayhan İlhan
Sultanbeyli: İbrahim Tokgöz
Ümraniye: Yunus Aktürk
Adalar: Ali Çal
Üsküdar: Nuray Kaya Solmaz
Bahçelievler: Süleyman Alpaydın
Büyükçekmece: Güneş Batum
Pendik: Mevlüt Usta
Çekmeköy: Songül Çağlar
Maltepe: Ufuk Özgen
Avcılar: İsa Altun
Beykoz: Hakan Ekiz
Kadıköy: Mehmet Çevik
Ataşehir: Mustafa Reşit Başbay
Beyoğlu: Yiğit Yazgılı
Eyüpsultan: Saim Mehmet Subaşı
Sultangazi: Serdar Maşa
Sancaktepe: Semra Kalkan Gümrükçü
Esenyurt: Mehmet Kürşat Bozkurt
'SİSTEM PARTİLERİ İFLASIN EŞİĞİNDE'
İbrahim Okan Özkan konuşmasında şu vurguları yaptı:
“Sistem siyasetinin ve sistem partilerinin iflasın eşiğine geldiği koşullarda bu toplantımızı yapıyoruz. Siyasetleri tükendi, ekonomi programları çözümsüz. Türkiye’nin gündelik sorunlarına dahi çözüm bulamıyorlar. Kimse merak etmesin, bağımsızlık mücadelesinin öncüsü, Üretim Devrimi Programının yaratıcısı, fedailerin, vatanseverlerin, devrimcilerin partisi Vatan Partisi var!
“Vatan Partisi haricindeki tüm partilerin logoları farklı, programları aynı! Yok birbirlerinden farkı! Türkiye Büyük Millet Meclisinde “NATO’ya evet” derken elleri beraber kalkıyor. Türkiye’nin önündeki tehditlere gözlerini kapatmışlar. Hepsi özel çıkar peşinde koşuyor. Özel çıkar değil, kamu hizmeti için yetki talep ediyoruz!
“Şimdi size soruyorum: Türkiye’yi yönetemeyenler, İstanbul’u yönetebilirler mi?
“Sistem partileri halka hizmette değil, yalanda, talanda, rantta, yağmada yarışıyor. Yalana, talana, çalana, ranta, torpile son!
“Hepsi ‘vaat’ adı altındaki yalanlarda yarışıyorlar. Dillerinde deprem sorununa, trafik sorununa çözümler eksik olmuyor.
‘ŞİMDİYE KADAR SİZ YÖNETİYORDUNUZ!’
“Onlara iki çift sözümüz var:
“Bir: Bu zamana kadar İstanbul’u siz yönetiyordunuz. Neden yapmadınız? Elinizi kolunuzu bağlayan mı vardı?
“İki: Bu sorunların kaynağı bitmiş, tükenmiş sistem partileridir. İstanbul’u ve Türkiye’yi bu hale siz getirdiniz. Türkiye’yi batıranlar, İstanbul’u kurtaramazlar!
“İstanbul’u 'Sadece İstanbul'dan ibaret görenler de 'İstanbul Ankara’dan yönetilemez' diyenler de İstanbul’u yönetemezler! İstanbul’un sorunu Türkiye’nin sorunudur.
“Vatan Partisi tecrübeli, dinamik, birikimli ve genç kadrolarıyla görevlere hazır! Köklü, devrimci, bilimsel çözümlerimizle geliyoruz!
“İstanbul’un sorunları dağ gibi. Sırala sırala bitmez. Deprem, trafik, toplu ulaşım, kira, hayat pahalılığı, çarpık kentleşme… Bu sorunların en büyük sebebi, İstanbul’a düzensiz göç sonrası oluşan nüfus yoğunluğudur.
“Emperyalist kapitalist sistem, İstanbul’u tamamen kendi çarkını döndürebilmek için tasarlamış. Türkiye’nin dörtte biri İstanbul’da yaşıyor, sanayi İstanbul’a ve Marmara Bölgesine yığılmış durumda. 20 milyonluk, plansız, düzensiz, çarpık kentleşmenin kurbanı olmuş güzel İstanbul’a ihanet ettiler. Vatan Partisi olarak bu ihanete son vereceğiz!
“İstanbul’daki yoğun nüfusa çare bulan, depremi de trafiği de toplu ulaşımı da çözer. Vatan Partisi varsa çözüm vardır!
'SANAYİYİ TAŞIYACAĞIZ'
“Anadolu’ya yapılacak yatırımlarla ve teşviklerle sanayiyi kademeli olarak kıraç arazilere taşımak ve ülkemizde bölgeler arası dengeyi sağlamak zorundayız. İşte size gerçek çözüm! Ya biz İstanbul’daki yoğun nüfusun bir kısmını Anadolu’ya taşıyacağız ya da ne yazık ki deprem büyük bir felakete yol açacak. İstanbul’u taşımaya üniversitelerden başlayabiliriz. İstanbul’da 57 üniversite ve 4 meslek yüksekokulu olmak üzere 61 yükseköğretim kurumu bulunuyor. Her yer E-5 kenarı üniversiteleriyle, apartman üniversiteleriyle doldu. Sağlıksız, güvencesiz, disiplinsiz bir eğitim-öğretimden ziyade Anadolu’da eğitime teşvikler yaparak yeni cazibe merkezleri yaratabiliriz.
“Bütün sistem partileri ve adayları İstanbul'a ölümü vadediyor. 20 milyonluk şehrimizin nüfusunu arttırarak büyütmeyi hedefliyorlar. Bu, İstanbul'un ölümü demektir! Eski ve dayanıksız yapılarda insanlarımızın ölümünü vadediyorlar, Kanal İstanbul gibi bütçesi oluşturulamayan projelerle ekonominin ölümünü vadediyorlar, İstanbul'u genişleterek doğanın ölümünü vadediyorlar. İstanbul'u öldürmenize izin vermeyeceğiz!
'GÖÇ YARATACAK YATIRIMLARI YIRTIP ATACAĞIZ'
“Bol keseden atıyorlar: Yeni yollar yapacaklarmış, metrobüsü uzatacaklarmış, kavşaklar düzenleyeceklermiş, metrolar yapacaklarmış. İstediğinizi yapın, İstanbul bu sıkleti çekmez. İstanbul'un nüfusunu değil, nüfuzunu arttıracağız! İstanbul’a göçe sebebiyet verecek yatırımları yırtıp atacağız. İtibarlı bir İstanbul için göreve hazırız. Özlemi duyulan İstanbul’u nostaljide aramayalım, gelecekte kuralım.
“Bugün 4 Şubat 2024 Pazar! Kahramanmaraş'ta yaşanan 6 Şubat depreminden bu yana bir sene geçti. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti, 11 şehrimiz yerle bir oldu. Dün gibi hatırlıyoruz.
'NEREDE O EVLER!'
“Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ın Kahramanmaraş Depremi sonrası, 'Deprem bölgesindeki enkazı bir yıl içerisinde kaldırıp depremzedeleri evlerine yerleştireceğiz' vaatleri havada kaldı. Nerede bu evler? Depremzedelerimiz konteynerlarda, çadırlarda yaşam mücadelesine devam ediyor, konutların inşasını tamamlamalarını geçtik, enkazların kaldırılmadığı yerler olduğunu biliyoruz. Peki, İstanbul’u nasıl çözeceksiniz? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Murat Kurum, dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanıydı. Hükümet iken deprem sorununa müdahale edemeyenler İstanbul’un deprem sorununu çözemezler!
“Tüm sistem partileri depremle ilgili atıp tutuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 7,5 şiddetindeki İstanbul depremine dair hazırladığı tablo vahimdir. 1,5 milyon konutun depremde hasar alacağı öngörülmektedir. Her konutta üç aile ferdinin yaşadığını hesap edersek 4,5 milyon İstanbullunun canı ve malı tehlike altındadır. Türkiye’de değil, dünyada eşi benzeri görülmemiş arama kurtarma seferberliği de düzenlense işin içinden çıkılamayacaktır.
“Kahramanmaraş depreminin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolardı. Olası İstanbul depreminde 300 milyar dolar gibi ciddi bir maliyetin oluşması bekleniyor. İstanbul’da bugün halkın çıkarını merkeze alıp 1,5 milyon konutu dönüştürsek yaklaşık 50 milyar dolar maliyeti olacak. Ya 300 milyar dolar maliyetle her şeyimizi kaybedeceğiz ya da 50 milyar dolar maliyetle hayatımızı kazanacağız. Tercih İstanbullunun! Vatan Partisi, riskli konutlardan başlamak üzere derhal kamucu ve halkçı anlayışla kentsel dönüşümü yapacaktır. Rantsal değil, kentsel dönüşüm!
“İstanbul depreminde, insan ve mali kayıp kadar milli güvenlik sorunu da doğacaktır. Emperyalist saldırganlığa karşı Türkiye’yi güçlendirmenin yolu, olası İstanbul depremine önlem almaktan geçmektedir. Milyonlarca insanımızın enkaz altında kaldığı, sanayinin ve ekonominin çöktüğü bir İstanbul Depremi, Türkiye’yi dış tehditlere açık hale getirir.
“İktidar partisinin mevcut İBB Adayı, projeleri içerisinde Kanal İstanbul’u saymadı. Her ne kadar saymasa da iktidarın 10 yıldır ısıtıp ısıtıp önümüze getirdiği Kanal İstanbul Projesi akla, bilime, ihtiyaca aykırıdır ve ölü doğmuştur. Yıllardır bütçesi oluşturulamayan projenin maliyeti 15 milyar dolar olarak ilan edilse de bunun çok üzerinde. Halihazırda 20 milyonluk nüfusu kaldırmakta güçlük çeken İstanbul’da nüfusu ikiye katlayacak İstanbul Kanalı Projesine hayır diyoruz!
'KİRA BEDELLERİNE MÜDAHALE EDECEĞİZ'
“İstanbul’da kira bedelleri almış başını gitmiş durumda. İstanbul’da bir dairenin ortalama kira bedeli 18 bin lira. Asgari ücret 17 bin 2 lira, emekli maaşı 11.566 lira, üniversite öğrenci bursu 2.000 lira. Bu sistem asgari ücretliyi, üniversite öğrencisini, emekliyi sokağa atıyor. Serbest piyasacılık vatandaşı sokakta yaşamaya mahkum ediyor. Anayasamızın 57. Maddesi “Devlet, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır” diyerek devlet yöneticilerine yetki vermiştir. Kamu yararı için kira bedellerine müdahale edeceğiz!
UCUZ ÜRÜN İÇİN İBB'DE ÜRETİM SEFERBERLİĞİ
“Hayat pahalılığından hepimiz şikayetçiyiz. Tarım ürünleri İstanbul’daki pazara gelene kadar 2-3 kat artıyor. Fırsatçılık kol geziyor. Üreten belediyeler maliyetleri de ucuzlatır. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde üretim seferberliği için kolları sıvıyoruz.
“Son yıllarda deprem gibi selden de kardan da korkar olduk. Şimdi herkes soruyor: “Neden, her yağmurda sel oluşuyor?” Nedeni çok basit. İstanbul’da toprak yok, her yer beton. Yağmur suları toprakla buluşamıyor. Toprak, suyu ememiyor. Bina bahçeleri beton. Cadde, sokak kıyıları beton. Bu durumda toprakla buluşamayan su ne yapacak? Bulduğu yerlerden birikerek akıp sel olacak. Başka çare mi var? Dere yatakları yok edildi, yapılaşmaya açıldı. Büyükdere, Ihlamurdere, Dereboyu gibi dereler caddeleşti. Dereler olmayınca su yatağını bulamıyor. Yatağını bulamayan su, kendine cadde ve sokakları yatak yaparak sele yol açıyor.
“Belki de İstanbul’un en kötü 5 yıllık yerel yönetimine şahit olduk. Sayın Ekrem İmamoğlu, görevi haricinde her şeyi yaptı. Cumhurbaşkanı adaylığı, Cumhurbaşkanı yardımcısı adaylığı, CHP Genel Başkan adaylığı ve nihayetinde CHP Eş Genel Başkanlığı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, CHP Genel Başkanlığına zıplama tahtası değildir!
“2019 yılındaki seçim gezilerine Fener Rum Patrikhanesini ziyaret ederek başladı. Selahattin Demirtaş’ın siyasi çizgisini beğendiğini ifade etti. Kayyum atanan HDP’li belediyelere destek vermek için Diyarbakır’a gitti, PKK’ya karşı mücadele eden Diyarbakır Annelerini görmedi. Sevr Antlaşması’nın mimarı olan Chatham House’u ziyaret ederek icazet aldı. İlk ziyaretçilerinden biri ABD Büyükelçisi Satterfield’di, ziyaretin hemen akabinde ABD Kalkınma Bankasından 5 Milyon Dolar İBB’ye hibe edildi. İstanbul’un başına türlü afetler gelirken İngiliz Büyükelçisiyle kapalı kapılar ardında yemek yedi, İstanbul dışında tatillerde poz verdi.
'BÜTÜN HAZIRLIKLAR DEPREMDEN SONRA TAHLİYE İÇİN'
“Sayın İmamoğlu İBB’nin başına geçtiğinden beri İstanbul’un deprem bütçesini kıstı. 2018 yılında deprem için ihtiyaç duyulan kentsel dönüşüme ayrılan pay, bütçenin yüzde 5,5’i iken 2023 yılı için ayrılan pay bütçenin yüzde 1,59’u oldu. Kalkıp da kimse depremi biz çözeriz demesin. Sayın İmamoğlu’nun tüm hazırlıkları Büyük İstanbul Depremi sonrası İstanbul’u nasıl tahliye edeceğimize, enkazda arama kurtarma yapacağımıza, daha doğrusu İstanbul’un yok olmasına yöneliktir.
“Belediyelerimizi halkın yönetimde söz sahibi olduğu Halk Meclisleriyle yönetmek için göreve talibiz! Bugün belediye yönetimlerinde halk yok. Beş senede bir yalanlarla kandırdıkları vatandaşı, beş sene boyunca ne arıyorlar ne soruyorlar. Halka hesap verme sorumluluğu dahi duymuyorlar.
“Vatan Partisi’nin yönettiği belediyelerde, ihalelerde kesinlikle yolsuzluk ve usulsüzlüklere izin verilmeyecektir. Mal ve hizmet alımlarında haksız kazanç sağlanmayacak, dolayısıyla rant sisteminin önüne geçilecektir. Oy alınmayan yerlere hizmet götürmeme, işe alımlarda partileri, ittifakları, akrabalık ve hemşerilikleri referans alma anlayışlarını bitireceğiz.
'BELEDİYECİLİK PİYASA DEĞİL KAMU HİZMETİ'
“Belediyecilik piyasaya hizmet satan bir kuruluş değildir, belediye hizmetleri kamu hizmetidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde halihazırda, belediye bütçesi ve belediye şirketlerinden aktarılan sermaye ile kurulan 30 anonim şirket bulunmaktadır. Belediyeleri şirketleştirdiler. Şirket düzenine son vereceğiz! Şirkete CEO değil, belediyeye başkan seçiyoruz!
“Belediye taşeron işçileri ve kamu taşeron işçileriyle birlikte meydanlardaydık, beraber eylemler yaptık. Belediye taşeron işçilerine söz veriyoruz, hiçbir iş kolunda taşeronlaşmaya izin vermeyeceğiz. Tüm belediye işçilerine kadro verilecek, güvenceli çalışma koşulları sağlanacaktır.
“Hz. Muhammet'in ‘İstanbul'u fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur!’ dediği İstanbul, bugün sorunlar yumağı içerisinde yüzüyor. Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün emperyalist işgalden kurtardığı İstanbul, bu kötü yönetimleri hak etmiyor!
“Yahya Kemal Beyatlı, ‘Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul’ diyordu. Şimdi İstanbul'un tepelerini binalardan ötürü göremiyoruz. Bir tepesini bulup çıksak devasa binalar güzel İstanbul'u seyretmemize engel oluyor.
‘İSTANBUL’UN SESİ OLSA BU ÇIĞLIK OLURDU’
“Orhan Veli Kanık ‘İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı’ diyordu. Artık korna sesinden ötürü İstanbul'u duyamıyoruz, İstanbul'un sesini alamıyoruz. İstanbul'un sesi olsa herhalde bu çığlık olurdu.
“Yöneticileri fakir ölen milletler zengin olur, yöneticileri zenginleşen milletler de fakirleşir. Bizim yöneticilerimizin maşallahı var, yedikleri önünde yemedikleri ardında. Milletimiz enflasyonun altında inim inim inlerken, çarşıya pazara çıkmaya korkarken, kira dönemi geldiğinde ev sahibinden kaçarken hiçbir devlet yöneticisi rahat uyuyamaz.
RANT KAVGASI
“Ana muhalefet partisi, İstanbul’da almaya kesin gözüyle baktıkları ilçelerin belediye başkan adaylarını açıklayamıyor. Neden? Kavga büyük! Bu kavga, rant kavgasıdır, pastadan daha fazla pay yeme davasıdır. Yiyin efendiler yiyin, doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
“Büyük Şairimiz Fuzuli, ‘Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar!’ diyor. Selamın bile rüşvete bağlandığı yağma düzenini bitireceğiz. Devletin malı deniz, yemeyen domuz anlayışını yıkacağız!
“Rantçılara karşıyız, görevlere hazırız!"