Vatan Partisi'nin milletvekili adayları gençlerle buluştu: Gençler tutunacak dalı buldu
Gençlerle buluşmada öne çıkan konu işsizlik oldu. Perinçek 'Türkiye'de Türk emekçilerin alınteriyle yaratılan 500 milyar dolar serveti devlet otoritesini kullanarak geri getireceğiz. Banka kârlarına kurumlar vergisi koyacağız.' dedi
GAZETE HABERLERİ
Editor
Vatan Partisi'nin milletvekili adayları gençlerle buluştu. Genel Başkan Doğu Perinçek'in yanı sıra diğer genç milletvekili adayları, salondaki gençlerin sorularını yanıtladı. Partili dostlardan, sokaklara; iktidarın HÜDA PAR, muhalefetin HDP ile birlikteliğine; gençlik mücadelesinden beyin göçüne kadar pek çok soru adaylar tarafından yanıtlandı. Konu gençler olunca, salonun en önemli gündemi de "işsizlik" oldu.
Vatan Partisi Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili adayı Doğu Perinçek gençlerin “Biz nasıl iş bulacağız?” sorusunu değerlendirdi. Türkiye'de geniş bir işsiz yığını olduğunu ve sanayide de nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Perinçek, “Vatan Partisi'nin işsizliğe son vermek için köklü bir çözümü var. O da yatırım.” dedi ve ekledi:
“Birçok parti 'işsiz bırakmayacağım' diyor ama bunlar boş vaatlerdir. Çünkü kaynağı gösteremiyorlar ama Vatan Partisi kaynak gösteriyor. O da şudur, Türkiye'de sıcak para komisyoncularının, dolar-borsa vurguncularının, tarikat rantçılarının, büyük faizcilerin, bankaların kaynaklarının devletin kamu kaynağına dönüştürülmesi ve bu kaynaklarla yatırım yapılması. Türkiye'nin ürettiği değerlerin kontrol altına alınması, bu değerlerin bir kısmının tasarruf edilerek, kamu müdahaleleriyle bu kaynakların yatırıma yöneltilmesi.
YURT DIŞINDAKİ 500 MİLYAR DOLAR YATIRIMA AKTARILACAK
“Vatan Partisi olarak bazı çarpıcı örnekler veriyoruz. Türkiye'de yaratılan 500 milyar dolar servet götürülmüş Avrupa ve Amerika bankalarına yatırılmış. Türkiye'de sizlerin, Türk emekçilerinin alın teriyle yarattığı servetler götürülmüş, o servetlerin sahipleri tarafından Amerika bankalarına yatırılmış. Hem Maliye Bakanlığı hem Ticaret Bakanlığında bunların kayıtları var. Hepsi belli. Peki biz ne yapıyoruz? Bu 500 milyar dolarlık, yabancı bankalara yatırılmış olan kaynağın devlet otoritesini kullanarak Türkiye'ye getirilmesini ve yatırım kaynağına dönüştürülmesini öngörüyoruz. Bunu devlet otoritesiyle, devletin hukuk içindeki gücünü kullanarak getireceğiz. 500 milyar dolarla Türkiye ekonomisi kanatlanıp uçar. Buna el koymuyoruz. Ama bunun getirilmesini mecbur hale getiriyoruz, yöntemlerini de çok iyi biliyoruz. Mesela deprem bölgesindeki yıkılan kentlerimizin imarı için gerekli kaynağın 63,5 milyar dolar olduğu saptanıyor. Demek ki 500 milyarın içinden 100 milyarla depremin bütün problemlerini çözebiliyorsunuz. Yeniden o kentleri imar edebiliyorsunuz, o kadar büyük bir kaynak.
'BANKALAR KÂR EDİYOR ÇİFTÇİ İFLAS EDİYOR'
“Başka bir örnek vereyim. Hangi kaynaklarla işsizliğe son vereceğiz? 2022 yılında bankalar, kazançlarını dört kat artırmış. Esası faiz geliri, 433 milyar lira geçen sene bankalar kâr etti. 2021 yılındaki kârları 100 küsür milyar liraydı. Bankalar bu kadar kâr ediyor ama esnafımız, çiftçimiz, sanayicimiz banka borçlarının altında iflas ediyor, eziliyor. Biz bu 433 milyar liranın yüzde 80'ine kurumlar vergisi koyuyoruz. Vergi yoluyla bunu kamu kaynağına dönüştürüyoruz. Bu da aşağı yukarı 350 milyar lira eder. Türkiye'nin kan kaybını önleme, Türkiye'nin sülüklerini koparma ve sülüklere giden kanı yatırıma çevirmeyi yatırım yoluyla yapacağız. En önemlisi milyonlarca insanımıza evine ekmek götürme, namuslu bir alın teriyle yaşama imkanı sağlayacağız.
'HİÇBİR GENÇ İŞSİZ KALMAK İÇİN OKUMUYOR'
"Hiçbir gencimiz üniversiteyi işsiz olmak için okumuyor. Hepsinin bir gelecek kaygısı var. Genel olarak bir Türkiye'mizde işsizlik sorunu var ve gençlerin çoğunun da okullarını bitirdikten sonra uygun iş bulamadığını görüyoruz. Dolayısıyla plan ve kaynakları kontrol altına alarak bunları yatırıma çevirerek Türkiye'nin işsizlik sorununu çözüyoruz. Böylece üretimle Türkiye zenginleşiyor, zenginleşen Türkiye'yi de halkça paylaştırarak bütün vatandaşları zenginleştirebiliyoruz.”
BİLİM İNSANLARINA YATIRIM
Yurt dışına gitme eğilimindeki gençler için değerlendirmede bulunan İstanbul Milletvekili Adayı Şule Perinçek de beyin göçünün biraz da yönlendirilen bir konu olduğunu söyledi. Şule Perinçek, "Arkadaşlarınızdan mutlaka tanık oluyorsunuzdur. Sosyal medyada abartıldığı kadar şiddetli bir gidiş talebi yok. Tam tersine oradaki arkadaşlarla konuştuğumda buraya geliyorlar. Tekrar dönme özlemi içinde yaşıyorlar.” dedi.
Gençlere bilim ve eğitim alanında olanak sağlamanın önemine dikkat çeken Perinçek, “Eğitim alanında yatırımlar yapmak önemlidir. Araştırma yapacak kişinin laboratuvarını sağlamak, yabancı yayınlara ulaşmayı sağlamak önemli. Bu bu tür düzeltmeler yapmak zorundayız. Bizim eğitim programımızda da bu var. Vatan Partisi'nin eğitim programında bilim insanlarının yetişmesi açısından onların olanaklarını, özellikle kadınlar açısından destek ve yatırımlar önemli bir yer tutuyor.” diye konuştu.
PATİLİ DOSTLAR İÇİN 'EN İYİYİ YAPMA' TAAHHÜTÜ
İstanbul Milletvekili Adayı Emin Selim Akgül, tam bir hayvansever. Uzun yıllardır hayvan hakları konusunda çalışan birkaç derneğe destek de oluyor. Seçim sürecinde barınakları gezmeyi de ihmal etmiyor. Türkiye'de hayvan haklarına yönelik soruyu yanıtlayan Akgül, şunları kaydetti:
“Türkiye'de birçok sorun hakkında paylaşımlarda bulunuluyor. Ancak hayvan haklarıyla ilgili hiçbir paylaşım yok. Biz de onların taleplerini dile getirmek için bir derneğimize gittik, orada açıklamalarda bulunduk. Onlar da canlı ve beraber yaşıyoruz bu dünyada. Bazı insanlarımız korkuyorlar, bundan kaynaklanan kazalar yaşanıyor. Bunun önüne geçmek için tek bir çare var. Onlara düzenli bir yaşam hakkı sunmak, barınaklar kurmak... Bazı belediyelerin böyle çalışmaları var ama oralarda da durumlar vahim. Biz bu konuda da her konuda her işin en iyisini yapmayı taahhüt ettiğimiz gibi en iyisini yapmayı taahhüt ediyoruz.”
PENTAGON ÇUVALLARDAN SONRA ‘DURDURUN BU GENÇLERİ’ DEDİ
Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve İstanbul milletvekili adayı olan Mustafa İlker Yücel'e de “Nereden çıktı bu çuval eylemleri?” diye soruldu. Yücel, şöyle yanıt verdi:
“Ergenekon ve Balyoz operasyonları sırasında FETÖ, siyasi iktidarın da olanaklarını kullanarak
Vatan Partisi'ne ve Türk Silahlı Kuvvetlerine neredeyse imha operasyonu başlattı. Kurtuluş Savaşı'ndan gelen o başı dik Türk subayı, boynu eğik bir subay haline getirilmek istendi. Biz de 'Toplumda şok yaratacak eylemler yapmamız lazım.' dedik. Vatan Partili gençler ne yapar? Hasan Tahsin gibi yapar. Hasan Tahsin İzmir'de ne yaptı kurşunu sıktı ve toplumda bir şok yarattı. İşgal var dedi ve o işgale karşı mücadelede fedai kültürünü ayağa kaldırdı tekrar. Biz arka arkaya şok yapacağız dedik ve Amerikan askerlerinin başına arka arkaya çuval geçirmeye başladık. İstanbul'da Sultanahmet'te geçirilen çuvaldan sonra Pentagon, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığına 'durdurun bu gençleri' diye çağrı yaptı. Yapmak zorunda kaldı. Türk milleti de dünyada emperyalizmin sırtını yere vuran bir millet. Biz de dedik ki madem Amerika çuvalla hükümdarlık taslıyor. Yani çuval Amerika'nın bir hakimiyet aracı madem. O zaman dedik ki biz bu aracı onun elinden alırız. Anadolu'da onların kafasına çuvalı geçiririz dedik. Çuvalı, Vatan Partisi'nin tecrübesinden, birikiminden ve örgütsel kabiliyetlerinden kazandığımız yetenekle arka arkaya geçirdik.”
‘DENİZ GEZMİŞ UNUTULMAYACAK BİR IŞIK BIRAKTI’
Perinçek, 6 Mayıs akşamı yapılan etkinliğe Deniz Gezmişleri anarak başladı. Perinçek arkadaşı Deniz Gezmiş için şunları söyledi: “Bir gençlik kahramanıydı. Vicdandı, isyandı, vatanseverdi. Deniz Gezmiş yakın tarihimizden yıldırım gibi geldi geçti ama bir ışık bıraktı. Çok önemli bir ışık bıraktı. O ışık nedir? En önce cesur olmak vatanı için, halkı için, emek için ve sınırsız bir dünya özlemleri için cesur olmak ve vicdanlı bir insan. Küçük hesapları olmayan, çıkar peşinde koşmayan bencilliği olmayan vicdanının sesini dinleyen bir gençlik lideri. Ve isyancı haksızlıkları, zulme, eşitsizliklere, baskılara bulunduğu her koşulda isyan eden Deniz Gezmiş. Bıraktığı ışık bunda. Onun için onu hiç unutmayacağız. Unutamayız zaten. Hiç kimse onu unutamaz.”
'SOKAKLARIN SESİ OLACAĞIZ'
İstanbul milletvekili adaylarından Adnan Çınar, 11 çocuklu bir evde büyümüş. Sokaklarda büyümüş, şimdi de Meclis'te sokakların sesi olmak için Türk milletinden yetki istiyor. Çınar, "Sokaklar nasıl, sorunları nasıl çözeceğiz?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bugün siyasetçiler, milletvekilleri sokaklardan çok gelmedikleri için sokakların gerçek meselelerini bilmiyorlar. Anlamıyorlar. Milleti anlamakta zorluk çekiyorlar ve bugün sokaklara da kulakların kapalı olduğunu görüyoruz. Milletin gerçek meseleleri sokaklarda, mahallelerde, kahvelerde, çay ocaklarında konuşuluyor. Eğer biz bir gün o Meclis'te olursak o sokakların sesi olacağız. Diğer siyasi partilerin de millete kulağını açmalarını sağlayacağız."
GENÇLİK İŞ Mİ BEĞENMİYOR?
Öncü Gençlik Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili adayı Barış Demiralay da kamuoyunda sık sık gündeme gelen "Gençler iş beğenmiyor." tartışmasına ilişkin konuşma yaptı. Hedef tahtasına gençleri değil sistemi oturtan Demiralay, şöyle konuştu:
"Bu sistemde, siz anaokulundan üniversiteye kadar parasız okudunuz zannedersiniz ama yurda para verirsiniz, kitaba para verirsiniz. Sizden 'katkı payı almıyoruz' derler ama her taraf özel üniversite, özel lise dolu. Eğitim parasız değil. Yeteneğinize göre okumak istersiniz ama okullarınızda ne bir yüzme havuzu vardır ne bir masa tenisi ne sanata eğileceğiniz alan vardır. Ne torna ne tezgah vardır, ne de biçer döverle tanışır toprağa dokunursunuz. Ondan sonra gençlik iş beğenmiyor. Çünkü gençliğin eline kürek vermemişsiniz, suya sokmamışsınız, baraj görmemiş. Ondan sonra üretmesini beklersiniz.
'GENCİZ, HAZIRIZ'
"Sonra iş bulmak ister genç, Ankara'da dayıyı arar, torpil, kayırma arar, mülakatlarda haksızlıkla karşılaşır. Ondan sonra Türkiye'nin geleceğine ilişkin umutları azalır, karamsarlığı artar. İşte iş beğenmiyor denilen gençlik. Burada bizim sorgulamamız gereken ne? Sistem. Bize dayanılan bir sistem var. Gençlik çalışmasın, yüzünü batıya dönsün, kolay yoldan para kazansın. İşte biz bu sistemi yıkmak için varız. Biz üretmeye hazırız, enerjimiz var, çalışkanız, yedi düvele meydan okumuş bir tarihin torunlarıyız. O yüzden elimize kazma kürek de almaya hazır olmamız lazım. Togg fabrikalarında, teknoloji üretmeye de hazır olmamız lazım. Biz iş beğenmiyor değiliz, yatırımlar doğru yapılmadığı için öğrenciler, gençlik doğru yetiştirilmediği için ortada bırakılıyoruz. Bunu da zaten Vatan Partisi yıkar."
