15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vatanın bütünlüğü ‘demokrasi’ye kurban edilemez

Vatanın bütünlüğü ‘demokrasi’ye kurban edilemez
A+ A-
ALİ KARŞILAYAN / VATAN PARTİSİ İZMİR İL YÖNETİM KURULU ÜYESİ

10 Haziran 2020 günü Sayın Hasan Korkmazcan’ın çağrısıyla başlayan “HDP Kapatılsın” kampanyası, önemli şahsiyetlerin imzasıyla ortak bildiri olarak kamuoyuna ilan edildi.

Bu bildiri, Anayasamızın, 68 ve 69. maddeleri ve Siyasi Partiler Kanunu’nun 80. maddesine aykırı hareket eden HDP’nin kapatılması gerektiğini söylüyor. Sonunda şöyle diyor: “ HDP’nin kapatılması için yasaların kendilerine sorumluluk yüklediği Yargıtay Başsavcılığını, Hükümeti ve TBMM’de grubu bulunan partileri sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz.”

PARTİLERİN TAVRI

Bu bildirge hukuki bir metindir. Ancak siyasi planda HDP’nin kapatılmasına itirazlar vardır. CHP sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısında kendisine bu soru yönetildiğinde cevabı şöyle olmuştur: “Parti kapatmaya karşıyız. Ülkemizin siyasi yaşantısında siyasi partilerin kapatılmasının bugüne kadar çok ciddi travmalara yol açtığını gördük. Demokrasiden yana bir parti olarak siyasi partilerin kapatılmasına karşıyız.” (Aydınlık, 23 Haziran 2020.)

İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı Aydınlık’a verdiği demeçte şöyle diyor: “HDP’yi legal hale getiren devlettir. Bizim ‘Bu legal değildir’ deme hakkımız yoktur. Seçime girerler, parlamento çatısı altına girdikten sonra sizlerden farkları kalmaz.” (Aydınlık, 22 Haziran 2020.)

Bu partiler zaten HDP ile ittifak içinde olduğu için böyle söylüyorlar, diyebiliriz. Ama 24 Haziran 2015’ten itibaren PKK’ya karşı kararlı bir mücadele veren AK Parti ve MHP niye bu konuda olumlu bir tavır almıyorlar? Hem de Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “HDP=PKK” dedikten sonra.

LİBERAL AYDINLAR

Nedim Şener’in 17 Haziran 2020 günkü Hürriyet gazetesindeki yazısını okuyalım. Başlık “HDP yoktur, PKK vardır” şeklinde. Pek güzel anlatmış. Herkes bu yazıyı okuyunca “bravo” der. Ama yazının sonunda HDP kapatılsın demiyor. Neden? Nedenini 20 Haziran 2020 cumartesi günü Ulusal Kanal’da anlattı: “Türk demokrasisinde parti kapatmak olmaz. Siyasi partileri kapatarak değil, onların gerçek yüzünü seçmene anlatarak küçültebiliriz, kendileri kapanırlar” dedi. Nedim Şener, Hürriyet gazetesinde yazıyor. Gazetenin yayın çizgisinin dışına çıkamaz. Hürriyet gazetesinin yayın çizgisi ABD’nin dayattığı liberal demokrasi içinde kalıyor.

Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner de Ulusal Kanal’da bir programda, “HDP’nin kapatılmasından memnun olurum, ancak imza vermem” dedi.

Görüldüğü gibi iktidarıyla muhalefetiyle bütün sistem partileri HDP’nin kapatılması konusunda bir adım atmıyor.

Bazı aydınlar da soruyor: “Sizin dediğiniz gibi HDP kapatılması gereken bir partiyse şimdiye kadar neden kapatılmadı?”

Oktay Ekşi, 8 Haziran 2020 tarihli Aydınlık’ta Mustafa İlker Yücel’in sorusuna cevap olarak şöyle dedi: “Yargıtay Başsavcılığı dava açana kadar ben, HDP’nin meşru bir parti olduğuna inanırım.” Amerikan emperyalizminin kara gücü PKK’nin siyasi kolu HDP’yi müttefik olarak gören CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi de, PKK’ya hendeklere gömen, Kandil’i çökerten iktidar Partisi AK Parti ve ortağı MHP’de bir noktada birleşiyor. Demokrasi ilkeleri parti kapatmaya izin vermez.

BU BİR SİSTEM SORUNUDUR

Onlara önce sormak lazım, hangi Demokrasi? Doğru cevap şudur. ABD güdümlü demokrasi ABD’nin dayattığı demokrasi!

12 Eylül 1980 darbesiyle gelen ve daha sonra AB standartlarıyla zenginleştirilen “Demokrasi”, ABD güdümlü demokrasidir, liberalizmdir. Bu rejimde, etnik kimliklere, bireylere, tarikatlara, cemaatlere, gericiliğe, bölücülüğe özgürlük; vatanseverliğe, milliyetçiliğe, devrimciliğe, Atatürkçülüğe yasak! “Çağdaş batılı demokrasi” olarak belletildi. Bu “Demokrasiden en çok PKK ve FETÖ faydalandı. 15-16 Temmuz 2016 gecesi FETÖ TBMM’yi bombaladı. Ayrıca bu “Özgürlükçü liberal demokrasi” nin beli sopalı bir bekçisi vardı; Amerikan emperyalizmi. ABD Başkanı Obama’nın elinde beyzbol sopasıyla Türkiye yöneticileriyle görüşmesini hatırlayalım.

Turgut Özal iktidarıyla başlayan bu liberal demokrasi bütün sistem partileri, kitle örgütleri, aydınları ve basın tarafından benimsendi. Aydınlıkçılar dışında hiçbir kesimden itiraz olmadı.

1989’da Abdullah Öcalan Lübnan’da bir basın toplantısıyla ateşkes ilân edeceğini söyledi. Başbakan Turgut Özal, basın toplantısına giden gazeteci Cengiz Çandar eliyle Öcalan’a bir kravat gönderdi hediye olarak. Ardından PKK, Fehmi Işıklar başkanlığında Demokrasi Partisi (DEP)’i kurdu. Demokrasi gereği olarak... 1991 Milletvekili seçimlerinde SHP, DEP ile seçim ittifakı yaptı ve 32 DEP’liyi TBMM’ye taşıdı. Demokrasi gereği olarak! İşte bugün de “Demokrasiden yana bir parti olarak HDP’nin kapatılmasına karşıyız” diyenlerin kastettiği “demokrasi” bu demokrasidir.

HALKTAN GELEN TEPKİ

Bugünlerde Atlantik ötesinden mesajlar geliyor: “Türkiye bir tercih yapacak, Batı tipi demokratik bir rejim mi olacak, yoksa Doğu tipi otokratik bir rejim mi olacak?”

Serdar Üsküplü’nün 24 Haziran 2020 günü Aydınlık’ta yayınlanan RAND Corporation raporunda, Erdoğan ve AK Parti’nin giderek otoriterleştiği, demokrasi ve insan haklarının ortadan kalktığı anlatılıyor. Erdoğan’ın parti ve hükümet içindeki gücü arttıkça, AK Parti’nin kuruluş felsefesinden ve programlarından uzaklaştığı söyleniyor.

Türkiye’nin geleceği Asya’dadır. Türkiye 2014 baharında Silivri duvarlarını yıkmasıyla başlayan süreçte, Atlantik zincirini kırmaya başlamıştır. Özgürlük, demokrasi, zenginlik, mutluluk Avrasya coğrafyasındadır. Türkiye Avrasya’da onurlu yerine alacaktır. Gelecek bu yöndedir. Bu nedenle HDP kampanyası gerçeği gören vatanseverler tarafından benimseniyor ve kitleselleşiyor. Tabandan gelen bu güçlü dalga, hem yargıya hem iktidara cesaret verecek, HDP kapatılacaktır.

Son Dakika Haberleri