Veysel Boğatepe’den Kırık Kilit
Humeyni’nin önderliğinde yaklaşık iki bin Şii mollanın gerçekleştirdiği karşı devrimin (Yeşil Devrim) öncesinde ülkeyi terk eden Şah Rıza Pehlevi’nin on iki adamından birisi olan ve dönemin istihbarat örgütü Savak’ta üst düzey görevi bulunan Muhammed Alishahi, ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçar.
İran, Türkiye, İsveç ile Amerika gibi dört farklı ülkede yaşamını sürdürmek zorunda kalan Nilüfer Alishahi’nin anılarına sadık kalarak ve yeniden kurgulayarak kaleme alan Veysel Boğatepe’nin belgesel tadındaki “Kırık Kilit” adlı biyografik romanı, 1979’daki İran ile 1980 Türkiye’sinin sosyolojik ve politik durumlarından kesitler sunuyor.
Ruhullah Humeyni’nin önderliğinde yaklaşık iki bin Şii mollanın gerçekleştirdiği karşı devrimin (Yeşil Devrim) öncesinde ülkeyi terk eden Şah Rıza Pehlevi’nin on iki adamından birisi olan ve dönemin istihbarat örgütü Savak’ta üst düzey görevi bulunan Muhammed Alishahi, ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçar. Fakat kısa bir süre sonra 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle sarsılır. Bir yandan Ankara’nın kaos, kargaşa ortamında yaşam mücadelesi verirken diğer yandan da Humeyni’nin gizli örgütü “Besiç” elemanlarından korunmaya, gizlenmeye çalışır. Talihsizlikler bununla da kalmaz, altı yıl sonra deşifre olunca ailesiyle birlikte bu defa İsveç’e kaçmak zorunda kalır.
Türkiye’ye ilk geldiklerinde henüz dokuz yaşında olan kızı Nilüfer’in Türkiye’yi vatan olarak benimsemesi, aşk denilen yabanıl duyguyla ilk defa Ankara’da tanışması, Türkiye’den ayrıldıktan sonra baba ile kızı arasında uzun yıllar süren anlaşmazlığa, çatışmaya neden olur. Ailesini terk ederek özgürlükler ülkesi Amerika’ya dönen Nilüfer, burada tek başına hayata tutunmaya çalışırken bir birini takip eden talihsizlikler ve ihanetler karşısında yaşamı yeniden sorguladıkça babasını daha iyi tanımaya, anlamaya başlar.