22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Vücudun kendiyle savaşı: Sedef

Vücudun kendi dokularına karşı geliştirdiği sedef (psoriasis) çevresel etkenlerin tetiklediği genetik bir hastalık.  Normalde 1 aylık deri hücrelerinin yaşam döngüzü birkaç güne sıkışır. Dökülecek zaman bulamayan hücreler üst üste birikerek plaklar oluşturur

Vücudun kendiyle savaşı: Sedef
A+ A-
DOÇ. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU

Sedef sayrılığı olarak bilinen psoriasis, süreğen gidişli ve tedavisi zor bir sayrılıktır ve dünyada yaklaşık yüzde 1-3 oranında görülür. Sıklıkla otuzlu yaşlarda başlasa da doğumdan itibaren her yaşta ortaya çıkabilir. Olguların yüzde 30’unda aile öyküsü vardır. Sedef sayrılığında derideki hücreler tarafından çeşitli antijen oluşturulur. Bu antijenler bağışıklık sisteminin etkin olmasında rol oynar. Aktif bağışıklık hücreleri tekrar deriye döner ve deride hücre çoğalması ve buna bağlı sedef sayrılığına özgü plakların oluşumuna neden olur. Dolayısıyla sedef sayrılığı, vücudun kendi dokularına karşı geliştirdiği bir sayrılıktır. Bu tarz rahatsızlıklar, otoimmün sayrılık olarak sınıflandırılır.

Psoriasis sayrılarında bağışıklık sisteminin T lenfosit hücreleri aktive olarak ciltte birikmeye başlarlar. Bu hücrelerin ciltte toplanması sonrası bazı deri hücrelerinin yaşam döngüsü hızlanır ve bu hücreler oluşan sert plakların yapısını oluşturur. Sedef sayrılığı, bu deri hücrelerinin çoğalma sürecinin sonucu olarak karşımızı çıkar.

Deri hücreleri cildin derin katmanlarında üretilerek yavaşça yüzeye doğru yükselirler ve belirli bir süre sonra yaşam döngülerini tamamlayarak dökülürler. Deri hücrelerinin yaşam döngüsü yaklaşık 1 ay sürer. Sedef sayrılarında bu yaşam döngüsü birkaç güne kadar kısalabilir. Yaşam döngüsünü tamamlayan hücreler dökülecek zaman bulamaz ve üst üste birikmeye başlarlar. Bu şekilde meydana gelen lezyonlar başta eklem bölgelerinde olmak üzere sayrının el, ayak, boyun, kafa ya da yüz derisinde de plaklar şeklinde ortaya çıkabilir.

KALITIMSAL RİSK

Sedef sayrılığı herkeste meydana gelebileceği ve kişiler arasında bulaşarak yayılma gibi bir durumun söz konusu olmadığı cevabı verilebilir. Vakaların üçte birinde çocukluk çağında başlangıç öyküsü tespit edilebilir. Aile öyküsünün bulunması önemli bir risk faktörüdür. Yakın aile bireylerinde bu sayrılığın bulunması, kişinin psoriasise yakalanma ihtimalinde artış ile sonuçlanabilir. Kalıtsal geçişli psoriasis, risk grubundaki bireylerin yaklaşık olarak yüzde 10’unda tespit edilir. Bu yüzde 10’luk dilimin ise yüzde 2-3’lük kısmında sedef sayrılığı gelişimi söz konusudur.

25 GEN BÖLGESİ

Yapılan çeşitli çalışmalar psoriasis riski ile ilişkili 25 farklı gen bölgesinin olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Bu gen bölgelerindeki değişiklikler, T hücrelerinin normalden farklı davranmasını tetikleyebilir. T hücreleri tarafından işgal edilen ciltte kan damarlarında genişleme, hücre döngüsünün hızlanması ve kepeklenme şeklinde döküntüler meydana gelir.

Sedef sayrılığı kronik seyirlidir ve sayrıların çoğunda deride plaklar ve kepeklenme görülür. Vakaların dörtte birinde sayrılık çok yaygındır. Kendiliğinden iyileşme nadirdir fakat bazı vakalarda yatışma ve alevlenme şeklinde periyotlar görülebilir. Yaygın sayrılık tablosunda vücut ısısını korumada güçlük, üşüme titreme, protein tüketiminde artış olabilir. Bazı vakalarda sedef sayrılığına bağlı romatizma gelişebilir. Sedef sayrılığına bağlı romatizmada, el bileği, parmaklar, diz, ayak bileği ve boyun eklemlerinde olabilir. Bu olgularda deri lezyonları da vardır.

Sedef sayrılığı belirtisi vücudun her yerinde görülebilir ancak sıklıkla diz, dirsek, saçlı deri ve genital bölgede ortaya çıkar. Tırnaklarda sedef sayrılığı olduğunda minik çukurcuklar, sarı kahverengi renk değişimi ve tırnak kalınlaşması olabilir. Sedef sayrılığının deri lezyonlarının tipine göre farklı formları bulunur:

ALT TİPLERİ

Plak psoriasis veya diğer bir ifade ile psoriasis vulgaris, sedef sayrılığının en sık görülen alt tipidir ve sayrıların yaklaşık olarak yüzde 85’lik kısmını oluşturur. Kalın kırmızı renkli plaklar üzerindeki gri veya beyaz renkli döküntüler ile karakterizedir. Lezyonlar en sık olarak diz, dirsek, bel bölgesi ve kafa derisinde meydana gelir. Boyutları 1 ile 10 santimetre arasında değişkenlik gösteren bu lezyonlar bazı kişilerde vücudun bir bölümünü kaplayacak boyuta ulaşabilirler. Sağlam cilt üzerinde kaşıma gibi eylemlere bağlı oluşan travma o bölgede lezyon oluşumunu tetikleyebilir. Koebner fenomeni olarak adlandırılan bu durum sayrılığın o an için aktif olduğuna işaret ediyor olabilir.

Guttat psoriasis, cilt üzerinde küçük kırmızı daireler şeklinde lezyonlar oluşturur. Plak psoriasisten sonra ikinci sıklıkta karşılaşılan psoriasis alt tipidir ve sayrıların yaklaşık olarak yüzde 8’inde mevcuttur. Guttat psoriasis genellikle çocukluk ve genç erişkinlik döneminde başlama eğilimindedir.

Oluşan lezyonlar küçük, birbirinden ayrık yerleşimli ve damla şeklindedir. Gövde ve ekstremiteler üzerinde daha sık oluşan döküntüler yüz ve kafa derisinde de ortaya çıkabilir. Döküntülerin kalınlığı plak psoriasise göre daha azdır ancak zaman içerisinde kalınlaşma gösterebilir. Guttat psoriasis oluşumunda çeşitli tetikleyici faktörlerin varlığı söz konusu olabilir. Bakteriyel boğaz enfeksiyonları, stres, cilt yaralanması, enfeksiyon ve çeşitli ilaçlar, bu tetikleyici faktörler arasında yer alır. Çocuklarda en sık olarak tespit edilen etken streptococcus bakterisine bağlı meydana gelen üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Guttat psoriasis, tüm alt tipler arasında en iyi seyirli psoriasis formudur.

Sedef sayrılığının ağır seyirli formlarından biri olan püstüler psoriasis, adından anlaşılacağı gibi kırmızı renkli püstüler meydana gelir. El ve ayak içi gibi izole bölgeler dahil olmak üzere vücudun birçok bölgesinde oluşabilen lezyonlar, geniş bir alanı kaplayan boyutlara varabilir. Püstüler psoriasis diğer alt tiplerde olduğu gibi eklem bölgelerinde tutarak cildinde kepeklenmeye neden olabilir. Oluşan püstüler lezyonlar, beyaz renkli ve içi iltihap dolu kabarcıklar şeklindedir. Püstüllerin oluşum döneminde kişide grip benzeri semptomlar meydana gelebilir. Ateş, üşüme, nabzın hızlanması, kas güçsüzlüğü ve iştah kaybı bu dönemde oluşabilecek belirtiler arasında yer alır.

MANTARLA KARIŞABİLİR

Flexural ya da inverse psoriasis olarak da isimlendirilen bu sedef sayrılığı alt türü genel olarak meme, koltuk altı ve kasık cildinde ortaya çıkar. Oluşan lezyonlar kırmızı renkli ve parlaktır. İntertriginöz psoriasisli sayrılarda lezyonların ortaya çıktığı bölgelerin nemli oluşu nedeniyle döküntü meydana gelmeyebilir. Bazı kişilerde bu durum bakteriyel ya da fungal (mantarlara bağlı) oluşan sayrılıklar ile karışabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Eksfolyatif psoriasis olarak da bilinen eritrodermik psoriasis, yanık benzeri lezyonlar oluşturan nadir bir sedef sayrılığı alt tipidir. Bu sayrılık, acil tıbbi yardım gereksinimi ortaya çıkaracak kadar ciddi şekilde seyredebilir.

Tek seferde vücut alanının büyük bir kısmını kaplayabilen eritrodermik psoriasiste cilt, güneş yanığı sonrasındaki görünümdedir. Lezyonlar zaman içerisinde kabuk tutarak büyük kalıplar şeklinde dökülebilir. Oldukça nadir görülen bu sedef sayrılığı alt tipinde oluşan döküntüler oldukça kaşıntılıdır ve yanıcı ağrı oluşumuna neden olabilirler.

FİZİK MUAYENE VE TANI

Sayrılığın tanısı çoğunlukla deri lezyonlarının görünümü ile konur. Ailede sedef sayrılığı varlığı tanıya yardımcıdır. Çoğu vakada sadece fizik muayene ve lezyonların incelenmesi ile sedef sayrılığı tanısı konulabilir. Fizik muayene kapsamında psoriasis ile ilişkili belirtilerin varlığı sorgulanır. Şüpheli vakalarda ise deri biyopsisi yapılır.

Sedef sayrılığı tedavisine karar verilirken sayrının kişisel fikirleri de göz önünde bulundurulur. Tedavi uzun süreli olacağı için sayrının tedavi planlamasına uyumu çok önemlidir. Birçok sayrıda beraberinde obezite, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi metabolik problemler de bulunur. Tedavi planlanırken bu durumlar da göz önüne alınır. Sayrılığın şiddetine ve yaşam kalitesini bozup bozmamasına göre tedavi planlaması gerçekleştirilir.

UZUN SÜRELİ TEDAVİ

Kortikosteroid içeren krem, jel, köpük ya da sprey türevi ilaçlar, hafif ve orta seviyelerde seyreden psoriasis vakalarında faydalı olabilir. Alevlenme döneminde günlük olarak kullanılan bu ilaçlar, sayrılığın olmadığı dönemlerde ise geniş zaman aralıkları bırakılarak kullanılır. Güçlü kortikosteroid ilaçların uzun süreli kullanımlarında ciltte bir incelme meydana gelebilir. Uzun süreli kullanımlarda ortaya çıkan bir diğer problem de ilacın etkinliğini kaybetmesidir.

Işık terapisi (fototerapi) yapılırken hem doğal hem de çeşitli dalga boylarındaki ultraviyole ışınlar kullanılır. Bu ışınlar, cildin sağlıklı hücrelerini istila etmiş bağışıklık sistemi hücrelerini ortadan kaldırılmasını sağlayabilir. Fototerapiye yanıtın en iyi olduğu sedef sayrılığı alt tipi guttat psoriasistir.

Bazı vakalarda hekimler D vitamini içeren ilaçları tercih edebilir. Kömür katranı da tedavi seçenekleri arasındadır. Derinin nemli ve yumuşak tutulması önemlidir. Sistemik ilaç tedavisi özellikle eklem iltihabı ve tırnak tutulumunun olduğu vakalarda tercih edilir.

BESLENME PLANI

Vücudun kendiyle savaşı: Sedef - Resim : 1

Beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı ile psoriasis arasındaki ilişki henüz tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Fazla kilolardan kurtulmak, trans veya doğmuş yağ içeren ürünlerin tüketiminden kaçınmak ve alkol tüketimini azaltmak sedef sayrılığına ne iyi gelir sorusuna cevap niteliğindeki beslenme planı değişiklikleridir. Aynı zamanda sayrılar tükettikleri besinlerden hangilerinin sayrılığı alevlenme dönemine soktuğu konusunda da dikkatli olmalıdır.

TETİKLEYİCİLER

Normalden daha hızlı rejenere olan deri hücrelerinin gelişiminde bazı çevresel ve genetik faktörleri tetikleyici özellik gösterebileceği düşünülür. Bu tetikleyici faktörlerden en sık karşılaşılanları şunlardır: Boğaz ya da cilt enfeksiyonu, soğuk ve kuru iklim şartları, farklı otoimmün sayrılıkların eşlik etmesi, deri travmaları, stres, tütün kullanımı ya da sigara dumanı maruziyeti, aşırı alkol tüketimi, steroid türevi ilaçlardan hızlı kesilmesi sonrası, bazı tansiyon veya sıtma tedavisi için başvurulan ilaçların kullanımı sonrası.

EKLEMLERİ DE HEDEF ALABİLİR

Vücudun kendiyle savaşı: Sedef - Resim : 2

Psoriatik artrit, oldukça ağrılı ve kişinin fiziksel aktivitelerini kısıtlayıcı özellik gösteren, sedef sayrılarının ise yaklaşık olarak 3’te 1’inin etkilendiği bir romatolojik sayrılıktır. Psoriatik artrit kendi içerisinde oluşan belirtilere bağlı olarak 5 farklı alt gruba ayrılır. Şu an için bu sayrılığı kesin olarak tedavi edebilecek bir ilaç ya da farklı tedavi yöntemi mevcut değildir.

Temeli otoimmün bir rahatsızlık olan sedef sayrılarında psoriatik artrit, bağışıklık sisteminin cilt ile birlikte eklemleri de hedef alması sonrasında meydana gelir. Özellikle el eklemlerini ağır şekilde etkileyebilen bu durum vücuttaki herhangi bir eklemde meydana gelebilir. Sayrılarda cilt lezyonlarının ortaya çıkışı genellikle eklem şikayetlerinin oluşmasından önce gerçekleşir.

Son Dakika Haberleri hekimime soruyorum