30 Eylül 2024 Pazartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yabancı istihbarat deprem bölgesinde

Yardım görüntüsüyle yabancı ülkelerden deprem bölgesine gönderilen arama-kurtarma ekiplerinin bir bölümünün istihbaratçı olduğunu belirten uzmanlar, bu süreçte mutlaka Suriye'den ve Türkiye içinden de bölgeye yönlendirilen elemanların olduğunu belirtti.

Yabancı istihbarat deprem bölgesinde
A+ A-
HABER MERKEZİ

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen ve 10 ilde etkili olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin acı bilançosu, gün yüzüne çıkmaya başladı. 7 bine yakın bina çökerken 20 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Milyarlarca dolarlık zarar var. Yıkım çok büyük. Bazı şehirlerin neredeyse yüzde 80'i enkaza dönmüş durumda. Depremin üzerinden 6 gün geçmesine rağmen enkaz altından canlarımızı kurtarma çalışmaları ise sürüyor. Türkiye bir yandan devleti ve milleti ile birlikte yaralarını sarmaya çalışırken, bir yandan da bozguncularla, yaratıcı yıkıcılarla, psikoloji harp elemanlarıyla mücadele ediyor. Şimdilerde ise çok daha açık görülmeye başlanan bir gerçek var: Yabancı istihbarat elemanları bölgede kaos için faaliyet yürütüyor.

YÜZDE 20'Sİ AJAN

Türkiye, 1000 yılın deprem felaketi denilen büyük afetin ardından 4. seviye alarm ilan etmiş ve uluslararası yardım talebinde bulunmuştu. 100'e yakın ülke Türkiye'nin çağrısına yanıt vererek ülkemize arama-kurtarma ekiplerini gönderdi. Toplamda 5 binden fazla yabancı arama-kurtarma personelinin sahada olduğu bildirilirken, uzmanlar bu ekiplerin bir bölümünün istihbarat elemanı olduğu konusunda uyarıyor. Amiral Cem Gürdeniz, “Yardıma gelenlerin minimum yüzde 20'si istihbarat ajanıdır.” derken, Amiral Cihat Yaycı, şu uyarılarda bulunuyor:

“Yardım adı altında gelen bazı yabancı unsurların istihbarat faaliyetlerine karşı uyanık olmak şarttır. Bölge, Suriye sınırına yakın bir bölge. 1999 depreminde bazı komşuların yardım ekiplerinin casusluk yaptığı biliniyor.”

ÖRNEK: BEYAZ BARETLİLER

Eski istihbaratçı Metin Ersöz ise yardım faaliyetlerinin istihbarat ile ilişkisini şöyle anlatıyor:

“Tarih boyunca yardım faaliyetleri istismar edildi ve ediliyor. Sömürgeci ülkelerin genel stratejisi şudur: Bir ülkeyi sömürgeleştirmek istiyorsanız; yardım kuruluşlarıyla o ülkenin yurttaşlarının gönlünü kazanmak, kılıçla sömürgeleştirmekten daha az maliyetli ve daha uzun vadelidir. Aslında Kızılay'ın kuruluşu da benzerdir. İngiltere'de Kızılhaç'a bağlı Pakistan Müslümanları tarafından İngiliz Müslümanlığını yaymak için kuruldu. Bunlarla ilgili çok belge vardır. Kızılay'ı kurdular ve Mısır'dan itibaren Tripoli dahil Müslüman doktorlar diye fes giymiş, İngiltere'de yetiştirilmiş doktorları gönderdiler. Halk da Müslüman doktorlar diye bunlara kendilerini teslim etti. Bakın işte Suriye'de Beyaz Baretliler'in gerçek amacının ne olduğu ortaya çıktı. Şimdi onlar götürüyorlar işi. Dolayısıyla dikkat etmek, uyanık olmak lazım. Bu fırsatı değerlendirirler.”

GÖRÜNTÜLERİ BİLEREK YAYILIYOR

Bölgeden son günlerde çok sayıda yağma görüntüsü de geliyor. Özellikle Suriyelilerin köyleri bastığı, tırları durdurup boşalttığı, evlere girip hırsızlık yaptığı ileri sürülüyor. Münferit bazı adi vakalar tüm şehri sarmış gibi yansıtılıyor. Buna karşılık hırsızlık yaparken yakalananların da halk tarafından dövüldüğü görüntüler servis ediliyor. Uzmanlar, bu görüntülerle bölgede asayişin olmadığı yönünde bir algı yaratılmak istendiğini belirtiyor. Eski istihbaratçı Metin Ersöz bazı yağma olaylarında ve görüntülerin yayılmasında yabancı istihbarat örgütlerinin elemanlarının kullanılabileceğine dikkat çekiyor. Amiral Cihat Yaycı da şu uyarıda bulunuyor:

“Deprem bölgesinde asayişin ve güven ortamının sağlanması son derece önemlidir. Yabancı istihbarat örgütlerinin yönlendirebileceği silahlı çeteler vasıtasıyla özellikle bazı bölgelerdeki (Hatay gibi) halkın tehditle terke zorlanabileceğini hatırda tutmak lazımdır! Özellikle geceleri yeterli aydınlatmanın sağlanması, güven ortamının oluşturulması için önemli bir adım olacaktır.”

HATAY JEOPOLİTİK MANİVELA

Özellikle Hatay'ın Türk Boğazlarından sonra en önemli ikinci jeopolitik manivela olduğunu belirten uzmanlar, Hatay kaması sayesinde İsrail Koridoru'nun kesilebildiğini belirtiyor. Atatürk'ün de Hatay'ın önemini çok iyi bildiği ve bunun için hastalığının en ileri günlerinde anavatana katılması için büyük çaba sarf ettiği hatırlatılıyor. Atatürk, sağlık durumuna rağmen 19-24 Mayıs 1938 tarihlerinde bölgeye yurt gezisine çıkmış ve “Hatay benim şahsi meselemdir.” demişti. Bunun yanında İskenderun Körfezi'nin de Mavi Vatan için hayati bir nokta olduğu ve Türkiye'nin enerji güvenliği bakımından kritik olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla yabancı istihbarat örgütlerinin bölgede istikrarsızlığı körüklemek için önemli gerekçeleri olduğunu kaydeden uzmanlar, dikkatli olunması konusunda uyarıyor.

HATAY VALİSİ: KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLER PANİK YARATMAYA ÇALIŞIYOR

Yabancı istihbarat deprem bölgesinde - Resim : 1

Önceki gece Antakya'dan gelen bir görüntü incelenmeye değer. Birileri tarafından Antakya'da Yarseli Barajı'nın yıkıldığı, her tarafı yakında su basacağı yalanı ortaya atılıyor ve halkın kenti hızla terk etmesi isteniyor. Yalanın ardından pek çok insanın da yollara dökülerek kaçmaya çalıştığı görülüyor. Görüntülerde Mehmetçik, insanların önüne geçerek barajın yıkılmadığını, bunun bir yalan olduğunu söylüyor. Kimileri söz konusu yalanın kentin boşalmasını isteyen hırsızlar tarafından ortaya atıldığını söylerken, uzmanlar ise bu tür kışkırtmaların planlı olabileceğine dikkat çekiyor. Sosyal medyada paylaşılan bir msaj da şu şekilde: “Malesef yabancı istihbarat servisleri devreye girdi ve 'Hatay'da baraj patladı' yalanını ortaya attılar. Tek sorunumuz deprem ve yağmacılar değil. Böyle bir sorunumuz da var. MİT'e güveniyoruz, haklarından geleceklerdir.”

HATAY VALİSİ UYARDI

Barajla ilgili açıklama yapan Hatay Valisi Rahmi Doğan da, bazı sosyal medya paylaşımlarında yer alan Hatay'da baraj patladığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Doğan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda da şunları kaydetti:

“Yarseli Barajı patladı haberi tamamen yalandır. Barajlarımızda herhangi bir sorun yoktur. Resmi açıklamalar dışındaki haberlere inanmayın. Hatay ile ilgili haberleri Valiliğimiz haber sitelerinden takip etmenizi öneriyoruz. Birtakım kötü niyetli kişiler ilimiz ile ilgili yalan haberler üreterek kamuoyunu yanlış yönlendirerek panik havası oluşturmaya çalışıyorlar.”

Deprem İsrail ABD Suriye