Yabancı şirketler Rusya'dan Türkiye'ye taşınıyor!
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Ocak-Nisan 2022 dönemine ilişkin verileri açıkladı.
Bu dönemde, otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 azalarak 409 bin 903 adet, otomobil üretimi yüzde 20 azalarak 229 bin 200 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 426 bin 617 adede ulaştı. Ocak-Nisan 2022 döneminde, toplam pazar geçen yıla göre yüzde 18 daralarak 222 bin 574 adede düştü. Otomobil pazarı ise yüzde 21 daraldı. Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında, yılın ilk dört ayında toplam pazar yüzde 1 artarken, otomobil pazarı da yüzde 1, ağır ticari ticari araç pazarı yüzde 4 artış gösterdi. Hafif ticari araç pazarı ise paralel seviyede gerçekleşti.
ÜRETİCİ ENFLASYONU İHRACATI BALTALIYOR
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, düzenlenen basın toplantısında sektöre ilişkin şu bilgileri verdi: “2021 yılında 10 milyon civarında bir kayıp yaşandı, hani 80 milyonu gördük dünya üretimini aslında 90 milyona gidecek bir potansiyel vardı. Yılın ilk çeyreğine baktığımız zamansa aşağı yukarı 2 milyon gibi bir kayıp olduğu görülüyor. Girdi maliyetlerindeki artışlar bakıldığında ağırlıklı olarak enerji ama ham madde, malzemede de ciddi artışlar var. Doğal gazda Ocak 2020, Nisan 22 döneminde TL cinsine girmiyorum ama avro cinsinden bile yüzde 198’lik bir artış var. Keza elektrikte de yine avro cinsinden yüzde 140’lık artış var. Ham madde malzemede otomobilde önemli olan saçlar ki bunlar galvaniz kaplamalı saçlar. İşte kauçuk, polipropilen, bakır, alüminyum gibi malzemelerde de bakarsak bir yıllık periyotta yüzde 100’lerin üzerinde çok ciddi artışlar var. Aslında nisandan kesersek çizgiyi, bugün Türkiye’de üretici fiyatları yüzde 120 arttı ama döviz sepetimiz 80 arttı. Buna aslında ham madde malzeme artışını da koyduğunuz zaman tabi ihracatta da aslında bir rekabet kaybına yol açıyor bu. Ki bugün Türkiye’de ürettiğimiz araçların Türkiye’de katma değer ve Türkiye’de üretilen bir bölümü var. Yüzde 120’lik enflasyona karşılık yüzde 80’lik kur sepeti de aslında bizim ihracatta da biraz maliyet açısından rekabet kaybına yol açan bir yanı. Bu açıdan ihracat da o kadar çok kolay değil. Yani sokaktaki insan belki işte bu kurlar artıyor, ihracat da artacak diyebilir ama gerçek öyle değil.”
'AMERİKALI ENFLASYON YÜZDE 25-30 DİYOR'
Türkiye’de ilk beş ayda aşağı yukarı yüzde 15 gibi bir fiyat artışı olduğunu kaydeden OSD Başkanı, “Bunun 5 puanı kur artışı. Çünkü avroya baktığımız zaman bizim ağırlıklı olarak sonuçta Euro girdimiz var. Yüzde 5’lik bir avro artışı var. Bunun üzerine yüzde 10’luk hammadde malzeme vardı. Enflasyon etkisi de var.” dedi. Hem yurt içi lojistikte de çok ciddi artışlar olduğunu belirten Eroldu: “Yüzde 100’lere geldi bu artışlar. Diğer taraftan özellikle uzak doğu menşeili malzeme taşımalarında da yüzde 600’lere varan maliyet artışları var. Bugün sokaktaki bir Fransız'ın veya bir İtalyan’ın yüzde 10 enflasyonu anlaması kolay değil. Şimdi onlar açısından ve de konuşulan mesela Amerika’daki sokaktaki insanla konuştuğun zaman 25-30 diyor. Bu tabi bir tedirginlik yaratıyor insanların üzerinde. Bu talebi de etkiliyor. Yani insanların yeni araç alma kararlarını da etkiliyor. Bu aynı zamanda tabi bir maliyet enflasyonuna da yol açıyor.” bilgilerini verdi.
'YÜKSEK MALİYETTEN KAÇIŞ VAR'
“Birçok yabancı kuruluşun, ben YASED’ten de biliyorum, merkezlerini İstanbul’a taşıdığını görüyoruz. Özellikle Rusya’dan bölgeyi yönetenler. Şimdi ciddi bir expat hareketi var.” diyen OSD Başkanı, “Bunlar da ülke açısından iyi işler. Savaştan pozitif bir şey olmaz ancak sonuçta bu konjonktürün getirdiği eksilerin yanında Türkiye’ye bir takım artılar da olacak. Yeni bir sistem, yeni bir düzen kuruluyor. Bunun da, kısa vadede değil ama önümüzdeki dönemlerde, bu savaş çok uzarsa, başka sorunlara da yol açabileceği görüşündeyiz.” mesajı verdi.
OSD Başkanı Eroldu, “Küresel ekonomik hareketlilik (Kovid, Ukrayna-Rusya savaşı vs.) dünyada da bir yüksek maliyetli ülke, düşük maliyetli ülke hareketi başlıyor yeniden. Düşük maliyetli ülkelere doğru bir yönelim var.” tesptini yaptı. Eroldu, şunları aktardı: “Bu tabii ki Türkiye gibi ülkeleri olumlu etkileyecektir. Şimdi çok konuşuluyor, tedarik zincirinden Türkiye’nin daha fazla pay alması falan ama bunu tek başına Kovid'den dolayı Çin gibi ülkelerin riskli olduğunu gördük şeklinde yapmıyorlar. Bunun üzerine çıkan, yüksek enflasyon ve maliyet artışlarının getirdiği bir şey ile yapıyorlar. Yüksek maliyetten, alçak maliyete gidelim çabası var Avrupalı üreticilerde. Bunu yan sanayi tarafında da görüyoruz. Otomotiv sanayisi toplam rakamlarına baktığımız zaman da görüyoruz, yan sanayide artış var. Yalnızca Türkiye değil, Romanya, Sırbistan, Fas, Slovenya gibi ülkeler arasında bir rekabet oluşacak.”