18 Ekim 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet

Milattan önce 3000 yılına uzanan Elazığ’daki Harput Kalesi, Anadolu’nun gizli kalmış tarihine ışık tutuyor. Kültür mirasının yaşatılmasında ivme kazanan Elazığ, turizmin gözde şehirlerinden olacak.

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet

Elazığ’daki Harput Kalesi arkeolojik kazıları, ülkemizin sahip olduğu binlerce yıllık kültürel mirasın önemli örneklerini açığa çıkarıyor. Elazığ şehir merkezinin 5 km kuzeydoğusunda yer alan Harput Kalesi, 1985 yılında 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildi. Bugün T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Elazığ Müzesi Müdürlüğü başkanlığında, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim/ İş Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sanat Tarihçisi-Arkeolog Prof. Dr. İsmail Aytaç tarafından 2015 yılından itibaren yürütülen Harput Kalesi Arkeolojik Kazısına Eti Bakır firması sponsor oldu. Madencilik alanında kapsamlı faaliyetleri olan  firmanın arkeoloji alanında yaptığı desteğin önemi büyük. Geçen yıl verilerine göre toplamda 713 arkeolojik faaliyet yürütülen ülkemizde, kültür alanına yapılan her yatırımın ve desteğin, en büyük katma değer olarak geri döneceği öngörülüyor.

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet - Resim : 1

Elazığ, binlerce yıllık geçmişinden gelen zengin mutfağı, Kürsübaşı geleneği, müziği ve kültür varlıklarını yaşatan gözbebeği şehirlerimizden biri. Turizm açısından değerlendirildiğinde büyük potansiyel barındıran Elazığ, özellikle bölgenin terörden temizlenmesinin ardından, keşfedilmeyi bekleyen doğal ve kültürel güzellikleriyle gelecek vaat ediyor. Elazığ’ın ilk yerleşimi olan Harput’un tarihi, zengin bir kültürel mirası barındırıyor. İçerisinde hastane, tahıl ambarı, darphane, su sarnıcı, cephanelik, cami ve çok sayıda sivil yapı bulunan Harput Kalesi, kale olmasının yanında, aslında büyük bir mahalle. Yalçın kayalar üzerinde inşa edilen ve kuşatılması oldukça zor olan kalenin günümüzde dış surları tamamen yıkılmış durumda. Günümüze kadar korunan kültürel hazine ise yürütülen çalışmalarla giderek daha fazla açığa çıkacak.

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet - Resim : 2

DOĞU ANADOLU’NUN EN KAPSAMLI ARKEOLOJİK KAZISI

Harput, yaşayan medeniyetlerin izlerini günümüzde yaşatabilen bir Anadolu kenti. Binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Anadolu, tarihsel servetiyle tüm dünyanın odağında olmayı sürdürüyor. Yerin altındaki tüm cevherleri çıkarmak için seferber olan Eti Bakır, Samsun İkiztepe Höyüğü’nün ardından bu kez de Harput’un köklü tarihine sahip çıktı. Doğu Anadolu’nun en kapsamlı arkeolojik kazısı olarak ifade edilen Harput Kalesi kazılarıyla, beş bin yıllık kültürün izleri sürülecek.

‘HARPUT TÜRKİYE’NİN ÇOK ÖNEMLİ DEĞERİ’

Elazığ’ın yeraltı değerlerinin gün yüzüne çıkarılmasının önemine dikkat çeken Harput İç Kale Kazı Başkanı, Prof. Dr. İsmail Aytaç, Harput Kalesi kazılarıyla ilgili şunları söyledi: “Harput, M.Ö. 3000’lerden başlayıp, M.S. 1900’lere kadar kesintisiz olarak süren yaklaşık 5.000 yıllık yerleşime sahip. Harput’ta yaşamın başladığı nokta olarak bilinen kale; sadece bölgesel olarak değil, bilinenlerin ötesinde çok sayıda kültürel varlığı barındıran toplumsal bir yapı aynı zamanda. Döneminin garnizonu olan kale, gizli geçitleri, zindanları, surları, inanç merkeziyle henüz ortaya çıkmamış birçok tarihi içinde barındırıyor. Harput Kalesi gibi önemli miraslarımızı koruma altına almak, tarihsel değerlerimizi topluma kazandırmak gibi önemli bir çalışmayı üstlenen Eti Bakır’a teşekkür ediyoruz. Bu destekler sayesinde Harput Kalesi’nin UNESCO Asıl Listesi’ne girmesini, Türkiye’nin bu çok önemli değerinin kültür tarihinde hak ettiği yere kavuşmasını istiyoruz” dedi.

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet - Resim : 3
İsmail Aytaç

‘YERİN ALTINDAKİ TÜM CEVHERLERİ ÇIKARIYORUZ’

Eti Bakır Genel Müdür Yardımcısı Asım Akbaş, şirketin Cengiz Holding çatısı altında yaklaşık 20 yıldır madencilik faaliyetleri yürüttüğünü belirterek, “Bildiğiniz gibi bu madenleri yerin altından çıkarıyoruz. Türkiye’de yerin altında bakır cevherinin yanı sıra pek çok tarihi cevher de yatıyor. Biz de buradan hareketle yerin altındaki tüm cevherleri çıkarmak, ekonominin yanı sıra tarihe ve kültüre de katkıda bulunmak için arkeolojik kazılara sponsor olmaya karar verdik. Önümüzdeki yıllarda bu desteğimizi artırarak sürdürmek istiyoruz” dedi.

Yıllık 70.000 tonluk katot bakır üretimiyle iç pazarın yaklaşık %20’sini karşıladıklarını belirten Akbaş, Eti Bakır’la ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye’de madenden son ürüne üretim yapan tek izabe tesise sahip şirket biziz. 9 tesisi ve 5.500 çalışanıyla büyük bir aile olan Eti Bakır,%99,99 saflıkta katot üretimiyle Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına her yıl 750 milyon dolarlık katkı sunuyor. Yeni madenlerimizle bu katkıyı artırmaya devam edeceğiz. Geçen yıl kazandığımız ihalenin ardından Elazığ’ın Maden ilçesindeki tesis kurma çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 750 kişinin çalışacağı ve 350 milyon dolarlık yatırımla kurulacak Elazığ’daki tesisimizi üç yıl içinde faaliyete geçirerek yılda 1 milyon tonluk bakır cevherini işleyeceğiz.”

Yalçın kayalar üzerinde 5000 yıllık medeniyet - Resim : 4
Asım Akbaş

URARTULARDAN GÜNÜMÜZE HARPUT KALESİ

Tarihsel kaynaklara göre Harput Kalesi, M.Ö. 8'inci yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuş. MÖ 6'ncı yüzyıldan itibaren Persler'in hakimiyeti altına giren kale, M.Ö. 1'inci yüzyıl ile M.S. 11'inci yüzyıl arasında Part, Roma, Sasani, Bizans ve Abbasiler arasında büyük mücadelelere sahne olmuş, 11’inci yüzyılın sonuna kadar Bizans hakimiyetinde bulunmuş. Bu süre zarfında Ziata Castellum ve Kharpete, Arapça'da Hısn-ı Ziyad adıyla anılan kalenin egemenliği, 1085 yılında Çubukoğulları, 1112 yılında Artukoğulları, 1234 yılında Selçuklular'a geçti. Kale, Çubuk Bey'in, Artuklu Beyi Belek Gazi'nin ve Selçuklu Beyi Alaaddin Keykubad'ın hükümet merkezi olmuş, 1366 yılında Dulkadiroğulları ve Akkoyunlu devletleri arasında sık sık el değiştirmiş. Harputlu Kalesi, 1465 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Hasan Bahadır Han (Uzun Hasan) tarafından ele geçirilerek Akkoyunlu idaresine alındı. Harput Bölgesi ve Kalesi, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçti.

‘SÜT KALESİ’ EFSANESİ

Harput Kalesi hakkında çeşitli efsaneler anlatılıyor. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, zamanın hükümdarının emriyle harcın hazırlanmasında su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden de kaleye “Süt Kalesi” deniyor. İç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden meydana gelen Harput Kalesi'nin özgün bir yapı olarak günümüze kadar korunabilmesinde Artuklu Dönemi’nde yapılan onarımların katkısının büyük olduğu belirtiliyor. Kale daha sonra Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı Dönemi’nde de onarımlar görmüş.

Son Dakika Haberleri