27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yalnızlar...

Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 8 milyonun üzerinde kişi var. Türkiye’de 2030 yılında yaşlı nüfus oranının yüzde 12,9 olması bekleniyor. Uzmanlar, ‘Yalnızlık yaşlılıkta en önemli halk sağlığı sorunu. Fiziksel sağlığı da olumsuz etkiliyor.’ dedi

Yalnızlar... Yaşlılıkta yalnızlık
A+ A-

Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emine Özmete, yaşlılıkta en önemli halk sağlığı sorununun "yalnızlık" olduğunu, bu durumun ruh sağlığı sorunları yanında fiziksel problemlere de yol açtığını bildirdi. Üniversitenin Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) kurucu müdürü de olan Özmete, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla AA muhabirine, Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 8 milyon 451 bin 669 kişinin yaşadığını söyledi.

Bu sayının İsviçre'nin toplam nüfusuna denk, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerin ise toplam nüfusundan fazla olduğuna dikkati çeken Özmete, yaşlılara yönelik hizmetlerin aile üyelerini de kapsaması gerektiğini, özellikle yaşlılara bakım verenlerin büyük çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunu belirtti.

YAŞLILIĞA YATIRIM YAPMAK

Yaşlanmanın, sağlık harcamaları, yaşlı bakım sigorta sistemi, yaşlılarda dijital becerilerin geliştirilmesi, aktif yaşlanma, hayat boyu öğrenme, sağlıklı yaşlanma için kronik hastalıkların önlenmesi gibi geniş konuları kapsadığını vurguladı. Prof. Dr. Özmete, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğuşta beklenen yaşam süresi uzamasına karşın sağlıklı yaşam süresi beklentisi ne yazık ki az. Kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi ortalama 80,5, erkeklerde ise 75 yıl. Kadınlar erkeklerden ortalama 5,5 yıl daha uzun yaşıyor. Ancak ortalama olarak bu yaşam süresinin sadece 58,4 yılı sağlıklı geçiyor. Dolayısıyla sağlıklı yaşam beklentisi, ortalama yaşam beklentisine göre yaklaşık 20 yıl kadar daha düşük. Arada sağlıksız geçen sürede ise sağlık ve bakım ihtiyacı ile bu hizmetlerin maliyeti artmakta. Bu nedenle daha erken yaşlardan kronik hastalıkların önlenmesi, aşıların tamamlanması, aktivite odaklı programların uygulanması gibi konulara yatırım yaparak yaşlılığa hazırlanmak gerekiyor."

YENİ ORTA YAŞ

55 55-75 yaş grubunun sağlık hizmetlerinden daha iyi yararlanmasının önceki nesillere göre daha sağlıklı ve aktif bir yaşamlarının olmasını da sağlayacağını aktaran Özmete, "Günümüzde 55 yaş artık yeni orta yaştır. Bu nedenle çoğumuzun 70'li yaşlarımızın sonlarına kadar bağımsız, aktif yaşamlar süreceğini düşünebiliriz. Bu nedenle sosyal bakım ve destek sistemlerini güçlendirmek, evde bakımı desteklemek; özellikle demans gibi yaşlılıkta sık görülen hastalıklarda kurumda yatılı bakım ve rehabilitasyon hizmetleri ile palyatif bakım hizmetlerini arttırmak önemli ihtiyaçlarımızdır." diye konuştu.

Kaynak: AA
Yaşlılık