Yanı başımızdaki risk
Cep telefonu kullanımı süresine bağlı olarak konsantrasyon eksikliğine, halsizlik ve baş ağrısına yol açabilir. Yapılan çalışmalar, sperm sayısının azaldığını, hareket yeteneklerinde düşüşün meydana geldiğini, sperm canlılığının ve sperm morfolojisinin etkilendiğini gösteriyor
Son yıllarda cep telefonu kullanımıyla ilişkili beyin tümörlerinde artışlar olduğu belirtiliyor. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere konuyla ilgili pek çok kuruluş, cep telefonlarından kaynaklanan elektromanyetik radyasyonun sağlık etkileri konusunda açıklamalar yapıyor. Özellikle kanserle olan ilişkisinin bilimsel olarak kanıtlanamadığını var olan kanıtların ise zayıf olduğu ifade ediliyor. Bu konudaki belirsizliğin birkaç nedeni var. Bunlardan en önemlisi kesin bilgiler elde edebilmesi için 20-30 yıl gibi uzun bir süreye gerek duyulması.
KONUŞMA SÜRESİ İLE ZİRVEDEYİZ
Ülkemizde cep telefonunun kullanımı Avrupa ortalaması üzerinde. Türkiye, abonelerin aylık 544 dakika konuşma süresi ile Avrupa ülkelerinin zirvesinde. Cep telefonlarının sağlık üzerine etkileri açıklığa kavuşuncaya kadar kullanım konusunda bazı koruyucu önlemleri almakta yarar var. Elektromanyetik radyasyonun biyolojik sistemler üzerine bilinen etkileri ve olası potansiyel sağlık etkileri nedeniyle uluslararası kuruluşlar bu konuya "Koruyucu Önlemler" ilkesi çerçevesinde yaklaşıyor. Bu ilkeye göre insan ve toplum sağlığına olumsuz riskler ortaya çıktığında, bu risklerin ciddiyeti ile ilgili bilgilerin kesinleşmesini beklemeden koruyucu önlemlerin alınması gerekir.
KAMUSAL DENETİM
Bireysel önlemlerin yanı sıra kamusal denetim mekanizmaları da bu konuda devreye girmeli. Özellikle cep telefonu kullanımını artırmaya yönelik reklam kampanyalarının denetlenmesi, uzun sürelerle konuşmanın teşvikinin önlenmesi toplum sağlığı açısından çok önemli. Cep telefonu reklamı kampanyalarında çocukların kullanılması ise kabul edilemez bir durum. Bu konuda yasal düzenlemeler geliştirilmelidir.
Türkiye’de 65 milyonun üzerinde aktif cep telefonu bulunuyor. Bu teknoloji radyofrekans sinyalleri ile baz istasyonları arasında bilgi alışverişini içeren geniş bir kablosuz ağa dayanıyor. Dünya çapında yaklaşık 2,4 milyonu aşkın baz istasyonu mevcut. Bu sayı yüksek teknolojiye geçiş ile önemli ölçüde arttı. Endişeler ise gündelik hayatta giderek daha büyük bir öneme sahip olmaya başlayan cep telefonlarının yaydığı radyofrekans dalgaların insan sağlığı üzerindeki etkilerinden kaynaklanıyor. Çevremizdeki elektrikli aletler ve onların kablolarının, iş ve büro makinelerinin, enerji iletim ve dağıtım hatlarının, bilgisayarların, cep telefonlarının, baz istasyonlarının yaydığı elekromanyetik alanlar vardır. Her geçen gün artmakta olan bu alanlar ve dalgalar elektromanyetik kirliliği oluşturur. Son araştırmalar, baz istasyonlarından yayılan radyofrekans dalgalarına maruz kalma düzeylerini uluslararası ölçütlere göre yüzde 2 ile yüzde 0.002 arasında göstermektedir. Baz istasyonları, radyo sinyalleri aracılığıyla cep telefonlarını şebekeye bağlar. Bu sayede cep telefonu kullanıcıları, cep telefonlarının sesli arama, SMS, MMS, e-posta, internet, TV ve program indirme gibi özelliklerini kullanabilmektedirler.
DOKU HASARINA NEDEN OLABİLİR
İnsanlarla ilişkilendirilmiş tüm sağlığı tehdit eden radyofrekans etkileri, vücut dokularının sıcaklığının artmasına dayandırılır. Kimi zaman radyofrekans dalgalarının yarattığı bu durum vücudun kendini soğutma sistemini bastırmakta ve doku hasarına neden olmaktadır. Az kan desteğine sahip dokular diğerlerine oranla daha savunmasızdır. Kimi durumlarda göz tabakasındaki lens gibi hiç kan desteğine sahip olmayan dokularda hasar meydana gelebilmekte ve katarak gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Cep telefonlarının doza bağlı olarak insan sağlığına etkileri şöyle sıralanabilir: Konsantrasyon eksikliğine, halsizlik ve baş ağrısına yol açabilir. Electroencephalogram deseninde değişme ve uykuda rahatsızlık yaratabilir. Dinlenme halindeki kan basıncında artışa yol açabilir. Baz istasyonların çevresinde yaşayan insanların en önemli şikayetleri baş ağrısı, iştahsızlık, halsizlik, sinir bozukluğu, uykusuzluk, uyku bozukluğu, kulaklarda uğultu ve çınlama, tansiyon bozuklukları gibi şikayetlerdir. İki yanında da baz istasyonu bulunan bir ilköğretim okulundaki öğrencilerde karın ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, öksürük, gırtlakta kuruluk gibi şikayetler gözlenmiştir.
ÜREMEYE ETKİSİ
Radyofrekans dalgaları ile ilgili deneyler ve memeli organizması üzerinde etkileri, yüksek yoğunluklu radyofrekans yayılımında, radyasyonun sıcaklığı arttırma etkisinin olduğu bilinmektedir. Vücut veya doku sıcaklığındaki bir yükselme, spermatogenezi ters etkileyebilir. Vücut sıcaklığı artabilir veya vücut sıcaklığının artması ısısal moleküler etkinin mikrodalga etkiyle birleşimiyle oluşabilir. Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, Leydig hücrelerinin elektromanyetik dalgalara en hassas hücreler olduğu ve bu hücrelerde oluşabilecek bir hasarın spermatogenezi etkileyebileceği öne sürülmüştür. Yapılan bir başka çalışmada sıçanlara günlük 3 dakika ve 30 gün boyunca 890-915 MHz arası bir radyasyon uygulandıktan sonra seminifer tüpcüklerin çapında bir azalma meydana geldiği gözlenmiştir. Tüm bunların yanında bir çalışmada, cep telefonlarının (1835-1850 MHz) sıçan testisleri üzerinde herhangi bir yan etkisini bulunamamıştır. Yapılan çalışmalar insan üreme sistemini de tehdit ettiğin göstermektedir. Erkek kısırlığı üzerine etkileri ile ilgili yapılan araştırmalar da, cep telefonlarından yayılan radyofrekans dalgaların geniş bir yelpazede, çeşitli derecelerde üreme sistemi üzerinde etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Çalışmalar, sperm sayısının azaldığını, hareket yeteneklerinde düşüşün meydana geldiğini, sperm canlılığının ve sperm morfolojisinin etkilendiğini ortaya koymuştur. Araştırmalara göre, cep telefonu kullanımıyla, sperm kalitesinde ters orantılı bir durum vardır. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, cep telefonunu bel bölgesine yakın tutan erkeklerde tutmayanlara oranla sperm yoğunluğu daha az olduğu saptanmıştır. Radyofrekans dalgaların yarattığı sıcaklık artışı, memeli spermatozoasında DNA hasarına neden olmaktadır. Fakat DNA’da bu hasarın oluşma mekanizması tam olarak açıklanamamıştır. Yapılan araştırmalar, insan ve hayvan DNA’nın parçalanmasında artış meydana geldiğini ortaya koymuştur. Spermatozoada oluşan bir DNA hasarı erkek kısırlığı, düşükler ve daha sonra doğan çocuklarda erken yaşta gözlenen hastalıklarla ilişkilendirilmektedir.
ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Cep telefonlarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak ve vücutta yol açtığı olumsuz sonuçları azaltmak için önlemler alınabilir. Bu önlemler şöyle sıralanabilir:
- Cep telefonları, diğer telefonlarla bağlantı anında çok fazla enerji harcamaktadır. Sonucunda çevreye daha fazla elektromanyetik dalga yayılmaktadır. Bu nedenle, gelen ve giden aramalar esnasında, cep telefonu bedenden olabildiğince uzakta tutulmalıdır.
- Cep telefonuyla arama yaparken sinyal çubuğunun en yüksek düzeyde olmasına özen gösterilmeli. Çünkü, cep telefonları uzaktaki baz istasyonlarını ararken daha fazla enerji harcar.
- Cep telefonları mümkünse kısa konuşmalar için kullanılmalı, uzun görüşmeler, iş görüşmeleri kablolu telefonlarla yapılmalı.
- Cep telefonu açtıktan birkaç saniye sonra kulağa götürülmeli.
- Telefonla konuşurken başparmak cep telefonu ve kulak arasına konmalı.
- Cep telefonları, gözlerden, göğüs ve üreme organlarından uzak tutulmalıdır.
- Cep telefonlarını ön cep yerine arka cepte taşımak alışkanlık haline getirilmeli.
- Yeni cep telefonu alırken, özgül soğurma yoğunluğu (SAR) düşük olanlar kullanılmalı.