Yandex
18 Şubat 2025 Salı
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapay zekâ mı insan mı?-1 Yapay zekâ dediğin otomasyonun zihinsel işlere girmesi

Prof. Dr. Kemal İnan: Yapay zekâ-insan ayrımı anlamlı değil, bu yöntemler gökten inmedi. Kendi başına bir özne değil insanların ilgili aletleri kullanarak oluşturduğu bir yöntem. Yaratıcılığın ve ona bağlı gelişme ortamlarının hüküm sürdüğü ortamlarda ki insanın yer aldığı ortamlar bu özelliğe sahip

Yapay zekâ mı insan mı?-1 Yapay zekâ dediğin otomasyonun zihinsel işlere girmesi

Yapay zekâ hayatın her alanına girdi. Herkes kullanıyor. Nedir yapay zekâ? Bilimsel gelişmeyi yeni bir düzeye çıkardı mı? İnsanı, toplumu, ekonomiyi, siyasi sitemleri, toplumları nasıl etkileyecek? İnsanı aşabilecek mi? Ölümsüzlüğün habercisi mi yoksa korkmalı mıyız? İşsiz mi bırakacak? Savaşlara mı yol açacak? Onunla bir ütopya düşleyebilir miyiz? Bütün bu soruları, ‘Teknolojik İş (lev)sizlik, Kitle Üretiminden Yaratıcı Tasarıma’ kitabının yazarı, Prof. Dr. Kemal İnan’a sorduk.

BİLGİSAYARLARI KONUŞTURMAK

Lisans eğitimini ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde alan, çalışmalarını yurt dışında sürdüren, uzun yıllar ABD’de yaşayan İnan, döndüğünde, şimdi çalıştığı Fakülte’yi kurup orada dekanlık yapmış. Hikâye uzun, uğraşı alanını kısaca, kendisinden dinliyoruz:

“Benim ilk ana çalışma alanım, kontrol teori. Şu odadaki ısı kontrolü gibi, ısı belli bir şeyin altına düşünce, çalışmaya başlıyor ve insan eli değmeden sıcaklığı sabit tutuyor. Kontrol teori budur. Matematiksel bir alandır. Sonra dijital alana, communication (iletişim) teorisine geçtim. İki bilgisayar nasıl birbiriyle konuşur? Konu bu.”

İnan, ‘Teknolojik İş(lev)sizlik, Kitle Üretiminden Yaratıcı Tasarıma’ kitabının da yazarı. Sözü kendisine bırakıyoruz:

Yapay zekâ mı insan mı?-1 Yapay zekâ dediğin otomasyonun zihinsel işlere girmesi - Resim : 1

ÖĞRENMENİN OTOMASYONU

- Herkes yapay zekâ kullanıyor. Bilerek kullanalım, dedik, size soruyoruz, yapay zekâ nedir?

Bugün yapay zekâ olarak kullanılan kavramı, bilgisayar teknolojisinin hızlandırdığı ‘otomasyon’ kavramının bir sonraki aşaması olarak tanımlayabiliriz. Otomasyonun klasik tanımı ise ‘insanın makine ile ikamesi’. ‘Mekanik otomasyon’ belli hareketleri içeren bir insan eyleminin herhangi bir insan müdahalesi olmadan bir makine tarafından gerçekleştirilmesidir. ‘Zihinsel otomasyon’ ise mekanik otomasyonun gerektirdiği, minimal koordinasyon gerektiren zihinsel çabadan öte insan zihninin ön planda olduğu görece soyut, yani düşünceye yönelik, insan etkinliğinin makine tarafından gerçekleştirilmesidir. Bir otomobilin belli bir trafik ortamında şoförsüz olarak bir makine tarafından sürülmesini tipik, ileri düzeyde ve çağdaş bir mekanik otomasyon örneği, bir makinenin bir dilden başka bir dile çeviri yapmasını ise tipik ve yine çağdaş bir zihinsel otomasyon örneği olarak gösterebiliriz.

Yapay zekâ güncel olarak, mekanik bir insan eyleminin makine ile ikamesinden öte, öğrenmenin otomasyonu olarak anlaşılıyor. Bu nedenle yapay zekâ için eş anlamlı olarak ‘makine öğrenmesi’ terimi de kullanılıyor. Bunun en tipik örneği insan yüzü tanıma uygulaması. Bir bireyin çok sayıda ve farklı bağlamlarda yüz fotoğraflarını veri olarak kullanan bir yapay zekâ, o bireyin yüzünü öğreniyor ve herhangi bir bağlamda (farklı açılar, farklı ışık yansımaları vb) diğer yüzlerden ayırt edebiliyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nde kullanılan uygulama, belli bir yüzü, diğer 1 milyarın üzerindeki yüzden ayırt edebiliyor ve bu şekilde yüz görünümü her bağlamda bir hüviyet olarak kullanılabiliyor.

MAKİNE ÖĞRENMESİ ÖĞRENEN VE ÖĞRETEN

- Makine öğrenmesi (machine learning) nedir? Öğrenen makine mi insan mı, öğreten kim? Yapay zekâyı kullananlar bu sürecin neresinde?

Makine öğrenmesinde öğrenme süreci, ‘yapay sinir ağı’ olarak insan beyninin çalışmasından ilham alan bir matematiksel modelin, öğrenilecek nesnenin örnekleri kullanılarak eğitilmesinden oluşuyor. Mesela yüz tanıma örneğinde ilgili bireyin ve çeşitli farklı bireylerin fotoğrafları, farklı bağlamlarda yapay sinir ağını eğitiyor. Burada ‘eğitmekten’ kasıt sinir ağı modelinin parametrelerini, hatayı en aza indiren bir optimizasyon algoritması ile saptamaktan ibaret. Öğrenen nesne yapay sinir ağı modeli (yani makine), öğreten nesne ise eğitimde, yani optimizasyon algoritmasında kullanılan çok sayıda fotoğraf örnekleridir. Yapay zekâyı kullananlar ise eğitilmiş matematiksel modeli kullanarak verilen bir yüz görünümünün ilgili bireye ait olup olmadığının saptanması gibi, ‘evet’ veya ‘hayır’ yanıtları ile belirleyen uygulayıcılardır.

EVRİMİN VE İNSANIN MANTIĞI ÇOK FARKLI

- Yapay zekânın biyolojide devrim niteliğinde ilerleme sağladığını söylediniz. Burada yapay zekâ insanın yapamadığı neyi yapıyor? Bu ilerleme yapay zekânın eseri midir sizce, insanın mı?

Biyolojik varlıklar insan tasarımının bir ürünü değil. Özellikleri, çok uzun süreler içinde farklı aşamalardan geçerek Darwin'in 'en sağlıklıların yaşamlarını sürdürebilmesi' (survival of the fittest) ilkesine dayalı evrim kuramı ile açıklanır. Evrimin bu süreç içindeki mantığı, canlı varlıkların DNA'larında herhangi bir amaca bağlı olmadan meydana gelen rastgele değişikliklerin, yaşama ve çoğalma gücüne olan etkileridir. Bu süreç, aklın bütün inceliklerini kullanarak istenilen bir amaca erişen teknolojileri tasarımlayan ve üreten insan mantığından çok farklı.

Biyolojik varlıkların ikinci bir özelliği çoğalma (yeniden üreme anlamında) sürecinin, teknolojik gelişmede yer alan bir sonraki modelin üretilmesindeki yukardan aşağı doğru yer alan deterministik tasarım süreci yerine aşağıdan yukarı yer alan rastlantısal özelliğidir. Teknolojik dünyada iki cep telefonunu üst üste koyunca bunların çocukları olmuyor, yani bir sonraki nesil telefon bu şekilde üremiyor ve ancak bilinçli bir tasarım ekibinin çalışması sonucu oluyor. Öte yandan biyolojide canlı varlıkların yeni nesilleri çok önemli ölçüde rastlantısal özellikleri içeren ve aşağıdan yukarı doğru yer alan özelliklere sahip. Her ne kadar genetik özelliklerin bir miktar etkisi olsa da iki sıradan bireyin dahî bir çocuğu olması veya iki dahînin geri zekâlı bir çocuğu olması da olasılık dahilinde.

Ve nihayet biyoloji dünyasının üçüncü bir özelliği de küçük hacimler içinde çok büyük sayıda belirleyici organizmaların ya da mekanizmaların (insan beyni tipik bir örnek!) yer alması sonucu, ilgili yapılarda sayısal karmaşıklık nedeni ile analitik çözüme uygun matematiksel modeller kurmanın çok zor hatta birçok durumda imkansız olması.

Bu söylediklerimizin ışığında biyolojik yapıların özelliklerini veya davranışlarını öngörebilecek yöntemlerde, matematiksel-mantıksal modeller kullanmak yerine, çoğu kez yapay zekânın yer aldığı ve çok sayıda örneklerin kullanıldığı istatistiksel modeller kullanılır. Şimdilik biyolojide yapay zekânın devrim niteliğinde ilerleme sağlayıp sağlamayacağını öngörebilmek için zaman erken.

Yapay zekâ mı insan mı?-1 Yapay zekâ dediğin otomasyonun zihinsel işlere girmesi - Resim : 2

İNSANI AŞAN ‘BÜYÜK VERİ’ İŞLEME GEREKSİNİMİ

- İnsan mantığının kendi kurduğu şeylerle sınırlı olduğunu, yapay zekânın ise insanın çözemediği bazı problemleri evrimin mantığını kullanarak çözdüğünü ifade ettiniz. O zaman, insanın eseri olan yapay zekâ nasıl oluyor da insanın tam olarak kavrayamadığı bir mantığı kullanabiliyor?

Burada ‘evrimin mantığı’ sözüne büyük bir gizem ya da bilinmezlik yüklemek yanlış olur. Burada evrimin mantığı sözünü en iyi açıklayan kavram yeniden üremenin teknolojik tasarımdan farklı olarak aşağıdan yukarı doğru ve rastlantısal yönü ağır basan bir özelliğe sahip olması. Çok daha kaba bir deyişle bilimsel araştırmaya dayalı tasarım yönteminin yerini çiftleşmenin gerçekleştiği cinsel yöntemler alıyor. Yapay zekânın yaptığı ise bu rastlantısal boyutu yüksek ortamda çok sayıda veriye dayalı istatistiksel yöntemlerin kullanılması. İnsanı aşan durum yüksek dozda sayısal karmaşıklık nedeni ile enformasyon çöplüğünde var olan ‘büyük veri’den faydalı bilgiyi süzebilmek için bireyin - hatta birçok kurumun - olanaklarını aşan bir veri işleme gereksinimi.

- “Problem sayılamaz sonsuz, çözüm sayılabilir sonsuz.” dediniz. Bu ne anlama geliyor?

Bu biraz teknik bir sorun. Sayılabilir sonsuz elemanı olan bir kümenin elemanları belli bir kurala göre birinci eleman, ikinci eleman vb şeklinde sıralanabilir. Öyle ki her elemanın bu sıralamada sıra numarası tek bir tamsayı k ile belirlenir. Öte yandan sayılamaz sonsuz bir kümenin elemanları için hangi kurala göre bir sıralama yaparsak yapalım, kümenin öyle bir elemanını buluruz ki bu sıralamada hiç yer alamamıştır. Teknik sonuç şu: bu iki tür ve ikisi de sonsuz sayıda elemanı olan kümelerden sayılabilir sonsuz elemanlı kümedeki eleman sayısının, sayılamaz sonsuz kümedeki eleman sayısına oranı sıfırdır. Bu da elimizdeki tüm karar problemleri için olası algoritmik çözüm sayısının (sayılabilir sonsuz olduğu ispat edilebilir), toplam karar problemi sayısına (sayılamaz sonsuz olduğu ispat edilebilir) oranı sıfır! Yani insanların çözebileceği karar problemlerin sayısının toplam karar problemlerine oranı sıfır! Tevazu burada gerekli. Burada varılan sonuçların teknik ayrıntıları ayrı bir dersi gerektirir.

İNİSİYATİF HEP İNSANDA OLDU VE OLACAK!

- Yapay zekânın çözemediği problemler neler? “İnsanın çözemediği şeyleri yapay zekâ da çözemiyor.” dediniz. İnisiyatif hep insanda mı olacak?

Yapay zekâ-insan ayrımı anlamlı değil. Neden? Yapay zekâ yöntemleri gökten inme bir kavram değil; yapay zekâ kendi başına bir özne değil, insanların ilgili aletleri kullanarak oluşturduğu bir yöntem. Biri özne diğeri insan yapımı bir nesne. İnsanın üstünlüğü, alışılmışa hiç benzemeyen, yani ‘siyah kuğu’ türünde; bir aleti, bir süreci veya bir yöntemi hayal edebilen ve üretebilen bir yaratıcılığa sahip olması.

Bu durumda karşılaştırma aletsiz insan ile aletli insan biçiminde yapılabilir. Ancak bu durumda bırakın yapay zekâyı, aritmetik çarpma bile yaparken aletli insanın yapabildiği ve aletsiz insanın yapamadığı örnek bulmak çok kolay. Ama şu kadarı kesin: birincisi, matematiksel imkânsızlık teorilerinin ışığında teorik olarak çözümü imkânsız bir problemi yapay zekâ kullanarak da çözmek imkânsız. İkincisi, sayısal karmaşıklığın büyüklüğü nedeni ile pratik olarak çözülemeyecek bir problem, yapay zekâ kullanarak da çözülemiyor. Yaratıcılığın ve ona bağlı gelişme ortamlarının hüküm sürdüğü ortamlarda ki insanın yer aldığı ortamlar bu özelliğe sahip, inisiyatif hep insanda oldu ve olacak!

YARIN: DÜNYA DÜZENİNİ ALTÜST EDECEK BİR İŞSİZLİK GELİYOR!

Yapay zeka