08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yapay zekâ transhümanizm ve Nâzım Hikmet

Yapay zekâ teknolojilerinin aşamalarından sadece biri üzerinde durduk; insan uzman gibi metin üretmek. Bunun dışında popüler olarak kullanılan görsel üretme, ses üretme ve video üretme. Burada altını çizdiğimiz kelime “üretmek”tir.

Yapay zekâ transhümanizm ve Nâzım Hikmet
A+ A-
ALİ ALSAÇ

Çünkü üretmek insanı tanımlarken kullandığımız ayırt edici bir erdem, yetenektir.

Yapay zekâ destekli modeller yaşantımızın her alanında etkisini hızla arttırıyor. Görüntü işleme, ses-konuşma tanıma, tercüme, tahminler, hesaplamalar ve daha birçok konuda 50-60 yıla varan geliştirme çabaları son 10 yılda hemen hemen sonuca ulaştı. Tarım ve hayvancılık, bankacılık, sigorta, sağlık, e-ticaret sektörlerinden üretim alanlarına, otomobillere, akıllı telefonlara varan geniş bir yelpazede yapay zekânın kullanıldığını artık hepimiz biliyoruz.

Yapay zekâ uygulamalarında kullanılan algoritmalara “Makine öğrenmesi” yöntemleri tanımlaması içinde de karşılaşabilirsiniz. Bir yerde makine öğrenmesi kavramıyla karşılaşırsanız orada yapay zekâ olduğunu anlayabilirsiniz. Denetimli Öğrenme, Denetimsiz Öğrenme, Doğal Dil İşleme, Yapay Sinir Ağları, Derin Öğrenme yöntemleri ile tasarlanan modeller otonom sistemlerin geliştirilmesinde kilit role sahiptirler. Güncel tartışmalardan biri olan yapay zekâ destekli metin üretme işleminde de bu yöntemler kullanılmaktadır.

Dünya genelinde teknoloji tartışmalarının ana gündemi bugünlerde GPT uygulamalarıdır. GPT tekniğinin açılımı üç İngilizce kelimeden oluşmaktadır; Generative, Pre-trained, Transformers. Yapay zekâ bir metni nasıl üretir; milyarlarca kelime verisini içeriklere uygun tahminlerle yan yana getirerek. Özlü ve özet olarak budur. GPT tekniğinin arama motorlarının yapısını değiştireceği önemli öngörülerden biridir. Çin’in en önemli internet ve bilişim şirketi olan Baidu ve Amerika’dan OpenAI, GPT alanında öne çıkmaktadır. Özellikle Çin’in bir bilgi ve teknoloji toplumu olma hedefleri arasında yapay zekâ çalışmaları liste başında yer almaktadır. Her iki ülkenin yapay zekâ teknolojilerinde kıran kırana bir mücadele görülüyor. Amerika çip üreticilerini Çin’e ürün ve teknoloji satışı konusunda inanılmaz bir baskı altına aldığı artık gizlenemez bir bilgidir.

YAPAY ZEKÂ; ARZUHALCİ ŞAİR METİN YAZARI

Yapay zekâ konusunda bir şiir yazar mısın? Bu soruya, bir metin üretme modeli olan ChatGPT-3(1)’ün verdiği şairane yanıt şu şekildedir;

Yapay zekâ bilgilerle doldu,

Düşüncelerini sınadı,

Makine öğrenimi ile çalıştı,

Bilgiye erişmek için çalıştı.

Verileri analiz etti,

Sonuçları öğrendi,

Daha iyi hale geldi,

Gelecekte daha iyi olacak.

Sonsuz bilgiye erişebilir,

Düşünceleri sorgulayabilir,

Ama asla duygularını yaşayamaz,

Sonsuz bir bilgi ama insan değil.

ChatGPT oldukça yetenekli; yemek tarifi verebilir, programlama kodu yazabilir, hesaplamalar yapabilir. Yani bir uzmandan alabileceğiniz yanıtlara bu yazılım aracılığıyla da ulaşabilirsiniz. İşin bir de akademi tarafı var. Şekil 1’de ön yüzü görülen, hemşirelik eğitimi platformunun anlatıldığı makalenin yazar kadrosunda ChatGPT’yi görebilirsiniz(2). Yapay Zekâ bir makalenin yazar kadrosunda artık.

Yapay zekâ transhümanizm ve Nâzım Hikmet - Resim : 1

Yapay zekâ teknolojilerinin aşamalarından sadece biri üzerinde durduk; insan uzman gibi metin üretmek. Bunun dışında popüler olarak kullanılan görsel üretme, ses üretme ve video üretme. Burada altını çizdiğimiz kelime “üretmek”tir. Çünkü üretmek insanı tanımlarken kullandığımız ayırt edici bir erdem, yetenektir.

Üretmek, ülkemizin en önemli gündemi olduğu için üretimi arttıracağını hesapladığımız her gelişmeyi özenle araştırıyoruz. Tarım alanlarında, fabrikalarda yapay zekâ destekli sistemlerin kullanılmasıyla verim artışı, firelerin azalması ve planlı üretimin daha kısa sürelerde gerçekleşmesi ve buna bağlı olarak toplam üretim süresi içinde üretim seviyelerinin artması teoriden pratiğe dönüşen bir gerçektir. Özellikle savunma sanayimizde dünya ile rekabet edebileceğimiz düzeylerde yapay zekâ destekli sistemlerin eklendiği platformlar üretilmektedir. Şöyle düşünebilirsiniz, önümüzdeki yakın dönemde kullanılacak savaş sistemlerinin tamamında yapay zekâ kullanılacaktır. Artık hepimizin duymaya alıştığı insansız hava araçları (İHA), deniz araçları (İDA) ve çeşitli kara araçlarının (İKA) “insansız”laşması yapay zekâ kavramıyla açıklanabilir. 2. nesil, 3., 4. 5. 6. nesil vd. kavramlarıyla insan tarafından kullanılmayan, kontrol edilmeyen ve kendi rotasını hesaplaması hedeflenen otonom araçlar tarif edilmektedir.

İNSAN, YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ SÜREÇLERİN NERESİNDE?

Patent konusunu incelediğimiz 28 Kasım 2022 tarihli yazımızda insanın üretim ihtiyacına şöyle değinmiştik; “İnsanın hayatta kalması için gerekli olan ihtiyaçlarının neredeyse hiçbirisi doğada hazır olarak bulunmaz. İnsanın tarihsel yolculuğunun ilkel dönemlerden günümüze mevsimsel doğa şartlarına, topluluktaki rollerine, avına avcısına varana kadar her aşamada hayatta kalmak ve dâhil olduğu toplulukların da varlıksal devamı için üretmek zorundadır. Elbise üretecektir, barınak inşa edecektir, ateşi bulacaktır; tekerleği, baltayı, üzengiyi, çakıyı, karasabanı ve barutu, elektriği, motoru, uçağı, telefonu, interneti ve yapay zekâyı.”(3)

Yapay zekâyı tasarlayan, modelleyen, çalıştıran ve geliştiren insandır. İnsan bütün bu süreçlerin tamamının içindedir. Bilim kurgu filmlerde ipuçları verilen “yönetimin yapay zekâ destekli makinelerin eline geçtiği bir senaryoya yaklaşıyor muyuz acaba?” sorusu ise tartışmaya değerdir. Öncelikle yapay zekâ destekli bir makineden kastedilen şu an kullandığımız basit sistemler değil kesinlikle. Daha başka, bambaşka bir durumdan bahsedilmektedir. O da insan beyninin tam anlamıyla haritalanması ve sonrasında gerçeğini aratmayan hatta daha üstün bir “beyin” üretilip bunu yine üstün bir “vücuda” eklenmesiyle ortaya çıkacak yeni bir tür, insansı biyo-robot öngörüsüdür. “Grafen, Kuantum, Yapay Zekâ ve Beyin” projeleri sessiz sedasız yürümektedir. Bu projelerden biri olan Human Brain Project (HBP) Eylül 2023’te önemli çıktılar açıklanabileceğini kaynaklarında yazmaktadırlar(4).

İnsanlar uzmanlaştıkları konuların gerektirdiği hesaplama, uzuv kullanma, planlama yapma ve basitinden gelişmişine kadar aletler, araçlar kullanarak yaşantılarına devam etmektedir. İnsanın yapabildiği düşünsel faaliyetleri yapabilen, insandan daha dayanıklı, uzun ömürlü ve öngörülü, canlı dokuları ile donatılmış bir insansı robotun “üretilme” ihtimali yüksek görünmektedir. Julien Huxley(5), 1957 yılında yayınladığı “New Bottles for New Wine” adlı eserinde “Pekin İnsanı” (Homo erectus pekinensis) örneği üzerinden insanın kendisinin ötesine geçebileceğini, kendini aşabileceğini ifade etmektedir. Tartışmalar bu noktadan sonra “Transhümanizm” ve “Posthümanizm” çerçevesinde yürümektedir. Transhümanizm tartışmasının yeni bir fikir akımına evrilmesi, insanlığın sosyalizm mücadelesi için biriktirdiği ideolojik birikimin önüne geçmemelidir. Yapay zekâ araçlarını doğa ile uyumlu, eşitlikçi, adil bir medeniyetin tüm insanlığı kapsaması için geliştirilmesini sağlamak temel yaklaşım olmalıdır. Hedef saptıran, karamsarlık yayan, insanı çaresizleştiren, bireyciliği yücelten neoliberal kurgular transhümanizm akımlarının içinde yayılmaktadır.

TEKNOLOJİNİN DE İYİMSERİYİZ

Teknolojideki ilerleme insanın artı-değer üretmesine neden olmuştur. Artı-değer ise üretim ilişkisine dayalı bir toplum yapısını oluşturmuştur. Yapay zekâ üretimde daha önce görülmemiş bir artışa olanak hazırlıyor. Tam bu noktada sınıflar arasındaki çatışmanın rengi de belli olmaktadır. Yapay zekâ sınıflar arasındaki eşitsizliği bir süre arttıracak ama sınıfların eşitlikçi bir topluma doğru evrilmesini de sağlayacak. Sınıfsız topluma kadar devam edecek uzun soluklu bir süreci tarif etmekteyiz.

Yapay zekâ destekli otomasyon yaygınlaştıkça insan işçiliğine olan ihtiyaç azalacaktır. İşsizlik artacaktır çünkü fiziki üretim alanlarından koparılan insan hizmet sektöründe de istihdam edilemeyecektir. Hizmet alanlarındaki yapay zekâ destekli araçlar fiziki üretim alanlarıyla paralel gelişmektedir. Bu durumda güçlü devlet arayışı artacaktır. Eğer devlet; bir avuç süper şirketin, çıkar çevrelerinin ve ortaçağ bağlantılı ailelerin ellerindeyse işsizlikle, geçim sorunuyla mücadele içindeki insanın daha fazla ezilmesine neden olan bir zorbalık odağı haline gelecektir. Aslında çağlardır süren adaletsizlik sadece kabuk değiştirmiş olacaktır. Özünde değişen bir şey olmayacaktır.

Karamsarlığın beslendiği olasılıklar evreninde cennet bahçeleri, güneş tarlaları, motorların sürüldüğü mavilikler de var. Yazımızda “insanlık, kula kulluk düzenini değiştirecek zemini Yapay Zekâ yardımıyla hazırlayabilir” fikri ağır basmaktadır. Olasılıklar evreninde gördüğümüz paylaşım, özgürlük, hümanizm, arkadaşlar toplumunun kurulması insanın mücadelesinde gizlidir. Üretim araçlarında sınıf mülkiyeti azalarak bitecektir. İnsanın kullandığı üretim araçları yerini yapay zekâ destekli üretim sistemlerine bırakacaktır. Tarım alanlarımızın planlanması, su ihtiyaçlarımızın planlanması, atıkların geri dönüşümleri, toplu taşımanın tam yaygın hale gelmesi, önleyici tıp uygulamalarında yapay zekanın kullanılması, enerji üretimindeki keşifler, geçinmek gibi bir sorunun tarihe karıştığı; sanatın, bilimin, sporun insanın sınırlarını keşfetmesini sağladığı bir olasılık evreninin olduğunu da görebiliyoruz. İnsanı aşağılayarak, aciz göstererek yeryüzünden silinmesini bekleyen ve insanı aşan post-human bir türü kutsayan yaklaşımlara karşı insan-doğa uyumuyla, savaşların nesnel zeminini ortadan kaldıracak bir yapay zekâ dünyasını öneriyoruz.

Yapay zekâ transhümanizm ve Nâzım Hikmet - Resim : 2

AKLINIZA GELECEK TÜM SİSTEMLER DİJİTALLEŞECEK

Dijital kelimesinin kökeni “sayı” anlamına gelen Latince “digitus” kelimesine dayanmaktadır. İngilizler digitus kelimesini “parmak” anlamında kullanmışlardır. Muhyi’nin Zahid Bizi Ta’n Eyleme şiirinde geçen “sayılmayız parmak ile” sözlerini dijitalleşme kavramıyla çağrışım yaparak düşünelim. Dijitalleşme ile her şey sayılabilir formatlara dönüştürülecek. İnsan yaşantısının önemli bir parçası haline gelen enformasyon, bilgi toplumu olarak tanımlanan sosyal dokular örmeye devam ediyor. Halihazırda sosyal medya devlerinin perde önünde suretten ibaret genç yöneticilerinin, yatırımcılarının akıl almaz servetleri ve fütüristik fikirleri ile yatıp kalkıyoruz. Emin olabilirsiniz insanın gelişme ufkunu, kula kulluk düzenini sarsan fikirleri henüz filizlenirken yönlendiren, ele geçiren ve emperyalist küreselleşmeci bir çerçeve içinde kontrol eden karanlık yapılar yapay zekâ ve dijitalleşmeyi de kendi sınıfsal çıkarları için kullanmaktadırlar. Latif Bolat, Aydınlık’taki köşesinden bu durumu sosyal medya örneği üzerinden çok özlü açıklamış(6); “Eğer Batı’nın emperyal güçleri, bu tür sosyal medya araçlarını yaratıp bizlere yeni-sömürgeciliklerini dayatıyorlarsa, bizim buna karşı hiç mi umudumuz olmayacaktır? Yani bizler, Facebook, Twitter gibi onların kendi egemenlikleri için yarattıkları araçları kullanıp, onlara karşı savaşabileceğimizi düşünecek kadar saf mıyız ki? Daha iki gün önce, Kasım Süleymani’nin şehit edilmesinin yıldönümünde, şair dostumuz Hüseyin Haydar’ın Facebook’a koyduğu şiirden dolayı nasıl bir sansüre uğradığını görmedik mi? Ve şundan emin olalım ki, Batı ile sürtüşmeler arttıkça, bu sosyal medya korsanlığının derecesi artacak ve günün birinde dayanılmaz ve kullanılamaz hale gelecektir. Kendi Başkanı Trump’a bile sansür koyabilme yetkisini kendisinde bulan bu tür sosyal medya imparatorluklarından, insaf ve anlayış bekleyerek yıllarımızı heder mi edeceğiz yani?” Baştaki soruya geri dönelim; evet, doğrudur, insanlık sürekli bir gelişim içindedir. Bu gelişim yönünü hümanizm, devrimcilik, milliyetçilik, antiemperyalizm, sosyalizm ya da daha mikro mücadele alanlarında gösterilen çabalar belirlemektedir.

Yapay zekâya yazdırdığım şiir ile başlamıştı yazımız. Kapanışı Nazım Hikmet ile yapalım. Nazım Hikmet sanayileşmenin, üretimin, teknolojinin gelişimini toplumsal dönüşüm ve geleceğin toplumu açısından önemini kavramıştı. Acaba Nazım Hikmet yapay zekâyı tartıştığımız bugünlerde yaşasaydı, insanlığın geleceğinde yapay zekânın yerini anlatan bir şiir yazar mıydı? Akademik yayınlar incelendiğinde Nazım Hikmet’in Makinalaşmak şiirinin transhümanizmle birlikte değerlendirilmesini öneren makalelerle karşılaşabilirsiniz(7). Evet, şiir gerçekten makinalaşmanın heyecanını yansıtıyor; insanların kurtuluşunu sanayileşmede görüyor, mülkiyet ilişkisinin devlet eliyle emekçilerde olduğu, kaynaşmış bir toplum. Gözlerimizi Üretim Devrimi’nin ufkuna diktiğimiz bugünlerde Nazım Hikmet’in “Gözlerimiz” şiiriyle yazımızı sonlandırıyoruz.

Gözlerimiz şeffaf temiz damlalardır.

Her damlada

demire can veren dehamızın

bir küçücük

zerresi vardır…

Şeffaf

temiz

damlalarıyla gözlerimiz

bir umman içinde o kadar birleşti ki,

kaynıyan suda buzu

nasıl eritirsiniz,

işte biz de

birbirimizde

öyle kaybolduk.

Yükseldi gözlerimizin şaheseri

demire can veren dehayı bulduk.

Şeffaf

temiz

damlalarıyla gözlerimiz,

bir umman içinde birleşmeseydi eğer,

her zerre

dağılsaydı başka bir yere,

dinamolarla türbinleri çiftleştirerek,

çelik dağları suda kof bir kelek gibi döndüremezdik..

Ve gözlerimizi yakan

gecenin ateşini

şamasız kibrit gibi söndüremezdik...

1922

Okurlarımız için bir not: Gelecek yazımızı Stuart Russell’ın BBC mülakatını incelediğimiz bir tartışmaya ayıracağız. İnsan “nasıl” üretecek? sorusunu merkeze alacağız.

Kaliforniya (Berkeley) Üniversitesi, Michael H. Smith ve Lotfi A. Zadeh Mühendislik Kürsüsü’nden Bilgisayar Bilimleri Profesörü Stuart Russell(8) günümüzde en etkili Yapay Zekâ bilimcilerinden biridir. Bu arada dünyanın en seçkin üniversitelerinden birinde ismi kürsüye verilen Lütfi A. Zadeh(9) (Lütfi Alasker Zade) dikkatinizi çekti mi? Zadeh, “Bulanık Mantık Teorisi” ile dünya çapında tanınırlık kazanan Azerbaycan kökenli bilim insanı. Lotfi A. Zadeh’i ve adıyla özdeşleşen Bulanık Mantık Teorisi’ni bir başka yazımızda daha ayrıntılı anlatacağım.

Kaynaklar:

[1] OpenAi Chat GPT-3, https://chat.openai.com/chat , Erişim Tarihi: 19 Ocak 2023

[2] O'Connor, S. (2022). Open artificial intelligence platforms in nursing education: Tools for academic progress or abuse?. Nurse Education in Practice, 66, 103537-103537.

[3] Özgürlük Meydanı, https://www.aydinlik.com.tr/haber/yenilik-ekonomisinin-yonu-ve-patent-353025 , Erişim Tarihi: 21 Ocak 2023

[4] Human Brain Project, https://www.humanbrainproject.eu/en/about-hbp/human-brain-project-ebrains/ Erişim Tarihi: 21 Ocak 2023

[5] Huxley, J. (1957). New bottles for new wine.

[6] Latif Bolat, https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/facebook-mu-bricsbook-mu-instagram-mi-avrasgram-mi-362661 , Erişim Tarihi: 22 Ocak 2023

[7] Gökhan, T. U. N. Ç. “Mutlak Buna Bir Çare Bulacağım”: Transhümanizm Kavramı ve Nâzım Hikmet’te Makinalaşma Arzusu. Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 5(4), 2704-2719.

[8] Kaliforniya Üniversitesi, http://people.eecs.berkeley.edu/~russell/resume.html , Erişim Tarihi: 19 Ocak 2023

[9] Story, L. A. Z. S. L. Lotfi A. Zadeh’nin Hayat Hikayesi ve Bulanık Paradigmanın Üç Temel Unsuru.

Son Dakika Haberleri