Sahadaki veriler TÜBİTAK çatısı altında toplanacak
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Depremden etkilenen illerimize giderek yeni yerleşim alanlarını belirliyoruz." dedi. Aydınlık yapılaşmaya en uygun zeminin nasıl tespit edildiğini ve süreci jeoloji uzmanlarına sordu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Depremden etkilenen illerimize giderek yeni yerleşim alanlarını belirliyoruz. İl yöneticilerimiz, belediyelerimiz, milletvekillerimiz, STK’larımız ve akademisyenlerimizin görüşlerini alacak; en doğru yere, zemine, en doğru teknikle güvenli yuvalarımızı yapacağız." dedi. Aydınlık yapılaşmaya en uygun zeminin nasıl tespit edildiğini ve süreci jeoloji uzmanlarına sordu. Sahada yüzlerce uzman çalışıyor. Uzmanlar kısa süre içinde toplantılarla verileri masaya yatıracaklar. Uzmanlar, Bakanlık desteğiyle zemin etüt çalışmalarına hız verilirse çalışmaların bir ay içerisinde bitirilerek, şehirlerden göçün önüne geçecek inşaat faaliyetlerinin başlayabileceğini anlattılar.
‘ŞEHİRLER ÖLÇEĞİNDE FAYLAR HARİTALANMALI’
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Volkan Karabacak, çalışmaların nasıl ilerlediğini şu ifadelerle anlattı: “Öncelikle yer tespiti yapmak için fayların yerini net bir şekilde ortaya koymamız lazım. Türkiye'deki deprem üreten faylar uzun yıllardır haritalanıyor ve detaylı şekilde inceleniyor. Ancak bunların şehir bazında yani şehirdeki plan ölçeğine indirgenmiş haritaların hazırlanması lazım. Genel anlamda biz kabaca fayların nerelerden geçtiğini biliyoruz ama şehir planlaması anlamında plan ölçeği neyse şehrin neresinden geçtiğinin ayrıntılı şekilde haritalanması gerekiyor. Bu haritalama yapıldıktan sonra faydan uzak alanları seçeceğiz. Fay kırığının üzerinde bir zon belirliyoruz. O zonun genişliği boyundaki alanda yapılaşmanın kesinlikle kapanması lazım. Orayı parklara, bahçeler veya tarım arazilerine ayıracağız. O zaman bu faylar bizim için hiçbir sıkıntı yaratmayacak.
‘ÇOK KOLAY BİR ŞEKİLDE YAPILABİLİR’
“Faydan uzakta bir alan belirlerken bu sefer zeminin özelliklerine bakmamız gerekiyor. Orada zeminle ilgilenen jeoloji mühendisleri ve biyoteknik çalışan hocalar bununla ilgili analizlerini yapıyorlar. Bunun da genellikle şehir merkezlerinde mikro bölgelemeyle ortaya çıkartıyorlar ve zeminlerin mikro plan ölçeğinde ne kadar kaliteli veyahut da kalitesiz olduğunu ortaya koyuyorlar. Bu anlamda gene tarım arazileri boş bırakıp altı anakaya olan ve dayanımı yüksek olan zeminlerin seçildiği alanlar tavsiye edilecek. Bu da çok kolay bir şekilde yapılabilir. Biz de en sonunda bu seçilen alana gidip sağlam yapılarımızı yapacağız.
‘YUVALARIMIZA KAVUŞTURALIM GÖÇÜ ENGELLEYELİM’
“İnsanları geçici barındırma halinde perişan etmeden onları bir an önce kendi sıcak yuvalarına kavuşturmak lazım ki oradan göçü engelleyelim. Önceliğimizi buna verirsek yapılmayacak şey değil. Aylar sürmeden rahatlıkla tamamlanabilir. Zaten bilim adamları uzun yıllardır bunlarla ilgili verilerini üretiyorlar. Bu araştırmaların dikkate alınması yeterli olacaktır.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir zemin etüdünün sondaj ve jeofizik yöntemleri ile yapıldığını söyledi. Sözbilir, "Özellikle sıvılaşma tehlikesi olan yerleri, sismik dalganın nasıl davranacağını jeofizik yöntemleri belirliyor. Türkiye'de de bunu belirleyecek sayıda yetkin bilim insanı var. Bakanımız da akademisyenlere böyle bir çalışma yapıldığını söylediyse bir ekip var demektir, bu ekip bir iki ay içinde yapar." dedi.
'TÜBİTAK ŞEMSİYESİ ALTINDA TOPLANACAĞIZ'
Deprem olan bölgede AFAD'ın binin üzerinden sismometresi olduğuna dikkat çeken Sözbilir sözlerine şöyle devam etti: "O kayıtlardan elde edilen bilgilerle zaten zeminin yapısı belli ölçekte ortaya çıkar. Zeminlerin büyük bir çoğunluğu alana özgü çalışma gerektirir. Alana getirilecek jeofizik aletler, sondaj aletleri araziyi hızlı bir şekilde incelememizi saplar. Zemin etüdü çalışması da buna dayalı. Faylarla ilgili bilgileri de zaten şu anda dolaşarak topluyoruz, on gündür bölgedeyiz. Sahadaki bilim insanlarının tümü elindeki bilgileri AFAD’ın merkezine aktarıyor. Yakın bir zamanda da toplantılar başlayacak. Türkiye'deki bütün bilim insanları, burada arazide çalışan insanları AFAD ve TÜBİTAK şemsiyesi altında toplanacağız. Bilgilerimizi paylaşacağız. Ona göre de şehirlerimizi yapılandıracağız.”
500 ARAŞTIRMACI SAHADA
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, depremlerin etkilerini analiz edebilmek amacıyla acil proje çağrısına çıktıklarını açıkladı. Mandal, "Şu an TÜBİTAK tarafından sahada 107 farklı proje destekleniyor. Bu projeler hemen deprem sonrasında faaliyete geçti. 57 farklı kurumdan 500'e yakın araştırmacı sahada gece gündüz çalışıyor." diye konuştu.