23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yaptırımlar krizi tetikleyecek mi?

Ukrayna krizi sonrası Rusya'ya yönelik yaptırımlar küresel ticareti ilave bir risk unsuru olarak etkilemeye başladı. Büyüme tahminleri aşağı revize edilirken, enflasyon beklentileri yükseliyor.

Yaptırımlar krizi tetikleyecek mi?
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Küresel finansal krizden (2008) çıkmak için merkez bankalarının başlattığı genişlemeci para politikaları geçen süreçte sonlandırılamadı. Bunun üzerine 2020 yılında koronavirüs salgını baş gösterdi ve yeni bir genişleme dalgası yaşandı. Borsalar şişerken, emtia fiyatları da bu para bolluğundan nasibini aldı. Gelinen süreçte tedarikteki kopuşlar, ülkelerin korumacı politikaları, para bolluğunun yarattığı spekülatif fiyat hareketleri ve son olarak Ukrayna krizi küreselde enflasyonist süreci geri getirdi. Amerikan Merkez Bankası FED, bu ay faiz artırdı.

FED DURGUNLUK DEĞİL YAVAŞLAMA BEKLİYOR

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, enflasyon ve faiz beklentilerine yönelik notunda, “Rusya ve Ukrayna’dan kaynaklı riskler, enflasyona dair tüm beklentileri alt üst ederken FED, fiyat istikrarını ve politika öngörülebilirliğini sağlamak yönünde araç setini öne çıkarmış durumda ve en başta enflasyona dair beklentileri ve fiyatlama davranışlarını yönetebilmeyi umuyor. Piyasalar, Ukrayna’daki gerilimin küresel ekonomiye getirdiği yük açısından bir resesyondan endişe ediyor. Ekonomik projeksiyonlardan görüyoruz ki, FED bir resesyon değil, yavaşlama bekliyor. 2023 için ise GSYH büyümesi medyanda yüzde 2.2, merkezi eğilimde ise yüzde 2.1-2.5 aralığında görülüyor. Bu tahminler, FED’in daha sıkı para politikası uygulayacağı dönemlerde resesyon riskini minimal gördüğünü ve ekonominin getirdiği momentumun güçlü olduğuna inandığını gösteriyor.” görüşlerine yer verdi.

FED BEKLENTİLERİNİ 1.7 PUAN YÜKSELTTİ

Ukrayna ve Rusya arasındaki krizin enflasyonda belirsizliği artırdığına dikkat çeken Tera Yatırım Başekonomisti Erkan, “Ukrayna krizi öncesinde FED'in aralık ayında bu yıl için açıkladığı enflasyon hedefi yüzde 2.6 iken bu beklenti yüzde 4.3'e revize edildi. Enflasyonun bu yıl içerisinde tedarik zinciri kaynaklı geçici bir yükseklikten düşüşe geçeceği görüşü de erimiş oldu, güncel olarak Ukrayna ve Rusya krizinin yol açacağı ek tedarik kırılmaları ve maliyet enflasyonu, yılın önemli bir kısmında yüksek seviyelerin izlenmeye devam edileceğini gösteriyor.” dedi.

Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde ise, son haftalarda jeopolitik risklerin artmasıyla gündemde olan stagflasyon (enflasyon ve durgunluğun aynı anda seyretmesi) risklerine ilişkin, "Halihazırda stagflasyon işaretleri görmüyoruz." görüşünü dile getirdi. Lagarde, Ukrayna'daki durumun ekonomik büyümeye etkileri olacağını ve Avrupa ekonomilerinin savaşın etkilerine ABD'den daha fazla maruz kaldığını söyledi. Ekonomistler ise stagflasyon ihtimalini göz ardı etmiyor.

BÜYÜME AŞAĞI ENFLASYON YUKARI

Ekonomist Atilla Yeşilada'nın yönetimindeki Istanbul Analytics ise hafta başında geçtiği notta çok daha keskin bir uyarıya yer verdi: durgunluk tamam ya stagflasyon ya mali kriz! Raporda, küresel belirsizliklere işaret edilerek, “Gelecek hakkında tek emin olduğumuz nokta, Rusya’ya yaptırımlar, Ukrayna’nın tarım ürünleri ihracı için kullandığı limanların Rus ablukası altına girmesi ve Çin’de halen 40 milyon kişiyi evine hapseden yeni Kovid-19 kısıtlamaları nedeniyle emtia fiyatlarında yükselişin öngörülebilir vadede süreceği. Tedarik zincirlerini bu sene çalışır hale getirmek bir hayal oldu.” denildi. Raporda yakın zamanda açıklanan şu öngörülere yer verildi: “OECD: Rus-Ukrayna ticaretinin küresel pazar yerine erişememesi, mali piyasalarda çalkantılar ile birleşirse, dünya büyümesini yüzde 1 traşlar, enflasyona ise 2.5 puan ek yük getirir. Nathan Sheets (Citi Global ekonomi direktörü ve eski ABD Hazine bakanlığı üst düzey yetkilisi): Savaş ve getirdiği olağandışı ekonomik koşulların sürmesi halinde, bu sene yüzde 5 büyümesini beklediğimiz dünya ekonomisi 'birkaç puan yavaşlar.' Goldman Sachs: FED nihai faiz oranı 2023’te yüzde 3 civarında oluşacak. Çeşitli piyasa-bazlı göstergelere göre, ABD’nin resesyona girmesi olasılığı yüzde 25-40 arasında. Bloomberg: Barclays Plc and JPMorgan Chase & Co 2022 büyüme öngörülerini bir puan aşağı revize ederken, küresel enflasyonda da ek 1 puan artış kestiriyor. Ukrayna üzerinden Avrupa’ya gelen Rus gazının kesilmesi, bölgede büyümeyi yüzde 1 yavaşlatır. Eğer Rusya’dan ABD-AB’ye ihraç edilen petrolde daralma (4 milyon varil/gün) pazar bulamazsa, dünya büyümesinden 3 puan çalınır.”

MALİ KRİZ ŞİMDİLİK DÜŞÜK ORANDA

Ek olarak IMF ve Dünya Bankası bloklarında, yükselen gıda fiyatlarının az gelişmiş ülkelerde açlık ve daha geniş bir ülkeler düzleminde de sosyal sıkıntılara neden olacağı ifadelerine yer verildiğine dikkat çekilen raporda, “Özetle, dünya ekonomisi için resmi bir öngörü oluşturamasak da, işlerin kötüye gittiğini söyleyebiliriz. Piyasalar kısmında bir kez daha S&P500, kriptolar ve gelişmekte olan piyasalar gibi riskli varlıklarda satış dalgasının bitmediğini delillendireceğiz, fakat okuduğumuz kaynaklar içinde mali kriz beklentileri ciddiye alınmayacak kadar düşük oranda.” denildi.

İNŞAAT VE İÇECEK FİRMALARI İÇİN ALAN AÇILDI

Yapı Kredi Yatırım, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle riskten kaçış etkisiyle yaşanan sert satışlar sonrası bu ülkelerde faaliyetleri olan bazı Türk şirket hisselerinde anomaliler oluştuğunu, yaşanan bu durumun yarattığı kısa ve uzun vadeli fırsatları paylaştı. Birçok ülkenin aksine Türkiye’nin arabuluculuk vizyonuyla Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmamasının da etkisiyle, Rusya’da faaliyeti yoğun olan içecek ve inşaat sektörlerinin bu ülkede pazar paylarının artması bekleniyor. Söz konusu pazar payındaki artışta, içecek ve inşaat sektöründeki Türk şirketlerine rakip olan global firmaların Rusya pazarından çıkmaları da etkili olacak. Yapı Kredi Yatırım araştırma ekibinin hazırladığı “Krizler, fırsatlar da yaratır” başlıklı raporda; Ukrayna’daki faaliyetlerine güvenlik nedeniyle ara veren ancak Rusya’da faaliyetleri sürdüren başta içecek ve inşaat sektörlerindeki şirketler olmak üzere birçok şirketin ülkedeki faaliyetlerini durduran rakiplerinden pazar payı almalarının söz konusu olabileceği ifade edildi.

ALIM FIRSATI OLARAK GÖRÜLÜYOR

Yaptırımlar krizi tetikleyecek mi? - Resim : 1

Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin finansal piyasalara yansımaları sürerken bazı varlıklarda savaşın etkisinin çok daha derinden hissedildiğini belirten Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Yılmaz Arısoy, şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizde Türkiye’nin arabuluculuk vizyonu, hali hazırda Rusya pazarında faaliyet gösteren pek çok şirket için yeni fırsatlar yaratacak. Diğer yandan son dönemde Rusya ve Ukrayna taraflarının masada anlaşmaya varabilecekleri ve barışın sağlanabileceği ihtimalinin fiyatlanmaya başladığını görüyoruz. Petrol ve buğday fiyatlarındaki gerileme, tahvil faizlerindeki yükseliş, hisse senetleri gibi riskli varlıklardaki alımlar ve altındaki gerileme bu yöndeki gelişmeleri işaret ediyor. Bu noktada, savaş etkisiyle çok gerilemiş ve faaliyetleri nispeten sınırlı etkilenen bazı şirketlerin hisse senetlerinde de alım fırsatları ortaya çıktı. Bu durumun, kriz fiyatlamasının yarattığı bir fırsat olarak bazı hisselerde yatırımcılar için cazip alım olanağı sunduğuna inanıyoruz.”

TEDİRGİN RUSLAR EVLENMEYE GELECEK!

Yaptırımlar krizi tetikleyecek mi? - Resim : 2

Golden Sign Kurucu Ortağı Gül Gül, ilk iki ayda yabancıya satılan her 100 konuttan 30’unu Ruslar’ın aldığını söyledi. Gül, yaptığı yazılı değerlendirmede, “Ruslar tedirgin, ekonomik sıkıntı içinde ve TL hesapları açtırmaya başladılar. Güvenli liman olarak kabul edilen ülkemiz yakında Ruslar’ın yoğun ilgisiyle karşı karşıya kalabilir.” dedi. Bu durumun Ruslar’ın Türkiye pazarına ne kadar güvendiklerini gösterdiğini söyleyen Gül, yakın zamanda ciddi bir Rus göçü beklenebileceğini belirtti. Gül Gül “İlk iki ayda Ruslar’ın aldığı konut sayısı geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 90.36 artış gösterdi. Aynı dönemde sektörün yabancılara toplam satışındaki artış ise yüzde 55.5 olarak gerçekleşti. Böylece Rus vatandaşlarındaki artış ortalamanın iki katına yaklaşmış oldu.” diye konuştu.

DÖVİZ SIKINTISI VAR

Öte yandan; Rusya’dan yurt dışına para transferi yapılamadığına dikkat çeken Gül, Ruslar’ın zor durumda kaldıklarını kaydetti. Bu zorluklar karşısında çıkış yolu arayan Rus vatandaşlarının çareyi Türkiye’de hesap açtırmakta bulduğunu söyleyen Gül, şunları aktardı: “Aldığımız bilgilere göre, Rusya’dan para transferi yapılamıyor. 9 Eylül'e kadar para birimleri olan ruble karşılığı döviz satışı da askıya alınmış durumda. Rusya Merkez Bankası bankalardaki döviz hesaplarından para çekilişine 10 bin dolar sınır koydu. Banka şubelerine yoğun bir Rus vatandaşı akımı gözlendiği bilgisi var. Yabancıların Türkiye’de TL hesabı açabilmeleri için ikametgah adresi, vergi numarası, pasaport numarası ve mobil telefon numarası bilgileri yeterli oluyor. Rusya’da işlerin daha kötüye gitme ihtimalini değerlendiren Ruslar yönlerini buraya çeviriyor.”

AMBALAJDA MALİYETLER ÜÇ KAT ARTTI

Yaptırımlar krizi tetikleyecek mi? - Resim : 3

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, enerji ve üretim maliyetlerinin ortalama üç kat arttığına dikkati çekti. Zeki Sarıbekir, yaptığı yazılı açıklamada, "Arzda sıkıntılar yaşanıyor. Bölgemizde yaşanan sorunlar, Rusya-Ukrayna savaşı, ham madde sıkıntısı ve konteyner sorunu ihracatımızı ciddi anlamda olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor. Emtia fiyatlarında çok ciddi artışlar var. Diğer yandan gıdada KDV oranı düşürüldü. Ambalaj sektörü de gıda sektörüne hizmet eden bir sanayi kolu. Bu bağlamda sektörümüz için de bir KDV düzenlemesinin yapılabileceğine inanıyorum. KDV oranı yüzde 18'den yüzde 8'e inmeli." dedi.

Ukrayna Rusya Savaş ekonomi Yaptırım Kriz maliyet