Yargıtay kararında 'Garson' detayı
FETÖ üyeliği suçundan eski bir polise verilen hapis cezası kararı Yargıtay tarafından bozuldu. Gizli tanık ‘Garson'dan elde edilen dokümanların ardından verilen kararda, ilgili makamlara yeniden yazı yazılarak sanık hakkında güncellenmiş bilgilerin araştırılması gerektiği kaydedildi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, FETÖ hükümlüsü eski bir polis memuru hakkındaki suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozdu. Sanık avukatının temyiz başvurusunu kabul eden Daire, kararın gerekçesinde şunları kaydetti:
"Sanık hakkında, dosya içerisinde yer alan Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçen SD kartın incelenmesi sonucunda oluşturulan ve hükümden sonra dosya içine giren veri inceleme raporu ile sanığın örgütün görünen yüzünün ortaya çıktığı 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra görev yaptığı varsa farklı illerde emniyet mensuplarına yönelik yapılan soruşturma ve kovuşturmalar araştırılarak veri inceleme raporunda belirtildiği gibi sanığın örgütsel faaliyetlerine devam edip etmediğinin ve kamuoyunda, yazılı ve görsel basında Garson adlı gizli tanıktan elde edilen SD kart üzerinde son dönemde yapılan çalışmalar neticesinde yeni bilgilerin elde edildiği ve şifreli dokümanların çözümlendiğinin belirtilmesi karşısında; öncelikle yeniden ilgili makamlara yazılarak sanık hakkında güncellenmiş bilgilerin araştırılması var ise dosya içerisine getirtilmesi, bu aşamada da CMK'nın 217'nci maddesi uyarınca duruşmada okunup, tartışılmasının sağlanması gerekir."
'BYLOCK TUTANAĞI DURUŞMADA OKUNMALIYDI'
Sanığın, ByLock yüklediğini kabul edip kullanıcısı olduğunu kabul etmediği kaydedilen gerekçede şu ifadelere yer verildi:
"Sanığın, söz konusu ölçütler doğrultusunda ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfı açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, istinaf ve temyiz aşamasında dosyaya geldiği anlaşılan ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının 5271 sayılı Kanun'un 217'nci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir."
MİT ŞİFRELERİ ÇÖZDÜ
FETÖ'nün emniyet teşkilatı mahrem yapılanmasının başındaki isimlerin sekretaryasında görev aldığı belirtilen "Garson" kod adlı gizli tanık, 2017'de bir cep telefonu ve iki SD kart verip itirafçı olmuştu. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın 6 yıl süren çalışmanın ardından SD karttaki tüm şifreler çözülerek veriler açığa çıkarılmıştı. Garson’dan ele geçirilen SD kartlardaki binlerce polis memurunun adı olduğu belirtilmişti. Bu ‘fişleme’ listesine göre emniyet personelinin “FETÖ’yle bağlantılı ya da değil” diye kodlandığı iddia edilmişti. Son olarak 28 Aralık 2023'te Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı tarafından dijital materyaller üzerinde yapılan geriye dönük çalışmalar kapsamında FETÖ ile irtibatı tespit edilen 445 aktif emniyet mensubu açığa alınmıştı.
55 BİN DOSYA ORTAYA ÇIKTI
MİT'in 6 yılda şifrelerini kırdığı 'Garson' kod adlı mahrem FETÖ’cüye ait SD kartlarda 55 bin dosya çıkmış, Emniyet’teki 320 bin personel hakkında tutulan bilgiler ele geçirilmişti. Elde edilen bilgilerde bugüne kadar FETÖ'den herhangi bir işlem görmemiş yaklaşık 3 bin kripto Emniyet personelinin deşifre edildiği bildirilmişti. Şifreli dokümanlardan 4 bin 121 mahrem sorumlu daha ortaya çıktı. Bunlardan 3 bin 400’ünün örgütün emniyetteki kadın emniyet müdürleri, amirleri ve polis memurlarından sorumlu mahrem abla olduğu, toplam yaklaşık 8 bin 900 kişilik mahrem sorumlulardan çoğunun bugüne kadar emniyet mahrem sorumlusu olup olmadığının bilinmediği ortaya çıkmıştı.
‘EKSİK ARAŞTIRMAYLA MAHKUMİYET VERİLDİ’
Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan polis memuru hakkında 18 Mayıs 2017 tarihli duruşmada, sanığın eyleminin, silahlı terör örgütüne (FETÖ) üye olma suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmişti. İstinaf başvurusu sonrası Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, 17 Nisan 2019'da yerel mahkemenin kararında herhangi bir isabetsizlik görmemişti. Sanık avukatı da ByLock sorgu sonucuna dayanılarak eksik araştırma ile mahkumiyet kararı verildiği, müvekkili hakkında yeterli delil bulunmadığı, HTS kayıtlarının görüşme içeriklerinin tespit edilememesi nedeniyle suçun delili sayılamayacağını belirterek temyiz başvurusu yapmıştı.