19 Eylül 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yatırıma ayrılması gereken tasarruf yine faize kullanılacak

Eski DPT yöneticisi Altuğ, tasarrufun üretime yatırım için yapılması gerektiğine dikkat çekti. Tasarruf paketi ise aksine yatırımların yüzde 15 kesilmesini hedefliyor. Altuğ, yatırıma yönelmeyen tasarrufların, yine faize gideceğini vurguladı

Yatırıma ayrılması gereken tasarruf yine faize kullanılacak

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf paketini açıkladı. Pakette kamu istihdamı, kamu yatırımları, kamuda bina ve taşıt kullanımı gibi pek çok kalemde tasarruf yapılacağı dile getirildi. Aydınlık’ın ‘Pakette gerçek tasarruf kaynakları yok’ başlıklı haberinde, 8 maddelik tasarruf planı aktarıldı. Yılmaz ve Şimşek’in açıklamasında tasarrufun hedeflediği miktar belirtilmedi. Ancak hükümeti yakın medya organları 100 milyar liralık tasarruf hedeflendiğini yazdı. 2024 yılında, 11 trilyon 89 milyar liralık bütçe gideri ve 2,6 trilyon liralık bütçe açığı öngörülürken; 100 milyar liralık tasarruf paketi ise bekleneni veremedi. Uzmanlara Türkiye’nin kaynak ihtiyacını karşılayacak tasarruf kalemlerini ve açıklanan tasarrufa ilişkin değerlendirmelerini sorduk.

MERKEZ BANKASI ÜÇ SIFIR ATTI

Eski Başbakanlık Başdanışmanı ve Devlet Planlama Teşkilatı yöneticisi Prof. Dr. Osman Altuğ, tasarrufun üretimde kullanma planının olmadığına dikkat çekti. Altuğ, şöyle konuştu:

“Türkiye'nin sorunu üretim sorunudur. Üretmeden tüketiyoruz. Üretimle tüketim arasındaki olumsuz farkın adı da zarardır. Bu tasarrufu nerede kullanacaksın? Yine faiz ödemeye devam edeceksin. Çünkü üretimle tüketim arasındaki farkı borçlanmayla kapatıyorsun. Borçlanma faizi getiriyor. Faiz enflasyonu getiriyor. Enflasyon paradaki sıfırların artmasını getiriyor. 2024'ün ilk 4 ayında 250 milyar lira faiz ödemesi yapılmış. Devamlı devlet ihale açıyor. Çok yüksek faizlerde ve döviz cinsinden borçlanıyor. Ve daha da ilginci Merkez Bankası bilançosunda bir dipnot var: Bin Türk Lirası kısaltılmış. Yani üç sıfır atmış Merkez Bankası. Gerekçeleri de hesap makineleri artık almıyormuş. Bu denli üç sıfır atılacak ortamda 100 milyar tasarruf ne işe yarar.

Yatırıma ayrılması gereken tasarruf yine faize kullanılacak - Resim : 1

‘YOLLARDA OTOMOBİL DEĞİL TIR DOLAŞMALI’

“Kamuda araç fazlası var, tamam. Peki Türkiye'deki araç fazlası ne? Yani bir ülke düşünün, 20 milyon otomobil ithal etmiş. Bunu borçla aldık. Çünkü döviz yok, İhracat fazlamız yok. Bu otomobillerin yürümesi için benzin lazım. Onu da ithal ediyoruz. Yol, köprü lazım. Onları için de dolar cinsinden borçlanıyoruz. Bir ülkenin yollarında otomobil dolaşıyorsa o ülke bu otomobilleri hak etmemiştir. Tır dolaşacak. Tır ne yapar? Ya ham madde taşır ya yarı mamul taşır ya da mal taşır. Yani üretimi taşır. Otomobil ne taşır? Yolcu taşır. Bu yolların, kullanılmayan havalimanlarının yerine fabrikalar açsaydık, insanlar çalışsaydı daha iyi olmaz mıydı? Kaynak israfı nerelerde? Yatırım kararlarındaki isabetsizlikte.”

Türkiye’nin ihtiyacı olan kaynağın üretimden geleceğini ve paranın değerini belirleyen esas unsur o ülkenin üretim gücü olduğunu vurgulayan Altuğ, şöyle devam etti:

“Kaynağı borçlanmayla değil kendi üretimin ile finansa edersin. Adına da katma değer denir. Müşteri üç şey ister. Uygun fiyat, uygun kalite, uygun teslim zaman. Dünya müşteri odaklı. Sen üretmiyorsun. Dolayısıyla müşteriye de verecek bir şey yok. Devamlı borç alıp yiyorsun.

“Özal, Süleyman Demirel, Tayyip Erdoğan hepsi borçlandırmış. Hepsinden daha fazla borçlandıran Tayyip Bey. Peki borçlandırdın da aldığın borçla fabrika mı yaptın? Yok. Borçlandın, otomobil aldın. Onu da dışarıdan alıyorsun.

FAİZ TASARRUFLA EMEKÇİYE GELİR

“Peki bu 100 milyar tasarrufla emekliye maaş artışını mı sağlayacaksın? Erbakan döneminde biz onu yaptık. Ben Türkiye Başbakanlığı Başdanışmanı idim. Faiz giderlerini azalttık. O azalan faiz giderleri üzerinden sağladığımız tasarrufla emekliye, memura, işçiye yüzde 100 zam yaptık. Ne yaptık? Faiz israfını azalttık. Şimdi kime verilecek bu tasarruf, faize verilecek. Nitekim yılın ilk dört ayında 250 milyarı aşmış faiz gideri.”

VAZGEÇİLEN VERGİLER DAHA BÜYÜK KAYNAK

Açıklanan paketin göstermelik bir paket olduğuna dikkat çeken iktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan, şu vurguları yaptı:
“Bunu nereden anlıyoruz? Bir kere bütçe büyüklüğünde oranla 11 trilyon küsur bütçe var, ona kıyasla anlıyoruz. Yüzde 1'in altında 100 milyar liradan bahsediliyor. 2024 bütçesi içim 2,6 trilyon lira bütçe açığı öngörülüyor. Buna oranlasak bu açığın dahi yüzde 3'ünü bile kapatamayacak bir tasarruf olacak. Nereden baksak, dişin kovuğunu doldurmaz. Kaldı ki bu bütçe açığının, öngörülenden fazla olma ihtimali de var her sene olduğu gibi. Geçen sene öngörülenin iki katı bir açıkla bağlandı bütçe.”

Yatırıma ayrılması gereken tasarruf yine faize kullanılacak - Resim : 2

UYGULANMAYAN KANUNLAR

Türkiye'de esas meselenin, var olan kanunların uygulanmaması olduğuna dikkat çeken Oyan, şöyle devam etti:

“Bir taşıt kanunu var, bunu uygulasalar zaten önemli ölçüde tasarrufu yapmış olacaklar. Bu kanunu bile uygulamıyorlar. Göz boyamaya çalışıyorlar. O kadar büyük bir kemer sıkma, hatta boğazları sıkma politikası var ki kamunun da kendi harcamalarında bir tasarrufa gittiği izlenimi vermek ihtiyacı hissediyorlar.

“Çok daha güçlü bir destek olabilecek şey, vergi harcamaları denilen vergi istisna ve muafiyetlerinin bir kısmından vazgeçmek. Nelerden vazgeçilir? Onu oturup, iktidar ama buna ayıklayabilir. 2,2 trilyon başlangıç olarak öngörülen bir vergi harcaması var. 2023'te de 994 milyar öngörülüyordu ama bunun 300 milyar üzerine çıkıldı vergi harcamaları. 2024'te de 2,2'de kalınacağı kesin değil. 2,2'nin Şimşek'in ifadelerinden çıkarıyoruz ki 1,6 trilyonluk bölümü sermayeye dönük. Bunun yarısından tasarruf etseler, 800 milyar ediyor. 100 milyar nerede, 800 nerede?

‘DOSTLAR TASARRUFTA GÖRSÜN’

“Öbür taraftan sadece kurumlar vergisi için 657 milyar lira vergi harcaması, yani vergi muafiyeti var. Bunun yarısından vazgeçseler bile 325-327 milyar lira eder ki gene üç küsur katı bir tasarruf anlamına gelir. Ama bu iktidar bunları yapamıyor. Çünkü sermayenin iktidarıdır. Cumhurbaşkanı bu tasarrufları niye yapmaz? Kendi alanında da çok büyük savurganlıklar var. Ama bunları yapmayacaklardır. Dolayısıyla bu; ‘Dostlar alışverişte görsün. Yani dostlar devleti de tasarrufta görsün.’ demektir.”

‘TASARRUFTAN ÇOK DURGUNLUĞA YARAYACAK’

Açıklanan paketteki maddelerle Türkiye’nin tasarruf etmeyeceğini aksine durgunluğa sürükleneceğini öne süren ekonomist Hikmet Baydar, şu ifadeleri kullandı:

“Personelin servis aracılığıyla gidip gelmesi makro ekonomi anlamında bir tasarruftur. Şimdi herkes toplu taşıma ya da bireysel aracını kullanacak. Hem trafiği kalabalıklaştıracak hem de giderlerini daha fazla artırmış olacak. Dolayısıyla bu verimlilikten vazgeçme demek.

“Diğer bir konu, personel emekli oldukça yeni personel alımı olacak. Yönetim kurulu üyeliklerinden sadece bir tanesine ücret ödenir diyor, diğerlerine ödenmeyecek. Bedava kim yönetim kurulu üyeliği yapar? Bu bir çözüm mü? Önemli olan yönetim kurulu üyelerinin orada görevini düzgün yapması. Bunun ekonomiye faydası daha büyük aldığı paradan.

ŞİRKETLER AYAKTA KALABİLECEK Mİ?

“Bazı eğitim ve çeşitli etkinlikler için ayrılan paralar donduruluyor. Bundan sonra sanıyorum, Ticaret Bakanlığı veya sanayi bakanlığı hedeflerine uygun bilgilendirme yapamayacak. Alınan tasarruf tedbirleri içerisinde ilgimi çeken bir konu da devlet bütçesini yaparken harcama yetkisini Meclis’ten alıyor. Yüzde 75'i tamamlanmamış yatırımlar da durdurulacak deniyor. Peki soruyorum devlet biriyle iş yapıyor, onu kesecek mi? Sen bekle 3 yıl sonra konuşalım mı diyecek? Bu firmalar bu yükün altından kalkabilecek mi? Yüzde 75'in altında devlete güvenip de hak edilmiş de ödemelerini alacağına inanan, bunun için yatırımını yapan, makine parkını oluşturan, eleman alan şirketler ödemelerini almayacak, durdurulacak. Peki ne olacak bu şirketlerin durumu? Devlete güvenmekte hata mı etmiş olacaklar? Bunlar çok tehlikeli şeyler. Ve alınan tedbire baktığım zaman 100 milyar TL konuşuluyor. Zararı daha büyük. Bütçenin büyüklüğü içerisinde devede kulak bile değil. Bir pire için yorgan yakmaya değer mi?”

‘DURGUNLUKLA ENFLASYONU DÜŞÜRMEK YANLIŞ’

Kamu tüketimini durdurarak, Türkiye'de talebi durdurup enflasyonu düşürmeye çalışmanın kökten yanlış olduğunu dile getiren Baydar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İç piyasayı durdurduğunuz zaman birçok firmayı batırırsınız. Yabancı yatırımcı da büyümesi daralan bir ülkeye gelmek istemez. Hem sermaye giriş engellenmiş oluyor hem iç piyasada resesyona giriliyor hem de verimlilik adı altında verimli olmayan birçok uygulamanın da önünü açmış oluyoruz. O yüzden de bu tasarruf paketi, öyle sanıldığı gibi tasarrufa yol açmayacak. Aksine bazı makro iktisadi anlamda harcamaların önünü açmış olacak. Türkiye'ye zarar verecek. İç payasayı daraltıcı, devletle çalışan reel sektör firmalarını tedirgin edecek, aynı zamanda birçok çalışanı da rahatsız edecek.

“Ekonomide tasarruf tedbirleri uygulanacaksa kamu ihalelerinin verimliliğine bakılsın. Kamu tarafından yaptırılan işlerin finansman modellerine baktırılsın. Bu ülkeye yük olacak ağır modellerle iş yaptırılmasın. Türkiye fazlasıyla bulunduğu sorunun altından kalkar.”

Oğuz Oyan Faiz Mehmet Şimşek Cevdet Yılmaz Osman Altuğ