Yavru Vatan Can Kıbrıs
Zerrin ÖZTÜRK
Türk’ün gözcü kulesi, Serhat kalesidir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetimiz (KKTC). Türk Cumhuriyetlerinin en genci ama Osmanlı adayı ele geçirdiğinde korunması için en seçkin yeniçerilerini yerleştirdiği eski topraklarımızdır.
Türk Kültüründe Dede Korkut destanları öncesinden başlayan kadın kahramanlığı, mücadele tarihimizin bütün dönemlerinde olduğu gibi Kıbrıs Türkü kadınlarımız için de söz konusudur elbette. Asya, Avrupa, Afrika kıtalarının kesişme noktasında yer alan, büyük jeopolitik öneme sahip Kıbrıs adasında yaşamak güçlü olmayı gerektirmiştir. Kıbrıs kadınlarının direngenliği, gözü pekliği buradan gelir.
Osmanlı Donanması 1 Temmuz 1570’te Limasol’a çıkar. O günden sonra önce Lefkoşa ve diğer kentleri alınır. Kıbrıs Venedikliler tarafından 1571’de tamamen 2. Selim’in ordusuna teslim edilir. O tarihte ada halkı adeta Osmanlı’ya sığınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun 19.yy’da büyük toprak kayıpları başlar, Kıbrıs’ı da bu tarihlerde kaybederiz. İngiliz egemenliği altında Kıbrıs Türkleri, uzun yıllar ağır baskılar görürler.
KIBRIS TÜRK KADINI TEŞKİLATLI
Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesi sırasında anneler çocuklarını desteklerler. Kendileri ve kızları da mücahide olarak her türlü göreve atılırlar. İstihbaratta, cepheye cephane, ilaç ve yiyecek taşımada büyük kahramanlıklar gösterirler. Direniş örgütü Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı’nda da canla başla görev almışlardır.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın başladığı günlerde, İskenderun sahilinde insan öbekleri halinde tedirgin kadın ve çocukların, yaşlıların bulunduğu insan şeridinin uzayıp gittiğini bugün gibi anımsıyorum.
O günlerde, geceleri pencereleri ışık sızmayacak örtülerle kapattığımızı, karartmanın başladığı sinyal sesi üzerine evlerimize çekildiğimizi de. Her evden yemekler pişirilip sahildeki kardeşlerine taşıyordu vatandaşlar. Görülesi bir dayanışma sergileniyordu.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜN AKDENİZ’E YANSIMASI
Minicik modern şirin kentçiklerdir Kıbrıs köyleri... İngiltere’nin ada nüfusunu azaltmak için, Türklere eğitim ve vize kolaylığı gösterdiğini, dolgun maaşlarla yurtdışında yerleşimin sağlandığını biliyorduk. Nüfusun buna rağmen artışa geçmesi, Kıbrıs Türkünün topraklarına bağlılığının göstergesidir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, tipik Akdeniz bitki örtüsünün yanı sıra, adaya özgü şeftali kebabı, hellim peyniri, kolakas yemeği, gırbaç tatlısının tadına bakmadan dönülemeyecek, nezaket ve inceliğiyle, sıcakkanlı insanlarının neşesi ve tatlı dillerine doyamayacağınız yavru vatanımızdır. Türk kültürü bu coğrafyada Akdeniz’in derinliğine yansımıştır.
Barış Harekatı ile başlayan Ana Vatan Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’ten günümüze değin süren sarsılmaz garantörlüğünde huzur bulan kardeşlerimiz çok çektiler. En çok da Kıbrıs kadını görev üstlendi bu çileli süreçte.
Türk Cumhuriyetlerimizin ve Yükselen Asya Devletlerinin KKTC’yi tanımalarının önemi, Batı’ya karşı Akdeniz’de yüzen bir savaş gemimiz konumunda olmasından kaynaklanır… Ada’da ve Türkiye çevresindeki ülkelerde konuşlanan NATO üsleri göz önüne alınınca, KKTC stratejik olarak Asya güvenliğinin başladığı en önemli noktalardandır.
HAYDİ YAVRU VATANA!
Yavru Vatan, Ana Vatan’a her zaman bağlılık ve güvenle sarılmıştır. Tarihi köklerimizin buluştuğu bu güzel toprakların kültürel değerlerini bilincimizde ve gönlümüzde taşıyoruz.
Yavru vatanımıza gidin. Kapı önlerine oturmuş sohbete dalan kadınların ıtır, yasemin kokulu sokak içlerinde sizi selamlamaları içinizi ferahlatsın. Aynı dili konuşmanın doyumsuz mutluluğunda kaybolun.
Yavru Vatan Can Kıbrısımız, parmağıyla bizi gösteren “adacık” hepimizi turistik, ticari gezilerimizle ziyarete çağırıyor. Bekleniyorsunuz, yaşamın güzelliklerini kaçırmayın... Kendi evinize buyurun!