Yavrularımızı aileden koparmak, insanları sadakaya bağlamak çözüm değil! Anneler işe çocuklar kreşe
İzmir’deki yangında beş çocuğumuzu kaybetmemiz sonrası anne hedef alındı. Bakanlık ‘Aileye yardım yaptık, çocukları istedik, anne vermedi.’ dedi. Oysa yasalar, çocukların öncelikle kendi aile ortamında korunmasını öngörüyor. Köklü çözüm konut desteği, aileye iş, çocuklara ise kreş sağlamak.
İzmir’in Selçuk ilçesinde beş çocuğunu birden yangında yitiren ailenin dramı bütün Türkiye’nin gündeminde. Medya kuruluşlarımız, hurdacılık yaparak çocuklarına bakmaya çalışan anneyi, çocuklarını devlete ya da komşuya emanet etmediği için yerden yere vurdu. Devletin asıl sorumluluğu unutuldu.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, korunmaya muhtaç çocukların öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlanmasını öngörüyor, buna yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma desteği sağlanmasını emrediyor. Beş çocuğunu yangında yitiren anne de çocuklarına kendisi bakmak istemiş. O zaman soruyoruz:
Bakanlık diyor ki çocukları istedik, anne vermedi. Yasa ‘çocuğun kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya’ öncelik veriyorsa, anneye neden gerçek bir destek verilmedi?
Bakanlık diyor ki yıl başından beri 110 bin lira para yardımında bulunduk. Sadaka vermekle yasanın öngördüğünü yerine getirmiş mi oldunuz? Bu miktar beş çocuğun eğitim, bakım, sağlık ve barınma ihtiyacını karşılar mı? Devlet sadaka yerine anneye bir iş, çocuklara gündüz bakımı için bir kreş, tek bir odalı bir konut desteği sağlayamaz mıydı?
Dahası var: Medya anne babayı linç ederken soruyor: Bakabilecek durumda değildin de neden beş çocuk yaptın? Şimdi anne baba konuşacak durumda değil ama bunun sorumlusu da devlet! Zira yoksul insanlarımızın aile planlaması yapmasını güvence altına alan bir yasamız var ama uygulanmıyor, uygulanmasından kaçınılıyor.