Yenidoğan çetesi davasında 34 kişi meslekten men edildi
Yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 46 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına bugün devam ediliyor. Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslekleri Kurulu'nun aldığı kararla yenidoğan davasında yargılanan doktor, hemşire ve teknikerler 3 yıl meslekten men edildi.


İstanbul'da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bebeklerin ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi'nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 3'üncü duruşmasına bugün de devam ediliyor. 47 sanığın yargılandığı davada, örgüt yöneticisi İlker Gönen'in tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etmesinin ardından sanık sayısı 46 oldu.
Duruşma öncesi mahkeme salonu karıştı, sanık avukatı ile bir jandarma görevlisi arasında tartışma çıktı. Diğer avukatların da tartışmaya katılmasıyla tartışma büyüdü. Mahkeme başkanı avukatları uyardı.
3 YIL MESLEKTEN MEN CEZASI
Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslekleri Kurulu'nun aldığı kararla yenidoğan davasında yargılanan doktor, hemşire ve teknikerler 3 yıl meslekten men edildi. Ceza en üst sınırdan verildi. En üst sınırdan verilen ceza 34 kişiye tebliğ edildi.
SANIKLAR VE AVUKATLARININ BEYANLARI ALINIYOR
Dün görülen duruşmada para uğruna bebeklerin ölümüyle suçlanan çeteyle ilgili tanıklar ifade verdi. Bugünkü duruşmada sanıklar ile avukatlarının beyanları alınıyor.
Güney Hastanesi Başhekimi Ali Dirik, savunmasında "Ben Fırat Sarı'yla kavga etmişim. Anlaşmayı Müzeyyen Yurtoğlu yapmış. Ben anlaşmayı bozmaya çalışıyorum, ilaçları fatura etmesin diye uğraşıyorum, Müzeyyen Hanım, Fırat Sarı'yla devam etmek istiyor. Ama ben tutukluyum. Ben buna itiraz ediyorum. Güney Hastanesi özelinde bir dolandırıcılık varsa burada sorumlu hastane sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu'dur. Milyonlarla oynayan o. Tazminatımızı bile vermiyor. Ben tahliyemi talep ediyorum." dedi.
İLKER GÖNEN'İN ÖLÜMÜNDE MEDYAYI SUÇLADI
Dirik'in ifadesinin ardından Dr. Mehmet Gürül'ün ifadesine geçildi. Cezaevinde yaşamına son veren, davanın sanıklarından İlker Gönen'in ölümünden üzüntü duyduğunu söyleyen Gürül, "Şöyle bir vicdan azabım var. 29 Temmuz'da gözaltına alındığında 'Abi ölmeyi düşünüyorum' demişti. Ben polise söyledim; 'Kolpa yapıyodur' dedi, yapmıyormuş." ifadelerini kullandı. Gürül ölümden medyayı sorumlu tuttu.
Gürül şöyle devam etti:
"Kendi yoğun bakımlarıma kendim bakıyorum ben. Benim yoğun bakımlarımı ben yönetiyorum. Ben karşınızda malpraktisle bulunmuyorum. Ya beni bu davadan ayırın ya da bu çocuk hekimleriyle beni bir tutmayın. Bebek yatmış doktorun haberi yok, bende böyle bir şey olmaz. Benim e-imzamı ben kullanırım, o kullandı bu kullandı olmaz."