21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Yenidoğan çetesi' şüphelilerinin telefon konuşmaları da iddianameye girdi

Yenidoğan Çetesi'nin telefonlara yansıyan konuşmaları vicdanları yaraladı. Bir bebek beslendikten sonra ölüyor. Hemşire soluk borusunun tıkanmasından şüpheleniyor. Doktor itiraf ediyor: Kim bilir ne zaman öldü. Anomalisi yok, genetik hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim?

'Yenidoğan çetesi' şüphelilerinin telefon konuşmaları da iddianameye girdi

Yenidoğan çetesi’ soruşturması kapsamında 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede şüphelilerin suçlarına ilişkin telefon konuşmalarına da yer verilirken konuşmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunuldu.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca “Yenidoğan çetesi” hakkında hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem sıralandı. Bu eylemlere ilişkin, şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler de iddianameye girdi.

İddianamede, bir hastaneye yapılan denetimin ardından bir şüpheli ve hastane çalışanının konuşması şu şekilde yer aldı:

"A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde.

A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Bu normal değil. Ben on beş yıldır çalışıyorum. Hayatımda böyle bir denetime girmedim. Cezalık bir şey değil. Ceza kesmek istediğinde gelir iki tane şeye bakar cezasını keser, parasını alır, çıkar gider.

A.K: Doğukan sence sadece Fırat Hoca'nın işletmelerine mi yapıldı?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Sanmıyorum. Fırat Hoca bu kadar önemli bir insan değil. İstanbul'da bu kadar koordineli bir iş yapmazlar."

‘ÖLECEK ZATEN ÇOCUK’

Bebek bir hastanın durumuyla ilgili örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in konuşmalarıysa iddianamede şu şekilde yer buldu:

Şüpheli İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek ben diyalizi yandan takmak zorunda kaldım. İlk çalıştı sonra çalışmayı durdurdu.

Şüpheli Fırat Sarı: Durdu ha.

Şüpheli İlker Gönen: Ölecek zaten çocuk. Beş buçukta damar yolu gitmiş, Serenay damar yolu için gelmiş. Satılmış niye geliyorsun diye kızmış."

KÜÇÜCÜK BEBEK, GEÇ MÜDAHALE SONUCU GÖRME YETİSİNİ KAYBETTİ

Suç örgütüne üye doktor Ökkeş Baz ile hemşire Çağla Durmuş'un, Kocaeli'nin Gebze ilçesinden getirilerek yatışı yapılan bir bebeğin geç müdahale sonucu görme yetisini kaybetmesi ve suçu kapatmak için buldukları çözüm yollarına dair konuşmaları da fezlekeye yansıdı.

Zanlı Çağla Durmuş'un, ayın 13'ünde sevki olan bebeğin hastaneye yatışını 12'sinde gösterdiklerini ve gelen evrakta da hem tarih hem de göz hakkında bilgi verildiğini anlattığı Baz'ın, "Bu bebeği daha önce tedavi etmek gerekiyormuş bence, onu hani orada bir gecikme var gibi geldi. Yani oradaki notlarından baktığım kadarıyla tabi bunu aileye siz söylemeyin de." şeklinde cevap verdiği kaydedildi.

Tedavinin gecikmesi ve yeterli ilgi gösterilmemesi nedeniyle bebeğin görme yetisinin kaybolduğu fezlekede yer aldı.

‘DOSYADA KÖTÜLEŞİP ENTÜBE OLMUŞ GİBİ GÖSTEREYİM’

İddianamede, hayatını kaybeden bir bebekle ilgili Hemşire Çağla Durmuş ve Dr. İlker Gönen'in konuşmaları da yer aldı. Konuşmalar şöyle:

"Şüpheli Çağla Durmuş: Hocam Karakoç ex. Şu anda şey, kalp tepe atılması seksen, satürasyonu otuz ama o seksen de adrenalinle yani.

Şüpheli İlker Gönen: Adrenalinle, tamam yapacak bir şey yok.

Şüpheli Çağla Durmuş: Aynen öyle ölüm morlukları falan da oluştu.

Şüpheli İlker Gönen: Tamam.

Şüpheli Çağla Durmuş: Aileye de kötüleşti diye haber verdik şimdi şu adrenalin etkisi geçene kadar kapattım kuvözün entübe... Makinada birazdan ex kabul ederiz yani.

Şüpheli İlker Gönen: Hahaha, neyse bir şey diyecektim de...

Şüpheli İlker Gönen: Aspirasyondan mı öldü yani?

Şüpheli Çağla Durmuş: Yani, ya zaten rengi falan iyi değildi, onun öleceği belliydi ama şey yani aspire etmiş.

Şüpheli İlker Gönen: Sabah gördük hayvan gibi ağlıyo, tamam rengi kötüydü ama.

Şüpheli Çağla Durmuş: Onun bir o süreci kaybetmişiz yani biz, dönebilme sürecini.

Şüpheli İlker Gönen: Uff tamam, yapacak bir şey yok yani.

Şüpheli İlker Gönen: Hah yani neyse Dursun abiyi gönderme. Aile gelene kadar tamam mı?

Şüpheli Çağla Durmuş: Hı hı tamam. Ben dosyada kötüleşip entübe olmuş gibi göstereyim.

Şüpheli İlker Gönen: Tamam."

ŞİKAYETE KARŞI AĞIZ BİRLİĞİ ETMİŞLER

Bebeğin babasının şüpheli ölüm şikayeti üzerine ise şüpheliler arasında şu konuşma geçti:

Şüpheli İlker Gönen: O tedaviler IV görünsün ha. Oral görülmesin.

Şüpheli Çağla Durmuş: Tamam tamam.

Şüpheli İlker Gönen: Şöyle, Fırat abiyi aradım meşgul. Şöyle diyeceksin, böyle böyle kötüleşti, işte ondan sonra entübe ettik, solunumuna baktık kalbi düştü. Müdahalesini yaptık ıvır zıvır. Dursun abiyle ağzın bir olsun yani.

‘GELMEZSENİZ FİŞİ ÇEKECEĞİM’

İddianamede, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden bebekle ilgili üç şüphelinin konuşmaları da yer aldı:

Şüpheli Bahar Kanık: Hocam kalbi, Halime'nin kalbi yokmuş, cpr yapalım mı?

Şüpheli Fırat Sarı: Cpr bir iki tane dokunun, dönerse döndü. Dönerse biraz daha yaşasın ben gelinceye kadar.

Şüpheli Bahar Kanık: Valla siz gelinceye kadar... Kusura bakmayın.

Şüpheli Fırat Sarı: Ölmesin ha.

Bahar Kanık: Sarıkaya'nın da valla fişini çekecem gelmezseniz.

Şüpheli Fırat Sarı: Nasıl? Haha dedemin fişi.

Şüpheli Bahar Kanık: Haha çekicem fişi haha.

Şüpheli Fırat Sarı: Ölen mi oldu Ecem?

Şüpheli Ecem Koç: Başımız sağ olsun hocam Halime.

Şüpheli Fırat Sarı: Öldü mü gerçekten?

Şüpheli Ecem Koç: Öldü hocam, cpr'ını yaptık, adrenalini yaptık. Cpr'la da adrenalinle de dönmedi. Adrenalin kalbi geldi bir kendi kendine gitti. Zaten cpr'a da yanıt vermedi.

Şüpheli Fırat Sarı: Tamam. Yarım saat, kırk dakikaya oradayım geliyorum.

Şüpheli Ecem Koç: Ha geliyorsunuz, tamam hocam biz şu an ellemiyoruz makinaya bağlı.

Şüpheli Fırat Sarı: Ellemeyin, bilgi de vermeyin, orada dursun.

Şüpheli Ecem Koç: Aynen aynen açık duruyor her şey monitörde açık... Hiçbir şey yapmıyoruz.

‘BIRAK BEBEK ÖLSÜN Kİ RAHAT ŞİKAYET EDELİM’

İddianamede, bebek bir hastaya müdahale edilmediğiyle ilgili konuşmalar ise şöyle sıralandı:

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Kanka hasta kötüydü de bir tane bebek ölüyordu diyecektim. Gizlice girip iki dakika cpr yap çocuğa diyecektim de...

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Nerede?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Güneyde.

Şüpheli Hüseyin Güneyhan: Güneyden bize ne? Bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edek...

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hoca demiş ki kayarsa tüpünü çek demiş, yaşamaz bu demiş.

CİMER ŞİKAYETİ ÜZERİNE KONUŞULANLAR

İddianamede, bir kişinin çalıştığı hastaneyi CİMER'e şikayet etmesiyle ilgili şüpheliyle arasında geçen konuşmalar da yer aldı:

O.Ö: Şey gitmiş tabi bizim avukat .... Halil anlaşma olmamış. Tabii ben de şimdi mahkeme sürecine de giriyoruz SABİM'e, CİMER'e dayiyim, döşiyim diyorum.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Daya döşe kanka.

O.Ö: Nasıl bir şey yazayım?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka şey yaz, usulsüz hasta alımlarını yaz 112'den.

O.Ö: Nasıl oluyor?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: 112 ayağı olmadan hasta kabul ediyorlar de, protokolsüz hasta kabul ediyorlar diye yaz ondan sonra.

O.Ö: Mert olayı mı?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı Mert olayı kanka.

O.Ö: İsmini bile veririm de senin arkadaşın olduğuna dua etsin o.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: İsmini de ver, benim umurumda değil o.

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Kanka bunu yaz, ondan sonra erişkindeki dosya mosyaları yazabilirsin usulsüz diye.

O.Ö: Hasta çarşafları mı?

Şüpheli Hüseyin Günerhan: Hıhı hasta basamaklarını şişiriyorlar, usulsüzlükler, çarşafları şişiriyorlar dersin. Eks bekletiyorlar, yatışını uzatıyorlar hastaların diyebilirsin.

O.Ö: Aynen aynen bunları yazayım.

‘BU ÇOCUK KİM BİLİR NE ZAMAN ÖLDÜ’

İddianamede, hastanede tedavi gören 6 aylık bebeğin ölümüyle ilgili iki şüphelinin konuşmasına şu şekilde yer verildi:

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Besledikten sonra bebek kötüleşti. Ben başına gittim sonra Gizem geldi, sonra bebek kusmaya başladı, acaba aspire (kişinin yutarak midesine göndereceği bir maddenin yanlışlıkla solunum yollarına kaçması) mi etmiş olabilir, bir akciğerine falan baksa mıydınız hani aspire etmiş olabilir mi?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani aspire etmiş olabilir de bu çocuk büyük çocuk prematüre değil ki.

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Bayağı bir kustu.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Prematüre değil ki hemen ölsün çocuk yani orada bir yarım saatlik can çekişmesi lazım o çocuğun, yani ben bunun açıklamasını yapamam, çocuk ölü anladın mı yani çocuk ölmüş ve bu çocuk rahat 2-3 saat önce ölmüş, çocuk kaskatı buz kesmiş.

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Neyden ölü?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Yani bu çocuk böyle anlık bir şey değil, bu çocuğa cpr bile yapılmaz, bu çocuk kim bilir ne zaman öldü, ya bir anomalisi yok, kalp anomalisi yok bir şeyi yok, genetik bir hastalığı yok, normal altı aylık çocuk, ben ailesine ne diyeceğim?

Şüpheli Tuğçe Toptemel: Desetüre hiç olmadı biz bakımındaydık hiç olmadı, kameraları izle istersen hiç olmadı çünkü gözüme bir de büyük bebek ya bir de siyahi, siyah bir bebek olduğu için gözüm hep ondaydı, acaba morarırsa görmeyiz diye.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Ya Tuğçe birazcık morarsa anlaşılmaz da çocuğun dudakları mosmor. Yani ben bunu daha nasıl hocaya ne diyeceğim, hoca gönderdi dün çocuğu, ailesine ne diyecem, aile zaten yabancı ortalığı ayağa kaldıracak, ortalığı yıkacaklar hastaneyi zaten büyük çocuk, almam bile yasak onu oraya."

Hazırlanan fezlekede, suç örgütü üyelerinin telefon görüşmelerinin bulunduğu "HTS" kayıtları da yer aldı. Örgütün elebaşı Fırat Sarı'nın, Gıyasettin Mert Özdemir ile yaptığı görüşmede, yanlış müdahaleyle hayatını kaybeden bir bebekle ilgili konuşmaları kayda geçti.

Özdemir'in, kadın doğum uzmanının sağlıklı bebeğin hayatını kaybetmesine ilişkin aileye bilgi verilmesini ve çocuk doktorunun da aile yakınlarıyla konuşmasını istemesini Sarı'ya şikayet ettiği görüşmede, karşı tarafın ise "konunun patlayacağını bildiğini, ölüm sebebinin yanlış teşhisten kaynaklandığını" iddia ettiği ifadeler yer aldı.

‘FIRAT HOCANIN EMNİYETTEN KAÇ TANE DOSYASINI TOPLADIM’

İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'yla ilgili soruşturma olduğuna dair ise şu konuşmalar yer aldı:

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam şimdi bu denetim Sağlık Bakanlığı falan fasa fiso, benim korktuğum şey bu değil, Fırat hocayı örgütlü suç işlemekten yargılayacaklar, adamlar dava açmış, ben Fırat hocanın kaç tane emniyet müdürlüğünden dosyasını topladım.

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Ne örgütü ya, ne örgütü ya?

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam, adamlar sen yalandan sahte yani tedavi yapıyorsun, doktor koymuyor dosyalarda oynama yapıyor, hocam bizim telefonlarımız bile dinleniyor olabilir, bunları kimseye hoca söylettirmiyor bana.

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Telefon dinlenebilir, doğrudur.

Şüpheli Hakan Doğukan Taşçı: Hocam dinleniyor, biz Whatsapp'tan konuşuyoruz Fırat hocayla hep, anladın.

Şüpheli Şeyhmus Çelik: Valla doğrudur, Whatsapp'tan konuşmak lazım, dinlenir doğrudur e yazdığın zaten."

BANKA HESAP HAREKETLERİ DE FEZLEKEDE

Öte yandan hazırlanan fezlekede, örgütün elebaşı ve Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Fırat Sarı'nın, sahibi olduğu şirket üzerinden örgüt yöneticileri ve üyelerine aktardığı paralara ilişkin hesap hareketlerine de yer verildi.

Şirket üzerinden örgüt yöneticisi ve üyeleri Sümeyye Nur Arslan, Hasan Basri Gök, Mehtap Sayar, Renas Kılıç ve farklı isimlere çok sayıda para çıkışı yapıldığı hesap hareketlerine yansıdı.

Yapılan para transferlerinin bazılarının açıklama kısımlarına ise "Doktor Fırat Sarı", "Fırat Sarı" ve "Borç" gibi ifadelerin yazıldığı görüldü.

Yenidoğan