Yerel seçimlerde seçmen neye göre oy verecek
Yerel seçimlere az zaman kalmışken, anketleriyle toplumun nabzını tutan kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticilerine mikrofon uzattık.
31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine kısa bir süre kaldı. Yeni yılla beraber seçim takvimi de işlemeye başladı. Önümüdeki günlerde her sokak ve caddede seçim çalışmalarına şahit olacağız.
“Yerel seçimlerde toplumun karar ölçüleri nelerdir, 2024 seçimlerinde seçmenin kriterleri neler olacak?”
Bu soruları anketleriyle toplumun nabzını tutan kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticilerine sorduk. Anketçiler, adaydan hizmete, siyasi konjektürden genel ekonomik duruma kadar birçok etken sıralıyor. 2023’ün geride kalmasıyla birlikte, Türkiye Mart 2024’de yapılacak seçimlere adım atarken işte o değerlendirmeler.
ADAY ÖNEMLİ
Toplumun öncelikli olarak adaya göre oy verdiğini söyleyen OPTİMAR Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, “Aday hoşuna gitmezse oy vermiyor. Buna artı olarak bir de karşıt görüşten olan kesimin de oyunu alabilme potansiyeli olan adaylar da yüksek oy alma potansiyeline sahip oluyor.” diyor.
SEÇİMİN KADERİNİ BELLİ ORANDA EKONOMİ BELİRLEYECEK
Oy verirken seçmenin öncelikli konularından birisinin de ekonomi olduğunu söyleyen Daşdemir, ”Ekonomik koşullarınızın olumsuz yönde seyretmesi, seçimlerde oy tercihinizi değiştirmede ne derece etkisi olur?” diye sorduklarında, vatandaşlardan “kesinlikle değiştirmem” diyenlerin yüzde 13.5, “değiştirmem” diyenlerin de yüzde 30 oranında olduğu bilgisini paylaşarak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Yani seçmenin yüzde 43’ü bu sebepten dolayı oyunu değiştirmeyeceğinizi söylüyor. ‘Kesinlikle değiştiririm’ ve ‘değiştiririm’ diyenlerin oranı ise toplam yüzde 40. Bu oldukça yüksek bir oran olduğunu gösteriyor. Bu da seçimini kaderini kesinlikle ve kesinlikle değiştirebilecek boyuta erişebilir.
“Partilere baktığımız zaman AK Parti'de kesinlikle değiştiririm ve değiştiririm diyenlerin oranı yüzde 23 civarında. CHP de yüzde 44 oranında. Zaten CHP muhalif olduğu için böyle bir sıkıntısı var. MHP’de ise bu oran yüzde 40 civarında. İYİ Parti'de yine yüzde 50’ler civarında seyrediyor. Sonuç itibariyle şu anda seçimin kaderini belli oranda ekonomi de belirleyecek diyebiliriz. Bu da önemli bir süreç ve bunun da seçimin kaderini belirlemede yüksek oranda etkisinin olacağını da söylemek mümkün.”
ANKARA, İSTANBUL, İZMİR REKLAM BELEDİYECİLİĞİ YAPTI
Özel olarak Ankara, İstanbul ve İzmir’i sorduğumuz Daşdemir, öncelikle yaşanan büyük deprem gerçeğinin Ankara, İstanbul ve İzmir belediyelerine bir etkisinin olmadığını, bunların Konya ve Kayseri gibi belediyeler kadar depremin yaralarını sarmak için para ve enerji harcamadıklarını belirterek, “‘5 yıl içerisinde bu belediyeler ne yaptı?’ dersek, sadece bir ajans çalışması yaptıklarını, onun dışında da hiçbir şey yapmadıklarını söyleyebiliriz. Tamamen postür siyaset ve haberciliğin ya da reklamcılığın bir örneği olarak bu belediyeler kendisini gösteriyor.” sözlerini kullandı.
Bu büyükşehirlerde belediyecilikten başka her türlü iş yapıldığını ekleyen Daşdemir, “İstanbul'da PKK’yla iltisaklı DİAYDER’liler işe alındı. Ankara’da ülkücü geçmişi olan Mansur Yavaş, ben ‘PKK’lıların, PKK sempatizanlarının oyunu istemiyorum’ gibi bir cümle kuramadı. Demirtaş’ın salıverilmesine evet dedi. Yani Belediye Başkanı olarak seçildiyse belediye başkanlığını yapacak, başka siyasi partileri ya da siyaseti dizayn etme gayreti içerisinde olmayacak isimlere ihtiyacımız var.” hatırlatması yaptı.
2019’DA YANLIŞ ADAY BELİRLEDİ
Genel olarak aday profilinin oldukça belirleyici olduğunu gördüğünü ifade eden Daşdemir, değerlendirmesine şunları ekledi:
“İstanbul’un farklı denklemi, farklı seçmen kitlesi var, Ankara'nın farklı seçmen kitlesi var. Bu seçmen profilini, seçmen tercihlerini dikkate almadan bir aday belirlersiniz sonu bir önceki seçimde Ak Parti’de olduğu gibi hüsran olabiliyor. Partiler tarafından bazı araştırmalar yaptırılıyor. Ancak bunların da yeteri kadar ehemmiyet verilmeden yapıldığını ve bu süreçlerin de bazen dikkate alınmadığını gözlemliyorum.”
2019 seçimlerinde Ankara ve İstanbul’da ilçe belediyelerinde seçmen yoğunluklu olarak Ak Parti'ye oy verirken, buralarda büyükşehirleri CHP’ye teslim etmesini yorumlayan Daşdemir, “Ben daha çok aday profillerinden mütevellit olarak böyle bir tercih olduğunu düşünüyorum. Çünkü seçmen elbette ekonomik sıkıntılardan dolayı iktidara karşı bir mesaj ve ders verme kaygısı içerisindeydi. Ancak bundan daha önemlisi de doğru adayların çıkarılmamış olmasıydı.” sözlerini kullandı.
İLÇE BELEDİYELERİ İÇİN ÖLÇÜT: HİZMET
Sürekli sahada araştırma yaptıklarını, özellikle de büyükşehirlerde yaptıklarını söyleyen AREDA SURVEY Anket ve Araştırma Şirketi Genel Müdürü Yusuf Akın ise “Belediyenin en beğendiğiniz ve en beğenmediğiniz çalışmalar hangisidir?” diye sorduklarında, ilk 5 tercihin üçünün benzer olduğunu tespit ettiklerini belirterek beklentiler konusunda şunları söylüyor:
“Seçmen dolayısıyla temel alanlarda hizmet bekliyor. Bir ilçe belediyesi için çöp toplama ve çevre temizliği, park bahçe düzenlemeleri, çevre düzenlemeleri şeklinde 3 başlık var. Daha sonrasında tabi ki de kültürel etkinlikler ve sosyal faaliyetler şeklinde belki hizmet alanı genişletebiliriz. Büyükşehir bağlamında ise her birinde ulaşımla alakalı bir mevzu var.
“Dolayısıyla öncelikle bir belediye başkanından hizmet beklentisi var. Sonrasında samimiyetiyle, çalışkanlığıyla alakalı ve saygılı olması hali ile ilgili 3 beklentisi var. Belediye Başkanı diyor ki, ‘ben yatarım, tatil yapabilirim, dinlenebilirim.’ Fakat seçmen de ‘ben senden sürekli çalışma bekliyorum’ diyor. Seçim öncesi verilen vaatlerin yapılıp yapılmaması da önemli.”
PARTİLERİN BAKTIĞI ADAY ÖZELLİKLERİ
Partilerin belediye başkan adayı belirlerken 4 özelliğin öne çıktığını söyleyen Akın, bunları şöyle sıralıyor:
“Karşı taraftan oy alma potansiyeli olan, kendi tabanını kontrolde becerisi olan, bagajı boş, herhangi bir yükü olmayan ve son olarak olabildiğince denge depremi yaratmayacak bir istekli adayın gösterilmesinin partileri avantaj sağlayacağını değerlendiriyoruz.”
VATANDAŞ 3 BÜYÜKŞEHİRİ BAŞARISIZ BULUYOR
Türkiye genel siyasetini de yakından ilgilendiren İstanbul, Ankara ve İzmir’i özel olarak değerlendiren Akın, şunları aktardı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını başarılı bulunma oranı bağlamında vatandaşa soru sorduğunuzda seçmen yeterince başarılı bulmuyor. İzmir’de benzer şekilde seçmenin kahir ekseriyetinin kendisine oy vermiş olmasına rağmen aynı Sayın İmamoğlu’nda olduğu gibi Sayın Soyer’le alakalı olumsuz bir görüşünün olduğunu değerlendiriyoruz. İzmir ve İstanbul’a göre daha az olmakla birlikte yine hizmet kalitesi bağlamında beklediği hizmet standardının yakalayamadığına dair Ankara’da da seçmenin bir değerlendirmesi olduğunu görüyoruz.
“İlçeleri alırken büyükşehirleri AK Parti kazanamadı. Seçmenin orada vermek istediği demek ki bir mesaj vardı. Günün koşullarıyla tabi değerlendirmek lazım. AK Parti'nin aday belirleme sürecinde seçmen davranışlarını çok yakında incelediğini görüyorum.
KASIM AYI ARAŞTIRMA SONUÇLARI
“Kasım ayında İstanbul’da ‘Hangi parti kazanır?’ diye sorduğunuzda çok güçlü oranda yüzde 50’nin üzerine çıkacak şekliyle AK Parti kazanır diyen bir kitlenin olduğunu gördük. Ve burada geçtiğimiz seçimlerde Cumhur ittifakı adayına oy vermeyen seçmenin de olduğunu gördük. İstanbul seçimlerini AK Parti’nin tekrar alacağı şeklinde olduğu değerlendirilebilir.
Sayın İmamoğlu’nun İstanbul’un zor günlerinde ‘Ama tatil de bana yakışıyor’ deme lüksü yoktu. İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı yapan herkes sanki Türkiye siyasetinde ilerleyebilir gibi bir anlam çıkartılıyor. Görev alanı unutuluyor. Bu seçmene çok büyük nezaketsizlik, saygısızlık. Ya da ‘Ben çocuklarımın bu yaşını kaçırmam kimse kusura bakmasın’ diyen bir Belediye Başkanı var. Seçmen sürekli gözü dışarıda olan, çalışmayan birisini oy atarken değerlendirir.
İZMİR’DE SÜRPRİZ OLABİLİR
Değerlendirmeye büyükşehirlerden ve İzmir’den başlayan SONAR Araştırma Başkanı Hakan Bayrakçı, “CHP’nin yine İzmir’de başarılı olma şansı yüksek ama orada bir tek şöyle bir sürpriz olabilir, eğer DEM Parti kendi adayını çıkarırsa, İyi Parti de iddialı ve etkili bir isimle çıkarsa son 20 yılın enteresan bir rekoru kırılabilir. DEM Parti adayı en az 11-12 alır, İYİ Parti’nin adayı da en az 10-11 alabilir. Birkaç puan da diğer partilerden ayrı adaylar çıkmışsa ilk kez bir CHP - AK Parti yarışı izleyebiliriz İzmir’de. Yine CHP şanslı olur ama önceki seçimler gibi çantada keklik bir seçim olmaktan çıkar.” diyor. İzmir’de hizmete yönelik bakışın düşük olduğunu, seçmenin en fazla yüzde 1-2’si hizmete bakarak oy değiştireceğini söyleyen Bayrakçı, Ankara ve İstanbul’a yönelik de şu değerlendirmeleri yaptı:
ANKARA’DA ÖLÇÜT MİLLİYETÇİLİK
“Ankara’da 3 faktörden ötürü Mansur Yavaş hem seçim kazandı hem de önde gidiyor. Bir, siyasi geçmişi milliyetçi. İkinci sebebi üslubu apolitik. AK Parti, İyi Parti, CHP ile uğraşmaz. DEM Parti ile bile uğraşmıyor. Politikaya girmiyor. Bunu planlı mı yapıyor yoksa tarzı mı bu onu bilemeyiz ama bu ona olumlu yansıyor. Üçüncü faktör CHP’nin adayı eski bir MHP’li olarak hem CHP seçmeninden hem milliyetçi seçmenden oy alabildi. Bakın 3 faktör saydım, hizmeti saymadım. Çok bilindik, duyulmuş, kamuoyuna etkilemiş bir hizmet var mı, yok açıkçası. Dolayısıyla hizmetleri bir faktördür demiyorum. Bu 3 faktör Mansur Yavaş’a çok büyük avantaj sağlıyor.
“Cumhur ittifakının kazanma ihtimali bir tek tandansa bağlı; milliyetçi kökenli, seküler seçmene de hitap etme pozisyonu olan bir aday. Mesela adı geçiyor zaten Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok. Ankara’da eğer İyi Parti aday çıkarmazsa, MHP’li ya da milliyetçi birini aday çıkartsa da Cumhur ittifakı zaten kazanamaz. Ankara’da hizmetle ilgili bakış açısı İzmir gibi az değil, 3 -4 puan olur.
İstanbul’da da durum şöyle: İstanbul seçimi muhalefet için biraz zora girdi. Çünkü muhtemelen İyi Parti bir aday gösterecek. Bir de DEM Parti aday gösterirse Cumhur İttifakının adayının büyükşehir için şansı çok artar. İstanbul’da seçmenin en az 6-7 puanı hizmete bakar. Bu seçimin kaderini etkileyebilir ama zaten siyasi dengeler bambaşka. İyi Parti’ye 6-7 puan bile gitse, DEM Parti ye de 8-10 puan gitse seçimin Ak Parti’ye dönme şansı çok yükseliyor. AK Parti aday gösterirken dikkat etmeden yine bir aday gösterirse o kadar kolay bir seçim olmaz.
İYİ PARTİ SEÇİMİN KADERİNİ ETKİLEYECEK
Türkiye geneline yönelik değerlendirmeler yapan Bayrakçı, İyi Parti’nin ayrı adaylarla girmesiyle seçimin kaderinin çok etkileneceğini belirterek şu tespitlerde bulundu:
“Bu seçimde bana en ilginç gelen gelişme, CHP’nin İyi Parti’ye karşı tutumu oldu. Önce Kemal bey, sonra da Özgür bey. Hayatımda gördüğüm en enteresan siyasi yanlışlardan biri oldu. Ben ömrümde böyle bir siyasi hata çok az gördüm. İyi Parti olsa da olur olmasa da tuhaf tutumuyla CHP kendi adına seçimi mahvetti. Sırf bu nedenle bile seçimin kaderi çok etkilenecek. Özellikle Adana, Antalya, Mersin gibi şehirlerde. CHP elinde bulunan en az 34 belediyenin Cumhur İttifakına geçeceğini tahmin ediyorum. Eğer tabi İyi Parti ve DEM Parti ayrı adayla çıkarsa. Eğer bu şekilde bir seçime gidilirse büyükşehir diye ölçü vermeyeyim ama 89 tane ilde el değiştirir, Cumhur ittifakının adayları kazanır. DEM Parti’nin oyu bazı yerlerde CHP’ye seçim kazandırmaya yetmez. Bu sebeple de 2 ayrı taktik hata yapmış oldu CHP.”
EKONOMİK VERİLER CEZALANDIRMA ARACI
Hükümetin yumuşak karnı ekonomik olumsuzluklara da değinen Bayrakçı, zaten bu faktör olmasa AK Parti’nin bu seçim çoğunu alabileceğini belirterek, ”Seçmen yerel seçimde bu konuyu iktidarı cezalandırma aracı gibi görüyor.”