25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yerli üretim ve tedarik kritik önemde olacak

Sanayiciler 2021 yılının Türkiye açısından fırsatları beraberinde getireceğini düşünüyor. Gıda öne çıkacak. Korumacılık eğilimleri azalarak sürse de Türkiye'nin bundan etkilenmemesi bekleniyor. Ancak sanayide kullanılan hammaddelerin uygun şartlarda ve yeterli miktarda üretilmesi kritik önemde

Yerli üretim ve tedarik kritik önemde olacak
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Sanayi ve ticaret odası başkanları ile birlik başkanları ekonomiye ilişkin 2020 değerlendirmelerini ve 2021 beklentilerini Aydınlık ile paylaştı. Akdeniz Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Onur Kılıçer, “Dünyada ve Türkiye’de pandemi ile birlikte artan korumacı politikaların ihracatımız açısından risk oluşturduğunu” söyledi.

Beklenti ve ümitlerinin salgın sona erdikten sonra korumacı politikaların ortadan kalkması ve küresel ticaretin hız kazanması olduğunu belirten Kılıçer, “Ayrıca, yakın ülkeler ve Türkiye’de sektörümüze yönelik artan farkındalık hiç kuşkusuz ihracatımızı arttıracaktır. İhracatımızda yaşanacak artışın önemli sebeplerinden biri pandemi nedeniyle kırılan Çin merkezli tedarik zincirlerinin bir kısmının küçük bir pay da olsa ülkemize yönlenmesidir” dedi. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Pınar Taşdelen Engin ise, Türkiye'nin tekstildeki gücünü korumayı sürdüreceğini kaydederek, “Uluslararası platformdaki ambargo ve ticaret savaşlarının Türkiye’nin küresel rekabetçi yapısını çok fazla etkileyeceğini düşünmüyoruz. Ülkemiz tekstil sektöründe pazar çeşitlendirmesini son derece başarılı şekilde gerçekleştirdi. ABD seçimlerinin sonuçlanmasıyla birlikte dünyadaki korumacı anlayış ve ticaret savaşlarında bir durulma ve liberal politikalara geri dönüş eğilimi başlayacağını tahmin ediyoruz” ifadelerini kullandı.

GIDADA TEDARİK ÖNE ÇIKIYOR

Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Özkan Kamiloğlu, aşı tedavisine geçilmesiyle birlikte yeni dönemde gıda sektörüne olan talebin artacağına dikkat çekerek, “2021 yılında 2020 yılına göre işlenmiş gıda ihracatımızın yaklaşık yüzde 20 oranında artış göstereceğini tahmin ediyoruz. Bunun gerçekleşebilmesi için, sanayide kullanılan hammaddelerin uygun şartlarda ve yeterli miktarda üretilmesi önem arz edecektir. Bu açıdan sözleşmeli tarımın teşvik edilmesi ve ihracata verilen desteklerin artırılarak devam ettirilmesi gerekmektedir. Buna bağlı olarak ülkemize gelen net döviz miktarı artacak ve ayrıca istihdama önemli ölçüde katkı sağlanacaktır” diye konuştu. İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Müjdat Sezer de, “Süreç normalleştikçe, alınan önlemlerin kaldırılmasıyla gıda sektöründe faaliyet gösteren kafe restoranların açılmasıyla mutlaka daralan talepte açılma yaşanacaktır. Ancak bunun ülkeden ülkeye farklılık göstereceği, ülkeler bazında alınan önlemlerin kaldırılmasının zaman alacağı düşünülürse ani bir açılma sürpriz bir artış beklenmemelidir. Normalleşme zaman alacaktır” görüşünü dile getirdi.

'BİR ULUSU GÜÇLÜ YAPAN ÜRETİMDİR'

Yerli ve yerinde üretimin önemine işaret eden bir diğer isim ise Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Tahir Nursaçan oldu. “Türk sanayicileri olarak, 2021 yılından önemli beklentimizden biri de metal ve kimya sektörlerinde hammadde temini noktasında dışa bağımlılığımızın azaltılmasıdır” diyen Başkan Nursaçan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kayseri OSB, pek çok sektörün ana maddesi olan sünger üretimi ile ilgili 2020 yılında fizibilite çalışması hazırlayarak, ithalatın yani dışa bağımlılığın azaltılması yönünde ciddi çalışmalar yapmaktadır. Nitelikli işgücü noktasında mutlaka yeni adımlar atılmalı, meslek liseleri yaygınlaştırılmalı vakit kaybetmeden insanımıza yatırım yapılmalıdır. Bir ülkeyi bir ulusu güçlü yapan, üretim gücüdür. Daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye için sanayiyi daha nitelikli üretim yapısına kavuşturmak durumundayız. Kaybedecek zamanımız yoktur. Haksız rekabet ve kayıtdışı ne yazık ki, Türk ekonomisinin kapanmaz yarasıdır. 2021 yılında beklentilerimizden birisi de, fiyat kırmak ve birbirimizin müşterisini kapmak gibi bizlere ve ekonomimize zarar veren yöntemlerle, bindiğimiz dalı kesmeden, tam aksine birbirimizle konuşarak ve adilane yarışarak, yurtdışı firmalarla rekabet etmeliyiz. Ekonomimizi içten içe kemiren kayıtdışı ile mücadelede de yeni bir aşamaya geçilerek, etkin mücadele verilmesi şarttır.

OTOMOTİVDE DÖNÜŞÜM YAŞANACAK

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Baran Çelik: 2021 yılında, bu seneden daha iyi ihracat tutarları beklediğimizi söyleyebiliriz. Aşı tedavisinin başlamasıyla pandeminin etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başlayacağını öngörüyoruz. Bu da dünya ticaretinde normalleşmeyi başlatacaktır. Ülkemizde üretim yapan OEM’ler (Orjinal ekipman üreticisi) AB’deki talep doğrultusunda hibrit araç yatırımlarına yöneldiler. Dolayısıyla hibrit araçların ihracatımız içerisindeki payı giderek artıyor. Elektrikli araçlara talep arttığında bu yönde de yatırımların yapılacağını düşünüyoruz. Tedarik endüstrisi de bu doğrultuda dönüşüm yaşanacaktır.

İSTİHDAMI ÖNCELİKLENDİREN REFORMLAR

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay: Türkiye ve dünya ekonomisinde 2021 yılını şekillendirecek ana unsur aşı uygulaması ve salgın ile mücadele olacak. Öte yandan Merkez Bankası para ve rezerv politikası ile başta ekonomi alanında olmak üzere yeni reform gündemi ekonomimizin gidişatına yön verecek. Bu çerçevede özellikle ekonomide reform adımları büyük önem taşıyor. Toplumsal refah artışı, istihdam artışı, adil gelir dağılımı ve sürdürülebilir büyümeyi önceliklendiren, makroekonomik istikrarı güçlendirmeyi hedefleyen reform adımları ile birlikte ekonomimizin hızla toparlanacağına inanıyoruz.

REKABETTE ÖNE GEÇEBİLİRİZ

Ege Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Mustafa Aslan: Enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskı 2021 yılında da devam edebilir. Merkez Bankası beklenti anketlerinde, her ay bunu görmeye başladık. Yüksek faiz ve kuru düşürme çabaları ile Kovid -19 etkisi, maalesef bu etkinin başlıca aktörleridir. Uygulanacak tedbirler ve politikalar ile önce bu baskıyı durdurma, sonrasında yaşanacak olumlu gelişmeler ile enflasyon üzerinde aşağı yönlü hareketleri görüyor olacağız. Türkiye’de de 2021’in ikinci yarısından itibaren daha rahat bir ekonomik ortama gireceğimizi öngörüyoruz. 2020’de yaşanan tüm zorluklara rağmen, bu yılı yüzde 1'e yakın bir büyüme ile tamamlıyoruz. 2021 yılında ise son bir aylık vadede atılan olumlu adımların devam edeceği varsayımı ile yüzde 4'lük büyümeyi yakalayacağımızı düşünüyoruz yeniden yapılanma ya da reform dönemi olarak adlandırılan bu dönemde sadece şirketlerimizin küresel salgından sağ çıkması değil, bu çıkışın yüksek rekabet gücü ile birlikte olmasının sağlanması gereklidir. Çünkü küresel salgın, rekabet içinde olduğumuz, aynı kategorilerde mücadele ettiğimiz ülkelerin önüne geçme şansı vermiştir.

TARIM İHRACATINI ARTTIRDIK

İstanbul Fındık Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Haydar Gören: Bu dönemde salgından tüm sektörlerin etkilenmesine rağmen tarım sektörünün nispeten daha az etkilendiğini gördük. Bunda insanların diğer harcamalarını kısarak, temel fizyolojik ihtiyaçlarından biri olan gıdaya yönelmesi en önemli faktördür. 1 Ocak- 30 Kasım arası dönemde ülkemizden yapılan tarım ihracatına baktığımızda değer bazında yüzde 3 arttığını görüyoruz. İlk 11 ayda toplam fındık ve mamulleri ihracatımız değer bazında yaklaşık 1.8 milyar dolar, miktar bazında da 260 bin ton düzeyinde.

TAMAMLANAN PROJELER AVANTAJLI OLACAK

Hizmet İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı, Özak Global Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık: Son açıklanan ekonomik ve hukuk reformlarına yönelik mesajlar da sürdürülebilir büyüme yolunda önem arz ediyor. Özellikle finansmana erişimin kolaylaştırılmasına yönelik etkili adımların atılmasını bekliyoruz. Salgının azalması ile özellikle turizm, eğlence, yeme –içme gibi sektörlerine insanlar hızla eski ilgiyi gösterecektir. Bu da sektörlerin daha hızlı toparlanmasını sağlayacaktır. Kovid-19 sonrasında şirketlerde hızlı büyümeler gözlemleneceğini düşünüyorum ve paranın da bollaşmasıyla özellikle hisse senedinde fırsatlar oluşabileceği kanaatindeyim. Gayrimenkul sektörü faizlerde yaşanan değişikliklere göre bile makul getiri elde edilebilecek yatırım alanlarından biri olarak görülüyor. 2020 yılı öncesinde başlayan projeler yatırım açısından daha şanslılar. Özellikle son üç ayda maliyetlerde ciddi bir fiyat artışı oldu. Bu nedenle yeni yapılmaya başlanan konutlarda fiyat artışı kaçınılmaz olacaktır. Önceden yapılıp tamamlanan konutlar maliyetlerin düşük olmasından dolayı daha iyi fırsatlar sunabilir. Bu yüzden 2021 yılı gayrimenkul için iyi fırsatlar sunacaktır.

ÜRETİMİN DÖNEMSEL PLANLANMASI LAZIM

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan: Kovid-19 pandemi sürecinde insanoğlunun çıkarması gereken anlam, beslenmenin gerekleri doğrultusunda çevreyi koruyan başta temel gıda ürünlerinin ve bunlara bağlı dayanıklı ikincil gıda ürünlerinin planlı olarak üretilmesinin önemi oldu. Özellikle marketlerde satılacak ürünlerin kısa dönemde tüketilebilir, paketlenmiş ve tüketiciye ulaşmasına kadar olan aşamada en az insan temasıyla hazırlanması, gelecekte daha da önem kazanacak. Bu nedenle üretimin tüketimlerin dönemsel büyüklüklerine göre planlanması, elde edilen ürünlerin tüketicide hijyen yönünden kaygı uyandırmayacak biçimde hazırlanması, bu hizmeti sağlayan tedarikçilerin işletme yapılarını bu düzene göre uyarlaması yakın gelecekte yapılması gereken değişimler olarak öngörülebilir. Ayrıca karayolu taşımacılığında sınır kapılarında yaşanabilecek risklerin ortadan kaldırılması amacıyla, bu yöntemle taşımacılık yerine, başta hava kargo, demiryolu ve denizyolu frigo konteyner taşımacılığının artırılması olmazsa olmazlardan olacaktır. Ulusal iç dolaşımda ürünlerin taşımacılığında özellikle açık araçla taşınmasından bir an önce vazgeçilerek soğuk zincirde kapalı kasalarda taşımacılığa geçilmelidir.

ekonomi İstihdam Üretim Tarım Türkiye sanayi