Yeşil yatırım yeterli değil tüketimi azaltmalıyız!
Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inin kaynağı olan enerji; iklim değişikliğinin etkileri ve dünya genelinde yaşanan arz, güvenlik, maliyet sorunlarıyla birlikte hem ülkelerin hem de şirketlerin öncelikli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Enerjide yaşanan bu sorunların çözümünde ise atık ısının geri kazanımı, soğutma, iklimlendirme, pompa ve fan gibi yoğun elektrik tüketen sistemlerin modernizasyonu ve otomasyonu ile enerji tüketimini azaltmayı sağlayan enerji verimliliği kritik rol üstleniyor. 2040 yılına kadar ihtiyaç duyulan emisyon azaltımının yüzde 40’ının enerji verimliliğinden sağlanacağı öngörülüyor. Türkiye’de tüketilen enerjinin yaklaşık üçte birinin kullanıldığı sanayideki enerji verimliliğini ölçmek ve bu alandaki potansiyeli ortaya koymak üzere 2021 yılında Türkiye’de bir ilk olan ‘Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nu hazırlayan ESCON Enerji, bu alandaki ikinci raporunu yayımladı. 14 sektördeki 411 fabrika ve 23 ticari binanın incelendiği raporda, verimlilik yatırımlarına finansman sağlayan Enerji Performans Sözleşmeleri kapsamında yapılan çalışmaların sonuçlarına da yer verildi. 51 şehirde faaliyetlerini sürdüren bu işletmelerin 185’i İSO 500, 69’u ise İSO İkinci 500’ün 2021 yılı listesinde yer alıyor.
YÜZDE 50 AZALTILABİLİR
Fabrika ve ticari işletmeler olmak üzere toplam 434 işletmede yapılan etütlere göre bu işletmelerin enerji tüketimleri yıllık 6.92 milyon TEP olurken, enerji verimliliği potansiyellerinin ortalaması ise yüzde 32 olarak ölçüldü. Enerji verimliliği projelerinin ortalama geri ödeme süresi 2.7 yıl, bu projelerin hayata geçmesiyle sağlanabilecek emisyon azaltımı ise 1.2 milyon ton karbondioksit olarak belirlendi.
Raporu değerlendiren ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü, enerji verimliliği alanındaki farkındalığın arttığını ancak yatırımların daha çok yenilenebilir enerjiye yapıldığını belirterek, şu mesajları verdi: “Halbuki enerji verimliliği ile yenilenebilir enerji yatırımları farklı konular. Bir işletmede yenilenebilir enerji yatırımı yapıldığı zaman, tüketilen enerjinin kaynağı değişir. Örneğin önceden fosil yakıt kullanılıyorken bu yatırımla birlikte artık güneş gibi temiz bir kaynaktan enerji sağlanır. Ancak bu durum her ne kadar işletmenin enerji maliyetini düşürse ve temiz bir enerji kaynağı sağlamış olsa da kullanılan enerji miktarını değiştirmez yani yine aynı miktarda enerji tüketilir. Oysa önce enerji tüketimini düşürmek gerekiyor. Çünkü enerji verimliliği kapsamında yapılacak yatırımlar ile uygulamanın türü ve kapsamına göre enerji tüketimini yüzde 20 ila 50 arasında azaltmak mümkün. Biz de bu nedenle işletmelere öncelikli enerji verimliliği alanında yatırım yaparak enerji tüketimlerini düşürmelerini, ardından bu düşen elektrik kullanımlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik etmelerini öneriyoruz. Böylece yenilenebilir enerji yatırımının maliyeti de ciddi oranda azaltılabilir.”
VERİMLİLİK YATIRIMI LAZIM
Enerji tüketimini azaltmanın özellikle AB ile ticarette Türk firmalarının rekabetçi olabilmeleri için kritik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Ünlü, “Enerji verimliliği, karbon nötr ekonomiye geçiş sürecinde tüm dünyada hayata geçirilen politikaların odağında yer alıyor. AB’nin 2030 yılına kadar enerji tüketimini yüzde 11.7 azaltma hedefi, ABD’nin enerji verimliliği ve enerji dönüşümü için 900 milyar dolarlık bütçe ayırması da bunu gösteriyor. Dolayısıyla enerjiyi temiz kaynaklardan sağlamak çok önemli ancak yeterli değil. İhracat pazarlarında yer alabilmek, kaynak verimliliğine ve döngüsel ekonomiye katkı sağlamak için enerji verimliliği sağlayarak tüketimi azaltmak şart. Aksi halde rekabetçiliğimizi kaybedebiliriz. Aslında Türkiye, 2022 yılı verilerine göre yüzde 2.7 ile dünyanın en yüksek enerji verimliliği oranına sahip ancak 2021 yılı Eurostat verilerine göre enerji yoğunluğumuz AB ülkelerinden yaklaşık yüzde 28 daha fazla. Bu da enerji yoğun sektörlerimizin fazlalığını gösteriyor. Enerji yoğunluğu da ancak enerji verimliliği çalışmaları ile azaltılabilir. Özellikle 1 Ekim itibarıyla uygulanmaya başlayan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması da göz önünde bulundurulduğunda, enerji verimliliğinin ticaret için önemi daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
TİCARİ BİNALARA DİKKAT!
Türk Sanayisinin Enerji Verimliliği Raporu’nda ‘Ambalaj - Plastik’, ‘Ana Metal’, ‘Beyaz Eşya’, ‘Cam’, ‘Çimento’, ‘Gıda,’ ‘İlaç’, ‘Kağıt’, ‘Kimya & Petrokimya’, ‘Orman Ürünleri’, ‘Otomotiv’, ‘Seramik’, ‘Tekstil’ olmak üzere 13 sanayi sektörü ve ‘Ticari Binalar’ incelendi. Buna göre son iki yılda enerji verimliliği alanında en büyük iyileşmeyi gıda sektörü gösterdi. 2021 yılında bu sektörde tasarruf potansiyeli yüzde 44.7 idi. Yapılan çalışmalar ile birlikte enerji verimliliği arttıkça tasarruf potansiyeli de yüzde 39’a kadar düşürüldü. Kağıt sektöründe yüzde 45.07’den yüzde 40,2’ye, ilaçta ise yüzde 22.5’ten yüzde 19,2’ye inildi. Ticari binalar ise yüzde 0.1’lik bir değişimle yüzde 67.4 ulaşarak, 14 sektör içinde en yüksek enerji verimliliği potansiyeline sahip sektör oldu.
YABANCILARIN BANKALARDA 42 MİLYAR DOLAR PARASI VAR
Merkez Bankası (TCMB) Ağustos ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2022 yıl sonunda 316.3 milyar dolar açık vermişken 2023 Ağustos sonunda söz konusu açık 303.1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 1.1 oranında azalışla 305.1 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 2.6 oranında azalışla 608.2 milyar dolar oldu. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2022 yıl sonuna göre yüzde 9.4 oranında azalışla 116.6 milyar dolar, diğer yatırımlar kalemi yüzde 4.1 oranında artışla 125.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2022 yıl sonuna göre yüzde 0.5 oranında artarak 41.8 milyar dolar olurken, TL mevduatı yüzde 10.5 oranında artarak 15.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların yabancı para ve Türk lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 11.8 oranında artışla 50.3 milyar dolar oldu. Portföy yatırımları 2022 yıl sonuna göre yüzde 1.5 oranında artışla 94.7 milyar dolar oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artışla 31,7 milyar dolar olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 5,3 oranında azalışla 1,2 milyar dolar, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 3.3 artışla 43.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.